Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 12 Mart 2024
Önceki bölümde Gazze Şeridi’ndeki İsrail-HAMAS çatışmaları ve Arap ülkeleri – HAMAS ilişkileri üzerinde duruldu. Bu bölümde Filistinli grupların bir türlü bir araya gelemeyişi ve Filistinlilerin son çare olarak neden Aksa Tufanı harekatına baş vurduğu ele alındı.
2006’da girdiği ilk parlamento seçimleri sonucunda hükümeti kuracak sonucu alan HAMAS’ın hükümette yer alamayacağı seçimler öncesinde İsrail, ABD ve AB tarafından bildirilmişti. Israr halinde İsrail, limanların gümrük gelirlerinden belirlenen payı, ABD ve AB de yıllık hibe yardımı kesince el-Fetih ile HAMAS arasında çatışma çıkmış, 2007 başlarında Suudi Arabistan ve Mısır’ın aracılığında taraflar bir araya getirilerek çatışmalar sonlandırılmıştı.
Ocak 2009’da süresi sona eren Mahmud Abbas, parlamento ve devlet başkanlığı seçimlerinin eş zamanlı yapılmasını önerdi. Bu maksatla seçim öncesi bir birlik hükümeti kurulması için Şubat 2009’da Mısır, HAMAS ve el-Fetih’i müzakereye çağırdı. Ancak anlaşma sağlanamadı. Bu arada İsrail ve Filistin liderleri arasında Eylül 2010’da doğrudan müzakereler başladı, ancak İsrail, Batı Şeria’da yeni yerleşim yerleri kurmaya devamda ısrarcı olunca görüşmeler kesildi.
El-Fetih ve HAMAS arasındaki kan davasını andıran rekabet, Filistin’in Batı Şeria ve Gazze Şeridi şeklinde fiilen ikiye ayrılmasına sebebiyet vermiş, İsrail bu küçülen iki “lokmayı” daha rahat yutmaya başlamıştı. Bu kan davasını sonlandırmak maksadıyla Filistinli taraflar arasında Mayıs 2011 başlarında Arap ülkelerinin dışişleri bakanları, Çin, Rusya, Türkiye ve bazı Avrupalı liderlerin davet edildiği, Türkiye’yi temsilen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun katıldığı Kahire’deki törende bir birlik anlaşması imzalandı.
Ancak tarafların uzlaşması bir vesile ile çöküyor, İsrail de bu uzlaşmazlığı özellikle Batı Şeria’da yeni yerleşim yerleri açarak Filistin aleyhine kullanıyordu. 2009 başlarında yapılması gereken cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri de yapılamamıştı. Mısır, Ürdün ve Lübnan gibi ülkeler HAMAS’la bir araya gelmek istemediğinden, HAMAS da Katar ve Türkiye’ye daha yakındı. Bu sebeple Eylül 2020’de bu kez taraflar İstanbul’da bir araya getirilerek birlik hükümeti kurulması ve üç aşamalı seçimlerin de 6 ay içinde yapılması kararı alındı.
HAMAS ve el-Fetih liderleri ile 14 farklı Filistinli grup arasında Nisan 2021 sonunda Filistin seçimlerini görüşmek üzere Batı Şeria’nın Ramallah kentindeki Filistinli Liderler Toplantısının ardından Cumhurbaşkanı Abbas, “Kudüs’teki halkımızın seçimlere katılımı güvence altına alınıncaya kadar seçimleri erteleme kararı aldık!” şeklinde bir açıklama yaptı. Mahalli seçimlerin yapılmasında sıkıntı görmemişti. Bunun üzerine HAMAS da mahalli seçimlerin 11 Aralık 2021’deki ilk turu “başkanlık ve milletvekilli seçimleri ile Ulusal Meclis seçimlerinin de dahil edildiği kapsamlı seçimlerin yapılmasını” şart koşarak, Gazze Şeridi’nde yerel seçimleri boykot etti. El-Fetih grubu Mart 2022’de %53 katılımın olduğu Batı Şeria’daki yerel seçimlerin ikinci turu sonucunda seçimleri kazanmıştı. Ancak taraflar gene bir araya gelememişlerdi. Üstelik HAMAS, Abbas ve el-Fetih’i İsrail ve Batı yanlısı olarak suçluyordu.
Filistin’in bölünmüşlüğünden istifadeyle işgalini habire geliştiren İsrail, Mescid-i Aksa Camii’ni Müslümanlara giderek daha da kısıtlıyordu. Bu sebeple çıkan çatışmalarda ölen ve yaralanan İsraillilerin sayısı her geçen ay daha da artıyordu. Hele de Aralık 2022’de Netanyahu’nun İsrail tarihinin en radikal ve Filistinlilere karşı en acımasız hükümetini kurunca Batı Şeria adeta İsrail işgali altına girmiş gibiydi. Arap ülkeleri de Filistinli grupların uzlaşmazlığından bıkmıştı. İbrahimi anlaşmaları, Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Baharat Koridoru, Katar dışındaki Arap ülkelerinin Filistin davasından uzaklaşmaları, HAMAS’a Aksa Tufanı gibi bir “ölüm kalım” mücadelesine girmesine sebebiyet vermişti. Yani bir türlü içeride uzlaşma sağlayamayan Filistin’in HAMAS grubu, Arap ve dünya kamuoyunu belki de son kez harekete geçirmek için adeta harakiri yaparcasına İsrail’e saldırmıştı.
(Not: Yazı dizisi “Yahudiler Mazlum mu Suçlu mu?-38” ile devam edecektir.)