WOTTV E-DERGİ
DOLAR 34,0553 -0.03%
EURO 37,9688 -0.02%
ALTIN 2.807,910,20
BITCOIN 21211773,39%
Örtüşen Çıkarlarda Irak’la Normalleşme mi?

Örtüşen Çıkarlarda Irak’la Normalleşme mi?

24 Ağustos 2024 14:44
Örtüşen Çıkarlarda Irak’la Normalleşme mi?
0

BEĞENDİM

Prof.Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 24 Ağustos 2024

Irak’la ilişkilerde son aylarda büyük bir hareketlilik var. Mart 2024 ayında Irak Başbakanı Sudani’nin Ankara ziyareti ile başlayan ilişkilerdeki normalleşme çalışmaları ele alındı.

Türkiye-Irak Ekseninde Gelişmeler

Sudani’yi takiben Dışişleri Bakanı Fidan ve MİT Başkanı Kalın’ın Irak ziyareti ile 13 yılın ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 22 Nisan 2024’te Bağdat ziyareti gerçekleşti. Ağustos 2024 ortalarında Irak Dışişleri Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Bakanı Fuad Hüseyin kalabalık bir heyetle Ankara’daydı. Türkiye, Irak, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden (BAE) ilgili bakanlar 29 Ağustos’ta “Kalkınma Yolu Projesi”nin ana hatları için İstanbul’da toplanıyorlar.

İki ülke arasında normalleşmeyi bekleyen öncelikli konular şöyledir: Kerkük Türklerinin statü ve haklarının korunması, PKK terör örgütünün Irak’ta yuvalanması, Kerkük-Yumurtalık petrol boru hattı, Irak’ta Beşika’daki TSK üssü ve Irak kuzeyinde mevcut askeri noktalar, Kalkınma Yolu projesi, sınır aşan sular sorunu, ekonomik ilişkilerin yoğunlaştırılması. Erdoğan’ın Bağdat ziyareti sırasında iki ülke arasında 26 ayrı konuda işbirliği anlaşması imzalandı.

Saddam Hüseyin döneminde 1980’li yıllardan itibaren PKK’nın Irak kuzeyinde yuvalanmaya başlaması, Türkiye açısından Irak’la en ciddi sorun haline geldi. Türkiye-Irak Manda Yönetimi arasındaki 1926 tarihli Ankara Antlaşması’na atıfla PKK’nın yuvalanmasının önlenmesi gerektiği sıkça hatırlatıldı, ancak Irak bunu yapamayınca Türkiye Irak kuzeyinde sık sık varlık gösterdi. Terör örgütü 1999’da elebaşılarının yakalanmasından sonra küllenmeye yüz tutarken, ABD’nin Irak müdahalesi sonrası toparlandı, “Açılım” ve Çözüm Süreci” yanlışlıklarından istifadeyle de güçlendi. İran Şiiliğinin etkisindeki Irak yönetimlerinin itirazlarına rağmen de 2019’dan itibaren TSK, “Pençe-Kilit” operasyonları serisi ile Irak’ın kuzeyine konuşlandı. Irak’ın BM nezdindeki şikayetleri her defasında ”meşru müdafaa” gerekçesiyle geçiştirildi.

Oldukça sarp coğrafyada 398 km’lik sınırların bulunduğu Irak, özellikle Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (KBY) ile olmak üzere Türkiye’nin dış ticaretinde öncelikli bir ülkedir. Son dönemde TSK, KBY ve Irak ordusu PKK konusunda işbirliğini arttırdı. Burada asıl mesele Talabani’nin liderliğindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB)’nin PKK’ya olan desteğidir. Türkiye, her nedense Kerkük’e de büyük ölçüde hakim olan KYB’yle temastan kaçınarak muhtemelen PKK konusunun çözümü ve Kerkük’teki Türklerin kaderiyle ilgili konuları da ıskalıyor olabilir.

Ağustos 2024 ortalarında iki ülke arasında ‘Ortak Güvenlik Koordinasyon Merkezi’ kurulması kararı alındı. Vaktiyle 2015’te DEAŞ’la mücadele maksadıyla sınırdan 100 km derinlikte kurulan ve özellikle KBY peşmergelerine eğitim veren TSK’nin Beşika üssü, bundan böyle bir “Ortak Eğitim ve İşbirliği Merkezi” haline gelecek. Bu arada Irak, kendi ülkesi için de tehlikeli bulduğu PKK’yı terör örgütü olarak tanıdı. Bu gelişmeler sonunda TSK’nin Irak kuzeyindeki varlığı ve PKK’ya karşı harekatı üzerinde de zımnen bir uzlaşma sağlanmış olduğu söylenebilir.

Bir diğer önemli gelişme, gene bu ay içerisinde 15 yaş altı ve 50 yaş üstündeki Iraklılara vize serbestliğinin tanınacağıdır. Sığınmacı sayısında dünya lideri olan Türkiye’nin bu gelişmeyle sığınmacılarının daha da artacağı endişesini taşıyanlar var. Ancak Türkiye’de çok sayıdaki Iraklı Türk entellektüeller, 15 yaş altı ve 50 yaş üstüne uygulanacak vize muafiyetinin sorun yaratmayacağını, aksine turizme katkı sağlayacağını ileri sürüyorlar. Zira Türkiye’nin uyguladığı kişi başına vize tutarı 100 doların üzerinde olduğundan çok çocuklu Iraklılar (Türkmenler dahil), vize tutarının yüksekliği sebebiyle Türkiye seyahatinden vazgeçiyorlarmış.

Sonuç itibariyle PKK destekçisi KYB yanında, İran etkisindeki Irak Şiiliği, ABD’nin bölgedeki varlığı, DEAŞ’ın tam olarak yok edilemeyişi, Kerkük Türklerinin 21 yıldan beri kaybettikleri, Kalkınma Yolu’nun Çin’in Kuşak-Yol, Hindistan’ın Ortadoğu’dan Avrupa’ya ticaret koridoru gibi rekabetçi ortamda ortaya çıkması gibi dikenli yollarla dolu gelişmeler sahnededir. PKK’yı etkisizleştirmede KYB ile uzlaşmanın ve İran yerine Irak Şiiliğini savunan, 40 milletvekiline sahip Mukteda el-Sadr’la işbirliğinin de yararlı olabileceği dikkate alınabilir.

celalettin yavuz
Celalettin Yavuz

Güvenlik Politikaları Uzmanı Lisans ve Y. Lisans öğrenimini Milli Savunma Üniversitesinde (Deniz Harp Okulu – 1974; Deniz Harp Enstitüsü-1983) tamamladı. Daha sonra Silahlı Kuvvetler Akademisi öğrenimi (1985-86) gördü ve “Irak’ın Geleceği” ile ilgili bitirme tezini yazdı. 1989-1991 döneminde Führungsakademie (Hamburg/Almanya) 2 yıllık Güvenlik Politikası-Strateji-Stratejik İstihbarat-Jeopolitik, Askeri Tarih eğitimi aldı. “İstanbul Boğazı’nın Karadeniz Sahildarı Ülkeler Üzerindeki Jeopolitik ve Stratejik Etkileri” (Almanca) başlıklı mezuniyet tezini yazdı. Genelkurmay Personel Başkanlığı’nda görevli iken Kıbrıs Barış Harekâtı’nın madalya ve taltif projesini gerçekleştirdi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı karargâhında NATO Planlama direktifleri ve kuvvet plan çalışmaları üzerinde çalıştı. Ayrıca bir yıl boyunca Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Toplantı Dosyasını hazırladı. Ege'de gerilimli 1980'li ve 1990'lı yıllarda 2 ayrı geminin komutanlıklarını yaptı. 1994-1997 döneminde Almanya'da Deniz Ataşeliği sırasında Deniz Ataşe Birliği'nin başkanlığına (doyen) ve 143 kişilik Askeri Ataşeler Birliği'nin Yönetim Kuruluna seçildi. Daha sonra Mersin’de Karakol ve Çıkarma Gemileri Komodorluğu’nun ardından Genelkurmay Yunanistan Kıbrıs Dairesinde Yunanistan Şube Müdürü iken “Türk-Yunan Ege’de Güven Arttırıcı Önlemler Paketi” projesinin (Ocak 2000) yöneticiliğini yaptı. Türk-Yunan sorunları üzerinde General-Amiral Oryantasyon Kursu, Harp Akademileri, Milli Güvenlik Akademisi ve TSK İstihbarat Okulu'nda dersler veren Yavuz, Deniz Harp Okulu Dekanı olduğu 2001-2003 döneminde "Denizcilik Tarihi-Deniz Stratejisi", "Askeri Strateji" ve "Liderlik" dersleri verdi. 1994’te Dr., 2002’de Doç.Dr. olan Yavuz, Milli Güvenlik Akademisi öğretim üyesi iken 30 Mart 2004’te istekle emekli oldu ve BİLKENT Üniversitesi’ne ilaveten Milli Güvenlik Akademisi’nde Türk-Yunan Sorunları, Suriye, Ortadoğu, Terörle Mücadele dersleri, 2012’de Prof.Dr. olduktan sonra da Atılım Üniversitesi’nde (2012-2013) ve Kara Harp Okulu Savunma Bilimleri Enstitüsünde (2013 Bahar) Y. Lisans ve Doktora, Ufuk ve Başkent üniversitelerinde lisans dersleri verdi. 2022 yılı başlarında adı Topkapı Üniversitesi olarak değiştirilen “Ayvansaray Üniversitesi”nde İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nin kurucu dekanlığını yapan, fakülteyi 16 bölüme çıkartan Prof.Dr. Yavuz, “İstihbarat, Strateji ve Terörizm/Avrupa'da Terör Örgütleri” gibi 3 farklı konuda sertifika dersleri yanında İstanbul Topkapı Üniversitesi’nde lisans ve Y. Lisans dersleri verdi. Güvenlik Bilimleri ve Uygulamaları Y. Lisans programının kurucu ABD Başkanlığını Eylül 2022’ye kadar sürdürerek “Küresel Güvenlik Stratejileri” üzerine sertifika programı hazırladı. Mayıs 2020 ayında uluslararası sempozyum düzenledi ve bizzat sunum yaptı. Milli Savunma Üniversitesi’nde (Harp Akademileri) 2019 yılından beri “Dış Politika Analizi” ile “Küresel Güvenlik Stratejileri” başlıklı ders verdi. Genelkurmay SAREM “Dış Uzman”lık (2003-2010), Türk Askeri Tarih Kurulu (TATK) Genel Kurul üyeliği (1999-2007), Gnkur. Atatürk Araştırma ve Eğitim Merkezi “ATAREM” Genel Kurul Kurucu Üyeliği (1999-2007), Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim/Öğretim Kurulu üyeliği (2001-2003), Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) “Strateji” Grubu üyeliği (2005-2011), Türk Ocakları Genel Merkezi Hars Heyeti (en üst düzeydeki kültür kurulu) üyeliği (2004-2010), TÜRKSAM düşünce kuruluşunun Kurucu Başkan Yardımcısı ve Terör Bölümü Başkanlığı (2008-2012) yapan Prof.Dr. Yavuz, pek çok süreli yayının yayın ve hakem kurullarında yer almaktadır. Almanca ve İngilizce bilen Prof.Dr. Yavuz’un “Güvenlik politikaları, Askeri Tarih/Strateji, İstihbarat, Ortadoğu, çevre ülkeler, terörle mücadele, bölgesel-küresel sorunlar, küresel güvenlik stratejileri ve Deniz Tarihi konularında, çoğu müstakilen yazılmış 30’un üzerinde kitabı ve süreli dergilerde yazılmış çok sayıda makalesi mevcuttur. Halen Anadolu Ajansı ve Yeni Şafak gazetesinin “Düşünce Günlüğü” bölümünde her ay “Bölgesel ve Küresel Güvenlik Politikaları” üzerine analizleri yayınlanan Yavuz’un son dönemde Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE)’de konferansları, sitesinde yazıları yayınlanmakta olup, gene son zamanlarda Devlet Dergisi ve Türk Yurdu dergilerinde de yazıları yayınlanmaktadır. Ayrıca, Eylül 2022’den itibaren TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu’nda haftada bir gün “Mavi Vatan” adlı bir programın yapımcılığını (ve yorumculuğunu) yapmaktadır. Ankara’da ikame eden Prof.Dr. Yavuz, evli, iki çocuk babası olup Almanca ve İngilizce bilmektedir.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
Tüm Yorumlar (1)
  • A.Yasar YÜCEOKUR

    Sayin Yavuz bey yaziniz özetlenmis güzel ,bilimsel yazilmis, ülkem türkiyemin güzel verilimli girisimleri beni sevindiriyor güzel.sevgi ve saygilarimla.Ne mutlu büyük Türk milletinin hizmetinde olanlara,Tanri Türkü yasatsin korusun yükseltsin

    Yanıtla
    +0
    -0