WOTTV E-DERGİ
DOLAR 34,0332 -0.03%
EURO 37,9748 0.1%
ALTIN 2.824,27-0,02
BITCOIN 1979812-0,99%
‘NATO’dan Ayrılalım mı’ Deyince…

‘NATO’dan Ayrılalım mı’ Deyince…

18 Nisan 2024 12:27
‘NATO’dan Ayrılalım mı’ Deyince…
0

BEĞENDİM

Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 18 Nisan 2024

 

8 Nisan 2024 tarihli “75 Yıllık NATO ve Türkiye” başlıklı köşe yazımın sonunu “Sonuç itibariyle Türkiye ile çatışan ABD’nin hegemonyal isteklerine rağmen, küresel gerilim artarken üyelikten ayrılmalı mı, yoksa kerhen de olsa devam mı edilmelidir? Siz ne dersiniz?” şeklinde bitirince, okurlardan gelen bazı geri dönüşleri kısaltarak sizlerle paylaşacağım.

Kerhenle de Olsa NATO’yla Devam Diyenler ile nadiren de Olsa Demeyenler

Afrika ve Ortadoğu konularında başarılı çalışmalarıyla bilinen emeki bir büyükelçimiz, Türkiye’nin NATO üyeliğinin devam etmesinin gerekliliğini “ABD ve Batının hoşumuza gitmeyen ve hep eleştirdiğimiz tutumlarına rağmen Ortadoğu, Asya ve Afrika ülkelerinin ve özellikle de Rusya’nın Türkiye’ye itibar etmelerinin arkasındaki ana sebebin, Türkiye’nin Batı içerisinde yer almasından kaynaklandığını” vurgulayarak açıkladı. Batı içerisindeki en önemli bağlantının NATO olduğunu ifadeyle sözü Rusya’ya getirerek şöyle devam etti: “Rusya’nın temel amacı çeşitli jeostratejik sebeplerle Türkiye’yi Batıdan kopartmaktır. Rusya, günümüzde yaşayan tek koloniyal imparatorluktur ve yayılmacı emelleri vardır. Rusya’da Rusların dışındaki  nüfus (%23), çoğunluğu itibariyle Müslüman ve/veya Türklerden oluşmaktadır. Rusya’nın  yayılmacı politikası Putin zamanında büyük ölçüde görünürlük kazanmıştır.”

Değerlendirmesinin sonunda ise Atatürk’ün vasiyetini hatırlatarak, Rusya’yı tahrik edecek eylemlerden kaçınılarak çeşitli alanlarda iyi ilişkiler kurulmasını ve milli çıkarlarımızı korumada da azimli ve dirençli olmak gerektiğinin altını çizdi.

Uzun yıllar MİT’te üst düzey görevlerde bulunan bir okurum ise Türkiye’nin NATO’dan ayrılması durumunda ABD üslerinin kapatılacağını, ABD ve İngiltere’nin Ortadoğu’ya hakim olabilmesi için Türkiye ve İran’ı ekarte etmesi gerekeceğini, dünyaya hakim olmak isteyen bu iki ülkenin Türkiye’nin yokluğunda kenar kuşak teorisini gerçekleştiremeyeceğini ileri sürdü. Bölgede Türkiye’nin bölgedeki göç dalgasını önlememesi halinde Avrupa’nın göç istilasına karşı koyamayacağını, bu sebeplerle de Türkiye’nin mevcut şartlarda NATO’dan ayrılmasının bu ülkelerce benimsenmeyeceğini ifadeyle, Şanghay İşbirliği Örgütü ve Çin bu ortamdan istifade ile bu iki ülke aleyhinde yeni atılımlara girişebileceğinin altını çizdi.

Ayrıca “Dünya ekonomik kriz içinde. ABD’nin entrikalarla Türkiye’yi sıkıntıya sokması abesle iştigaldir. ABD’nin baştan beri endişesi Türkiye’nin İran’la ilişkilerin geliştirilmesi ihtimalidir. Geçmişte Emekli Orgeneral Tuncer Kılınç İran’la ilişkilerin geliştirilmesini gündeme getirdiğinde, ABD’nin iktidara baskısıyla Kılınç pasif göreve alınmıştı. Dünya’ya hakim olmak isteyen bu ülkelere Ortadoğu, Afganistan, Çin, Rusya’dan Kamçatka’ya uzanan Kenar Kuşak teorisinin önemi gündeme getirilmelidir!” diyerek sözlerini tamamladı.

TSK’den emekli bir amiral, “Türkiye’nin NATO’daki yeri sallanmaktadır. Atatürk sağ olsaydı, herhalde hiç bir ittifakın içinde olmayarak en zorunu seçerdi!” derken, emekli bir general de sözü NATO’dan ABD’ye getirerek, “ABD  tüm dünyanın jandarmalığını hala sürdürüyor ve görünen o ki  bu hükümranlığını bir süre daha devam ettirecek. Ancak bu ne kadar sürecek? Muhtemelen bizim nesil yeni jandarma ülkeyi göremeyecek. Şimdilik aday ülke Çin gibi gözüküyor. Ancak bizim  kendi savunmamızı milli imkanlarla sağlayamayacak olmamız halinde jandarmanın kim olacağı fark etmeyecektir. Belki de gelen gideni arattıracaktır. Ekonomik olarak güçlü olmadıktan ve güçlü bir orduya sahip olmadıktan sonra NATO üyeliği veya başka bir ittifak arayışı  bir şey değiştirmeyecek diye düşünüyorum!” şeklinde yorumladı.

Emekli bir deniz kurmay albay, “Ege ve Doğu Akdeniz’deki hak ve çıkarlarımızı koruyabilmek için kesinlikle NATO’da kalmalıyız!” derken, donanımı olmadığı bu konuda bile “Türkiye NATO’ya girdi. Tarımda da esaret başladı. Türk tarımı tohum ve kimyasal gübre anlaşmaları ile yok edildi!” şeklinde ilgisiz bir yönden sınırları zorlayarak ahkam kesenler de oldu.

Sonuçta Türkiye’nin güvenlik sorunlarını bilenler kerhen de olsa ‘NATO’yla devam!” derken, “Elifi görse mertek sanacak!” kadar konuya uzak olanlar ‘NATO’ya hayır!” diyebilmektedir.

celalettin yavuz
Celalettin Yavuz

Güvenlik Politikaları Uzmanı Lisans ve Y. Lisans öğrenimini Milli Savunma Üniversitesinde (Deniz Harp Okulu – 1974; Deniz Harp Enstitüsü-1983) tamamladı. Daha sonra Silahlı Kuvvetler Akademisi öğrenimi (1985-86) gördü ve “Irak’ın Geleceği” ile ilgili bitirme tezini yazdı. 1989-1991 döneminde Führungsakademie (Hamburg/Almanya) 2 yıllık Güvenlik Politikası-Strateji-Stratejik İstihbarat-Jeopolitik, Askeri Tarih eğitimi aldı. “İstanbul Boğazı’nın Karadeniz Sahildarı Ülkeler Üzerindeki Jeopolitik ve Stratejik Etkileri” (Almanca) başlıklı mezuniyet tezini yazdı. Genelkurmay Personel Başkanlığı’nda görevli iken Kıbrıs Barış Harekâtı’nın madalya ve taltif projesini gerçekleştirdi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı karargâhında NATO Planlama direktifleri ve kuvvet plan çalışmaları üzerinde çalıştı. Ayrıca bir yıl boyunca Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Toplantı Dosyasını hazırladı. Ege'de gerilimli 1980'li ve 1990'lı yıllarda 2 ayrı geminin komutanlıklarını yaptı. 1994-1997 döneminde Almanya'da Deniz Ataşeliği sırasında Deniz Ataşe Birliği'nin başkanlığına (doyen) ve 143 kişilik Askeri Ataşeler Birliği'nin Yönetim Kuruluna seçildi. Daha sonra Mersin’de Karakol ve Çıkarma Gemileri Komodorluğu’nun ardından Genelkurmay Yunanistan Kıbrıs Dairesinde Yunanistan Şube Müdürü iken “Türk-Yunan Ege’de Güven Arttırıcı Önlemler Paketi” projesinin (Ocak 2000) yöneticiliğini yaptı. Türk-Yunan sorunları üzerinde General-Amiral Oryantasyon Kursu, Harp Akademileri, Milli Güvenlik Akademisi ve TSK İstihbarat Okulu'nda dersler veren Yavuz, Deniz Harp Okulu Dekanı olduğu 2001-2003 döneminde "Denizcilik Tarihi-Deniz Stratejisi", "Askeri Strateji" ve "Liderlik" dersleri verdi. 1994’te Dr., 2002’de Doç.Dr. olan Yavuz, Milli Güvenlik Akademisi öğretim üyesi iken 30 Mart 2004’te istekle emekli oldu ve BİLKENT Üniversitesi’ne ilaveten Milli Güvenlik Akademisi’nde Türk-Yunan Sorunları, Suriye, Ortadoğu, Terörle Mücadele dersleri, 2012’de Prof.Dr. olduktan sonra da Atılım Üniversitesi’nde (2012-2013) ve Kara Harp Okulu Savunma Bilimleri Enstitüsünde (2013 Bahar) Y. Lisans ve Doktora, Ufuk ve Başkent üniversitelerinde lisans dersleri verdi. 2022 yılı başlarında adı Topkapı Üniversitesi olarak değiştirilen “Ayvansaray Üniversitesi”nde İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nin kurucu dekanlığını yapan, fakülteyi 16 bölüme çıkartan Prof.Dr. Yavuz, “İstihbarat, Strateji ve Terörizm/Avrupa'da Terör Örgütleri” gibi 3 farklı konuda sertifika dersleri yanında İstanbul Topkapı Üniversitesi’nde lisans ve Y. Lisans dersleri verdi. Güvenlik Bilimleri ve Uygulamaları Y. Lisans programının kurucu ABD Başkanlığını Eylül 2022’ye kadar sürdürerek “Küresel Güvenlik Stratejileri” üzerine sertifika programı hazırladı. Mayıs 2020 ayında uluslararası sempozyum düzenledi ve bizzat sunum yaptı. Milli Savunma Üniversitesi’nde (Harp Akademileri) 2019 yılından beri “Dış Politika Analizi” ile “Küresel Güvenlik Stratejileri” başlıklı ders verdi. Genelkurmay SAREM “Dış Uzman”lık (2003-2010), Türk Askeri Tarih Kurulu (TATK) Genel Kurul üyeliği (1999-2007), Gnkur. Atatürk Araştırma ve Eğitim Merkezi “ATAREM” Genel Kurul Kurucu Üyeliği (1999-2007), Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim/Öğretim Kurulu üyeliği (2001-2003), Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) “Strateji” Grubu üyeliği (2005-2011), Türk Ocakları Genel Merkezi Hars Heyeti (en üst düzeydeki kültür kurulu) üyeliği (2004-2010), TÜRKSAM düşünce kuruluşunun Kurucu Başkan Yardımcısı ve Terör Bölümü Başkanlığı (2008-2012) yapan Prof.Dr. Yavuz, pek çok süreli yayının yayın ve hakem kurullarında yer almaktadır. Almanca ve İngilizce bilen Prof.Dr. Yavuz’un “Güvenlik politikaları, Askeri Tarih/Strateji, İstihbarat, Ortadoğu, çevre ülkeler, terörle mücadele, bölgesel-küresel sorunlar, küresel güvenlik stratejileri ve Deniz Tarihi konularında, çoğu müstakilen yazılmış 30’un üzerinde kitabı ve süreli dergilerde yazılmış çok sayıda makalesi mevcuttur. Halen Anadolu Ajansı ve Yeni Şafak gazetesinin “Düşünce Günlüğü” bölümünde her ay “Bölgesel ve Küresel Güvenlik Politikaları” üzerine analizleri yayınlanan Yavuz’un son dönemde Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE)’de konferansları, sitesinde yazıları yayınlanmakta olup, gene son zamanlarda Devlet Dergisi ve Türk Yurdu dergilerinde de yazıları yayınlanmaktadır. Ayrıca, Eylül 2022’den itibaren TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu’nda haftada bir gün “Mavi Vatan” adlı bir programın yapımcılığını (ve yorumculuğunu) yapmaktadır. Ankara’da ikame eden Prof.Dr. Yavuz, evli, iki çocuk babası olup Almanca ve İngilizce bilmektedir.

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
    Tüm Yorumlar (1)
    • A.Yasar YÜCEOKUR

      Sayin Yabuz bey Nato ile ilgili Fikirleri okudum gayet mükemmel.Su anda kalmak mecburiyetindeyiz. Türk kurmaylarinin Nato daki yerleri güncellenmeli ve stratejik mevkilerde yer almali neden olmasin.Ilkbasta sanayimizi güclendirelim,yani NATO ülkelerine katma degeri yüksek silah satalim boögimiu az ise Kooperation yapalimNeden olmasimHörmetleromle.

      Yanıtla
      +0
      -0