WOTTV E-DERGİ
DOLAR 33,9963 -0.22%
EURO 38,0359 0.31%
ALTIN 2.830,541,00
BITCOIN 21587826,16%
Ramazan Ayı ve Tevazu

Ramazan Ayı ve Tevazu

29 Mart 2024 11:00
Ramazan Ayı ve Tevazu
0

BEĞENDİM

Uzman Klinik Psikolog Rabia YAVUZ – 29 Mart 2024

 

Ramazan ayını yarıladık bile. Orucun tüm müminlere farz kılındığı bu ay Müslümanlar için diğer aylardan farklı. Tam da bu nedenle oruç ibadeti bu aya tahsis edilmiş. Sebebi hikmeti ise Bakara Suresi 185. ayette geçtiği üzere: İnsanlar için hidayet olan ve doğru yolu ve apaçık belgeleri kapsayan Kur’an o ayda indirilmiştir. Hikmetin, bilginin ve kanıtların yer aldığı yol gösterici bir kitabın inişinin oruçla yani kendini tutmakla kutlanması ne büyük bir incelik.

 

Rivayetlere göre Ramazan ayının son 10 gününden bir gecede. Kadir gecesi olarak anılan bu gecede derin düşünceler içinde bir insan. Toplumunda dürüstlüğüyle tanınan bu mütefekkir insan Cebrail’in getirdiği kelimelerle o gece vahiy ile tanışır. Alak suresinin ilk ayetleriyle sarsılan bu güzel insan evine eşi Hz. Hatice’nin yanına gider. Hz. Hatice’nin onun şahitliğine şahitlik etmesi ile peygamber olan Hz. Muhammed insana bilmediğini öğreten Rabbin adıyla bilme yolculuğuna başlar. Alak suresinin 4. ve 5. ayetlerinde Allah kendini öğreten olarak tanıtır. İnsana bilmediğini öğreten. İnsana bilgisinin ne kadar sınırlı olduğunu, derin sorular içinde ne kadar düşünsek de bilmediğimizi ancak kabul edebildiğimizde öğrenme yolculuğuna başlayabileceğimizi de düşündürür bu ayetler bana. Üstelik Hz. Muhammed gibi derin ve zor sorular soranların iyi bilebileceği gibi öğrenme yolculuğu hep devam etmektedir, yeter ki entelektüel tevazudan vazgeçmeyelim. Bilmediğimizi itiraf edebildiğimiz zamanları şöyle bir zihnimizden geçirebilsek, “Bilmiyorum” cümlesini en son ne zaman kullandığımızı arada bir yoklamayı denesek belki daha çok istifade edebiliriz bize öğretenin o geniş ilminden.

 

“Bilmiyorum” demek cesaret ve idrak işi. Bu farkındalığa sahip olanlar ise karanlık gecelerden bile aydınlık yanıtlarla çıkabiliyor. Bu cesareti gösterebilenler kendilerinden farklı olandan yeni şeyler öğrenmeye devam edebiliyor. Ama belki de en önemlisi kendi sınırlı bilgisini takdir ve idrak edebilenler tüm varlığa sadece zihinlerini değil koca yüreklerini de açabiliyor. Yaklaşan seçim sürecini de dikkate alarak farklı düşünce ve yaşam tarzlarına sahip her insanı kendimiz gibi hikâyeleri olan insanlar olarak göremez isek hepimiz bu çatışma ortamından zarar görebiliriz. Siyasi muhaliflerini küçümseyen, hakaret içeren sıfatlarla niteleyen toplulukların diğerleriyle aralarındaki farklılıklara daha fazla odaklandıklarını gösteriyor siyaset psikolojisinde yapılan çalışmalar. Farklılıklara fazlaca odaklanmak sosyal açıdan da birbirimize uzak durmamıza neden olurken birbirimizden öğrenmemize de engel oluyor.  Narsisizmin sağlıksız kutbu sadece bireyleri ele geçirmez, kendinden farklı olan diğer grupları değersiz gören yaklaşımların mensupları da grup narsisizminin içinde küçülür gider. Bu kutuplaşmanın ilacı da belki entelektüel tevazudan devşirilebilir. Tüm doğru cevapları bilmediğimizi itiraf edebilmek ve doğru ya da hakikatin tekelinin bizde olmadığını fark edebilmek bizlere daha sağlıklı bir benlik ve toplum kazandırabilir. Hakikat, iyilik ve doğruluk kimsenin mülkü değildir. Bilmediğini itiraf edebilenler ise her şeyden yeni bir şeyler öğrenebilmeye yaklaşabilir.

rabia yavuz
Rabia Yavuz

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.