WOTTV E-DERGİ
DOLAR 34,0666 0.13%
EURO 37,8920 -0.51%
ALTIN 2.834,440,21
BITCOIN 21484384,46%
Yahudiler Mazlum mu Suçlu mu? -13: Filistin’e Yahudi Göçleri

Yahudiler Mazlum mu Suçlu mu? -13: Filistin’e Yahudi Göçleri

19 Aralık 2023 09:52
Yahudiler Mazlum mu Suçlu mu? -13: Filistin’e Yahudi Göçleri
0

BEĞENDİM

Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 18 Aralık 2023

 

Önceki bölümde Filistin’in Yahudi yurdu olması konusunun ortaya atılışı, Dr. Herzl’in “Yahudi Kitabı”nı yazarak ardından ilk Siyonist Kongresi’ni toplaması ve Filistin’de yurt kurulması maksadıyla alınan kararlar, Osmanlı Devleti’nin borçlarını ödeme karşılığında Filistin’i yurt edinmek maksadıyla Sultan Abdülhamid’le temas arayışları ele alınmıştı. Bugün Siyonistlerin Abdülhamid’e teklifleri üzerinde duruldu.

Sultan Abdülhamid’e Filistin İçin Teklifler

Herzl, o dönemde hazinenin iflası sonrası yabancılara olan borçların ödenmesi için oluşturulan Düyun-u Umumiye sebebiyle ciddi maddi sıkıntılar içerisindeki Osmanlı Devleti’ni ikna maksadıyla Abdülhamit’e, “yurt karşılığında Osmanlı maliyesinin düzeltilmesini” de teklif etmişti. Ancak sonuç alamadı. Abdülhamit, Kont de Newlinsky vasıtasıyla Herzl’e ilettiği şu cevapla Herzl’in isteklerini sonlandırmak istemişti:

“Ben bir karış bile olsa toprak satamam. Zira bu vatan bana ait değil, milletime aittir. Benim milletim bu imparatorluğu savaşta kanlarını dökerek kazanmışlar. Onu kanlarıyla verimli kılmışlar. Bu toprak bizden sökülüp alınmadan evvel, biz onu tekrar kanlarımızla sularız. Benim Suriye ve Filistin alaylarının efradı birer birer Plevne’de şehit düşmüşlerdir. Onlardan bir tanesi dahi dönmemek üzere muharebe meydanlarında canlarını vermişlerdir. Türk İmparatorluğu bana ait değildir. Türk milletine aittir. Ben onun hiçbir parçasını veremem.

Bırakalım Yahudiler milyonlarını saklasınlar. Benim imparatorluğum parçalandığı zaman, onlar Filistin’i hiç karşılıksız ele geçirebilirler. Fakat bizim yalnız cesetlerimiz taksim edilebilir. Ben canlı bir vücut üzerinde ameliyat yapılmasına müsaade edemem.»

Abdülhamid’ten istediği cevabı alamamasına rağmen Herzl, Filistin konusunda ısrarcılığını sürdürerek hemen her fırsatı değerlendiriyordu. Bu maksatla 1898’de İstanbul’u ziyaret eden Alman İmparatoru Wilhelm II’yi de ikna etmişti. Almanya’nın Viyana Sefiri Eulenburg Kontu, Herzl’e; “Majesteleri sizler için Osmanlı Sultanı’na tavassut etmeye… hazırdır!” demişti. Wilhelm, Yıldız Sarayı’ndaki ağırlandığı sırada konuyu Abdülhamid’e “Siyonistler Osmanlı Devleti için hiçbir zaman tehlikeli değillerdir. Fakat, Yahudiler her tarafta baş belası oldukları için onları Almanya’dan kovup kurtulmak istiyoruz!” diyerek açmış, ama Sultan, “Musevi uyruklarından memnun olduğunu” ifade ederek konuyu kapatmıştı.

Osmanlı Devleti’nin mali sorunlar ve ekonomik darboğazlar içinde yüzmeye devam ettiğini iyi değerlendiren Dr. Herzl, Osmanlı Devleti’ne yeni bazı maddi hizmetler sunmak suretiyle de yaklaşmayı denedi. O sırada Avrupa para piyasasına hakim olan Yahudi bankerlerin desteğinden emin olarak, Osmanlı Devleti’ne yardım edebileceği vaadini sürdürdü. Bu yardımın boyutlarının Padişah ile görüşme sırasında netleşebileceği görüşünde idi ancak daha önce aracılık yapan Polonyalı Philipp de Newlinski ölmüştü. Ardından Sultan’ın İngiltere nezdindeki ajanı Musevi asıllı Türkolog Profesör Arminius Vambery ile beş bin altın vaadi ile anlaşarak, huzura kabul edildi.

Mayıs 1901’de Cuma namazı sonrasında Yıldız Sarayı’nda huzura çıkarılan Herzl, Avrupa’daki Musevilerin uğramış olduğu zulüm ve haksızlıklara karşılık, Musevi vatandaşlarına göstermiş olduğu şefkat ve adaletten dolayı, Sultan Abdülhamid’e tüm Yahudiler adına şükran duygularını iletmişti. Herzl, Mezopotamya’da bulunan petrol yatakları, altın ve gümüş madenleri, verimli toprakları ile ileri düzeyde ekonomik potansiyeli olan Osmanlı topraklarının Avrupa devletleri tarafından sömürüldüğünü, Berlin-Bağdat demiryolu projesini alan Alman sanayicilerin, Reji idaresini ellerine geçirmiş olan Fransız bankerlerin Osmanlı çıkarlarını düşünmeyerek sadece kendi ceplerini doldurmak amacında olduklarını ifadeyle, “Türkiye’yi hasta adam olarak muhafaza etmek isteyen devletler ve güçler, ona şifa verecek her türlü girişimi bütün güçleriyle önlemeye kalkacaklardır.” diyerek Sultan’a yaklaşmayı denemişti.

(Not: Yazı dizisi “Yahudiler Mazlum mu Suçlu mu?- 14” ile devam edecektir.)

celalettin yavuz
Celalettin Yavuz

Güvenlik Politikaları Uzmanı Lisans ve Y. Lisans öğrenimini Milli Savunma Üniversitesinde (Deniz Harp Okulu – 1974; Deniz Harp Enstitüsü-1983) tamamladı. Daha sonra Silahlı Kuvvetler Akademisi öğrenimi (1985-86) gördü ve “Irak’ın Geleceği” ile ilgili bitirme tezini yazdı. 1989-1991 döneminde Führungsakademie (Hamburg/Almanya) 2 yıllık Güvenlik Politikası-Strateji-Stratejik İstihbarat-Jeopolitik, Askeri Tarih eğitimi aldı. “İstanbul Boğazı’nın Karadeniz Sahildarı Ülkeler Üzerindeki Jeopolitik ve Stratejik Etkileri” (Almanca) başlıklı mezuniyet tezini yazdı. Genelkurmay Personel Başkanlığı’nda görevli iken Kıbrıs Barış Harekâtı’nın madalya ve taltif projesini gerçekleştirdi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı karargâhında NATO Planlama direktifleri ve kuvvet plan çalışmaları üzerinde çalıştı. Ayrıca bir yıl boyunca Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Toplantı Dosyasını hazırladı. Ege'de gerilimli 1980'li ve 1990'lı yıllarda 2 ayrı geminin komutanlıklarını yaptı. 1994-1997 döneminde Almanya'da Deniz Ataşeliği sırasında Deniz Ataşe Birliği'nin başkanlığına (doyen) ve 143 kişilik Askeri Ataşeler Birliği'nin Yönetim Kuruluna seçildi. Daha sonra Mersin’de Karakol ve Çıkarma Gemileri Komodorluğu’nun ardından Genelkurmay Yunanistan Kıbrıs Dairesinde Yunanistan Şube Müdürü iken “Türk-Yunan Ege’de Güven Arttırıcı Önlemler Paketi” projesinin (Ocak 2000) yöneticiliğini yaptı. Türk-Yunan sorunları üzerinde General-Amiral Oryantasyon Kursu, Harp Akademileri, Milli Güvenlik Akademisi ve TSK İstihbarat Okulu'nda dersler veren Yavuz, Deniz Harp Okulu Dekanı olduğu 2001-2003 döneminde "Denizcilik Tarihi-Deniz Stratejisi", "Askeri Strateji" ve "Liderlik" dersleri verdi. 1994’te Dr., 2002’de Doç.Dr. olan Yavuz, Milli Güvenlik Akademisi öğretim üyesi iken 30 Mart 2004’te istekle emekli oldu ve BİLKENT Üniversitesi’ne ilaveten Milli Güvenlik Akademisi’nde Türk-Yunan Sorunları, Suriye, Ortadoğu, Terörle Mücadele dersleri, 2012’de Prof.Dr. olduktan sonra da Atılım Üniversitesi’nde (2012-2013) ve Kara Harp Okulu Savunma Bilimleri Enstitüsünde (2013 Bahar) Y. Lisans ve Doktora, Ufuk ve Başkent üniversitelerinde lisans dersleri verdi. 2022 yılı başlarında adı Topkapı Üniversitesi olarak değiştirilen “Ayvansaray Üniversitesi”nde İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nin kurucu dekanlığını yapan, fakülteyi 16 bölüme çıkartan Prof.Dr. Yavuz, “İstihbarat, Strateji ve Terörizm/Avrupa'da Terör Örgütleri” gibi 3 farklı konuda sertifika dersleri yanında İstanbul Topkapı Üniversitesi’nde lisans ve Y. Lisans dersleri verdi. Güvenlik Bilimleri ve Uygulamaları Y. Lisans programının kurucu ABD Başkanlığını Eylül 2022’ye kadar sürdürerek “Küresel Güvenlik Stratejileri” üzerine sertifika programı hazırladı. Mayıs 2020 ayında uluslararası sempozyum düzenledi ve bizzat sunum yaptı. Milli Savunma Üniversitesi’nde (Harp Akademileri) 2019 yılından beri “Dış Politika Analizi” ile “Küresel Güvenlik Stratejileri” başlıklı ders verdi. Genelkurmay SAREM “Dış Uzman”lık (2003-2010), Türk Askeri Tarih Kurulu (TATK) Genel Kurul üyeliği (1999-2007), Gnkur. Atatürk Araştırma ve Eğitim Merkezi “ATAREM” Genel Kurul Kurucu Üyeliği (1999-2007), Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim/Öğretim Kurulu üyeliği (2001-2003), Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) “Strateji” Grubu üyeliği (2005-2011), Türk Ocakları Genel Merkezi Hars Heyeti (en üst düzeydeki kültür kurulu) üyeliği (2004-2010), TÜRKSAM düşünce kuruluşunun Kurucu Başkan Yardımcısı ve Terör Bölümü Başkanlığı (2008-2012) yapan Prof.Dr. Yavuz, pek çok süreli yayının yayın ve hakem kurullarında yer almaktadır. Almanca ve İngilizce bilen Prof.Dr. Yavuz’un “Güvenlik politikaları, Askeri Tarih/Strateji, İstihbarat, Ortadoğu, çevre ülkeler, terörle mücadele, bölgesel-küresel sorunlar, küresel güvenlik stratejileri ve Deniz Tarihi konularında, çoğu müstakilen yazılmış 30’un üzerinde kitabı ve süreli dergilerde yazılmış çok sayıda makalesi mevcuttur. Halen Anadolu Ajansı ve Yeni Şafak gazetesinin “Düşünce Günlüğü” bölümünde her ay “Bölgesel ve Küresel Güvenlik Politikaları” üzerine analizleri yayınlanan Yavuz’un son dönemde Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE)’de konferansları, sitesinde yazıları yayınlanmakta olup, gene son zamanlarda Devlet Dergisi ve Türk Yurdu dergilerinde de yazıları yayınlanmaktadır. Ayrıca, Eylül 2022’den itibaren TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu’nda haftada bir gün “Mavi Vatan” adlı bir programın yapımcılığını (ve yorumculuğunu) yapmaktadır. Ankara’da ikame eden Prof.Dr. Yavuz, evli, iki çocuk babası olup Almanca ve İngilizce bilmektedir.

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
    Tüm Yorumlar (1)
    • A.Yasar YÜCEOKUR

      Mükemmel bir aciklama “tarihimizden bir sayfa” devamini tabii okuyacagim.Tesekkürlerimi arzederimKalin saglicakla

      Yanıtla
      +0
      -0