WOTTV E-DERGİ
DOLAR 34,0980 0.21%
EURO 38,1049 0.05%
ALTIN 2.839,560,38
BITCOIN 21470051,15%
Nasreddin Hoca ne zaman yaşadı?

Nasreddin Hoca ne zaman yaşadı?

17 Aralık 2023 11:49
Nasreddin Hoca ne zaman yaşadı?
0

BEĞENDİM

Nasreddin Hoca’yı tanımayanımız var mı? Hocanın ünü zaman ve coğrafyaları aşmış durumda… Latifeleri ve bu latifelerin ihata ettiği mesajlar bütün çağ ve milletleri bağlar niteliktedir.

Şöhreti zaman ve mekanı aşan hemen her tarihsel kişilik gibi Hoca ilgili tezler de birden çoktur ve umumisi birbirleriyle çelişkilidir. Bu bağlamda “Nasreddin Hoca’nın tarihsel kişiliği zaten ne kadar mühim olabilir, bakmamız gereken bize öğrettikleridir” de denebilir. Fakat unutmamak gerekir ki, Fuad Köprülü’nün cümleleri ile ifade edecek olursak; efsanevi şahsiyetler diğer yandan yaşadıkları muhitlerin mahsulleridir. Bu nedenle Nasreddin Hoca’yı da yaşadığı çağ ve muhitle yan yana okumak gerekir.

Osman Turan, Nasreddin Hoca’nın yaşadığı zaman dilimini tespit etmiş ve bu tez ilim camiası tarafından da kabul görmüştür: 1208 – 1284… Anlıyoruz ki, Nasreddin Hoca, tıpkı Sarı Saltık, Yûnus Emre, Tapduk Emre, Mevlana, Ahi Evran, Sadreddin Konevi, Şeyh Edebalı vs ile çağdaş bir 13.yy şahsiyetidir. Şükrü Kurgan ve İ. Hakkı Konyalı gibi ilim insanları da Nasreddin Hoca’nın 15.yy’da yaşadığı ve Timur ile görüştüğü şeklindeki tezleri kabul etmez. Onlara göre bu yanlış Evliya Çelebi kaynaklıdır.

Ejder Okumuş, Yûnus Emre’den bahsederken yaşadığı dönem (13.yy) nedeniyle “Yûnus, olağanüstü ikindilerin insanıdır” der. Bunu Nasreddin Hoca ve diğer muasırları için de söylemek yanlış olmaz. Zira 13.yy Anadolu’da yaşayan halkın önce zirveyi, sonra dibi, Osmanlılar ve tabii diğer Beylikler ile birlikte tekrar huzuru gördüğü karmaşık bir devirdir.

13.yy’da yaşanılan bu karmaşadan çıkabilmemiz adına vazife alanlar oldu. Sezai Karakoç’a kulak verecek olursak; yeni bir “diriliş” için metafizik yaraların iyileştirilmesi gerekiyordu. İşte bu noktada başrolü ahi ve tarikatlar aldı. Tekke ve dergahlar çevresinde dağılan birliğin yeniden tesisine çalışıldı. Mustafa Özçelik, 13.yy Anadolu insanının yeniden ayağa kalktığı sırada kendine rehber edindiği figürleri anlatırken, şu ifadeleri kullanır: Mevlana halkı Mesnevi ile, Yûnus Emre Divan ve öğüt niteliğindeki risalesiyle, Nasreddin Hoca da latifeleri ile irşad etti.

Yûnus Emre, bir şiirinde muasırı büyük alp-eren Sarı Saltık’ı anar… Sarı Saltık Destanı’nda da Nasreddin Hoca’yı görürüz. Bu tarz tevafuklar, dönem figürleri arasındaki iç içelik ve misyon kardeşliği; bize 13.yy mutasavvıflarının koordineli bir şekilde çalıştıklarını ve bir hedef doğrultusunda vazife paylaşımı yaptığını bile düşündürmelidir. Mustafa Tatcı, Tapduk Emre üzerine unik araştırma eserinde; Saltıkname’de yer alan Sarı Saltık ve Nasreddin Hoca yakınlığından bahseder ve ‘vazife’ üzerine dikkat kesilmemizi ister.

Velhasıl… Pervin Çapan’ın da tespit ettiği gibi Nasreddin Hoca Rıfai muhitine bağlıdır. Torunu Ali b. Muhammed’in kabir kitabesinde “er-Rıfai” şeklinde bir kayıt yer alır. Mürşidi Mahmud Hayrani’dir. Sarı Saltık Destanı’nda da geçen bu bilgilere ek olarak, Nasreddin Hoca evinin Sarı Saltık gibi bir mutasavvıf için dahi “öğüt alınacak” yer olarak gösterilmesi dikkat çekicidir.

Yine Saltıkname’den anlıyoruz ki Nasreddin Hoca ve fıkraları döneminde de meşhurdur: Gayrimüslimler gülmek için Hoca’yı yanlarına davet etmiştir. Bayburtlu Osman, Kitab-ı Mir’atı Cihan’da, Nasreddin Hoca’yı evliya-ı kiram arasında zikreder. Kaygusuz Abdal ‘ın Budalaname’sinde Nasreddin Hoca’dan bahsetmesi, Bektaşi çevrelerinde de Hoca’ya tazim duyulduğunu gösterir niteliktedir.

Nasreddin Hoca Akşehirli olarak bilinir. Ama doğrusu Sivrihisar’ın Hortu köyünde doğduğudur. Fuad Köprülü de hoca özerine müstakil çalışmasında bu bilgiyi doğrular. Ümit Sinan Topçuoğlu’na göre bugün bölgede hâlâ Hoca’nın akrabaları yaşamaktadır. Tabii bu Akşehir tezini yadsımak gerektiği anlamına gelmez. Letaif mecmualarında Hoca’nın Akşehir’de de yaşadığını gösteren fıkralar açıktır. Nasreddin Hoca’nın bir dönem Hortu köyünde yaşadıktan sonra mürşidi Mahmud Hayrani’nin çağrısıyla Akşehir’e yerleştiğini düşünebiliriz.

Hoca, dünya telaşesinde ne ile uğraşmıştır, diye soralım… Yeniden Mustafa Özçelik’e dönüp, cevaplayalım: “Nasreddin Hoca’nın önce babasından ilim tahsil ettiği -ki Hortu imamı Abdullah Efendi’dir- ardından da Sivrihisar ve Konya medreselerinde devam ettiğini, biyografisine ilişkin kaynaklardan ve fıkralarından çıkarabilmekteyiz. Yine tahsilinin bitiminden sonra doğduğu köyde imamlık, Sivrihisar’da kadılık yaptığını aynı şekilde Akşehir’de de bu görevlerini sürdürdüğünü biliyoruz. Bütün bunlardan Hoca’yı ilim ehli bir kişi görmemiz gerektiği ortaya çıkıyor.”

Bahsettiğim gibi… Akşehir’de de yaşamış, burada kadılık yapmış ve yine burada vefat etmiş (1284) olan Nasreddin Hoca’nin türbesi de Akşehirdedir. 1906 yılında Konya Valisi Faik Bey tarafından türbe onarıldı ve bu tamirat hakkında bilgi veren bir kitabe koyduruldu.

mehmet hakan kekeç
Mehmet Hakan Kekeç

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.