WOTTV E-DERGİ
DOLAR 34,1048 0.02%
EURO 37,9809 0.06%
ALTIN 2.804,030,06
BITCOIN 21139733,11%
Pençe-Kilit Operasyonu: Terörle Mücadelede Parametre Değişikliği Düşünülebilir mi?

Pençe-Kilit Operasyonu: Terörle Mücadelede Parametre Değişikliği Düşünülebilir mi?

25 Aralık 2023 11:19
Pençe-Kilit Operasyonu: Terörle Mücadelede Parametre Değişikliği Düşünülebilir mi?
0

BEĞENDİM

Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 25 Aralık 2023

 

2023 yılı sona ererken iki gün üst üste Pençe-Kilit Harekatı bölgesinde 12 çocuğumuz PKK terör örgütü tarafından şehit edildiler. Bu elim olay üzerine sadece Tokat, Zonguldak, Malatya, İzmir, Denizli, Sinop, Gaziantep, Yozgat, Çorum, Elazığ, Mardin ve Manisa’ya değil, tüm Türkiye’ye şehit ateşi düştü. Evlatlarımızın mekanı Cennet, yakınlarının ve milletimizin başı sağ olsun. Bu elim olay üzerine iki TV kanalından konuşma daveti aldım ancak, ayrıntılı veriler olmadığı için kabul etmedim. Burada terörle mücadelede bazı esasları belirtmeye çalışacağım.

Terör Örgütleri Nasıl ve Nereden Beslenir, Terörle Nasıl Mücadele Edilir?

Terörle mücadelede başarılı olmanın yolu bilinmekte olup şöyledir: Öncelikle terör karşısında zafiyete düşmemeli ve bölge insanı terör örgütünün baskısından kurtarılmalı, silahlı ve demokratik yollarla mücadele yapılmalıdır. Silahlı mücadelede silah, mühimmat, teçhizat ve erken ihbar sistemlerinin en gelişmiş örnekleri kullanılmalıdır. Terör örgütüne militan devşirilen bölgeler devletin şefkatli elleri ile ekonomik, eğitim, ulaşım, iş, aş vb. açısından iyileştirilmeli, böylece terör örgütüne devşirme imkanı verilmemelidir. Terör örgütünün silah ve maddi kaynakları kurutulmalıdır. Terör örgütünün yurt içinde ve dışında yardım ve yataklık imkanları kurutulmalıdır. Terör örgütünün ekmeğine yağ sürecek şekilde terör faaliyetlerinin medyada ve sosyal medyada adeta reklamı yapılacak şekilde yayınlanması önlenmelidir.

Türkiye, PKK terör örgütü ile mücadelede bu sayılan hususların çoğunu uygulamış ve uygulamaktadır. Uygulanamayanlar arasında ilk sırada; PKK’ya yurt dışında ve kısmen de yurt içinde yardım ve yataklık yapılmasının önlenememesi vardır. Bu bağlamda ikinci sırada da PKK’nın silah ve maddi kaynak temini önlenememesi gelmektedir. Sosyal medyanın çağ atladığı günümüzde terör örgütünün “reklamını” yapmanın önlenmesi de kolay değildir.

Bu arada her ne kadar Türkiye’nin terörle mücadele gücü en modern silah ve erken ihbar sistemlerini kullansa da, karşı tarafın da bazı gelişmiş erken ihbar ihbar ve silah olarak da kullanılabilen İHA’ları kullanabilecekleri de unutulmamalıdır.

Terör örgütüne yardım ve yataklık ettiği bilinen bir ülke, PKK’ya ağır silahlar, maddi yardım ve hava savunma sistemleri veriyorsa, İHA ve SİHA da verebileceği dikkate alınmalı, hatta uzayda cirit atan uydular vasıtasıyla istihbarat da verebilecekleri unutulmamalıdır.

Öte yandan, “Teröre destek veren ülkeler hangileridir?” diye akla bir soru gerebilir ve muhtemelen okuyucuların çoğunluğu tarafından da tahmin edilebilir. O zaman bu ülkeyi silahla, değilse canını acıtacak başka bir olayla veya Türkiye’den duyduğu rahatsızlığın sebebi müzakereler yoluyla öğrenilerek çözüm üretilebilir. Bu konuda verilebilecek örneklerden biri 1998-99 döneminde PKK’nın elebaşısının yakalanması ve ardından teröristlerin ülke dışına çıkması sırasında yaşananlardır. Bu dönem iyice incelenebilir. Her ne kadar 1999’un şartları ile bugünün şartları aynı değilse de tecrübelerden yararlanmanın bir zararı yoktur.

Bana “Terörle mücadele ettin mi de ahkam kesiyorsun?” diyenler olabilir. Her şeyden önce 1984 yılında PKK’nın Eruh ve Şemdinli’deki ilk terör olayını, o dönemde Deniz Kuvvetleri Komutanının MGK Dosyasını hazırlarken inceleme fırsatı buldum ve PKK’yı devamlı izledim. Almanya’da askeri ataşe olduğum dönemde (1994-97) PKK’nın Almanya’daki gazetesinde hedef gösterildim. Emekli olduktan sonra terör konusunda kitap ve makaleler yazdım. Lisans ve yüksek lisans dersleri verdim. Çok sayıda konferans ve oturumlarda konuşmacı oldum.

Bu arada PKK’nın İran kolu PJAK neden İran’a zarar veremiyor? Türkiye’nin Gazze Şeridi konusunda İsrail’e en fazla yüklenen ülke olmasının bu terör olayında etkisi var mı?

Sonuç itibariyle, KKK terörüyle silahlı mücadelemiz ve teröre militan yetiştiren İran, Irak ve Suriye’ye bitişik bölgeleri rehabilite çabaları inkar edilemez. Ancak bunlar acılarımızı dindirmeye yetmemektedir. Terörle mücadelede teröristle değil, ancak teröre destek veren mihraklarla mücadele veya müzakere de dahil, gerekirse parametre değişikliği düşünülmelidir. Terörü sonlandıran ülkeler ve 1998-1999 döneminde biz de böyle hareket etmiştik.

Not. Terörle Mücadele hk. Bkz: Celalettin Yavuz, Terör, Terörle Mücadele ve PKK Özelinde Çözüm Arayışları, Berikan Yayınları, Ankara, 2011

 

 

 

celalettin yavuz
Celalettin Yavuz

Güvenlik Politikaları Uzmanı Lisans ve Y. Lisans öğrenimini Milli Savunma Üniversitesinde (Deniz Harp Okulu – 1974; Deniz Harp Enstitüsü-1983) tamamladı. Daha sonra Silahlı Kuvvetler Akademisi öğrenimi (1985-86) gördü ve “Irak’ın Geleceği” ile ilgili bitirme tezini yazdı. 1989-1991 döneminde Führungsakademie (Hamburg/Almanya) 2 yıllık Güvenlik Politikası-Strateji-Stratejik İstihbarat-Jeopolitik, Askeri Tarih eğitimi aldı. “İstanbul Boğazı’nın Karadeniz Sahildarı Ülkeler Üzerindeki Jeopolitik ve Stratejik Etkileri” (Almanca) başlıklı mezuniyet tezini yazdı. Genelkurmay Personel Başkanlığı’nda görevli iken Kıbrıs Barış Harekâtı’nın madalya ve taltif projesini gerçekleştirdi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı karargâhında NATO Planlama direktifleri ve kuvvet plan çalışmaları üzerinde çalıştı. Ayrıca bir yıl boyunca Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Toplantı Dosyasını hazırladı. Ege'de gerilimli 1980'li ve 1990'lı yıllarda 2 ayrı geminin komutanlıklarını yaptı. 1994-1997 döneminde Almanya'da Deniz Ataşeliği sırasında Deniz Ataşe Birliği'nin başkanlığına (doyen) ve 143 kişilik Askeri Ataşeler Birliği'nin Yönetim Kuruluna seçildi. Daha sonra Mersin’de Karakol ve Çıkarma Gemileri Komodorluğu’nun ardından Genelkurmay Yunanistan Kıbrıs Dairesinde Yunanistan Şube Müdürü iken “Türk-Yunan Ege’de Güven Arttırıcı Önlemler Paketi” projesinin (Ocak 2000) yöneticiliğini yaptı. Türk-Yunan sorunları üzerinde General-Amiral Oryantasyon Kursu, Harp Akademileri, Milli Güvenlik Akademisi ve TSK İstihbarat Okulu'nda dersler veren Yavuz, Deniz Harp Okulu Dekanı olduğu 2001-2003 döneminde "Denizcilik Tarihi-Deniz Stratejisi", "Askeri Strateji" ve "Liderlik" dersleri verdi. 1994’te Dr., 2002’de Doç.Dr. olan Yavuz, Milli Güvenlik Akademisi öğretim üyesi iken 30 Mart 2004’te istekle emekli oldu ve BİLKENT Üniversitesi’ne ilaveten Milli Güvenlik Akademisi’nde Türk-Yunan Sorunları, Suriye, Ortadoğu, Terörle Mücadele dersleri, 2012’de Prof.Dr. olduktan sonra da Atılım Üniversitesi’nde (2012-2013) ve Kara Harp Okulu Savunma Bilimleri Enstitüsünde (2013 Bahar) Y. Lisans ve Doktora, Ufuk ve Başkent üniversitelerinde lisans dersleri verdi. 2022 yılı başlarında adı Topkapı Üniversitesi olarak değiştirilen “Ayvansaray Üniversitesi”nde İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nin kurucu dekanlığını yapan, fakülteyi 16 bölüme çıkartan Prof.Dr. Yavuz, “İstihbarat, Strateji ve Terörizm/Avrupa'da Terör Örgütleri” gibi 3 farklı konuda sertifika dersleri yanında İstanbul Topkapı Üniversitesi’nde lisans ve Y. Lisans dersleri verdi. Güvenlik Bilimleri ve Uygulamaları Y. Lisans programının kurucu ABD Başkanlığını Eylül 2022’ye kadar sürdürerek “Küresel Güvenlik Stratejileri” üzerine sertifika programı hazırladı. Mayıs 2020 ayında uluslararası sempozyum düzenledi ve bizzat sunum yaptı. Milli Savunma Üniversitesi’nde (Harp Akademileri) 2019 yılından beri “Dış Politika Analizi” ile “Küresel Güvenlik Stratejileri” başlıklı ders verdi. Genelkurmay SAREM “Dış Uzman”lık (2003-2010), Türk Askeri Tarih Kurulu (TATK) Genel Kurul üyeliği (1999-2007), Gnkur. Atatürk Araştırma ve Eğitim Merkezi “ATAREM” Genel Kurul Kurucu Üyeliği (1999-2007), Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim/Öğretim Kurulu üyeliği (2001-2003), Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) “Strateji” Grubu üyeliği (2005-2011), Türk Ocakları Genel Merkezi Hars Heyeti (en üst düzeydeki kültür kurulu) üyeliği (2004-2010), TÜRKSAM düşünce kuruluşunun Kurucu Başkan Yardımcısı ve Terör Bölümü Başkanlığı (2008-2012) yapan Prof.Dr. Yavuz, pek çok süreli yayının yayın ve hakem kurullarında yer almaktadır. Almanca ve İngilizce bilen Prof.Dr. Yavuz’un “Güvenlik politikaları, Askeri Tarih/Strateji, İstihbarat, Ortadoğu, çevre ülkeler, terörle mücadele, bölgesel-küresel sorunlar, küresel güvenlik stratejileri ve Deniz Tarihi konularında, çoğu müstakilen yazılmış 30’un üzerinde kitabı ve süreli dergilerde yazılmış çok sayıda makalesi mevcuttur. Halen Anadolu Ajansı ve Yeni Şafak gazetesinin “Düşünce Günlüğü” bölümünde her ay “Bölgesel ve Küresel Güvenlik Politikaları” üzerine analizleri yayınlanan Yavuz’un son dönemde Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE)’de konferansları, sitesinde yazıları yayınlanmakta olup, gene son zamanlarda Devlet Dergisi ve Türk Yurdu dergilerinde de yazıları yayınlanmaktadır. Ayrıca, Eylül 2022’den itibaren TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu’nda haftada bir gün “Mavi Vatan” adlı bir programın yapımcılığını (ve yorumculuğunu) yapmaktadır. Ankara’da ikame eden Prof.Dr. Yavuz, evli, iki çocuk babası olup Almanca ve İngilizce bilmektedir.

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
    Tüm Yorumlar (1)
    • İbrahim Akn

      Kaleminize sağlık Hocam Terör üzerine bir yazı dizi okumak isteriz

      Yanıtla
      +0
      -0