WOTTV E-DERGİ
DOLAR 34,0858 0%
EURO 37,8833 -0.12%
ALTIN 2.797,95-0,16
BITCOIN 21211243,21%
Teğmenlerin Kılıç Şakırtıları-Harbiye’de Alarm Veren Sıkıntılar

Teğmenlerin Kılıç Şakırtıları-Harbiye’de Alarm Veren Sıkıntılar

6 Eylül 2024 11:23
Teğmenlerin Kılıç Şakırtıları-Harbiye’de Alarm Veren Sıkıntılar
0

BEĞENDİM

Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 06 Eylül 2024

 

Devletin ve milletin “gözbebeği” ve “disiplin” abidesi diye bilinen Harbiyeli’den beklenmedik bir yemin şekli görülünce 1962 ve 1963’te Kara Harp Okulu Komutanı Talat Aydemir’in peşine takılarak gerçekleştirilen başarısız darbe girişimleri akla geldi. Bu yıl Kara Harp Okulu’ndan mezun olan 900 teğmenden yaklaşık 200’ünün “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz!” şeklinde, haftalarca provayla pekiştirilen mezuniyet tören programı dışındaki çıkışları kamuoyunda farklı ancak büyük bir yankı yaratınca bu konu ele alındı.

Hatırlanacağı üzere Ağustos 2024 ayı içerisinde “Siyaset – TSK İlişkisi Alarm Veriyor” başlıklı yazıda FETÖ’den temizlenmeye çalışılan TSK’nın yeni bir siyaset girdabına çekilmekte olduğu uyarısında bulunmuştum. Gerekçe olarak da 2023 10 Kasım törenlerinde Tuzla Piyade Okulu’nda yaşanan olayları hatırlatarak, “Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı vb bile 10 Kasımlarda Anıtkabir’de anma törenine katılırken, Cemaatçi olduğu söylenen teğmenler hangi saikle Atatürk rozeti takmaktan imtina ettiler!” şeklinde bir ifade kullanmıştım. Benzer hususlar MHP Lideri Bahçeli’nin de bu son gelişme üzerine altını çizmiş olduğu gibi, Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde “kılıç şakırdatan” teğmenler için de geçerlidir. Burada sorulacak soru; “Teğmenlerin bir kısmını bu farklı ve ilave ‘yemin’ hareketine götüren sebepler nelerdir?”

Kabaca bakıldığı zaman bile bu hareketin, harp okullarında üzerinde titizlikle durulan askeri ritüellerden disipline aykırı olduğu açıkça görülebilmektedir. Aradan daha bir yıl bile geçmeden bir yandan Tuzla Piyade Okulu’nda emirler hilafına “Atatürk rozeti takmayan” teğmenler, bir yandan da emirler hilafına farklı yemin eden teğmenler! Her ikisi de masum sayılamaz.

Maksadımız, Milli Savunma Bakanlığı’nın 5 Eylül 2024 tarihli konuyla ilgili bilgilendirmesindeki gibi “Türk Silahlı Kuvvetlerimizi yıpratmaya ve kamuoyunda olumsuz algı oluşturmaya yönelik paylaşım, yorum ve değerlendirme” değildir. Ancak aynı bildiride yer alan “Disiplin mevzuatı kapsamında kastı, kusuru, ihmali veya sorumluluğu olan personel hakkında gereken işlemler yapılacaktır!” ifadesi de yeterli bulunmamaktadır. Bize göre Kara Harp Okulu’nda geçen yıl olduğu gibi bu yıl da belirgin bir disiplin zafiyeti vardır.

Ak Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in, “Birtakım siyasetçi, aydın, emekli asker bu görüntülerden işte ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir mesaj verildi!” şeklindeki ifadeleri eleştirmesi kabul edilebilir. Ancak “Ordunun üzerinden, askeri vesayet üretilmesinin bir takım yabancı projeler çerçevesinde en çok TSK’ye zarar verdiği”ne ilişkin ifadeleri de yeterli değildir.

Zira Temmuz 2003’te TSK’ye yabancı güçlerinin (ABD) reva gördüğü Çuval Olayı’nda Ak Parti iktidarı ortada yoktu. Aynı gün Orgeneral Hurşit Tolon TSK adına Washington’da ABD Bağımsızlık Günü’ne katılmayıp geri dönünce, çakma “Ergenekon Davası”ndan suçlandığında Ak Parti iktidarı ortada yoktu. 2002’de “Türkiye hep Batı’ya değil, artık yönünü Doğu’ya da çevirmelidir!” diyen MGK Genel Sekreteri Orgeneral Tuncer Kılınç’ın daha sonra ABD’nin hedefine konarak çakma Ergenekon Davası ile suçlandığında Ak Parti iktidarı gene yoktu.

Eğer iktidar her aykırı gelişmeyi “yabancı güçlerin işi” diye nitelerse, açıkça yabancı parmağı olduğu iyice anlaşılan Balyoz, Ergenekon vb çakma davalarla TSK’nın en güzide komutan ve subaylarının gözden çıkartılmasında neredeydi? Yoksa “askeri vesayeti” ortadan kaldırmak için yabancı güçlerle işbirliği normal miydi? Normal ise buna çifte standart denemez mi?

Muhtemelen sivil otoriteye karşı olmayan teğmenlerin hareketi, Harp Okulu’nda mevcut bir “cemaatçi” yapılanmaya karşı olabilir. Zira iktidarın 2016 FETÖ darbe girişiminin ardından TSK eğitim kurumlarında yeni kadrolaşma hareketi ve YAŞ’da birçok bakanın general/amirallerin terfisine karar vermesi, TSK’yi siyasete sokmuştur. Kendisi iktidarın bir bakanı da olsa, MSB Güler, bu konuya en azından bundan sonra titizlikle yaklaşmalıdır.

Sonuç itibariyle, 1970’li yılların başında Deniz Harp Okulu’nun çalkantılı dönemini öğrenci, TSK görevinin sonlarına doğru yönetici (Dekan) olarak yaşayan biri olarak önerim; TSK’nin siyaset batağından ve varsa Harbiye’nin cemaatçi yapılanmadan kurtarılmasıdır. Ne dersiniz?

celalettin yavuz
Celalettin Yavuz

Güvenlik Politikaları Uzmanı Lisans ve Y. Lisans öğrenimini Milli Savunma Üniversitesinde (Deniz Harp Okulu – 1974; Deniz Harp Enstitüsü-1983) tamamladı. Daha sonra Silahlı Kuvvetler Akademisi öğrenimi (1985-86) gördü ve “Irak’ın Geleceği” ile ilgili bitirme tezini yazdı. 1989-1991 döneminde Führungsakademie (Hamburg/Almanya) 2 yıllık Güvenlik Politikası-Strateji-Stratejik İstihbarat-Jeopolitik, Askeri Tarih eğitimi aldı. “İstanbul Boğazı’nın Karadeniz Sahildarı Ülkeler Üzerindeki Jeopolitik ve Stratejik Etkileri” (Almanca) başlıklı mezuniyet tezini yazdı. Genelkurmay Personel Başkanlığı’nda görevli iken Kıbrıs Barış Harekâtı’nın madalya ve taltif projesini gerçekleştirdi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı karargâhında NATO Planlama direktifleri ve kuvvet plan çalışmaları üzerinde çalıştı. Ayrıca bir yıl boyunca Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Toplantı Dosyasını hazırladı. Ege'de gerilimli 1980'li ve 1990'lı yıllarda 2 ayrı geminin komutanlıklarını yaptı. 1994-1997 döneminde Almanya'da Deniz Ataşeliği sırasında Deniz Ataşe Birliği'nin başkanlığına (doyen) ve 143 kişilik Askeri Ataşeler Birliği'nin Yönetim Kuruluna seçildi. Daha sonra Mersin’de Karakol ve Çıkarma Gemileri Komodorluğu’nun ardından Genelkurmay Yunanistan Kıbrıs Dairesinde Yunanistan Şube Müdürü iken “Türk-Yunan Ege’de Güven Arttırıcı Önlemler Paketi” projesinin (Ocak 2000) yöneticiliğini yaptı. Türk-Yunan sorunları üzerinde General-Amiral Oryantasyon Kursu, Harp Akademileri, Milli Güvenlik Akademisi ve TSK İstihbarat Okulu'nda dersler veren Yavuz, Deniz Harp Okulu Dekanı olduğu 2001-2003 döneminde "Denizcilik Tarihi-Deniz Stratejisi", "Askeri Strateji" ve "Liderlik" dersleri verdi. 1994’te Dr., 2002’de Doç.Dr. olan Yavuz, Milli Güvenlik Akademisi öğretim üyesi iken 30 Mart 2004’te istekle emekli oldu ve BİLKENT Üniversitesi’ne ilaveten Milli Güvenlik Akademisi’nde Türk-Yunan Sorunları, Suriye, Ortadoğu, Terörle Mücadele dersleri, 2012’de Prof.Dr. olduktan sonra da Atılım Üniversitesi’nde (2012-2013) ve Kara Harp Okulu Savunma Bilimleri Enstitüsünde (2013 Bahar) Y. Lisans ve Doktora, Ufuk ve Başkent üniversitelerinde lisans dersleri verdi. 2022 yılı başlarında adı Topkapı Üniversitesi olarak değiştirilen “Ayvansaray Üniversitesi”nde İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nin kurucu dekanlığını yapan, fakülteyi 16 bölüme çıkartan Prof.Dr. Yavuz, “İstihbarat, Strateji ve Terörizm/Avrupa'da Terör Örgütleri” gibi 3 farklı konuda sertifika dersleri yanında İstanbul Topkapı Üniversitesi’nde lisans ve Y. Lisans dersleri verdi. Güvenlik Bilimleri ve Uygulamaları Y. Lisans programının kurucu ABD Başkanlığını Eylül 2022’ye kadar sürdürerek “Küresel Güvenlik Stratejileri” üzerine sertifika programı hazırladı. Mayıs 2020 ayında uluslararası sempozyum düzenledi ve bizzat sunum yaptı. Milli Savunma Üniversitesi’nde (Harp Akademileri) 2019 yılından beri “Dış Politika Analizi” ile “Küresel Güvenlik Stratejileri” başlıklı ders verdi. Genelkurmay SAREM “Dış Uzman”lık (2003-2010), Türk Askeri Tarih Kurulu (TATK) Genel Kurul üyeliği (1999-2007), Gnkur. Atatürk Araştırma ve Eğitim Merkezi “ATAREM” Genel Kurul Kurucu Üyeliği (1999-2007), Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim/Öğretim Kurulu üyeliği (2001-2003), Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) “Strateji” Grubu üyeliği (2005-2011), Türk Ocakları Genel Merkezi Hars Heyeti (en üst düzeydeki kültür kurulu) üyeliği (2004-2010), TÜRKSAM düşünce kuruluşunun Kurucu Başkan Yardımcısı ve Terör Bölümü Başkanlığı (2008-2012) yapan Prof.Dr. Yavuz, pek çok süreli yayının yayın ve hakem kurullarında yer almaktadır. Almanca ve İngilizce bilen Prof.Dr. Yavuz’un “Güvenlik politikaları, Askeri Tarih/Strateji, İstihbarat, Ortadoğu, çevre ülkeler, terörle mücadele, bölgesel-küresel sorunlar, küresel güvenlik stratejileri ve Deniz Tarihi konularında, çoğu müstakilen yazılmış 30’un üzerinde kitabı ve süreli dergilerde yazılmış çok sayıda makalesi mevcuttur. Halen Anadolu Ajansı ve Yeni Şafak gazetesinin “Düşünce Günlüğü” bölümünde her ay “Bölgesel ve Küresel Güvenlik Politikaları” üzerine analizleri yayınlanan Yavuz’un son dönemde Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE)’de konferansları, sitesinde yazıları yayınlanmakta olup, gene son zamanlarda Devlet Dergisi ve Türk Yurdu dergilerinde de yazıları yayınlanmaktadır. Ayrıca, Eylül 2022’den itibaren TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu’nda haftada bir gün “Mavi Vatan” adlı bir programın yapımcılığını (ve yorumculuğunu) yapmaktadır. Ankara’da ikame eden Prof.Dr. Yavuz, evli, iki çocuk babası olup Almanca ve İngilizce bilmektedir.

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
    Tüm Yorumlar (1)