WOTTV E-DERGİ
DOLAR 34,0906 0.18%
EURO 38,0846 0%
ALTIN 2.833,590,16
BITCOIN 21488453,03%
Türk Kimliği Üzerine-24: Sarmatlar, Yazığlar ve Roksolanlar

Türk Kimliği Üzerine-24: Sarmatlar, Yazığlar ve Roksolanlar

2 Ağustos 2024 10:35
Türk Kimliği Üzerine-24: Sarmatlar, Yazığlar ve Roksolanlar
0

BEĞENDİM

Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 2 Ağustos 2024

 

Önceki bölümde İskitlerin ordusu, kültürü ve Amazonlarla ilişkileri üzerinde duruldu. Bugün Sarmatlar, Yazığlar ve Roksolanlar ele alındı.

Sarmatlar: Karadeniz’in kuzeyinde İskit egemenliğinin ardından MÖ II. yy’dan itibaren bir başka bozkır kavimi Sarmatların kültürü yayıldı. Atlı göçebe yaşamları hayvanlarına su ve otlak bulabilmek için sürekli yer değiştirmeyi gerektiriyordu. Yaylak-kışlak hayatlarında onlara eşlik eden üzerini ağaç kabuğunu eğerek yapılmış örtülerle veya keçelerle kapladıkları, ev gibi yaşarlar, uçsuz bucaksız boş topraklara sürerlerdi. 2-3 çift öküzün çektiği arabaların küçükleri 4, diğerleri ise 6 tekerlekli, 2 veya 3 odalı, yağmura, kara ve rüzgara karsı korunaklıydı. Erkekler at üstünde arabalara eşlik eder, onları koyun sürüleri, sığırlar ve atlar izlerdi.  Otu bol ve sulak arazilerde dairevi şekil oluşturarak arabalarıyla konarlar, et ve bol sütle beslenirlerdi. Hippokrates’e göre Sarmatlar, ata biner, ok atar, at üstünde kargı savurur ve düşmanla savaşır, kadınları da kızlık çağlarında ata biner, ok atar, at üstünde kargı savurur ve düşmanla savaşırlardı. Üç düşman öldüremedikçe evlenemez, töre gereğince hayvan kurban etmeden kocalarıyla aynı evde oturamazlardı. Sarmat kadınları savaş için erkekler gibi talim ederler ve erkek cesareti isteyen işlerde erkeklerden aşağı kalır yanları yoktu. Genç kızlar yay kullanmalarına engel olduğu için sağ göğüslerini dağladıklarından “Amazon” ismini almışlardı. Herodotos ise Amazonlara İskit dilinde oiorpata “erkek öldüren” dendiğini belirtmektedir.

Sarmatların yaşam biçimleri, adetleri ve kültürleri İskitlere çok benzeyen Sarmatlar, İskitçe konuşuyorlardı. Ammianus “Sarmatların ülkesinde ne bir tapınak ne de kutsanma yeri görülür, hatta hiçbir yerde sazla kaplanmış bir kulübe bile görmek mümkün değildir. Fakat göçebe geleneğine göre toprağa çıplak bir kılıç saplarlar. Yaşadıkları bölgenin tanrısı olarak ona savaş tanrısı gibi taparlar!” diye yazmaktadır. Bozkır kültür coğrafyasının İskitlere kazandırdığı her özelliği Sarmatları, Filozof Senecada güç ve dayanıklılık sembolü olarak görmekteydi.

Diodorus Siculus Sarmat liderlerinin vasıflarını şöyle belirtiyor: “Savaşma kabiliyeti, vücut gücü, zeka ve komutan olarak kabiliyetli olmak.” Tacitus savaş sırasında “Sarmatların sorunları önceden görüp ortaklaşa mücadele ile üstesinden gelmede üstün bir millet!» olduğunu bildirmektedir. Boy ve boylar birliğinin bir araya gelmesiyle oluşan değişik Sarmat toplulukları Yazığlar, Krali Sarmatlar, Alanlar, Roksolanlar, Sirak ve Aorslar idi. Her Sarmat halkının, kendi soyunun silahlı güçlerine liderlik eden kendi kralı vardı.

Yazığlar: İskit bakiyelerinin Güney Rusya’dan itilmesinden sonra yerleştikleri Dobruca bölgesine yakın olmuşlar, Roma İmparatorluğu’nun Tuna üzerinde yayılmasından sonra Romalılarla ilişki kurmuşlardı. Böylece Roma kaynaklarında diğer Sarmat kabilelerine oranla Yazığlar hakkında daha fazla bilgi bulunmasına sebep olmuştur. Romalılar, Yazığları eski Tuna topraklarından atmak istedikleri için pe çok sorun çıkmış MS I. yy’ın ikinci çeyreğinde Yazığlar, Tisa nehri ve orta Tuna arasındaki Pannonia bozkırlarına taşınmışlardır.

Roksolanlar: Sarmatların bir parçasını oluşturan Roksolan (Rosk-alan) denildiğinde Türk kavminden oldukları kesinlik kazanmaktadır. MS I-II. yy’da bu boylar Don nehri ile aşağı Tuna civarında varlık göstermişlerdi. Roksolanlar, Dinyeper ve Don arasındaki bozkırları işgal ederek, Yazığların doğusuna yerleşmişlerdi. Yazığlarla bir tür ittifak kurarak Roma’ya saldırılarını birçok kez desteklemişlerdi. Yazığların Orta Tuna’ya hareketinden sonra boşalan aşağı Tuna’ya yayıldılar.

MS 180’de Gotların gelmesiyle Yazığlar ve Roksolanlar ya Roma’ya sığındılar veya Macar ovalarında dağıldılar. Slavların büyük kısmı Germen nüfuzu ve etkisi altında kaldı. Buradan da anlaşılacağı üzere Doğu Avrupa tarihi MÖ III. yy’dan itibaren Orta Asya’dan gelen kavimlerin hareket sahası olmuş, Slav kavimlerine karşı hakimiyet kurmuşlardı. Türk ve Germen kavimlerinin münasebetlerinin MÖ birkaç yüzyıldan beri başlamış olduğu anlaşılmaktadır.

Not: Yazı dizisi “Türk Kimliği Üzerine-25” ile devam edecektir.

celalettin yavuz
Celalettin Yavuz

Güvenlik Politikaları Uzmanı Lisans ve Y. Lisans öğrenimini Milli Savunma Üniversitesinde (Deniz Harp Okulu – 1974; Deniz Harp Enstitüsü-1983) tamamladı. Daha sonra Silahlı Kuvvetler Akademisi öğrenimi (1985-86) gördü ve “Irak’ın Geleceği” ile ilgili bitirme tezini yazdı. 1989-1991 döneminde Führungsakademie (Hamburg/Almanya) 2 yıllık Güvenlik Politikası-Strateji-Stratejik İstihbarat-Jeopolitik, Askeri Tarih eğitimi aldı. “İstanbul Boğazı’nın Karadeniz Sahildarı Ülkeler Üzerindeki Jeopolitik ve Stratejik Etkileri” (Almanca) başlıklı mezuniyet tezini yazdı. Genelkurmay Personel Başkanlığı’nda görevli iken Kıbrıs Barış Harekâtı’nın madalya ve taltif projesini gerçekleştirdi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı karargâhında NATO Planlama direktifleri ve kuvvet plan çalışmaları üzerinde çalıştı. Ayrıca bir yıl boyunca Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Toplantı Dosyasını hazırladı. Ege'de gerilimli 1980'li ve 1990'lı yıllarda 2 ayrı geminin komutanlıklarını yaptı. 1994-1997 döneminde Almanya'da Deniz Ataşeliği sırasında Deniz Ataşe Birliği'nin başkanlığına (doyen) ve 143 kişilik Askeri Ataşeler Birliği'nin Yönetim Kuruluna seçildi. Daha sonra Mersin’de Karakol ve Çıkarma Gemileri Komodorluğu’nun ardından Genelkurmay Yunanistan Kıbrıs Dairesinde Yunanistan Şube Müdürü iken “Türk-Yunan Ege’de Güven Arttırıcı Önlemler Paketi” projesinin (Ocak 2000) yöneticiliğini yaptı. Türk-Yunan sorunları üzerinde General-Amiral Oryantasyon Kursu, Harp Akademileri, Milli Güvenlik Akademisi ve TSK İstihbarat Okulu'nda dersler veren Yavuz, Deniz Harp Okulu Dekanı olduğu 2001-2003 döneminde "Denizcilik Tarihi-Deniz Stratejisi", "Askeri Strateji" ve "Liderlik" dersleri verdi. 1994’te Dr., 2002’de Doç.Dr. olan Yavuz, Milli Güvenlik Akademisi öğretim üyesi iken 30 Mart 2004’te istekle emekli oldu ve BİLKENT Üniversitesi’ne ilaveten Milli Güvenlik Akademisi’nde Türk-Yunan Sorunları, Suriye, Ortadoğu, Terörle Mücadele dersleri, 2012’de Prof.Dr. olduktan sonra da Atılım Üniversitesi’nde (2012-2013) ve Kara Harp Okulu Savunma Bilimleri Enstitüsünde (2013 Bahar) Y. Lisans ve Doktora, Ufuk ve Başkent üniversitelerinde lisans dersleri verdi. 2022 yılı başlarında adı Topkapı Üniversitesi olarak değiştirilen “Ayvansaray Üniversitesi”nde İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nin kurucu dekanlığını yapan, fakülteyi 16 bölüme çıkartan Prof.Dr. Yavuz, “İstihbarat, Strateji ve Terörizm/Avrupa'da Terör Örgütleri” gibi 3 farklı konuda sertifika dersleri yanında İstanbul Topkapı Üniversitesi’nde lisans ve Y. Lisans dersleri verdi. Güvenlik Bilimleri ve Uygulamaları Y. Lisans programının kurucu ABD Başkanlığını Eylül 2022’ye kadar sürdürerek “Küresel Güvenlik Stratejileri” üzerine sertifika programı hazırladı. Mayıs 2020 ayında uluslararası sempozyum düzenledi ve bizzat sunum yaptı. Milli Savunma Üniversitesi’nde (Harp Akademileri) 2019 yılından beri “Dış Politika Analizi” ile “Küresel Güvenlik Stratejileri” başlıklı ders verdi. Genelkurmay SAREM “Dış Uzman”lık (2003-2010), Türk Askeri Tarih Kurulu (TATK) Genel Kurul üyeliği (1999-2007), Gnkur. Atatürk Araştırma ve Eğitim Merkezi “ATAREM” Genel Kurul Kurucu Üyeliği (1999-2007), Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim/Öğretim Kurulu üyeliği (2001-2003), Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) “Strateji” Grubu üyeliği (2005-2011), Türk Ocakları Genel Merkezi Hars Heyeti (en üst düzeydeki kültür kurulu) üyeliği (2004-2010), TÜRKSAM düşünce kuruluşunun Kurucu Başkan Yardımcısı ve Terör Bölümü Başkanlığı (2008-2012) yapan Prof.Dr. Yavuz, pek çok süreli yayının yayın ve hakem kurullarında yer almaktadır. Almanca ve İngilizce bilen Prof.Dr. Yavuz’un “Güvenlik politikaları, Askeri Tarih/Strateji, İstihbarat, Ortadoğu, çevre ülkeler, terörle mücadele, bölgesel-küresel sorunlar, küresel güvenlik stratejileri ve Deniz Tarihi konularında, çoğu müstakilen yazılmış 30’un üzerinde kitabı ve süreli dergilerde yazılmış çok sayıda makalesi mevcuttur. Halen Anadolu Ajansı ve Yeni Şafak gazetesinin “Düşünce Günlüğü” bölümünde her ay “Bölgesel ve Küresel Güvenlik Politikaları” üzerine analizleri yayınlanan Yavuz’un son dönemde Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE)’de konferansları, sitesinde yazıları yayınlanmakta olup, gene son zamanlarda Devlet Dergisi ve Türk Yurdu dergilerinde de yazıları yayınlanmaktadır. Ayrıca, Eylül 2022’den itibaren TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu’nda haftada bir gün “Mavi Vatan” adlı bir programın yapımcılığını (ve yorumculuğunu) yapmaktadır. Ankara’da ikame eden Prof.Dr. Yavuz, evli, iki çocuk babası olup Almanca ve İngilizce bilmektedir.

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.