0

BEĞENDİM

0

Bercan TUTAR – 16 Ağustos 2024

ABD, Ukrayna’nın Rus topraklarına saldırısını Kiev için bir halkla ilişkiler desteği ve Rusya için bir moral darbesi olarak kullanmak istiyor. ABD, bağışçılara Ukrayna’nın savaşabileceğini ve kazanabileceğini bu nedenle silah ve mühimmat göndererek yaptıkları fedakârlıkların boşa gitmeyeceği propagandasını yapıyor. Ancak bu kumar Ukrayna’nın kaçınılmaz hale gelen parçalanma sürecini daha da hızlandırmaktan başka bir işe yaramayacaktır.

Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’nin ateşkes sinyalleri verdiği ve gerekirse Rusya’nın işgali altındaki toprakların geleceği ile ilgili referanduma gidilebileceği yönündeki açıklamalarda bulunduğu bir dönemde, insan ve silah kıtlığı çeken Ukrayna ordusu 6 Ağustos’ta Rusya’nın Kursk bölgesinde sınır ötesi sürpriz bir saldırı başlattı ve savaşın mevcut gidişatını tamamen değiştirdi.

Şu an durumun kontrol altında olduğunu belirten Rusya, bu sürpriz gelişmeyi topraklarının Ukrayna tarafından işgali olarak değil bazı yabancı çetelerin topraklarına sızma faaliyeti şeklinde tanımlıyor.

Nitekim Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın sitesinde yayınlanan açıklamaya göre “Ukraynalı neo-Naziler, Batılı küratörler tarafından kendilerine tam yetki verildiğini hissederek Rusya’nın bölgelerinde çete saldırıları düzenledi” ifadelerini kullanılmıştı. Ancak 12 Ağustos tarihli Savunma Bakanlığı raporuna göre ise Ukrayna ordusu Kursk bölgesinde 28 yerleşim birimini elinde tutuyor.

Şu an Rus ordusu hem karşı hamlelerde bulunuyor hem de sivil kayıplar yaşanmaması için halkı bölgeden tahliye ediyor. Tahliyelerden sonra Rus ordusunun bütün imkânlarıyla Ukrayna birliklerine saldırı düzenleyeceği bekleniyor. Hatta Rus kaynakları birçok köyün ve yerleşim biriminin alındığını açıklıyor. Kiev ise yabancı medya tarafından “Ukrayna’nın elindeki ilk Rus şehri diye nitelenen” Kursk’ta askeri ofis açtığını duyurdu.

Bu sürpriz saldırıdan sonra ABD ve Avrupa’dan peş peşe Ukrayna’ya askeri ve ekonomik yardım paketlerinin açıklanması hızlandı. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby, ABD hükümetinin önümüzdeki haftalarda Ukrayna’ya yeni bir askeri yardım paketi tahsis etmeyi planladığını açıkladı. Ancak paketin içeriği hakkında bilgi vermedi.

Fakat medyadaki haberlere göre ABD’nin Ukrayna’ya 900 km menzilli füze verebileceği ve yardım paketinin 30 milyar dolar olacağı konuşuluyor. Almanya’dan da Ukrayna’ya silah ve ekonomik yardımları kapsayan 30 milyar avroluk yeni bir paket açıklandı.

Amerikan medyası yaralı askerlere atıfta bulunarak yazdığı haberde Ukrayna askerlerinin Belgorod bölgesine sızma girişimi sırasında, Rus kuvvetlerinin yoğun ateşiyle karşılaştığı ve birçoğunun yaralandığı ya da öldüğünü yazdı.

Başka bir haberde de Kiev, birliklerinin Rus topraklarına 20 milden fazla girdiğini yaklaşık 400 mil karelik alanı kapsayan 74 yerleşim yeri ve kasabayı ele geçirdiğini ve 100’den fazla Rus savaş esirini ele geçirdiğini iddia ediyor.

Moskova ise Çarşamba günü itibarıyla ordunun sınırı istikrara kavuşturduğunu söylüyor. Batı medyası olayı “Rusya işgal edildi” diye sunsa da Devlet Başkanı Vladimir Putin, müdahaleyi “büyük çaplı bir provokasyon” olarak niteliyor. Ukrayna ise bu taarruzun hedefinin Rus topraklarını ele geçirmekle ilgili olmadığını, Kursk bölgesinden Ukrayna’ya yönelik uzun menzilli füze saldırılarını durdurmak için bu saldırıyı başlattıklarını ve gayelerinin Kursk’ta “tampon bölge” oluşturmak olduğunu açıkladı.

Bu gelişmeden sonra bir kritik açıklama da Kremlin’den geldi ve Ukrayna ile ateşkes sürecin masadan sona erdiği kaydedildi.

Ukrayna’nın Rus topraklarına yönelik bu taarruzunun sonuçları Kiev’in ve Batı’nın yeni stratejisi mi? Rusya’nın tepkisi ne olacak? Bunun genel savaş üzerindeki uzun vadeli etkisi ne olabilir? Gelecekteki müzakerelerin potansiyelini nasıl etkileyecek?

Bütün bu sorular ve ihtimaller Ukrayna tarafında başarısızlığa uğramış görünen bir savaş çabasını yeniden canlandırmaya yardımcı olacak mı? Pek çok soru var.

Özet olarak diyebiliriz ki Rusya’ya ait Kursk bölgesine yönelik mevcut askeri müdahalelerin daha geniş kapsamlı Ukrayna Savaşı üzerindeki muhtemel etkisi kuşku yok ki Kiev ve Batı aleyhine olacak.

Rusya, Kursk’tan başlayarak 33 kilometre ötedeki Ukrayna’nın eski başkenti ve sanayi merkezi Harkov üzerinden Ukrayna’ya yeni bir cephe de açabilir.

Batı’nın bu operasyon ile Putin liderliğindeki ‘güçlü Rusya’ algısını yıkma çabası da sonuca ulaşmayacaktır. Ayrıca olası bir anıtlaşmada Ukrayna’nın elindeki Rus topraklarını Rusya’nın elindeki Ukrayna topraklarıyla takas etmek için Kursk’a saldırdığı şeklindeki düşüncenin de pek gerçekçi olmadığını yine yakın zamanda göreceğiz.

Bütün bunlar Ukrayna taarruzunun askeri hedefinin muğlak olduğunu gösteriyor. Batı dünyası bu saldırıyı gördüğümüz üzere Ukrayna için bir halkla ilişkiler desteği ve Rusya için bir moral darbesi olarak kullanmak istiyor. ABD, bağışçılara Ukrayna’nın savaşabileceğini ve kazanabileceğini bu nedenle silah ve mühimmat göndererek yaptıkları fedakârlıkların boşa gitmeyeceği propagandasını yapıyor.

Kursk kumarı, Rusya’nın saldırıyı durdurmak için güçlerini kaydırmasıyla Ukrayna’nın savunması üzerindeki baskıyı bir süre azaltabilir. Ancak uzun vadede, Batılı uzmanların da vurguladığı üzere insan gücü ve ekipmanda tehlikeli eksikliklerle karşı karşıya olan Ukrayna’nın başka yerlerde ihtiyaç duyulacak seçkin birliklerini Rusya topraklarında tamamen kaybetmesi kaçınılmaz görünüyor.

Sonuç olarak Kiev yönetimi Rusya’dan ağır kayıplar vererek çekilmek zorunda kalacak ve Zelenski’nin Kursk kumarı Ukrayna’nın kaçınılmaz hale gelen parçalanması ihtimalini daha da güçlendirecek ve ülkenin bölünme sürecini daha da hızlandıracaktır.