WOTTV E-DERGİ
DOLAR 33,9920 0.27%
EURO 37,8380 0.61%
ALTIN 2.820,180,39
BITCOIN 1963779-3,26%
İsrail-HAMAS Çatışması – ABD Suriye ve Irak’tan Çıkıyor mu-II

İsrail-HAMAS Çatışması – ABD Suriye ve Irak’tan Çıkıyor mu-II

7 Şubat 2024 14:15
İsrail-HAMAS Çatışması – ABD Suriye ve Irak’tan Çıkıyor mu-II
0

BEĞENDİM

Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 07 Şubat 2024

 

Yazının bu bölümünde ABD’nin askerlerini Suriye ve Irak’tan çekip çekmeyeceği ile çekmesi halinde Türkiye’yi etkileyen yanlarının neler olabileceği üzerinde duruldu.

ABD Askerlerinin Suriye ve Irak’tan Çekilmesi Kimin Yararına, Kimin Aleyhinedir?

Önce “ABD, Ortadoğu’dan Çekilir mi?” sorusuyla başlayalım. İsrail’in tek başına bırakılacağı, Çin’in giderek nüfuzunu arttırdığı bu enerji jeopolitiği güçlü coğrafyadan ABD’nin kısa ve orta vadede çekilmesi beklenmemekte olup, sadece Suriye ve Irak’tan çekilmesine odaklanıldı.

ABD’deki güçlü silah sanayii lobisi Kongre ve Pentagon üzerinde etkilidir. Trump, 2018’de Suriye’den çekileceğini söylemişti. Bunun üzerine Cumhuriyetçi Senatör Lindsay Graham “Bunu yaparsan, artık müttefiklerimiz bir daha ABD’ye güvenmez!” diyerek itiraz etmişti. Graham’a göre PKK’nın Suriye uzantısı PYD/YPG müttefik, Türkiye ise hasımdı. Suriye, ABD’nin öncelikleri arasında olmasa da Pentagon da araya girince Trump, ağız değiştirmişti.

ABD’nin Suriye’den çekilmesini şu anda istemeyecek taraflar PYD/YPG ve İsrail’dir. Esad rejimi, Türkiye, Rusya, İran ve Hizbullah ise memnuniyet duyacaktır. ABD, Suriye’den çekilirken PYD/YPG’nin, Suriye’nin geleceğinde masada olması ve özerklik tanınması için ısrarcı olacaktır. Bunun için de en azından Rusya ile ortak bir paydada uzlaşmaya ihtiyacı vardır. Ukrayna cephesinde sular durulmadan ve ABD’de başkanlık seçimleri gerçekleşmeden önce Rusya-ABD uzlaşmasının beklenemeyeceği açıktır.

ABD askerlerinin Irak’tan çekilmesini PKK terör örgütü, Talabani’nin Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB), Barzani’nin Kürdistan Demokrat Partisi (KDP), Suriye’deki PYD/YPG’nin istemeyeceği kesindir. Irak hükümeti, İran, İran yanlısı Haşdi Şabi ve Türkiye ise çekilmesini ister. Bu arada Irak’ın giderek İran Şiiliği kontrolüne girebileceği endişesiyle Iraklı Sünniler ile Türkmenlerin bir grubu tarafından ABD’nin çekilmesi arzu edilmemektedir.

Suriye’de petrol ve doğalgaz rezervleri az olduğu için ABD’nin çekilmesi normal olabilir. Ancak Irak, petrol ve doğalgaz zengini bir ülkedir. Çekilmesi halinde İran etkisindeki bir hükümetle karşı karşıya kalması muhtemel ABD, bu durumda Irak’tan çekilir mi? Belki askerlerini çeker ama elini eteğini çekmez denilebilir. Zaten CENTCOM Katar, Kuveyt, Bahreyn ve BAE gibi Körfez Ülkelerindeki üsleriyle Irak’ın yanı başında çöreklenmiştir. Irak “eksen değiştirme”ye kalkarsa, “ABD’nin güvenliğine tehdit” adı altında yeni bir terör örgütü bahane edilerek girebilir. Nitekim Ürdün sınırındaki askeri noktaya saldırı ardından B-1B ağır bombardıman uçaklarıyla Irak’taki Haşdi Şabi noktalarına yağdırdığı ateşle 16 kişiyi katletti. Irak’ın protestosu ve Rusya’nın BM’yi toplantıya çağırması bir anlam ifade etmedi bile.

ABD’nin Suriye ve Irak’tan Çekilmesinin Türkiye Açısından Önemi

ABD’nin bu iki ülkeden çekilmesi halinde Türkiye’ye ye yararları için şunlar söylenebilir:

Öncelikle Suriye’nin geleceği daha erken şekillenebilir ve Türkiye-Suriye ilişkileri uzun bir aradan sonra normalleşmeye başlayabilir. Böylece Suriye üzerinden eskiden olduğu gibi Ortadoğu’ya Tır ve kamyonlarla ihraç ürünlerimiz daha rahat nakledilebilir.  Türkiye, ABD’siz Suriye’de meşru müdafaa gayesiyle PKK’nın Suriye uzantısı PYD/YPG’ye karşı terörle mücadele harekatını daha rahat yürütebilir. Bu avantaja karşılık Esad rejimi ve Rusya ile Suriye’nin şikayetiyle Arap Birliği de itirazda bulunabilir.

Irak’ta ise her şeyden önce Basra Körfezi-Türkiye arasındaki “Kalkınma Yolu” hayata geçeceğinden, iki ülke ilişkileri yanında ekonomik gelişmeler de yaşanacaktır. Bu gelişmeler PKK terörünün sonunu daha erken getirebilir. Öte yandan “Kalkınma Yolu”nun hasımları da az değildir. Örneğin İran, kuzeyindeki Zengezur Koridoru’nda olduğu gibi burada da taş koyabilir. Hindistan-Ortadoğu Avrupa Ticaret Koridoru ve Rusya’nın Kuzey-Güney Koridoru” da rakipler arasındadır. Bu son koridor sebebiyle Hindistan, ABD, Körfez Ülkelerinden BAE ve Suudi Arabistan, İsrail ile Yunanistan da olumsuz etkileneceğinden, “Kalkınma Yolu”nun dikensiz gül bahçesinden geçeceği de sanılmamalıdır. Siz ne dersiniz?

celalettin yavuz
Celalettin Yavuz

Güvenlik Politikaları Uzmanı Lisans ve Y. Lisans öğrenimini Milli Savunma Üniversitesinde (Deniz Harp Okulu – 1974; Deniz Harp Enstitüsü-1983) tamamladı. Daha sonra Silahlı Kuvvetler Akademisi öğrenimi (1985-86) gördü ve “Irak’ın Geleceği” ile ilgili bitirme tezini yazdı. 1989-1991 döneminde Führungsakademie (Hamburg/Almanya) 2 yıllık Güvenlik Politikası-Strateji-Stratejik İstihbarat-Jeopolitik, Askeri Tarih eğitimi aldı. “İstanbul Boğazı’nın Karadeniz Sahildarı Ülkeler Üzerindeki Jeopolitik ve Stratejik Etkileri” (Almanca) başlıklı mezuniyet tezini yazdı. Genelkurmay Personel Başkanlığı’nda görevli iken Kıbrıs Barış Harekâtı’nın madalya ve taltif projesini gerçekleştirdi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı karargâhında NATO Planlama direktifleri ve kuvvet plan çalışmaları üzerinde çalıştı. Ayrıca bir yıl boyunca Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Toplantı Dosyasını hazırladı. Ege'de gerilimli 1980'li ve 1990'lı yıllarda 2 ayrı geminin komutanlıklarını yaptı. 1994-1997 döneminde Almanya'da Deniz Ataşeliği sırasında Deniz Ataşe Birliği'nin başkanlığına (doyen) ve 143 kişilik Askeri Ataşeler Birliği'nin Yönetim Kuruluna seçildi. Daha sonra Mersin’de Karakol ve Çıkarma Gemileri Komodorluğu’nun ardından Genelkurmay Yunanistan Kıbrıs Dairesinde Yunanistan Şube Müdürü iken “Türk-Yunan Ege’de Güven Arttırıcı Önlemler Paketi” projesinin (Ocak 2000) yöneticiliğini yaptı. Türk-Yunan sorunları üzerinde General-Amiral Oryantasyon Kursu, Harp Akademileri, Milli Güvenlik Akademisi ve TSK İstihbarat Okulu'nda dersler veren Yavuz, Deniz Harp Okulu Dekanı olduğu 2001-2003 döneminde "Denizcilik Tarihi-Deniz Stratejisi", "Askeri Strateji" ve "Liderlik" dersleri verdi. 1994’te Dr., 2002’de Doç.Dr. olan Yavuz, Milli Güvenlik Akademisi öğretim üyesi iken 30 Mart 2004’te istekle emekli oldu ve BİLKENT Üniversitesi’ne ilaveten Milli Güvenlik Akademisi’nde Türk-Yunan Sorunları, Suriye, Ortadoğu, Terörle Mücadele dersleri, 2012’de Prof.Dr. olduktan sonra da Atılım Üniversitesi’nde (2012-2013) ve Kara Harp Okulu Savunma Bilimleri Enstitüsünde (2013 Bahar) Y. Lisans ve Doktora, Ufuk ve Başkent üniversitelerinde lisans dersleri verdi. 2022 yılı başlarında adı Topkapı Üniversitesi olarak değiştirilen “Ayvansaray Üniversitesi”nde İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nin kurucu dekanlığını yapan, fakülteyi 16 bölüme çıkartan Prof.Dr. Yavuz, “İstihbarat, Strateji ve Terörizm/Avrupa'da Terör Örgütleri” gibi 3 farklı konuda sertifika dersleri yanında İstanbul Topkapı Üniversitesi’nde lisans ve Y. Lisans dersleri verdi. Güvenlik Bilimleri ve Uygulamaları Y. Lisans programının kurucu ABD Başkanlığını Eylül 2022’ye kadar sürdürerek “Küresel Güvenlik Stratejileri” üzerine sertifika programı hazırladı. Mayıs 2020 ayında uluslararası sempozyum düzenledi ve bizzat sunum yaptı. Milli Savunma Üniversitesi’nde (Harp Akademileri) 2019 yılından beri “Dış Politika Analizi” ile “Küresel Güvenlik Stratejileri” başlıklı ders verdi. Genelkurmay SAREM “Dış Uzman”lık (2003-2010), Türk Askeri Tarih Kurulu (TATK) Genel Kurul üyeliği (1999-2007), Gnkur. Atatürk Araştırma ve Eğitim Merkezi “ATAREM” Genel Kurul Kurucu Üyeliği (1999-2007), Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim/Öğretim Kurulu üyeliği (2001-2003), Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) “Strateji” Grubu üyeliği (2005-2011), Türk Ocakları Genel Merkezi Hars Heyeti (en üst düzeydeki kültür kurulu) üyeliği (2004-2010), TÜRKSAM düşünce kuruluşunun Kurucu Başkan Yardımcısı ve Terör Bölümü Başkanlığı (2008-2012) yapan Prof.Dr. Yavuz, pek çok süreli yayının yayın ve hakem kurullarında yer almaktadır. Almanca ve İngilizce bilen Prof.Dr. Yavuz’un “Güvenlik politikaları, Askeri Tarih/Strateji, İstihbarat, Ortadoğu, çevre ülkeler, terörle mücadele, bölgesel-küresel sorunlar, küresel güvenlik stratejileri ve Deniz Tarihi konularında, çoğu müstakilen yazılmış 30’un üzerinde kitabı ve süreli dergilerde yazılmış çok sayıda makalesi mevcuttur. Halen Anadolu Ajansı ve Yeni Şafak gazetesinin “Düşünce Günlüğü” bölümünde her ay “Bölgesel ve Küresel Güvenlik Politikaları” üzerine analizleri yayınlanan Yavuz’un son dönemde Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE)’de konferansları, sitesinde yazıları yayınlanmakta olup, gene son zamanlarda Devlet Dergisi ve Türk Yurdu dergilerinde de yazıları yayınlanmaktadır. Ayrıca, Eylül 2022’den itibaren TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu’nda haftada bir gün “Mavi Vatan” adlı bir programın yapımcılığını (ve yorumculuğunu) yapmaktadır. Ankara’da ikame eden Prof.Dr. Yavuz, evli, iki çocuk babası olup Almanca ve İngilizce bilmektedir.

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.