WOTTV E-DERGİ
DOLAR 34,0895 0.19%
EURO 38,1340 0.11%
ALTIN 2.840,330,40
BITCOIN 21713472,59%
Gazze Şeridi’ni Kana Bulayan İsrail Hedefine Ulaştı mı?

Gazze Şeridi’ni Kana Bulayan İsrail Hedefine Ulaştı mı?

5 Ocak 2024 09:49
Gazze Şeridi’ni Kana Bulayan İsrail Hedefine Ulaştı mı?
0

BEĞENDİM

Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 3 Ocak 2024

 

HAMAS’ın 7 Ekim İsrail saldırısının üzerinden geçen üç ay söylerken veya yazarken bizlere saliseler gibi kısa gelirken, İsrail bombaları altında sığınacak yeri kalmayan, gıda ve sağlık sorunları tavan yapan 2.3 milyon Filistinliler için ise geçmek bilmeyen onlarca yıl gibi uzundur. Bu üç aylık insanlık dramı, gelişmelerin ışığı altında bir kez daha etraflıca ele alındı.

İsrail’in Kan Oyunu’ndaki Mazlumların Durumu

7 Ekim saldırılarında 1200 İsrailli ölmüş, 5.132 kişi de yaralanmış, 239 İsrailli de HAMAS tarafından rehin alınmıştı. İsrail silahlı kuvvetlerinin kaybı ise 172’si Gazze Şeridi’ne başlatılan kara harekatı sırasında olmak üzere 31 Aralık 2023’e kadar 506’yı buldu. İsrail ordusu ve Hizbullah arasındaki çatışmalar sırasında da 9 İsrail askeri ve 5 sivil öldü.

Buna karşılık İsrail’in cehenneme çevirdiği Gazze Şeridi’nde 9.100’ü çocuk, 6.500’ü kadın 22 bine yakın Filistinli hayatını kaybetti. 60 bine yakın yaralı ve 7 bine yakın kayıp var. Hedef alınan 150 sağlık kurumundan 30 hastane ve 53 sağlık merkezi hizmet dışı kaldı. 326 sağlık personeli hayatını kaybederken, 104 ambulans vuruldu. 50 bin hamile kadının temel ihtiyaçları karşılanamamakta, 900 bin çocuk “soğuk, susuzluk, kötü beslenme, salgın deri hastalıkları, psikolojik rahatsızlıklar ve travmalar”la karşı karşıyadır. 2 milyona yakın insan içme suyu, temizlik, gıda ve ilaç sıkıntısı çekmektedirler.

İşgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs’te 319 Filistinli İsrail güçleri ve yasa dışı Yahudi yerleşimcileri tarafından katledildiler. İsrail-Hizbullah çatışması sırasında da 28 Lübnanlı sivil, 134 Hizbullah mensubu hayatını kaybetti. Özellikle taş üstünde taş bırakılmayan Gazze Şeridi olmak üzere, Filistinlilerin altyapı dahil maddi kayıplarına henüz değer biçilemiyor.

“İnsani Ara” adı ile Katar ve Mısır’ın aracılığında 24 Kasım’da 4 günlüğüne ilan edilen ateşkes, daha sonra 3 gün daha uzatıldı. Bu arada Refah Kapısı’ndan bölgeye yardım malzemelerinin bir kısmı ulaştırılırken, aynı zamanda 81 İsrailli ve 240 Filistinli rehine serbest bırakıldı.

İsrail’in harekatı durdurması veya kalıcı ateşkes için BM Genel Kurulu’nda kabul edilen tasarılar BM Güvenlik Konseyi’nde ABD tarafından veto edildi. Gelinen günde HAMAS, kalıcı ateşkes dışında bir formülü kabul etmemektedir. Üç aylık süre içerisinde İsrailli üç rehineyi vuran, saldırılar sırasında bazı İsrailli rehinenin ölümüne sebep olan İsrail ise henüz siyasi hedeflerinin oldukça gerisindedir. Filistinlileri Gazze’den dışarı süremedi, HAMAS’ı yok edemedi. Buna karşılık tüm dünyada giderek yükselen İsrail karşıtlığı İsrail’e ilaveten hedef haline gelen İsrail’i destekleyen ülkelerin yönetimlerini de endişelendirmeye başladı.

İsrail’e Karşı Belirgin Çıkışlar

İsrail’in insanlık dışı saldırıları üzerine pek çok ülkede İsrail karşıtı gösteriler aratarak devam ederken ilk önemli tepki Yemen’deki Şii Husilerden geldi. Filistin’e destek maksadıyla İsrail’e ateşlenen füzeleri Kızıldeniz’deki ABD gemileri tarafından önlenen Husiler, son haftalarda Kızıldeniz’de seyreden ticaret gemilerinden Yahudi asıllı kişilere sahip olanlarına SİHA veya botlarla saldırmaya başladı. Yılın ilk günü Danimarkalı MAERSK firması dahil birçok denizcilik şirketi Kızıldeniz-Süveyş Kanalı rotası yerine 6.000 mil uzun Güney Afrika rotasını kullanmaya başladılar. Petrol fiyatlarını yükselten bu gelişme AB’yi hop oturtup hop kaldırtır.

Malezya, İsrail bayraklı gemilerin limanlarına girişini yasakladı. 29 Aralık’ta Güney Afrika Cumhuriyeti, Gazze’deki 1948 tarihli BM Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’ni ihlal ettiği” gerekçesiyle UAD’de dava açarak İsrail için ihtiyati tedbir kararı talebinde bulundu. Zaten BM Filistin Özel Raportörü Albanese, 26 Aralık’ta, İsrail’in Gazze’deki sivilleri zorla yerinden etmeyi amaçlayan sözde “gönüllü göç” planının Uluslararası Ceza Mahkemesi yargı yetkisi kapsamında soruşturulup kovuşturulacağını kaydetmişti. AB içerisinde İspanya alenen İsrail’e karşı iken, diğer batılı ülkelerde de İsrail’in katliamları hedef sözlere daha sık muhatap olmaya başladı. Başkan adayları belirlenecek ABD ise şaşkın gibi.

Sonuç itibariyle Filistinliler perişan iken, İsrail de tüm destek kalelerini kaybetmeye namzettir.

celalettin yavuz
Celalettin Yavuz

Güvenlik Politikaları Uzmanı Lisans ve Y. Lisans öğrenimini Milli Savunma Üniversitesinde (Deniz Harp Okulu – 1974; Deniz Harp Enstitüsü-1983) tamamladı. Daha sonra Silahlı Kuvvetler Akademisi öğrenimi (1985-86) gördü ve “Irak’ın Geleceği” ile ilgili bitirme tezini yazdı. 1989-1991 döneminde Führungsakademie (Hamburg/Almanya) 2 yıllık Güvenlik Politikası-Strateji-Stratejik İstihbarat-Jeopolitik, Askeri Tarih eğitimi aldı. “İstanbul Boğazı’nın Karadeniz Sahildarı Ülkeler Üzerindeki Jeopolitik ve Stratejik Etkileri” (Almanca) başlıklı mezuniyet tezini yazdı. Genelkurmay Personel Başkanlığı’nda görevli iken Kıbrıs Barış Harekâtı’nın madalya ve taltif projesini gerçekleştirdi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı karargâhında NATO Planlama direktifleri ve kuvvet plan çalışmaları üzerinde çalıştı. Ayrıca bir yıl boyunca Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Toplantı Dosyasını hazırladı. Ege'de gerilimli 1980'li ve 1990'lı yıllarda 2 ayrı geminin komutanlıklarını yaptı. 1994-1997 döneminde Almanya'da Deniz Ataşeliği sırasında Deniz Ataşe Birliği'nin başkanlığına (doyen) ve 143 kişilik Askeri Ataşeler Birliği'nin Yönetim Kuruluna seçildi. Daha sonra Mersin’de Karakol ve Çıkarma Gemileri Komodorluğu’nun ardından Genelkurmay Yunanistan Kıbrıs Dairesinde Yunanistan Şube Müdürü iken “Türk-Yunan Ege’de Güven Arttırıcı Önlemler Paketi” projesinin (Ocak 2000) yöneticiliğini yaptı. Türk-Yunan sorunları üzerinde General-Amiral Oryantasyon Kursu, Harp Akademileri, Milli Güvenlik Akademisi ve TSK İstihbarat Okulu'nda dersler veren Yavuz, Deniz Harp Okulu Dekanı olduğu 2001-2003 döneminde "Denizcilik Tarihi-Deniz Stratejisi", "Askeri Strateji" ve "Liderlik" dersleri verdi. 1994’te Dr., 2002’de Doç.Dr. olan Yavuz, Milli Güvenlik Akademisi öğretim üyesi iken 30 Mart 2004’te istekle emekli oldu ve BİLKENT Üniversitesi’ne ilaveten Milli Güvenlik Akademisi’nde Türk-Yunan Sorunları, Suriye, Ortadoğu, Terörle Mücadele dersleri, 2012’de Prof.Dr. olduktan sonra da Atılım Üniversitesi’nde (2012-2013) ve Kara Harp Okulu Savunma Bilimleri Enstitüsünde (2013 Bahar) Y. Lisans ve Doktora, Ufuk ve Başkent üniversitelerinde lisans dersleri verdi. 2022 yılı başlarında adı Topkapı Üniversitesi olarak değiştirilen “Ayvansaray Üniversitesi”nde İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nin kurucu dekanlığını yapan, fakülteyi 16 bölüme çıkartan Prof.Dr. Yavuz, “İstihbarat, Strateji ve Terörizm/Avrupa'da Terör Örgütleri” gibi 3 farklı konuda sertifika dersleri yanında İstanbul Topkapı Üniversitesi’nde lisans ve Y. Lisans dersleri verdi. Güvenlik Bilimleri ve Uygulamaları Y. Lisans programının kurucu ABD Başkanlığını Eylül 2022’ye kadar sürdürerek “Küresel Güvenlik Stratejileri” üzerine sertifika programı hazırladı. Mayıs 2020 ayında uluslararası sempozyum düzenledi ve bizzat sunum yaptı. Milli Savunma Üniversitesi’nde (Harp Akademileri) 2019 yılından beri “Dış Politika Analizi” ile “Küresel Güvenlik Stratejileri” başlıklı ders verdi. Genelkurmay SAREM “Dış Uzman”lık (2003-2010), Türk Askeri Tarih Kurulu (TATK) Genel Kurul üyeliği (1999-2007), Gnkur. Atatürk Araştırma ve Eğitim Merkezi “ATAREM” Genel Kurul Kurucu Üyeliği (1999-2007), Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim/Öğretim Kurulu üyeliği (2001-2003), Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) “Strateji” Grubu üyeliği (2005-2011), Türk Ocakları Genel Merkezi Hars Heyeti (en üst düzeydeki kültür kurulu) üyeliği (2004-2010), TÜRKSAM düşünce kuruluşunun Kurucu Başkan Yardımcısı ve Terör Bölümü Başkanlığı (2008-2012) yapan Prof.Dr. Yavuz, pek çok süreli yayının yayın ve hakem kurullarında yer almaktadır. Almanca ve İngilizce bilen Prof.Dr. Yavuz’un “Güvenlik politikaları, Askeri Tarih/Strateji, İstihbarat, Ortadoğu, çevre ülkeler, terörle mücadele, bölgesel-küresel sorunlar, küresel güvenlik stratejileri ve Deniz Tarihi konularında, çoğu müstakilen yazılmış 30’un üzerinde kitabı ve süreli dergilerde yazılmış çok sayıda makalesi mevcuttur. Halen Anadolu Ajansı ve Yeni Şafak gazetesinin “Düşünce Günlüğü” bölümünde her ay “Bölgesel ve Küresel Güvenlik Politikaları” üzerine analizleri yayınlanan Yavuz’un son dönemde Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE)’de konferansları, sitesinde yazıları yayınlanmakta olup, gene son zamanlarda Devlet Dergisi ve Türk Yurdu dergilerinde de yazıları yayınlanmaktadır. Ayrıca, Eylül 2022’den itibaren TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu’nda haftada bir gün “Mavi Vatan” adlı bir programın yapımcılığını (ve yorumculuğunu) yapmaktadır. Ankara’da ikame eden Prof.Dr. Yavuz, evli, iki çocuk babası olup Almanca ve İngilizce bilmektedir.

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.