WOTTV E-DERGİ
DOLAR 33,9942 -0.21%
EURO 38,0583 0.34%
ALTIN 2.827,170,88
BITCOIN 21520824,73%
Siber Saldırılarda Yeni Çılgınlık ve Dünyayı Takmayan İsrail

Siber Saldırılarda Yeni Çılgınlık ve Dünyayı Takmayan İsrail

19 Eylül 2024 13:09
Siber Saldırılarda Yeni Çılgınlık ve Dünyayı Takmayan İsrail
0

BEĞENDİM

Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 19 Eylül 2024

 

17 Eylül 2024’te tüm duyanların kanını donduran alışılmadık bir siber saldırı duyuldu. Lübnan Hizbullah’ı üyelerine ait çağrı cihazları patlatılmak suretiyle 2’si çocuk, 12 kişi hayatını kaybetti, 3 bine yakın yaralı var. Olayın üzerindeki sis perdesi henüz kalkmadan ve Hizbullah “İntikam yemini” etmişken, bir gün sonra Lübnan’ın güneyinde ve başkent Beyrut’ta bu kez telsiz cihazları patlatılarak 9 kişi katledildi, 300 kişi yaralanınca bu siber saldırılar ele alındı.

Mazlum Rolünden Canavara Dönüşen İsrail

İtiraf etmese de “sukut ikrardan gelir!” denircesine bu siber terörün İsrail tarafından gerçekleştirildiği konusunda tüm dünya uzlaşmış gibi. İsrail de “yapmadım!” demedi. Bu olayla  “düşman” gördüğü kim varsa İsrail’in her vasıtayla saldırmakta olduğu bir kez daha anlaşıldı.

I. Dünya Harbi sonrası dünyanın neresinde “Nazi” varsa MOSSAD onları infaz etti. Temmuz 1976’da Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) üyeleri Tel Aviv-Paris seferini yapan Fransız yolcu uçağını Uganda’nın Entebbe Havalimanı’na kaçırdı. Yahudiler hariç yolcular bırakılırken, hapisteki Filistinli gerillaların salıvermeleri için 48 saat süre tanıdılar. Müzakereye onay veren İsrail, en seçme 200 askerini gizlice Uganda’ya sevk etti. İsrail Hükümeti’nin bile baskın planından, uçaklar havalanınca haberdar olduğu harekatta gece yarısı havaalanına inen askerler, 58 dakikada rehineleri kurtarıp, 7 militanı ve 45 Uganda askerini öldürmüşlerdi. Baskın sırasında beş İsrail askeri yaralanırken, sadece birliğin komutanı ve mevcut Başbakan Netanyahu’nun ağabeyi Yonatan ölmüştü. O dönemde dünyada şaşkınlık yaratan bu olay, daha sonra Hollywood sinema sektörünce küresel çapta İsrail’in reklamını yapan filme dönüştü.

İsrail, tehdit olarak gördüğü hangi ülke varsa ona bir şekilde diş geçirdi. Bunlardan ilki İsrail’e 1600 km uzaklıktaki Irak’ın Osirak nükleer santraline Haziran 1981’deki hava harekatı idi. 1982’den itibaren Suriye, Lübnan, zaman zaman Ürdün hava sahası İsrail tarafından istenildiği zaman vızır vızır kullanıldı. HAMAS’ın tekerlekli sandalyeye mahkum Lideri Şeyh Ahmed Yasin’i ve yanındakileri helikopterden atılan füze ile infaz etti. Arafat’ı Ramallah’ta sığındığı binadan çıkarmayarak hastalanmasına sebebiyet verdi. “Elebaşı” gibi değerlendirilen çok sayıdaki HAMAS üyeleri çeşitli Arap ülkelerinde MOSSAD tarafından infaz edildi.

İran’ın nükleer çalışmalar yapan bilim adamlarının da uğradığı bu infazlardan Türkiye bile nasibini aldı. 31 Mayıs 2010’da Mavi Marmara feribotu İsrail’in abluka sahasının çok uzağında iken, sabah alacakaranlığında basıldı ve 9 kişi katledildi. Halen 2.5 milyonluk Gazze’yi dümdüz eden İsrail, 41 bin ölü ve binlerce yaralı bırakırken, ne yazık ki çoğu insanın aklında hala İsrail askerlerinin Entebbe Baskını sırasındaki “kahramanlığı” ve sözde “haklılığı” var olmaktadır.

Siber Saldırılarda Sınırlar Belirlenemiyor

Siber saldırılarla ilk kez bilgisayarlarımıza gönderilen virüsler yoluyla tanıştık. Daha sonra bankalardan hava alanlarına, elektrik kesintisinden askeri alanlara kadar pek çok sahada karşılaştık. NATO, 2007’de Baltık ülkelerinde Siber Savunma Komutanlığı’nı kurdu. Türkiye de 2010’lu yıllarda benzer bir komutanlığı hizmete soktu. Hatırlanacağı üzere Kardak Krizi sırasında Türk ve Yunan donanmaları savaşın eşiğinden dönmüştü. Ancak öğrenildi ki, tarafların uçak ve füzelerinin yazılımları ABD’nin kontrolü altında olduğu için savaş çıkmış olsa bile ABD bu yazılımların kontrolü ile silah sistemlerini devre dışı bırakacakmış. Bu durum öğrenildikten sonra Türkiye, ithal ettiği silah sistemleri için “yerli yazılım” kuralı koymuştu.

Rusya’nın siber teknolojisiyle başkan seçildiği ileri sürülen Trump, Çin’in ABD’de adeta kapışılan cep telefonuna “ticaret savaşı” ile yasak getirmişti. Yani Trump haklıymış diyebiliriz.

Eski teknolojiye sahip çağrı cihazları ve telsizlerdeki bu patlamanın, İsrail tarafından önceden haber alınarak bir şekilde bataryalarına patlayıcı düzeneği yerleştirilmesiyle gerçekleştiği iddia edilmektedir. Buradan çıkartılacak ders, teknolojide yerli yatırıma hız vermektir.

Sonuçta görünen o ki dizginlenemeyen, bölgesel yangını genişleten ve beklenmedik hareketleri devam edecek gibi olan İsrail güvenliğimiz için mercek altında tutulmalıdır. Siz ne dersiniz?

celalettin yavuz
Celalettin Yavuz

Güvenlik Politikaları Uzmanı Lisans ve Y. Lisans öğrenimini Milli Savunma Üniversitesinde (Deniz Harp Okulu – 1974; Deniz Harp Enstitüsü-1983) tamamladı. Daha sonra Silahlı Kuvvetler Akademisi öğrenimi (1985-86) gördü ve “Irak’ın Geleceği” ile ilgili bitirme tezini yazdı. 1989-1991 döneminde Führungsakademie (Hamburg/Almanya) 2 yıllık Güvenlik Politikası-Strateji-Stratejik İstihbarat-Jeopolitik, Askeri Tarih eğitimi aldı. “İstanbul Boğazı’nın Karadeniz Sahildarı Ülkeler Üzerindeki Jeopolitik ve Stratejik Etkileri” (Almanca) başlıklı mezuniyet tezini yazdı. Genelkurmay Personel Başkanlığı’nda görevli iken Kıbrıs Barış Harekâtı’nın madalya ve taltif projesini gerçekleştirdi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı karargâhında NATO Planlama direktifleri ve kuvvet plan çalışmaları üzerinde çalıştı. Ayrıca bir yıl boyunca Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Toplantı Dosyasını hazırladı. Ege'de gerilimli 1980'li ve 1990'lı yıllarda 2 ayrı geminin komutanlıklarını yaptı. 1994-1997 döneminde Almanya'da Deniz Ataşeliği sırasında Deniz Ataşe Birliği'nin başkanlığına (doyen) ve 143 kişilik Askeri Ataşeler Birliği'nin Yönetim Kuruluna seçildi. Daha sonra Mersin’de Karakol ve Çıkarma Gemileri Komodorluğu’nun ardından Genelkurmay Yunanistan Kıbrıs Dairesinde Yunanistan Şube Müdürü iken “Türk-Yunan Ege’de Güven Arttırıcı Önlemler Paketi” projesinin (Ocak 2000) yöneticiliğini yaptı. Türk-Yunan sorunları üzerinde General-Amiral Oryantasyon Kursu, Harp Akademileri, Milli Güvenlik Akademisi ve TSK İstihbarat Okulu'nda dersler veren Yavuz, Deniz Harp Okulu Dekanı olduğu 2001-2003 döneminde "Denizcilik Tarihi-Deniz Stratejisi", "Askeri Strateji" ve "Liderlik" dersleri verdi. 1994’te Dr., 2002’de Doç.Dr. olan Yavuz, Milli Güvenlik Akademisi öğretim üyesi iken 30 Mart 2004’te istekle emekli oldu ve BİLKENT Üniversitesi’ne ilaveten Milli Güvenlik Akademisi’nde Türk-Yunan Sorunları, Suriye, Ortadoğu, Terörle Mücadele dersleri, 2012’de Prof.Dr. olduktan sonra da Atılım Üniversitesi’nde (2012-2013) ve Kara Harp Okulu Savunma Bilimleri Enstitüsünde (2013 Bahar) Y. Lisans ve Doktora, Ufuk ve Başkent üniversitelerinde lisans dersleri verdi. 2022 yılı başlarında adı Topkapı Üniversitesi olarak değiştirilen “Ayvansaray Üniversitesi”nde İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nin kurucu dekanlığını yapan, fakülteyi 16 bölüme çıkartan Prof.Dr. Yavuz, “İstihbarat, Strateji ve Terörizm/Avrupa'da Terör Örgütleri” gibi 3 farklı konuda sertifika dersleri yanında İstanbul Topkapı Üniversitesi’nde lisans ve Y. Lisans dersleri verdi. Güvenlik Bilimleri ve Uygulamaları Y. Lisans programının kurucu ABD Başkanlığını Eylül 2022’ye kadar sürdürerek “Küresel Güvenlik Stratejileri” üzerine sertifika programı hazırladı. Mayıs 2020 ayında uluslararası sempozyum düzenledi ve bizzat sunum yaptı. Milli Savunma Üniversitesi’nde (Harp Akademileri) 2019 yılından beri “Dış Politika Analizi” ile “Küresel Güvenlik Stratejileri” başlıklı ders verdi. Genelkurmay SAREM “Dış Uzman”lık (2003-2010), Türk Askeri Tarih Kurulu (TATK) Genel Kurul üyeliği (1999-2007), Gnkur. Atatürk Araştırma ve Eğitim Merkezi “ATAREM” Genel Kurul Kurucu Üyeliği (1999-2007), Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim/Öğretim Kurulu üyeliği (2001-2003), Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) “Strateji” Grubu üyeliği (2005-2011), Türk Ocakları Genel Merkezi Hars Heyeti (en üst düzeydeki kültür kurulu) üyeliği (2004-2010), TÜRKSAM düşünce kuruluşunun Kurucu Başkan Yardımcısı ve Terör Bölümü Başkanlığı (2008-2012) yapan Prof.Dr. Yavuz, pek çok süreli yayının yayın ve hakem kurullarında yer almaktadır. Almanca ve İngilizce bilen Prof.Dr. Yavuz’un “Güvenlik politikaları, Askeri Tarih/Strateji, İstihbarat, Ortadoğu, çevre ülkeler, terörle mücadele, bölgesel-küresel sorunlar, küresel güvenlik stratejileri ve Deniz Tarihi konularında, çoğu müstakilen yazılmış 30’un üzerinde kitabı ve süreli dergilerde yazılmış çok sayıda makalesi mevcuttur. Halen Anadolu Ajansı ve Yeni Şafak gazetesinin “Düşünce Günlüğü” bölümünde her ay “Bölgesel ve Küresel Güvenlik Politikaları” üzerine analizleri yayınlanan Yavuz’un son dönemde Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE)’de konferansları, sitesinde yazıları yayınlanmakta olup, gene son zamanlarda Devlet Dergisi ve Türk Yurdu dergilerinde de yazıları yayınlanmaktadır. Ayrıca, Eylül 2022’den itibaren TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu’nda haftada bir gün “Mavi Vatan” adlı bir programın yapımcılığını (ve yorumculuğunu) yapmaktadır. Ankara’da ikame eden Prof.Dr. Yavuz, evli, iki çocuk babası olup Almanca ve İngilizce bilmektedir.

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
    Tüm Yorumlar (1)
    • Uguroz

      Haklısınız teknolojinin ne denli önemli olduğu ortaya cıkmıs oldu

      Yanıtla
      +0
      -0