WOTTV E-DERGİ
DOLAR 33,9974 0.29%
EURO 37,8529 0.64%
ALTIN 2.820,790,41
BITCOIN 1961047-3,13%
Mehmet Şimşek Neler Yaptı (Haziran 2023-Eylül 2024)

Mehmet Şimşek Neler Yaptı (Haziran 2023-Eylül 2024)

7 Eylül 2024 14:35
Mehmet Şimşek Neler Yaptı (Haziran 2023-Eylül 2024)
0

BEĞENDİM

Deniz İSTİKBAL – 07 Eylül 2024

 

Türkiye’nin enflasyonla mücadelesi para ve maliye politikalarını içecek şekilde devam ediyor. Mevcut politika işleme alınanı 15 ay oldu. Haziran 2023-Haziran 2024 dönemi bir geçiş süreci olarak tasarlanırken Haziran 2024’ün sonundan itibaren tersine enflasyon dönemi şeklinde işleme alındı. Uygulanan politikaların başında Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bulunuyor. Bir ekonomik ekibi şeklinde hareket eden ekonomi yönetimi para ve maliye politikalarını kullanarak enflasyonu tekrar tek haneye indirmeyi amaçlıyor. Buradan hareketle 15 aylık süreçte neler yapıldığı, yapılanlardan başarı elde edilip edilmediği değerlendirilebilir. Ancak enflasyonla mücadele süreçleri 3,5 yıl gibi bir sürede genel hatlarıyla tam başarıya ulaşabilir. Yapılan çalışmalarda da benzer süreler ortaya çıkmaktadır. Örneğin FED ve Avrupa Merkez Bankası 2021-2024 döneminde faizleri yukarıya taşıdılar ve enflasyonla mücadele ettiler. 3 yılın ardından FED tarafında başarı elde edildiği üzerine yorumlar yapıldı. Avrupa Merkez Bankası ise biraz daha erken bir süreçte faiz indirim dönemine girdi. 2021’in sonlarından itibaren başlayan ve günümüze kadar gelen enflasyonla mücadele küreselde başarı elde etmiş gibi duruyor. Fakat gelir dağılımı üzerinde oluşan tahribatın giderilmesi biraz daha zaman alabilir.

Türkiye’deki işleme alınan ekonomi politikalarına geri dönüldüğünde ise enflasyonla mücadelenin zaman alacağını söylemek gerekiyor. Para politikasındaki sıkılaşmaya maliyedeki harcama kesintileri eşlik ediyor. Dış ticaret açığı gerilerken cari açıktaki düşüş sürüyor. Aylık enflasyon verileri istenilen patikaya yakın seyrediyor. Tersine enflasyon olarak isimlendirilen süreçte uygulanan politikalarla görünür olmaya hazırlanıyor. Toplam talepteki yavaşlama firmaların kar ve yatırım politikalarına yansıyor. İstihdam ve ekonomik büyüme verileri iktisadi soğumaya işaret ediyor. TÜFE oranı yüzde 50’lere düşenken üretici enflasyonu yüzde 35 düzeyine geriledi. Toplum tarafından daha fazla hissedilmeye başlanan iktisadi yavaşlama psikolojik olarak beklentileri etkiliyor. 15 aylık dönemde meydana gelen bu gelişmeler Merkez Bankasındaki rezervlerde iyileşmeye de yansıyor. 154 milyar dolar sınırına yaklaşan rezervler TL’deki istikrarın en temel unsuru olarak okunabilir. Sene başından itibaren TL’deki değer kaybı 8 aylık enflasyon rakamından daha düşük olması da bu nedenle önem taşıyor.

Mehmet Şimşek’in uyguladığı iktisadi yaklaşım uluslararası kabullerin dışında bulunuyor. Tam tersine global trendlerin takibine dayanıyor. 15 aylık süreçte yaşanılan pozitif ivmeyi de bu açıdan değerlendirmek mümkün. Özellikle dış ticaret ve cari açıktaki daralma enflasyonla mücadeleye katkı sunuyor ve TL üzerindeki değer kaybı baskısını azaltıyor. Turizm ve doğrudan yabancı yatırımlar ise yaşanılan tersine enflasyon sürecine katkı sunuyorlar. 2024’te 60 milyar doları aşması beklenen turizm gelirine 15 milyar dolarlık doğrudan yabancı yatırımın eşlik etmesi bekleniyor. Ülkeye gelen döviz cari açığın ve diğer ihtiyaçların giderilmesinde önemli görev üstleniyor. Fakat enflasyonla mücadelenin daha fazla zaman alacağı unutulmamalı. Bu nedenle Marmara Üniversitesinden kıymetli hocam Prof. Dr. Nurullah Gür’ün Sabah gazetesindeki değimiyle; “Ekonomik soğuma, döviz kurlarındaki stabil seyir ve baz etkisiyle birlikte enflasyon düşüyor. Ama bu düşüş, ‘evet, başardık’ tabirini kullanabileceğimiz seviyelerde değil. Sıkı para politikasına ihtiyacımız sürüyor. Ancak bu ihtiyaç, politika faizinin uzun süre daha yüzde 50 seviyesinde çakılı kalmasını zorunlu kılmıyor. Şu ana kadar enflasyon trendi ve beklentilerinde yaşanan değişim, cari açıktaki iyileşme ve büyük merkez bankalarının aldığı ve alacağı aksiyonlarla uyumlu biçimde politika faizinde yavaş ve kademli bir geri çekilme sağlanabilir. Burada önemli olan, piyasa dinamiklerinden ve enflasyonla mücadele gerçeğinden kopmadan sıkı para politikasını ‘makul reel faiz’ ile gerektiği kadar uzun sürdürebilmektir. Ne bizi sıcak paraya bağımlı hale getirecek kadar yüksek bir reel faiz, ne de kredi musluklarının enflasyonla mücadeleye zarar verecek kadar açılmasına fırsat tanıyacak kadar düşük bir reel faiz.

Sonuç olarak 15 aylık süreçte Sayın Mehmet Şimşek ciddi adımlar atarak iktisadi dengelenmeyi sağlamaya çalıştı. Başarılı olduğu sonucuna ulaşılabilir ancak asıl başarı enflasyon rakamlarının tek haneye düşüşüyle ortaya çıkacaktır. Prof. Dr. Nurullah Gür hocanın da değindiği haliyle bir süre daha enflasyonist baskıyı hissedeceğiz ancak sürecin terse çevrildiği görülüyor.

deniz istikbal
Deniz İstikbal

Lisansını İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde (2016) tamamladı. Yüksek lisansını Marmara Üniversitesi Uluslararası Politik Ekonomi Bölümü’nde “Güney Kore ve Türkiye’nin Kalkınma Planlarının Ekonomi Politik Analizi” adlı tezi (2018) ile bitirdi. Doktora eğitimine İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde “Çin’in Afrika Yatırımlarının Ekonomi Politik Analizi” (2005-2018) adlı doktora tezi ile devam etmektedir. SETA’da ekonomi araştırmaları alanında çalışan İstikbal’in akademik ilgi alanlarında ekonomik kalkınma, ekonomi politik, enerji ekonomisi, enerji güvenliği, tarım ekonomisi, uluslararası finans kuruluşları, dış yardım, Afrika ve Asya Pasifik gibi konular yer almaktadır.

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.