WOTTV E-DERGİ
DOLAR 34,0914 0.19%
EURO 38,1078 0.03%
ALTIN 2.833,650,17
BITCOIN 21387270,74%
Olağanüstü İslam Zirvesi ve Macron’un Çıkışı: Gazze İçin Ümit Işığı Olabilir mi?

Olağanüstü İslam Zirvesi ve Macron’un Çıkışı: Gazze İçin Ümit Işığı Olabilir mi?

14 Kasım 2023 10:40
Olağanüstü İslam Zirvesi ve Macron’un Çıkışı: Gazze İçin Ümit Işığı Olabilir mi?
0

BEĞENDİM

Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 13 Kasım 2023

 

11 Kasım 2023 günü İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki vahşetine karşı iki önemli gelişme yaşandı. Bunlardan ilki Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nın Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da ortaklaşa düzenlenen 8. Olağanüstü İslam Zirvesi idi. İkincisi de 7 Ekim’den beri İsrail’in acımasızca Gazze’deki sivil insanların üzerine ölüm yağdırmasını “meşru müdafaa hakkı” olarak gören Batılı ülkelerden Fransa’nın Cumhurbaşkanı Macron’un farklı çıkışıydı.

Olağanüstü İslam Zirvesinde Öne Çıkan İfadeler ve Sonuç Bildirisi

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da katıldığı ve konuştuğu, zirvenin ev sahipliğini yapan Suudi Prens Salman’ın açış konuşmasında uluslararası insani yasaları ağır bir şekilde ihlal eden İsrail’i frenleme konusunda BM Güvenlik Konseyi’nin çifte standartlarının insani felaket getirdiğinin altını çizerek, Filistin halkının haklarının yeniden tesisi ve başkenti Doğu Kudüs olan 1967 tarihli Filistin devletinin kurulması ile sorunların giderilebileceğini söyledi.

Ürdün Kralı Abdullah, İsrail’in Gazze’deki saldırganlığının savaş suçu olarak kınanması gerektiğini, “ateşkesin sağlanması, yerinden edilmelerin önlenmesi ve ciddi bir barış sürecinin başlatılması” için bir uluslararası koalisyon kurulmasını önerdi. Mısır Cumhurbaşkanı Sisi sorunun iki bağımsız devlet kurulması fikri temelinde adil bir çözüm önerisinde bulunurken, en sert ifadeler Suriye Devlet Başkanı Esad ile İran Cumhurbaşkanı Reisi’den geldi.

Sorunun başlangıcından itibaren “başarısız barışın tek sonucunun İsrail” olduğunu, frenlenemeyen İsrail’in daha da saldırganlaşarak Filistinlilere karşı “daha adaletsiz, baskıcı ve sefil hale” geldiğini ifadeyle “Elimizde gerçek baskı araçları yoksa, attığımız adımların ya da yaptığımız konuşmaların bir anlamı yoktur!” dedi. Esad ayrıca “daha fazla Arap uysallığının kendilerine karşı daha fazla Siyonist vahşet ve katliam getireceğini” ifadeyle İsrail’in tutumunu “Siyonizmin barbarlıkta kendini aşması” şeklinde niteledi.

Reisi, tüm vahşette ABD hükümetinin faili ve ana ortağı olduğuna işaretle, önceliğin Gazze halkının katlinin, soykırım ve hastane saldırılarının sona erdirilmesi olduğunu vurguladı. 10 maddelik öneri paketiyle gelen Reisi, “İranlıların İsrail’e karşı direnişinden dolayı HAMAS’ın elini öptüğünü” ifadeyle İsrail’e karşı hep birlikte direniş önerdi.

Muhtemelen içinde Türkiye’nin katkısının da büyük olduğu izlenimi veren, uzunca sonuç bildirisinde HAMAS ifadesinin geçmediği dikkat çekiciydi. “Filistin davasının merkeziliğini teyit ederek, tüm enerjimiz ve kapasitemizle, işgal altındaki tüm toprakları kurtarmak ve başta kendi kaderini tayin etme ve 1967 sınırlarında kurulmuş bağımsız, egemen ve başkenti Kudüs-ü Şerif olan devletlerinde yaşama hakkı olmak üzere, tüm devredilemez haklarını yerine getirmek için verdikleri meşru mücadelede kardeş Filistin halkının yanında yer aldığımızı teyit ederiz!” denildi. İsrail işgalini sona erdirilerek iki devletli çözüm olmaksızın bölgede kalıcı barışın imkansız olduğu vurgulandı. Bu arada İsrail’in Hıristiyan mabetlerine saldırısının altı çizilerek, İsrail’in “Filistin halkının haklarına ve İslam ile Hristiyan kutsallarına yönelmesinden, sistemli politika ve faaliyetlerinden ve işgale sebebiyet veren tek taraflı, hukuk dışı adımlardan, adil ve kapsamlı bir barışın sağlanabilmesini engellediği” ve devam eden İsrail işgalinin bölgesel ve küresel güvenlik, istikrar ile barışa tehdit oluşturduğu” hatırlatıldı.

İsrail’in Gazze Şeridi’ne misilleme saldırısının kitlesel katliama dönüşmesine ve Batı Şeria ile Kudüs-ü Şerif’teki barbarca saldırganlığını durdurmayı reddederek savaşın genişlemesine yol açan BM Güvenlik Konseyi bu acziyeti sebebiyle bir kez daha uyarıldı. Bu arada İsrail’e silah satışlarının durdurulması istenirken, “petrol kullanımı, İsrail uçaklarının Arap hava sahasına girememesi, tüm ilişkilerin dondurulması” gibi yaptırım önerisi BAE, Suudi Arabistan, Fas ve Bahreyn tarafından reddedildi. Ancak, İsrail durdurulamaz ise bu öneri ısıtılıp gene getirilir.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron, hiçbir meşruiyeti olmayan bebeklerin, kadınların ve yaşlıların bile bombalanıp öldürüldüğü saldırılar konusunda İsrail’i durmaya çağırdı.

Tüm bu yapılanlar çözüm için yetersiz, ama ABD ve İsrail’in biraz daha köşeye sıkıştığı gerçek!

celalettin yavuz
Celalettin Yavuz

Güvenlik Politikaları Uzmanı Lisans ve Y. Lisans öğrenimini Milli Savunma Üniversitesinde (Deniz Harp Okulu – 1974; Deniz Harp Enstitüsü-1983) tamamladı. Daha sonra Silahlı Kuvvetler Akademisi öğrenimi (1985-86) gördü ve “Irak’ın Geleceği” ile ilgili bitirme tezini yazdı. 1989-1991 döneminde Führungsakademie (Hamburg/Almanya) 2 yıllık Güvenlik Politikası-Strateji-Stratejik İstihbarat-Jeopolitik, Askeri Tarih eğitimi aldı. “İstanbul Boğazı’nın Karadeniz Sahildarı Ülkeler Üzerindeki Jeopolitik ve Stratejik Etkileri” (Almanca) başlıklı mezuniyet tezini yazdı. Genelkurmay Personel Başkanlığı’nda görevli iken Kıbrıs Barış Harekâtı’nın madalya ve taltif projesini gerçekleştirdi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı karargâhında NATO Planlama direktifleri ve kuvvet plan çalışmaları üzerinde çalıştı. Ayrıca bir yıl boyunca Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Toplantı Dosyasını hazırladı. Ege'de gerilimli 1980'li ve 1990'lı yıllarda 2 ayrı geminin komutanlıklarını yaptı. 1994-1997 döneminde Almanya'da Deniz Ataşeliği sırasında Deniz Ataşe Birliği'nin başkanlığına (doyen) ve 143 kişilik Askeri Ataşeler Birliği'nin Yönetim Kuruluna seçildi. Daha sonra Mersin’de Karakol ve Çıkarma Gemileri Komodorluğu’nun ardından Genelkurmay Yunanistan Kıbrıs Dairesinde Yunanistan Şube Müdürü iken “Türk-Yunan Ege’de Güven Arttırıcı Önlemler Paketi” projesinin (Ocak 2000) yöneticiliğini yaptı. Türk-Yunan sorunları üzerinde General-Amiral Oryantasyon Kursu, Harp Akademileri, Milli Güvenlik Akademisi ve TSK İstihbarat Okulu'nda dersler veren Yavuz, Deniz Harp Okulu Dekanı olduğu 2001-2003 döneminde "Denizcilik Tarihi-Deniz Stratejisi", "Askeri Strateji" ve "Liderlik" dersleri verdi. 1994’te Dr., 2002’de Doç.Dr. olan Yavuz, Milli Güvenlik Akademisi öğretim üyesi iken 30 Mart 2004’te istekle emekli oldu ve BİLKENT Üniversitesi’ne ilaveten Milli Güvenlik Akademisi’nde Türk-Yunan Sorunları, Suriye, Ortadoğu, Terörle Mücadele dersleri, 2012’de Prof.Dr. olduktan sonra da Atılım Üniversitesi’nde (2012-2013) ve Kara Harp Okulu Savunma Bilimleri Enstitüsünde (2013 Bahar) Y. Lisans ve Doktora, Ufuk ve Başkent üniversitelerinde lisans dersleri verdi. 2022 yılı başlarında adı Topkapı Üniversitesi olarak değiştirilen “Ayvansaray Üniversitesi”nde İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nin kurucu dekanlığını yapan, fakülteyi 16 bölüme çıkartan Prof.Dr. Yavuz, “İstihbarat, Strateji ve Terörizm/Avrupa'da Terör Örgütleri” gibi 3 farklı konuda sertifika dersleri yanında İstanbul Topkapı Üniversitesi’nde lisans ve Y. Lisans dersleri verdi. Güvenlik Bilimleri ve Uygulamaları Y. Lisans programının kurucu ABD Başkanlığını Eylül 2022’ye kadar sürdürerek “Küresel Güvenlik Stratejileri” üzerine sertifika programı hazırladı. Mayıs 2020 ayında uluslararası sempozyum düzenledi ve bizzat sunum yaptı. Milli Savunma Üniversitesi’nde (Harp Akademileri) 2019 yılından beri “Dış Politika Analizi” ile “Küresel Güvenlik Stratejileri” başlıklı ders verdi. Genelkurmay SAREM “Dış Uzman”lık (2003-2010), Türk Askeri Tarih Kurulu (TATK) Genel Kurul üyeliği (1999-2007), Gnkur. Atatürk Araştırma ve Eğitim Merkezi “ATAREM” Genel Kurul Kurucu Üyeliği (1999-2007), Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim/Öğretim Kurulu üyeliği (2001-2003), Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) “Strateji” Grubu üyeliği (2005-2011), Türk Ocakları Genel Merkezi Hars Heyeti (en üst düzeydeki kültür kurulu) üyeliği (2004-2010), TÜRKSAM düşünce kuruluşunun Kurucu Başkan Yardımcısı ve Terör Bölümü Başkanlığı (2008-2012) yapan Prof.Dr. Yavuz, pek çok süreli yayının yayın ve hakem kurullarında yer almaktadır. Almanca ve İngilizce bilen Prof.Dr. Yavuz’un “Güvenlik politikaları, Askeri Tarih/Strateji, İstihbarat, Ortadoğu, çevre ülkeler, terörle mücadele, bölgesel-küresel sorunlar, küresel güvenlik stratejileri ve Deniz Tarihi konularında, çoğu müstakilen yazılmış 30’un üzerinde kitabı ve süreli dergilerde yazılmış çok sayıda makalesi mevcuttur. Halen Anadolu Ajansı ve Yeni Şafak gazetesinin “Düşünce Günlüğü” bölümünde her ay “Bölgesel ve Küresel Güvenlik Politikaları” üzerine analizleri yayınlanan Yavuz’un son dönemde Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE)’de konferansları, sitesinde yazıları yayınlanmakta olup, gene son zamanlarda Devlet Dergisi ve Türk Yurdu dergilerinde de yazıları yayınlanmaktadır. Ayrıca, Eylül 2022’den itibaren TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu’nda haftada bir gün “Mavi Vatan” adlı bir programın yapımcılığını (ve yorumculuğunu) yapmaktadır. Ankara’da ikame eden Prof.Dr. Yavuz, evli, iki çocuk babası olup Almanca ve İngilizce bilmektedir.

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.