WOTTV E-DERGİ
DOLAR 34,0328 -0.13%
EURO 38,0629 0.33%
ALTIN 2.828,010,91
BITCOIN 21487376,43%
Türk Kimliği Üzerine-30: İlk İslam Türk Devleti Karahanlılar

Türk Kimliği Üzerine-30: İlk İslam Türk Devleti Karahanlılar

27 Ağustos 2024 11:07
Türk Kimliği Üzerine-30: İlk İslam Türk Devleti Karahanlılar
0

BEĞENDİM

Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 27 Ağustos 2024

 

Önceki bölümde Karadeniz’in kuzeyinde ve Balkanlarda kurulan üç “Bulgar” devleti üzerinde duruldu. Bu bölümde ise Karahanlılar devleti ele alındı.

840-1212 döneminde siyasi varlık gösteren Karahanlılar, Maveraünnehir ve Doğu Türkistan’da hüküm süren ve Müslümanlığı kabul eden Türk devletidir. Karahanlılar öncesinde Bilge Kül Kadir Han Karluk Devleti’nin hükümdarı olup, Maveraünnehir’deki egemenlik mücadelesinde Sasani Devleti ile uzun süre mücadeleye girdi. Bu mücadeleler sonrasında Göktürkler gibi Doğuda Arslan Kara Han, Batıda ise Buğra Kara Han unvanını taşıyan ikili Karahanlı Devleti kuruldu. Devlet merkezi Balasagun (Kuz-Orda) olup, buradaki hükümdar Arslan Kara Han en yüce makamdı. Buğra Kara Han ise Arslan Kara Han’a bağlı idi.

Merkezi Taras/Taraz iken, sonradan Kaşgar’a taşındı. Bilge Kül Kadir Han’ın iki oğlundan Bazir, Arslan Han “Ulu Hakan” olarak Balasagun (Kuz-ordu) şehrinde, Oğulçak Kadir Han da Talas’da oturdular. Oğulçak Kadir Han 893’de başkentini Kaşgar’a nakletti. Yeğeni, Bazir’in oğlu ve Müslümanlara yaklaşan Satuk Karahanlı devletinin başına geçince 920 yılına doğru İslâmiyet’i resmî din olarak kabul etti. Amcası Oğulçak Kadir Han’a karşı mücadelelerinde başarılı oldu. Satuk’un bu zaferi Karahanlıların Batı kolunun İslamlaşmasını sağladı.

943’te Karahanlı hükümdarı olunca Abdülkerim adını da alan Satuk Buğra Han’ın oğlu Musa Baytaş döneminde Karahanlılar kitleler halinde İslamlaştılar. Ebû Nasr Ahmed 999’da Samanoğulları devletini ortadan kaldırınca Bağdat Abbasî Halifesi tarafından bir İslâm hükümdarı olarak tanınan ilk Karahanlı hanı oldu. 1001’de Maveraünnehir ele geçirilince Ceyhun nehri Gazneliler ile sınır kabul edildi. Maveraünnehir daha sonra Karahanlı ailesinden Ali Tegin’in idaresine geçti. Sınırları Balasagun, Özkend ve havâlisi ile Tarım havzasının batı kısmı, Balkaş gölü, Hindikuş, Karakurum dağlarına kadar yayılan devlet nihayet, iki kardeşten İbrahim Tamgaç Buğra Han ile “Ulu Hakan” Ahmed Arslan Han arasında paylaşıldı.

Devlet siyasî yönden de Doğu Karahanlı ve Batı Karahanlı olarak ikiye ayrıldı. Yedi-su, Çu, Talas, Seyhun, Şaş (Taşkend), Fergane’nin bir kısmı ile, Cungarya bozkırlarına, İrtiş nehrine ve Taklamakan çölüne kadar topraklarda hakanın Balasagun’da, ortak hakanın Talas’da bazen da Kaşgar’da oturduğu Karahanlı devleti, Şerefü’d-devle Süleyman gibi âdil, dindar ve kültür sever hükümdarlar tarafından da yönetildi. Kutadgu-Bilig, Kaşgar’da oturan “Ulu Hakan” Ebû Ali Hasan (Tamgaç Buğra Kara Han)’a sunuldu. Batıda Selçukluların geliştiği bu dönemde, Melikşah tarafından 1090*’da Selçuklulara bağlandı ama 1105’de bağımsız oldu.

Ahmed Han döneminde Moğol Kara-Hitaylar’ın baskısını 1128’de sınırlarda durdurdu. Ancak Ahmed Han’ın oğlu İbrahim Han, karışıklık çıkaran Karluk ve Kanglılara karşı, yardıma çağırmak gafletinde bulunduğu Kara-Hitayları yurdundan bir daha çıkaramadı. Balasagun bu Moğol devletinin eline geçti (1133). Kaşgar’da İbrahim neslinden gelen hanlar Naymanlara tabî oldular. Karahanlı doğu kolu ortadan kalktığı 1221 yılına kadar durum böyle devam etti.

Batı Karahanlı Devleti (1042-1212): Bu devletin hükümranlık sahası Maveraünnehir, Fergane’nin bir bölümü, Farab, Özkent bölgelerini kapsamaktaydı. Önce Özkent başkent iken sonra Semerkant oldu. Diğer han ise Buhara’da oturuyordu. Âdil ve kudretli bir hükümdar olan Ebû İshak İbrahim’den sonra oğlu Şemsü’l-Mülûk I. Nasr Han zamanında Büyük Selçuklu İmparatorluğu ile iyi münasebetler devam etti. Bu iki Türk hükümdar ailesi arasında akrabalık kuruldu. Sonra Sultan Melikşah tarafından Selçuklulara bağlanan ve Sultan Sancar’a da bağlılığını devam ettiren bu devlet 1141’de Selçukluların yenilmesi ile sonuçlanan Katavan Savaşı’ndan sonra Kara-Hitayların hâkimiyeti altına düştü. Yalnız kısa bir süre için Özkent’de zayıf bir kol kalmıştı.

Kara Hitayları Maveraünnehir’den uzaklaştıran Harezmşah Sultanı Alaaddin Muhammed,1212’de Semerkant’taki Osman Han’ı ortadan kaldırarak Karahanlılara son verdi.

Not: Yazı dizisi “Türk Kimliği Üzerine-31” ile devam edecektir.

celalettin yavuz
Celalettin Yavuz

Güvenlik Politikaları Uzmanı Lisans ve Y. Lisans öğrenimini Milli Savunma Üniversitesinde (Deniz Harp Okulu – 1974; Deniz Harp Enstitüsü-1983) tamamladı. Daha sonra Silahlı Kuvvetler Akademisi öğrenimi (1985-86) gördü ve “Irak’ın Geleceği” ile ilgili bitirme tezini yazdı. 1989-1991 döneminde Führungsakademie (Hamburg/Almanya) 2 yıllık Güvenlik Politikası-Strateji-Stratejik İstihbarat-Jeopolitik, Askeri Tarih eğitimi aldı. “İstanbul Boğazı’nın Karadeniz Sahildarı Ülkeler Üzerindeki Jeopolitik ve Stratejik Etkileri” (Almanca) başlıklı mezuniyet tezini yazdı. Genelkurmay Personel Başkanlığı’nda görevli iken Kıbrıs Barış Harekâtı’nın madalya ve taltif projesini gerçekleştirdi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı karargâhında NATO Planlama direktifleri ve kuvvet plan çalışmaları üzerinde çalıştı. Ayrıca bir yıl boyunca Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Toplantı Dosyasını hazırladı. Ege'de gerilimli 1980'li ve 1990'lı yıllarda 2 ayrı geminin komutanlıklarını yaptı. 1994-1997 döneminde Almanya'da Deniz Ataşeliği sırasında Deniz Ataşe Birliği'nin başkanlığına (doyen) ve 143 kişilik Askeri Ataşeler Birliği'nin Yönetim Kuruluna seçildi. Daha sonra Mersin’de Karakol ve Çıkarma Gemileri Komodorluğu’nun ardından Genelkurmay Yunanistan Kıbrıs Dairesinde Yunanistan Şube Müdürü iken “Türk-Yunan Ege’de Güven Arttırıcı Önlemler Paketi” projesinin (Ocak 2000) yöneticiliğini yaptı. Türk-Yunan sorunları üzerinde General-Amiral Oryantasyon Kursu, Harp Akademileri, Milli Güvenlik Akademisi ve TSK İstihbarat Okulu'nda dersler veren Yavuz, Deniz Harp Okulu Dekanı olduğu 2001-2003 döneminde "Denizcilik Tarihi-Deniz Stratejisi", "Askeri Strateji" ve "Liderlik" dersleri verdi. 1994’te Dr., 2002’de Doç.Dr. olan Yavuz, Milli Güvenlik Akademisi öğretim üyesi iken 30 Mart 2004’te istekle emekli oldu ve BİLKENT Üniversitesi’ne ilaveten Milli Güvenlik Akademisi’nde Türk-Yunan Sorunları, Suriye, Ortadoğu, Terörle Mücadele dersleri, 2012’de Prof.Dr. olduktan sonra da Atılım Üniversitesi’nde (2012-2013) ve Kara Harp Okulu Savunma Bilimleri Enstitüsünde (2013 Bahar) Y. Lisans ve Doktora, Ufuk ve Başkent üniversitelerinde lisans dersleri verdi. 2022 yılı başlarında adı Topkapı Üniversitesi olarak değiştirilen “Ayvansaray Üniversitesi”nde İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nin kurucu dekanlığını yapan, fakülteyi 16 bölüme çıkartan Prof.Dr. Yavuz, “İstihbarat, Strateji ve Terörizm/Avrupa'da Terör Örgütleri” gibi 3 farklı konuda sertifika dersleri yanında İstanbul Topkapı Üniversitesi’nde lisans ve Y. Lisans dersleri verdi. Güvenlik Bilimleri ve Uygulamaları Y. Lisans programının kurucu ABD Başkanlığını Eylül 2022’ye kadar sürdürerek “Küresel Güvenlik Stratejileri” üzerine sertifika programı hazırladı. Mayıs 2020 ayında uluslararası sempozyum düzenledi ve bizzat sunum yaptı. Milli Savunma Üniversitesi’nde (Harp Akademileri) 2019 yılından beri “Dış Politika Analizi” ile “Küresel Güvenlik Stratejileri” başlıklı ders verdi. Genelkurmay SAREM “Dış Uzman”lık (2003-2010), Türk Askeri Tarih Kurulu (TATK) Genel Kurul üyeliği (1999-2007), Gnkur. Atatürk Araştırma ve Eğitim Merkezi “ATAREM” Genel Kurul Kurucu Üyeliği (1999-2007), Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim/Öğretim Kurulu üyeliği (2001-2003), Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) “Strateji” Grubu üyeliği (2005-2011), Türk Ocakları Genel Merkezi Hars Heyeti (en üst düzeydeki kültür kurulu) üyeliği (2004-2010), TÜRKSAM düşünce kuruluşunun Kurucu Başkan Yardımcısı ve Terör Bölümü Başkanlığı (2008-2012) yapan Prof.Dr. Yavuz, pek çok süreli yayının yayın ve hakem kurullarında yer almaktadır. Almanca ve İngilizce bilen Prof.Dr. Yavuz’un “Güvenlik politikaları, Askeri Tarih/Strateji, İstihbarat, Ortadoğu, çevre ülkeler, terörle mücadele, bölgesel-küresel sorunlar, küresel güvenlik stratejileri ve Deniz Tarihi konularında, çoğu müstakilen yazılmış 30’un üzerinde kitabı ve süreli dergilerde yazılmış çok sayıda makalesi mevcuttur. Halen Anadolu Ajansı ve Yeni Şafak gazetesinin “Düşünce Günlüğü” bölümünde her ay “Bölgesel ve Küresel Güvenlik Politikaları” üzerine analizleri yayınlanan Yavuz’un son dönemde Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE)’de konferansları, sitesinde yazıları yayınlanmakta olup, gene son zamanlarda Devlet Dergisi ve Türk Yurdu dergilerinde de yazıları yayınlanmaktadır. Ayrıca, Eylül 2022’den itibaren TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu’nda haftada bir gün “Mavi Vatan” adlı bir programın yapımcılığını (ve yorumculuğunu) yapmaktadır. Ankara’da ikame eden Prof.Dr. Yavuz, evli, iki çocuk babası olup Almanca ve İngilizce bilmektedir.

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.