WOTTV E-DERGİ
DOLAR 34,0488 -0.05%
EURO 38,0173 0.21%
ALTIN 2.803,300,03
BITCOIN 20729021,28%
Yılan Hikayesine Dönen Zengezur Koridoru’nda İran Çıkmazı

Yılan Hikayesine Dönen Zengezur Koridoru’nda İran Çıkmazı

16 Eylül 2024 10:26
Yılan Hikayesine Dönen Zengezur Koridoru’nda İran Çıkmazı
0

BEĞENDİM

Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 16 Eylül 2024

 

Azerbaycan’ın İkinci Karabağ Savaşı ve takip eden gelişmelerle topraklarını geri alması üzerine gözler Azerbaycan-Nahçıvan arasında planlanan Zengezur Koridoru’na dikildi. İran bu koridorla ilgili direncini son günlerde bir kez daha ortaya koyunca bu konu ele alındı.

Rusya’nın, Azerbaycan’la Türkiye arasındaki coğrafi bağlantıyı kesmek maksadıyla güttüğü siyasi oyun sonucu Ermenilere verdiği Azerbaycan toprağı Zengezur, Azerbaycan ile Nahçıvan arasında İran sınırına kadar uzanmaktadır. Güneyinde, İran sınırı boyunca Azerbaycan’ı Nahçıvan’a bağlaması planlanan ulaştırma hattına da “Zengezur Koridoru” adı verilmiştir.

Koridorun adı ortaya atıldığı andan itibaren hoşnutsuzluğunu her fırsatta ortaya koyan İran, daha önceleri Azerbaycan-Ermenistan sorunlarında olduğu gibi, İkinci Karabağ Savaşı sırasında da “Şeytan” dediği ABD gibi Ermenistan’dan yana tavır sergilemişti. Üstelik ülkede 25-30 milyon civarında Güney Azerbaycan Türk’ü olmasına rağmen…

İran, Güney Azerbaycan Türkleri ile birleşerek bölgesel güç haline gelebilecek Azerbaycan paranoyasına sahiptir. Oysa yeni seçilen ve “Türk” kimliğini gizlemeyen İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, Türk olmasına rağmen böyle bir harekete izin verebilir mi? Tabii ki veremez. Çünkü her şeyden önce İran Cumhurbaşkanı olma kimliği öne çıkar. Zira sadece İran Türklerinin değil, tüm İranlıların cumhurbaşkanıdır. Keza İran Türkleri de ayrılmak yerine “İran zaten bizimdir!” diyerek ülkenin geleceği için çabalamaktadırlar. Tabii Şiilik de cabası…

Rusya Devlet Başkanı Putin’in Ağustos 2024’te Baku ziyareti ve ardından Rus Dışişleri Bakanı Lavrov ile bakanlık sözcüsünün Zengezur Koridoru’yla ilgili açıklamaları İran’da çok sert tepki gördü. Hem Rusya’nın Tahran Büyükelçisi Dışişleri Bakanlığına çağrılarak, hem de İran’ın Moskova Büyükelçisi tarafından “İran’ın Güney Kafkasya bölgesinin sınırlarında herhangi bir coğrafi değişikliğin kırmızı çizgi olduğu” mesajı ile İran’ın hassasiyeti Rusya’ya iletildi.

Rusya’nın Şubat 2022’den beri sürdürülen Ukrayna savaşı sebebiyle Kafkasya’da Türkiye’nin gölgesinde kaldığını ileri süren İran, Rus tarafına “eski bir NATO müttefikinin Batı yaptırımlarını aşmak için güvenilemeyeceğini ve Türklerin yakında yollarını Moskova’dan ayıracaklarını açıkça belirtmek gerekir. Eğer durum buysa, Rusya bir oldubitti ile karşı karşıya kalacak ve planın ilerlemesini engellemek için maliyetli askeri yöntemler kullanmak zorunda kalabilir!” şeklinde, biraz da kışkırtıcı bir  tavsiyede de bulundu.

İran medyası da “NATO’nun Turani Koridoru”nun oluşumuna karşı çıkan İran’ın defalarca askeri tatbikat düzenleyerek Azerbaycan’a mesaj gönderdiğini, “İran ve Ermenistan arasındaki sınırda bir değişiklik olursa, Tahran ulusal çıkarlarını tüm gücüyle savunacaktır!” şeklinde tavır takınmakta, İsrail-İran gerilimin tırmandığı son dönemde bölgesel/bölge dışı aktörlerin bölgedeki uluslararası sınırları değiştirme çabalarına dikkat çekerek koridora karşı çıkmaktadır.

İran’ın Zengezur Koridoru’na Karşı Çıkma Gerekçeleri

Azerbaycan ile Nahçıvan coğrafyası arasındaki ilişkideki rolünü kaybedeceği kaygısı içerisindeki İran, koridor sebebiyle Türkiye ile Orta Asya arasındaki rolü kaybedeceği endişesi içerisindedir. Ermenistan ile İran-Ermenistan sınırı İran’ın Avrasya Ekonomik Birliği’ne (EAEU) entegrasyon noktasındadır. İran, bu koridorla avantajını kaybedeceği gibi, koridorun İran’ın Doğu ile Batı arasındaki ulaşımdaki önemli rolünü daha da azaltacağı endişesi içindedir.

İran medyasına göre İran Dini Lideri Hamaney, Putin ve Erdoğan’a “Zengezur Koridoru’nun Ermenistan tarafından kontrol edilmesini, uluslararası sınırlarda hiçbir değişiklik yapılmamasını, herhangi bir koridor oluşumunda Tahran’ın çıkarlarının dikkate alınmasını, Koridor inşası bahanesiyle ABD/NATO ve Siyonist rejimin (İsrail) kuzey sınırlarına girmesinin kırmızı çizgi” olduğunu söylemiş.

Sonuç itibariyle Ermenistan, ABD ve Fransa desteğinde Azerbaycan’la imzalanan antlaşmalara uymamakta ısrar ederken, İran da “Türk Koridoru” adını verdiğimiz bu projeye taş koymaktadır. Oysa koridorun İran’ı memnun edecek kadar güneyden geçeceği bile söylenmişti.

celalettin yavuz
Celalettin Yavuz

Güvenlik Politikaları Uzmanı Lisans ve Y. Lisans öğrenimini Milli Savunma Üniversitesinde (Deniz Harp Okulu – 1974; Deniz Harp Enstitüsü-1983) tamamladı. Daha sonra Silahlı Kuvvetler Akademisi öğrenimi (1985-86) gördü ve “Irak’ın Geleceği” ile ilgili bitirme tezini yazdı. 1989-1991 döneminde Führungsakademie (Hamburg/Almanya) 2 yıllık Güvenlik Politikası-Strateji-Stratejik İstihbarat-Jeopolitik, Askeri Tarih eğitimi aldı. “İstanbul Boğazı’nın Karadeniz Sahildarı Ülkeler Üzerindeki Jeopolitik ve Stratejik Etkileri” (Almanca) başlıklı mezuniyet tezini yazdı. Genelkurmay Personel Başkanlığı’nda görevli iken Kıbrıs Barış Harekâtı’nın madalya ve taltif projesini gerçekleştirdi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı karargâhında NATO Planlama direktifleri ve kuvvet plan çalışmaları üzerinde çalıştı. Ayrıca bir yıl boyunca Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Toplantı Dosyasını hazırladı. Ege'de gerilimli 1980'li ve 1990'lı yıllarda 2 ayrı geminin komutanlıklarını yaptı. 1994-1997 döneminde Almanya'da Deniz Ataşeliği sırasında Deniz Ataşe Birliği'nin başkanlığına (doyen) ve 143 kişilik Askeri Ataşeler Birliği'nin Yönetim Kuruluna seçildi. Daha sonra Mersin’de Karakol ve Çıkarma Gemileri Komodorluğu’nun ardından Genelkurmay Yunanistan Kıbrıs Dairesinde Yunanistan Şube Müdürü iken “Türk-Yunan Ege’de Güven Arttırıcı Önlemler Paketi” projesinin (Ocak 2000) yöneticiliğini yaptı. Türk-Yunan sorunları üzerinde General-Amiral Oryantasyon Kursu, Harp Akademileri, Milli Güvenlik Akademisi ve TSK İstihbarat Okulu'nda dersler veren Yavuz, Deniz Harp Okulu Dekanı olduğu 2001-2003 döneminde "Denizcilik Tarihi-Deniz Stratejisi", "Askeri Strateji" ve "Liderlik" dersleri verdi. 1994’te Dr., 2002’de Doç.Dr. olan Yavuz, Milli Güvenlik Akademisi öğretim üyesi iken 30 Mart 2004’te istekle emekli oldu ve BİLKENT Üniversitesi’ne ilaveten Milli Güvenlik Akademisi’nde Türk-Yunan Sorunları, Suriye, Ortadoğu, Terörle Mücadele dersleri, 2012’de Prof.Dr. olduktan sonra da Atılım Üniversitesi’nde (2012-2013) ve Kara Harp Okulu Savunma Bilimleri Enstitüsünde (2013 Bahar) Y. Lisans ve Doktora, Ufuk ve Başkent üniversitelerinde lisans dersleri verdi. 2022 yılı başlarında adı Topkapı Üniversitesi olarak değiştirilen “Ayvansaray Üniversitesi”nde İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nin kurucu dekanlığını yapan, fakülteyi 16 bölüme çıkartan Prof.Dr. Yavuz, “İstihbarat, Strateji ve Terörizm/Avrupa'da Terör Örgütleri” gibi 3 farklı konuda sertifika dersleri yanında İstanbul Topkapı Üniversitesi’nde lisans ve Y. Lisans dersleri verdi. Güvenlik Bilimleri ve Uygulamaları Y. Lisans programının kurucu ABD Başkanlığını Eylül 2022’ye kadar sürdürerek “Küresel Güvenlik Stratejileri” üzerine sertifika programı hazırladı. Mayıs 2020 ayında uluslararası sempozyum düzenledi ve bizzat sunum yaptı. Milli Savunma Üniversitesi’nde (Harp Akademileri) 2019 yılından beri “Dış Politika Analizi” ile “Küresel Güvenlik Stratejileri” başlıklı ders verdi. Genelkurmay SAREM “Dış Uzman”lık (2003-2010), Türk Askeri Tarih Kurulu (TATK) Genel Kurul üyeliği (1999-2007), Gnkur. Atatürk Araştırma ve Eğitim Merkezi “ATAREM” Genel Kurul Kurucu Üyeliği (1999-2007), Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim/Öğretim Kurulu üyeliği (2001-2003), Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) “Strateji” Grubu üyeliği (2005-2011), Türk Ocakları Genel Merkezi Hars Heyeti (en üst düzeydeki kültür kurulu) üyeliği (2004-2010), TÜRKSAM düşünce kuruluşunun Kurucu Başkan Yardımcısı ve Terör Bölümü Başkanlığı (2008-2012) yapan Prof.Dr. Yavuz, pek çok süreli yayının yayın ve hakem kurullarında yer almaktadır. Almanca ve İngilizce bilen Prof.Dr. Yavuz’un “Güvenlik politikaları, Askeri Tarih/Strateji, İstihbarat, Ortadoğu, çevre ülkeler, terörle mücadele, bölgesel-küresel sorunlar, küresel güvenlik stratejileri ve Deniz Tarihi konularında, çoğu müstakilen yazılmış 30’un üzerinde kitabı ve süreli dergilerde yazılmış çok sayıda makalesi mevcuttur. Halen Anadolu Ajansı ve Yeni Şafak gazetesinin “Düşünce Günlüğü” bölümünde her ay “Bölgesel ve Küresel Güvenlik Politikaları” üzerine analizleri yayınlanan Yavuz’un son dönemde Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE)’de konferansları, sitesinde yazıları yayınlanmakta olup, gene son zamanlarda Devlet Dergisi ve Türk Yurdu dergilerinde de yazıları yayınlanmaktadır. Ayrıca, Eylül 2022’den itibaren TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu’nda haftada bir gün “Mavi Vatan” adlı bir programın yapımcılığını (ve yorumculuğunu) yapmaktadır. Ankara’da ikame eden Prof.Dr. Yavuz, evli, iki çocuk babası olup Almanca ve İngilizce bilmektedir.

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.