WOTTV E-DERGİ
DOLAR 34,0924 0.01%
EURO 37,9824 0.19%
ALTIN 2.824,430,31
BITCOIN 20420891,19%
Türk Kimliği Üzerine-34: Selçuklular-III

Türk Kimliği Üzerine-34: Selçuklular-III

14 Eylül 2024 14:18
Türk Kimliği Üzerine-34: Selçuklular-III
0

BEĞENDİM

Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 14 Eylül 2024

 

Önceki bölümde Tuğrul ve Çağrı Beylerin zorlu mücadeleleri özetlendi. Bugün de Dandanakan Savaşı, Büyük Selçuklu Devletinin kuruluşu ve Anadolu’ya ilk seferler ele alındı.

Siyasi ağırlığın artmasıyla birlikte Horasan’da dağınık haldeki Türkmenler kitleler halinde Selçuklulara katılmaya başladılar. Hatta Ferâh, Cuzcân ve Serahs’a akınlarla yağmalara başladılar. Uzlaşma arayışları sonuç vermeyince Gazne Sultanı Mesud, Türkmen akınlarına son vermek için Nisan 1038’de yeni bir savaş kararı aldı. Durumu öğrenen Selçuklular, kurultayı toplayarak sonuçta Çağrı Bey’in taktik teklifi ile Gazne ordusuna karşı savaşma kararı alındı.

Ailelerini ve ağırlıklarını çöle sevk ederek onları koruma altına alan Selçukluların kendileri de savaş hazırlıklarına başladılar. Selçuklu ordusunun tamamı atlı birliklerden oluşan çok süratli hareket kabiliyetine sahip askerlerden oluşmaktaydı. Gazne ordusunu çöle çeken Çağrı Bey, yorgun ve yıpranan bu orduyu Mayıs 1038’de Serahs önlerinde sabahtan akşama kadar süren bir savaşta ağır bir yenilgiye uğrattı. Böylece bölgede yenilmez olduklarını ispatlayan Selçuklular kendi devletlerini kurma kararı aldılar. Tuğrul Bey hükümdar seçildi.

Tuğrul Bey’in Nişabur’a gönderdiği üvey kardeşi İbrahim Yınal, Sultan Mesud adına okutulan hutbeyi değiştirerek Tuğrul Bey adına “Es-Sultan’ül-Mu’azzam” (Büyük Sultan) unvanı ile okuttu. Bu, bağımsızlık için çok önemli bir adımdı. Tuğrul Bey Nişâbur’a girince, Gazneli Mesud’un tahtına oturdu ve şehir halkına, son derece âdil davranacağına dair, tıpkı daha önce öncü kuvvetleri kumandanı İbrahim Yınal gibi, teminat verdi.

Böylece, Selçuk Bey ile başlayan, oğlu Arslan Yabgu ve özellikle Tuğrul ve Çağrı Beyler ile devam eden yüzyıllık mücadele, zaferle sonuçlanarak “Büyük Selçuklu Devleti” adı verilen Türk devletinin kuruluşu tamamlanmıştı.Selçuk Devleti’nin kuruluşunda Tuğrul Bey sultan, Çağrı Bey ise melik ve ordu kumandanı (sü-başı) görevini üstlendi. S

Sultan Mesud, ciddî bir tehlike haline gelen Selçuklulara karşı büyük bir sefer düzenleyerek Türkmen sorununu tamamen ortadan kaldırmak maksadıyla kendi komutasındaki 60 muharebe fili, 70.000 süvari ve 30.000 piyadelik ordusu ile yürüdü.Mayıs 1039’da bazı zaferler de kazanmıştı. Ancak önlerinden çekilen Selçuklu atlıları, havalar ısındıkça çöl ortamında Gaznelilere baskınlarla kayıplar verdiriyorlardı. Geçici anlaşma üzerine Mesud, Herat’a çekildi, Tuğrul ve Çağrı Beyler de Nesa’ya çekildiler. Ancak Gazneliler sefere devam ettiler.

Çağrı Bey’in yıpratma stratejisi doğrultusunda yiyecek kaynakları imha edilip su kaynakları kurutulunca Dandanakan bölgesine ulaşan Gazne ordusunda savaşacak hal kalmamıştı. Mayıs 1040 ortalarında üç gün devam eden bir muharebeye sonucunda düzeni bozulan, susuz kalan ve yorgun düşen Gazne ordusu bozguna uğradı. Canını zor kurtaran Sultan Mesud mağlubiyetin sorumlusu sayılarak kendi adamları tarafından öldürüldü. Dandanakan Savaşı, Selçukluların kurdukları devleti ve bağımsızlıklarını pekiştirmeleri açısından büyük önem arz etmektedir.

Bu zaferle bölgedeki en büyük güç haline gelerek en önemli engel olan Gaznelileri ortadan kaldırarak gelişmeye başladılar. Toplanan kurultayda Tuğrul Bey, Çağrı Bey’e ok kırma olayını gösterdi. Birlik ve bütünlüğün anlamını açıkladı. İlk karara göre, Bağdat Abbasî halifesi Kâim Bi-Emrillâh ile münasebete girişilmesi için ona bir mektup yazıldı.

Fethedilmiş/fethedilecek ülkelerin Selçuklu ailesi arasında paylaştırılması kararı alındı. Tuğrul Bey zamanında kontrol edilemez hale gelen Türkmen kitleleri Anadolu’ya yönlendirilerek Anadolu’nun Türkleşmesinin önü açıldı. Tuğrul Bey’in yeğeni Hasan’ın, Anadolu’ya akını sırasında Bizans tarafından pusuya düşürülüp katledilince İbrahim Yınalve Kutalmış Anadolu seferine gönderildi. Ermeni ve Gürcülerle takviyeli Bizans ordusunu 1048’de Hasankale önlerindeki Pasinler Muharebesi’nde yenerek Bizans Komutanı Liparit’i de esir aldılar. Liparit, İstanbul’daki yıkık bir caminin onarımı ve Tuğrul Bey adına burada hutbe okunması şartıyla serbest bırakıldı. Anadolu, Türkmenlerin iskanı için çok daha müsait hale gelmişti.

Not: Yazı dizisi “Türk Kimliği Üzerine-35” ile devam edecektir.

celalettin yavuz
Celalettin Yavuz

Güvenlik Politikaları Uzmanı Lisans ve Y. Lisans öğrenimini Milli Savunma Üniversitesinde (Deniz Harp Okulu – 1974; Deniz Harp Enstitüsü-1983) tamamladı. Daha sonra Silahlı Kuvvetler Akademisi öğrenimi (1985-86) gördü ve “Irak’ın Geleceği” ile ilgili bitirme tezini yazdı. 1989-1991 döneminde Führungsakademie (Hamburg/Almanya) 2 yıllık Güvenlik Politikası-Strateji-Stratejik İstihbarat-Jeopolitik, Askeri Tarih eğitimi aldı. “İstanbul Boğazı’nın Karadeniz Sahildarı Ülkeler Üzerindeki Jeopolitik ve Stratejik Etkileri” (Almanca) başlıklı mezuniyet tezini yazdı. Genelkurmay Personel Başkanlığı’nda görevli iken Kıbrıs Barış Harekâtı’nın madalya ve taltif projesini gerçekleştirdi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı karargâhında NATO Planlama direktifleri ve kuvvet plan çalışmaları üzerinde çalıştı. Ayrıca bir yıl boyunca Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Toplantı Dosyasını hazırladı. Ege'de gerilimli 1980'li ve 1990'lı yıllarda 2 ayrı geminin komutanlıklarını yaptı. 1994-1997 döneminde Almanya'da Deniz Ataşeliği sırasında Deniz Ataşe Birliği'nin başkanlığına (doyen) ve 143 kişilik Askeri Ataşeler Birliği'nin Yönetim Kuruluna seçildi. Daha sonra Mersin’de Karakol ve Çıkarma Gemileri Komodorluğu’nun ardından Genelkurmay Yunanistan Kıbrıs Dairesinde Yunanistan Şube Müdürü iken “Türk-Yunan Ege’de Güven Arttırıcı Önlemler Paketi” projesinin (Ocak 2000) yöneticiliğini yaptı. Türk-Yunan sorunları üzerinde General-Amiral Oryantasyon Kursu, Harp Akademileri, Milli Güvenlik Akademisi ve TSK İstihbarat Okulu'nda dersler veren Yavuz, Deniz Harp Okulu Dekanı olduğu 2001-2003 döneminde "Denizcilik Tarihi-Deniz Stratejisi", "Askeri Strateji" ve "Liderlik" dersleri verdi. 1994’te Dr., 2002’de Doç.Dr. olan Yavuz, Milli Güvenlik Akademisi öğretim üyesi iken 30 Mart 2004’te istekle emekli oldu ve BİLKENT Üniversitesi’ne ilaveten Milli Güvenlik Akademisi’nde Türk-Yunan Sorunları, Suriye, Ortadoğu, Terörle Mücadele dersleri, 2012’de Prof.Dr. olduktan sonra da Atılım Üniversitesi’nde (2012-2013) ve Kara Harp Okulu Savunma Bilimleri Enstitüsünde (2013 Bahar) Y. Lisans ve Doktora, Ufuk ve Başkent üniversitelerinde lisans dersleri verdi. 2022 yılı başlarında adı Topkapı Üniversitesi olarak değiştirilen “Ayvansaray Üniversitesi”nde İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nin kurucu dekanlığını yapan, fakülteyi 16 bölüme çıkartan Prof.Dr. Yavuz, “İstihbarat, Strateji ve Terörizm/Avrupa'da Terör Örgütleri” gibi 3 farklı konuda sertifika dersleri yanında İstanbul Topkapı Üniversitesi’nde lisans ve Y. Lisans dersleri verdi. Güvenlik Bilimleri ve Uygulamaları Y. Lisans programının kurucu ABD Başkanlığını Eylül 2022’ye kadar sürdürerek “Küresel Güvenlik Stratejileri” üzerine sertifika programı hazırladı. Mayıs 2020 ayında uluslararası sempozyum düzenledi ve bizzat sunum yaptı. Milli Savunma Üniversitesi’nde (Harp Akademileri) 2019 yılından beri “Dış Politika Analizi” ile “Küresel Güvenlik Stratejileri” başlıklı ders verdi. Genelkurmay SAREM “Dış Uzman”lık (2003-2010), Türk Askeri Tarih Kurulu (TATK) Genel Kurul üyeliği (1999-2007), Gnkur. Atatürk Araştırma ve Eğitim Merkezi “ATAREM” Genel Kurul Kurucu Üyeliği (1999-2007), Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim/Öğretim Kurulu üyeliği (2001-2003), Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) “Strateji” Grubu üyeliği (2005-2011), Türk Ocakları Genel Merkezi Hars Heyeti (en üst düzeydeki kültür kurulu) üyeliği (2004-2010), TÜRKSAM düşünce kuruluşunun Kurucu Başkan Yardımcısı ve Terör Bölümü Başkanlığı (2008-2012) yapan Prof.Dr. Yavuz, pek çok süreli yayının yayın ve hakem kurullarında yer almaktadır. Almanca ve İngilizce bilen Prof.Dr. Yavuz’un “Güvenlik politikaları, Askeri Tarih/Strateji, İstihbarat, Ortadoğu, çevre ülkeler, terörle mücadele, bölgesel-küresel sorunlar, küresel güvenlik stratejileri ve Deniz Tarihi konularında, çoğu müstakilen yazılmış 30’un üzerinde kitabı ve süreli dergilerde yazılmış çok sayıda makalesi mevcuttur. Halen Anadolu Ajansı ve Yeni Şafak gazetesinin “Düşünce Günlüğü” bölümünde her ay “Bölgesel ve Küresel Güvenlik Politikaları” üzerine analizleri yayınlanan Yavuz’un son dönemde Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE)’de konferansları, sitesinde yazıları yayınlanmakta olup, gene son zamanlarda Devlet Dergisi ve Türk Yurdu dergilerinde de yazıları yayınlanmaktadır. Ayrıca, Eylül 2022’den itibaren TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu’nda haftada bir gün “Mavi Vatan” adlı bir programın yapımcılığını (ve yorumculuğunu) yapmaktadır. Ankara’da ikame eden Prof.Dr. Yavuz, evli, iki çocuk babası olup Almanca ve İngilizce bilmektedir.

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
    Tüm Yorumlar (1)
    • Uğur öz

      Önemli ölcü de faydalanıyor ve bilgi sahibi oluyoruz tsk

      Yanıtla
      +0
      -0