0

BEĞENDİM

3

Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 25 Kasım 2023

Ağustos ayı ortalarından itibaren güvenlik politikaları ağırlıklı olarak köşe yazısı/analizlerimi yayınlayan “World of Türkiye” sitesinde daha önce yayınlanan 8 bölümlü “ABD Güç Kaybederken” başlıklı yazı dizisi ve 23 Kasım’da sona eren 12 bölümlük “Çin Mucizesi” başlıklı yazı dizileri hakkında okuyucularımızdan çok iyi geri dönüşler aldık. Ancak yazı dizilerinde tüm okuyucuları mutlu edebilmek de mümkün değil.

Mesela “Çin Mucizesi” yazı dizimizde Çin’in Doğu Türkistan Uygur Özerk Bölgesinde Uygur Türklerine karşı baskı ve mezalimine ayrı bir sayfa açmadığımız için eleştirenler oldu. Kendi pencerelerinden baktıklarında haklı olabilirler. Ancak ana konu Çin’in içindeki mezalimi veya hukuk dışı tutumu değildi. Yazı dizisinden muradımız, Mao Çetung döneminde bile kalabalık bir nüfusa sahip olmanın dışında uluslararası alanda söz sahibi olmaktan uzak Çin’in, son 40 yılda nasıl oldu da ABD’yi de tehdit edecek küresel bir güç haline geldiğini okuyucularımızla paylaşmaktı.

Bir başka okuyucu da 12’nci bölümün sonunda “Önerin nedir?” diye sormuş. Aslında son yazının sonuç kısmında “Tarihinde Uygur Türkleri ve Müslümanlar hariç genelde pek saldırı politikası gütmeyen ve yatırımları ile öne çıkan Çin, girdiği yerleri kalkındırdığı gibi ele geçirme özelliğine de sahiptir!” şeklindeki ifadeyle bunun cevabını vermiştim. Kısacası “Şayet Çin’e karşı temkinli olmayıp elini verirsen kolunu kaptırabilirsin!”

Okuyucularımızın isteği üzerine, güncelden hareketle yıllardır Ortadoğu’da rahat ve huzur bırakmayan, her geçen yıl daha da saldırgan hale gelen Yahudilerin, daha doğrusu Siyonistlerin yarattığı “İsrail Sorunu”na kadar geçen tarihi üzerine, “Dinler Tarihi”nden çok güvenlik politikası ağırlıklı yeni bir yazı dizisine başlıyoruz. Tabii ki güncel ve aciliyeti bulunan gelişmeler sırasında bu yazı dizisine de zaman zaman bir iki gün ara verilecektir.

Siyonist Hareketle İlgili İçerik

Aslında 7 Ekim 2023’te Filistin’e ait Akdeniz kıyısındaki Gazze Şeridi’ne hakim olan HAMAS’ın İsrail’e baskın tarzındaki saldırısı üzerine İsrail’de bugüne kadarki en radikal hükümetin Gazze Şeridi’ne “HAMAS’ı yok edinceye kadar” taş üstünde taş kalmayacak şekildeki harekatına “güncel” yazılar içerisinde sıkça değinilmişti.

Bugün başlayan yazı dizisi içerisinde ikinci yazıdan itibaren özetle şu konulara yer verilmeye çalışılacaktır: Yahudilerin tarih sahnesine çıkışı, Hz. İbrahim döneminde “Vaat Edilmiş Topraklar” (Arz-Mevud), Sami ırkının ikiye bölünmesi, “Yeşeya Kehanetleri”, tarihte Yahudilerin Babil sürgünü ve Romalılar döneminde Kafkaslar-Rusya-Avrupa-Endülüs’e kadar uzanan coğrafyada yaşanan Yahudi sürgünleri, İspanya ve Portekiz’de baskı altında yaşayan Yahudilere yeni yardım elini uzatan Osmanlı Devleti’nin Yahudilere yerleşim imkanı tanınması ve Osmanlı’da Yahudiler için misyonerlik faaliyetleri.

Daha sonra Polonya, Rusya ve Fransa başta olmak üzere bazı Avrupa ülkelerinde baskı ve altındaki Yahudilere yeni bir yurt bulabilmek maksadıyla Dr. Theodor Herzl tarafından düzenlenen Siyonist kongreler. Bu bağlamda Osmanlı Sultanı Abdülhamit’le temas ve verilen cevap. Yahudilerin Filistin bölgesinde yurt edinmeleri konusunda dönemin büyük devletlerince I. Dünya Harbi sırasında alınan kararlar ve anlaşmalar, Filistin’e Avrupa’dan Yahudi (Siyonist) göçler ve Filistin’de kargaşa.

İsrail’in bağımsızlık ilanı ile başlayan Arap-İsrail Savaşları, Arapların ülkelerinin başarısızlığı üzerine Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ)’nün tek başına mücadelesi, Filistin-İsrail çatışmaları ve Sürgünde Filistin Hükümeti, Birinci İntifada ve Filistin’in devletleşme süreci, Oslo Görüşmeleri ve iki devletli çözüm umutları, HAMAS’ın kuruluşu ve Oslo Süreci ile birlikte Filistin-İsrail çatışmalarında yeni gelişmeler, Yasir Arafat sonrası Filistin-İsrail çatışmaları ve HAMAS, Bazı Arap ülkelerinin HAMAS karşıtlığı ve Tabii ki güncel gelişmeler.

(Not: Yazı dizisine “Yahudiler Mağdur mu Suçlu mu? -2” ile devam edilecektir.)