WOTTV E-DERGİ
DOLAR 34,1040 0.22%
EURO 38,1176 0.08%
ALTIN 2.840,880,42
BITCOIN 21543991,81%
Vadedilmiş topraklar… Öyle mi?

Vadedilmiş topraklar… Öyle mi?

13 Kasım 2023 10:30
Vadedilmiş topraklar… Öyle mi?
0

BEĞENDİM

Fatih ÜNLÜ – 13 Kasım 2023

 

Siyonist zihnin somuta dökülmüş hali olan İsrail daha 75 yıl önce terör örgütlerinin desteğinde kurduğu devleti! yine zulümle, insanları yerlerinden yurtlarından ederek ya da öldürerek durmadan genişletmeye çalışıyor. Hırsından durmak bilmiyor. Vurduğu bin darbeden sonra bir darbe yediğinde de binlerce darbe daha  vuruyor, çocuk, bebek, kadın, hasta, yaşlı dinlemeden nesilleri tarumar ediyor.

Son 35 gün içerisinde İsrail saldırılarında yaşanan can kaybı on bir bini geçti. Bunlardan binlercesi de sabi bebekler ve çocuklar… Bu dehşetli zulmün açık hedefi belli ki o bölgeyi yerle bir etme, halksızlaştırma ve sonra da gidip kendi sahiplenme. Bir önceki yazımızda bahsettiğimiz yöntemleri hatırlayalım. Zaten Siyonist çevrelerin ve İsrail’in Gazze’yi nasıl ele geçireceklerini uzun yıllardır çalıştıkları biliniyordu.

Hamas’ın 7 Ekim’deki taarruzundan sonra  İsrail bu fırsatı eline geçirdiğini düşünüyor olmalı ki şimdi Gazze’ye ilişkin planlarını uygulamak için masum halka en ağır bombalarla, silahlarla çılgınca saldırıyor ve halkı yerinden etmek için elinden geleni yapıyor.  En fanatik İsrail destekçileri bile yapılanlara biraz dikkatli ve tarafsız bakabilse, işin aslının Hamas’la mücadele bahanesiyle oradaki halkın yıldırılarak topraklarından edilmesi olduğunu anlayacaktır.

İsrail’in bu fütursuz yayılmacılığının ve saldırganlığının gerisinde “vadedilmiş topraklar” sabit fikrinin olduğu biliniyor. Tüm bu insanlık dışı zulüm ve taktikler karşısında insan sormadan edemiyor. “Vadedilmiş topraklar… Öyle mi?” “O toprakları sana kim vadetti?  Haşa Allah zalimlere böyle bir vaatte bulunur mu?”

Vadedilmiş topraklar sabit fikri senin İbrahim aleyhisselam gibi Allah’ın halili olan yüce bir peygambere ve diğer peygamberlere attığın iftiradır; o senin asılsız, tekinsiz ve şerli kuruntundur. Sen yaptıklarınla Hz. İbrahim’in soyundan değil, olsan olsan onu ateşe atan Nemrud’un yandaşlarından olabilirsin. Çünkü işte şimdi sen de boş bir hırs için insanları ateşe atıyorsun, masumların, o saf ve temiz bebeklerin, çocukların  başlarına ateşler yağdırıp duruyorsun.

Yine  tavrına bakınca, senin Musa aleyhisselamla nasıl bir alakan olabilir? Sen yine olsan olsan Hz. Musa’yı en zor zamanda yalnız bırakıp “Sen ve Rabbin gidin, onlara karşı birlikte savaşın.”* diyen dünya düşkünlerinin soyundan olabilirsin.

Allah’ın has kulları Musa aleyhisselam, Davud aleyhisselam ve Süleyman aleyhisselam dünyada güzel bir nizam kurmuşken, değil bir kulu karıncaları bile incitmeye çekinirken, sen şimdi sapkın hedeflerine ulaşmak için gerekirse yüzbinlerce, milyonlarca masum cana, o masum bebeklere, çocuklara kıyacak bir gözüdönmüşlük içerisindesin.

Ama unutma ki ve unutmayın ki Allah imhal eder, belirli bir süreye kadar mühlet verir ama asla ihmal etmez. Ve O’nun hükmü geldiğinde onu geri çevirebilecek güç yoktur.

Sayısız örnekle görülmüştür ki zulme sapanların sonu mutlak hüsrandır. İşte yakın tarihten hepimizin bildiği bir örnek: 1940’ların başında dünyayı kasıp kavuran ve Avrupa’nın çoğu bölgesini yıldırım hızıyla  teslim alan Hitler’in sadece birkaç yıl sonra esamesi okunmaz olmuştu.

Şimdi de Netanyahu’nun ve onun gibilerin zulmünün son bulması inşaAllah yakındır. Nitekim, İsrail bir ayı aşkın bir süredir devam eden ölçüsüz saldırılarıyla dünya kamuoyu nezdinde halihazırda çok ağır bir yenilgi aldı. Sivillere, hastanelere, okullara yapılan saldırıların görüntüleri özellikle sosyal medyada yayıldıkça ve bu süreci destekleyen çevrelerin yaydıkları haberlerden bir kısmının yalan ve düzmece olduğu anlaşıldıkça, bu yenilgi daha da derinleşiyor.

Allah fıtrata, pak yaratılışa ve vicdanlara masumlara sahip çıkma hasletini ihsan etmiştir. 80 yıl önce Yahudiler haksız yere öldürüldükleri zaman da birçok insan onlara da sahip çıkmıştı. Zaten fıtri özelliklerini, merhametlerini tümden yitirmeyenlerden beklenen de budur.

İsrail’in zulmü karşısında dünya kamuoyunun tavrı maşeri vicdan açısından çok çok iyiye işaret. Darısı Joe Biden gibi, Ursula von der Leyen gibi “malum” yöneticilerin ve yönetici elitlerin başına.

Evet, dünyanın geleceği ve insanlığın kaderi Netanyahu’nun ve benzerlerinin gözü dönmüş zihniyetlerinin insafına bırakılamaz. Bu ölçüsüz zulme son vermek, masumların çilelerinin son bulması adına en acil insanlık vazifesidir.

Ve bu zulme son vermek  aynı zamanda dünyanın selameti açısından da çok önemli bir tehlikeyi bertaraf etmektir. Yıllardır zaten yaralı olan bu bölgede bu aşırı güç kullanımının, bu ölçüsüz zulmün  yaygın bir savaşı tetiklemeyeceğini kim garanti edebilir?  Oysa dünyanın yeni ve beyhude savaşlara değil barış ve huzura ihtiyacı var.

======

* Maide Suresi, 24. Ayeti Kerimenin mealinden bir kısım

fatih ünlü
Fatih Ünlü

Fatih Ünlü 1965 Adana doğumludur. Adana Dumlupınar İlkokulu, Hürriyet Ortaokulu ve Anafartalar Lisesinden sonra 1987 yılında ODTÜ Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi bölümü Uluslararası İlişkiler alt dalından mezun olmuştur.TBMM, TÜBİTAK, Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), Kalkınma Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı (SBB) ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (ECO)'nda çalışmıştır.Yayıncılık faaliyetlerine vakit ayırabilmek amacıyla Cumhurbaşkanlığı SBB - İSEDAK ve Uluslararası Kalkınma İşbirliği Genel Müdürlüğünden 2022 yılında emekli olmuştur.Emeklilikten sonra, Güray Gümüş'le birlikte Abdullah Bera Yıldız'ın "Bir Soluk Dua - Çaresiz Anlarımıza Çare Olan Rahmetinle" ve "O'nu Bilmeden Hiçbir Vahada Hayat Yoktur" adlı kitaplarının editörlüğünü yapmıştır.

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.