WOTTV E-DERGİ
DOLAR 34,0963 0.18%
EURO 38,0992 0.02%
ALTIN 2.834,490,20
BITCOIN 21384114,11%
Türk Kimliği Üzerine-14: Adriyatik’ten Japon Denizi’ne Türkler – Türk, Moğol Farkı

Türk Kimliği Üzerine-14: Adriyatik’ten Japon Denizi’ne Türkler – Türk, Moğol Farkı

23 Haziran 2024 21:56
Türk Kimliği Üzerine-14: Adriyatik’ten Japon Denizi’ne Türkler – Türk, Moğol Farkı
0

BEĞENDİM

Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, Haziran 2024

 

Önceki bölümde ekonomik ve kültürel alanlar üzerinde duruldu. Bugün ise özellikle Sovyetlerin yıkılmasının ardından, açılan yeni kurganlardan (mezar) Türk tarihinin daha derinlere dayandığı ve Türk-Moğol ayrımı gibi konular ele alındı.

Ana yurtları merkezi Asya (Türkistan) bozkırları olan, dinamik, hareketli bir kavim olan ve ilk çağlarından itibaren geniş bir alana yayılan Türkler, kültürlerini de bu geniş coğrafyalara götürmüşlerdi. Bu coğrafyanın sınırları doğuda Baykal gölünden Batıda Hazar ve Ural dağlarına, kuzeyde Sibirya bozkırlarından güneyde Tanrı dağları ve Gobi çölüne uzanmakta olup, bu bölgenin bütün dünya tarafından kabul edilen siyasi adı Türkistan’dır. Ancak çeşitli şekillerde sulandırılmak istendiği de bir gerçektir. Örneğin; Çin’in batısındaki “Doğu Türkistan”a (Uygur Özerk Bölgesi) Sincan adı verilmek istenmesi gibi…

Sovyetlerin dağılmasıyla istiklâllerini kazanan Türkistan’daki Türk Cumhuriyetleri ve topluluklarına ait topraklarda yapılacak incelemeler, Türklerin tarih sahnesine çıkışlarına dair yeni belge ve bulguları, zamanla gün yüzüne daha da berrak şekilde çıkaracaktır. Arkeolojik kazılar ve araştırmalar Orta Asya medeniyetini MÖ V. bine kadar uzatmaktadır. Batı Türkistan’da, bugünkü Aşkabat çevresinde yapılan kazılarda, MÖ V. bine ulaşan yerleşme merkezleri bulunmuştur.

Anav kültürü olarak bilinen bu medeniyetin kimlere ait olduğu kesinlik kazanmamış ise de Türklerin bu bölgedeki varlıklarının ilk izlerini yansıtabileceği de düşünülmektedir. Ön-Türklere ait olduğu anlaşılan ilk kültür çevresi Altay-Sayan dağlarının kuzey batısında yer almaktadır. M.Ö. III. bin başlarına ait bu eski kültüre Afanasyevo kültürü denilmektedir.

Bu kültürde at ehlileştirildi, koyun beslendi. Toprak kaplar, bakır ve tunçtan çeşitli silâh ve süs eşyaları bugüne kadar ulaştı. Bu kültürün devamı olan Andronovo kültürü MÖ 1700-1200 yılları arasında Altaylardan, Ural dağları-Aral gölü çevresine kadar yayılmıştır. Bu kültürde tunç ve altın eşya bulunmaktadır. Andronovo kültürünü yansıtan diğer bir kültür ise Yenisey-İrtiş çevresinde MÖ 1300-800 yılları arasında yer alan Karasuk kültürüdür.

Tuva ve Abakan bozkırları ile Baykal gölü havzasında bulunan hayvan figürlü kaplar ve silâhlar bu kültürlerde benzerlik gösterir. Karasuk kültürü demiri işlenip, silâh yapımında kullanan ilk kültürdür. Bu kültürde insanlar keçe çadırlarda yaşayıp, tekerlekli arabalar kullanıyorlardı. Ayrıca MÖ III’ncü yy’a ait, Orhun ve Selenga boylarına kadar uzanan Pazırık kültürü, binlerce yıllık Türk kültürünün Hun çağına nasıl ulaştığını göstermektedir. Bu buluntular Türk coğrafyasının tabiî sınırlarını tespit etmek açısından da büyük bir öneme sahiptir.

Türkistan (Orta Asya)’daki Türk kültür çevrelerinde, kurganlarda bulunan bazı eşyalar, Türklerin çok eski zamanlardan beri bozkır kültürünü geliştirdiklerini göstermektedir. Av ve savaş aletleri, demir ve deriden çeşitli eşyalar ve at ile kurt ağırlıklı hayvan figürlü kaplar, bu yaşayışın temel hususiyetlerini bizlere gösterir. Türklere ait menşe efsaneleri ve Ergenekon Destanı gibi mitolojik olaylarda da bu motifler ön plândadır.

Dünya ölçeğinde, zaman ve mekân ilişkisi kurularak ve siyasi coğrafyanın süzgecinden geçirilerek şu söylenebilir: Japon Denizi’nden Adriyatik Denizi’ne kadar uzanan geniş topraklarda Türkler yurt edindiler.

Türk-Moğol Ayrımı Üzerine

Özellikle Çin olmak üzere bazı kaynaklar Türklerle birlikte Moğol, Tunguz soyundan bazı grupları «Kuzey barbarları hanedanı» anlamında Hsiung-nu olarak ifade etmektedirler. Ancak bu devlette hakim unsur, Moğollar ya da Tunguzlar değil, Türklerdi. Gök Tanrı’ya inanıyorlardı. Moğollar totemci ve anaerkil iken, Türker ataerkildi. Hanedan ve yönetimde Türkçe hakimdi. Tanrı, kut, börü, ordu, tuğ, kılıç vb kelimeler vardı. Bu algının, Cengiz Han’ın Türk-Moğol İmparatorluğu’ndaki Türk unsurunun çokluğundan ileri geldiği anlaşılmaktadır.

Not: Yazı dizisi “Türk Kimliği Üzerine-15” ile devam edecektir.

celalettin yavuz
Celalettin Yavuz

Güvenlik Politikaları Uzmanı Lisans ve Y. Lisans öğrenimini Milli Savunma Üniversitesinde (Deniz Harp Okulu – 1974; Deniz Harp Enstitüsü-1983) tamamladı. Daha sonra Silahlı Kuvvetler Akademisi öğrenimi (1985-86) gördü ve “Irak’ın Geleceği” ile ilgili bitirme tezini yazdı. 1989-1991 döneminde Führungsakademie (Hamburg/Almanya) 2 yıllık Güvenlik Politikası-Strateji-Stratejik İstihbarat-Jeopolitik, Askeri Tarih eğitimi aldı. “İstanbul Boğazı’nın Karadeniz Sahildarı Ülkeler Üzerindeki Jeopolitik ve Stratejik Etkileri” (Almanca) başlıklı mezuniyet tezini yazdı. Genelkurmay Personel Başkanlığı’nda görevli iken Kıbrıs Barış Harekâtı’nın madalya ve taltif projesini gerçekleştirdi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı karargâhında NATO Planlama direktifleri ve kuvvet plan çalışmaları üzerinde çalıştı. Ayrıca bir yıl boyunca Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Toplantı Dosyasını hazırladı. Ege'de gerilimli 1980'li ve 1990'lı yıllarda 2 ayrı geminin komutanlıklarını yaptı. 1994-1997 döneminde Almanya'da Deniz Ataşeliği sırasında Deniz Ataşe Birliği'nin başkanlığına (doyen) ve 143 kişilik Askeri Ataşeler Birliği'nin Yönetim Kuruluna seçildi. Daha sonra Mersin’de Karakol ve Çıkarma Gemileri Komodorluğu’nun ardından Genelkurmay Yunanistan Kıbrıs Dairesinde Yunanistan Şube Müdürü iken “Türk-Yunan Ege’de Güven Arttırıcı Önlemler Paketi” projesinin (Ocak 2000) yöneticiliğini yaptı. Türk-Yunan sorunları üzerinde General-Amiral Oryantasyon Kursu, Harp Akademileri, Milli Güvenlik Akademisi ve TSK İstihbarat Okulu'nda dersler veren Yavuz, Deniz Harp Okulu Dekanı olduğu 2001-2003 döneminde "Denizcilik Tarihi-Deniz Stratejisi", "Askeri Strateji" ve "Liderlik" dersleri verdi. 1994’te Dr., 2002’de Doç.Dr. olan Yavuz, Milli Güvenlik Akademisi öğretim üyesi iken 30 Mart 2004’te istekle emekli oldu ve BİLKENT Üniversitesi’ne ilaveten Milli Güvenlik Akademisi’nde Türk-Yunan Sorunları, Suriye, Ortadoğu, Terörle Mücadele dersleri, 2012’de Prof.Dr. olduktan sonra da Atılım Üniversitesi’nde (2012-2013) ve Kara Harp Okulu Savunma Bilimleri Enstitüsünde (2013 Bahar) Y. Lisans ve Doktora, Ufuk ve Başkent üniversitelerinde lisans dersleri verdi. 2022 yılı başlarında adı Topkapı Üniversitesi olarak değiştirilen “Ayvansaray Üniversitesi”nde İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nin kurucu dekanlığını yapan, fakülteyi 16 bölüme çıkartan Prof.Dr. Yavuz, “İstihbarat, Strateji ve Terörizm/Avrupa'da Terör Örgütleri” gibi 3 farklı konuda sertifika dersleri yanında İstanbul Topkapı Üniversitesi’nde lisans ve Y. Lisans dersleri verdi. Güvenlik Bilimleri ve Uygulamaları Y. Lisans programının kurucu ABD Başkanlığını Eylül 2022’ye kadar sürdürerek “Küresel Güvenlik Stratejileri” üzerine sertifika programı hazırladı. Mayıs 2020 ayında uluslararası sempozyum düzenledi ve bizzat sunum yaptı. Milli Savunma Üniversitesi’nde (Harp Akademileri) 2019 yılından beri “Dış Politika Analizi” ile “Küresel Güvenlik Stratejileri” başlıklı ders verdi. Genelkurmay SAREM “Dış Uzman”lık (2003-2010), Türk Askeri Tarih Kurulu (TATK) Genel Kurul üyeliği (1999-2007), Gnkur. Atatürk Araştırma ve Eğitim Merkezi “ATAREM” Genel Kurul Kurucu Üyeliği (1999-2007), Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim/Öğretim Kurulu üyeliği (2001-2003), Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) “Strateji” Grubu üyeliği (2005-2011), Türk Ocakları Genel Merkezi Hars Heyeti (en üst düzeydeki kültür kurulu) üyeliği (2004-2010), TÜRKSAM düşünce kuruluşunun Kurucu Başkan Yardımcısı ve Terör Bölümü Başkanlığı (2008-2012) yapan Prof.Dr. Yavuz, pek çok süreli yayının yayın ve hakem kurullarında yer almaktadır. Almanca ve İngilizce bilen Prof.Dr. Yavuz’un “Güvenlik politikaları, Askeri Tarih/Strateji, İstihbarat, Ortadoğu, çevre ülkeler, terörle mücadele, bölgesel-küresel sorunlar, küresel güvenlik stratejileri ve Deniz Tarihi konularında, çoğu müstakilen yazılmış 30’un üzerinde kitabı ve süreli dergilerde yazılmış çok sayıda makalesi mevcuttur. Halen Anadolu Ajansı ve Yeni Şafak gazetesinin “Düşünce Günlüğü” bölümünde her ay “Bölgesel ve Küresel Güvenlik Politikaları” üzerine analizleri yayınlanan Yavuz’un son dönemde Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE)’de konferansları, sitesinde yazıları yayınlanmakta olup, gene son zamanlarda Devlet Dergisi ve Türk Yurdu dergilerinde de yazıları yayınlanmaktadır. Ayrıca, Eylül 2022’den itibaren TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu’nda haftada bir gün “Mavi Vatan” adlı bir programın yapımcılığını (ve yorumculuğunu) yapmaktadır. Ankara’da ikame eden Prof.Dr. Yavuz, evli, iki çocuk babası olup Almanca ve İngilizce bilmektedir.

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.