WOTTV E-DERGİ
DOLAR 34,0858 0%
EURO 37,8833 -0.12%
ALTIN 2.797,95-0,16
BITCOIN 21211243,21%
Malazgirt’ten Büyük Taarruz’a Türkler ve Anadolu

Malazgirt’ten Büyük Taarruz’a Türkler ve Anadolu

25 Ağustos 2024 11:37
Malazgirt’ten Büyük Taarruz’a Türkler ve Anadolu
0

BEĞENDİM

Prof.Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 25 Ağustos 2024

 

25 Ağustos 2024 günü Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ahlat’ta Kabineyi gövde gösterisi hazırladı. Türk medyasına göre Kabine, 21 yıl sonra ilk kez Ankara dışında başka bir ilde toplanacakmış. Arap Baharı öncesinde Irak ve Suriye ile ortak kabine toplantıları bu ülkelerde Diyarbakır ile Gaziantep’te gerçekleşmişti. Ahlat’taki toplantının amacı Malazgirt Savaşı’nın 953’ncü yıl dönümünde mesaj vermektir. Bugün Büyük Taarruz ve Malazgirt’in önemi ele alındı.

Malazgirt Meydan Muharebesi ve Büyük Taarruz’un Dikkat Çeken Önemleri

Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey 1054 başlarında Van Gölü’nün kuzeyini, Muradiye ve Erciş’i fethederek, Bizans’ın elindeki Anadolu’ya giren ilk Türk hükümdarıdır. 1057-1061 döneminde Türkmen boyları Anadolu’da kuzeyde Çoruh ve Kelkit, batıda Malatya’ya kadar ilerlemişlerdi. Sultan Alp Arslan 1064’te “Rum Gazası” adlı batı seferi sonucunda Anadolu’nun doğusundaki yaylalara Türkmen boylarını yerleştirdi. Seferde oğlu Melikşah ve Nizamülmülk’ün emrindeki kuvvetler Aras’ın kuzeyindeki kaleleri ele geçirirken Alp Arslan da Gürcistan’a girdi.  Ardından Ahılkelek kalesi ile Ani ele geçirildi. Ancak bunlar kesin sonuçlu olmayan akın hareketleri idi. Anadolu hala Bizans Bizans İmparatorluğu egemenliği altındaydı.

Bizans’ta ölen imparatorun eşiyle evlenen Komutan Romen Diojen imparator olmuş, Afşin Bey komutasındaki Türk akıncıları Marmara sahillerine kadar ilerlemişlerdi. Diojen, artık ciddi bir sorun haline gelen Selçuklu akınlarına son vermek maksadıyla Mart 1071’de harekete geçti. Suriye ve Mısır’daki Fatimilerle uğraşmakta olan Alp Arslan, Bizans ordusunun hareketinden haberdar olunca gençlerden kurulu 50 bin kişilik dinamik bir kuvvet oluşturdu. Buna karşılık Diojen’in ordusu yaklaşık 200 bin kişiydi. Ancak bu ağır silahlar ve zırhlara sahip ordunun hareket kabiliyeti kısıtlıydı. Üstelik çeşitli milletler ve paralı askerlerden oluşmaktaydı. 26 Ağustos 1071’de Malazgirt’te karşılaştıklarında Türk savaş taktiğini (Hilal/Turan taktiği) uygulayan Alparslan galip geldi. Diojen’e de esir değil, misafir İmparator muamelesi yaptı.

Malazgirt Savaşı, Anadolu’nun Türkleşmesinde en önemli olaydır. Bu tarihten itibaren sürekli akınlar/göçlerle Anadolu bir Türk yurduna dönüştürülmeye, ilk Türk beylikleri kurulmaya, Türkler için Anadolu’da yeni bir dönem başlamış, İslam dünyası üzerindeki Bizans baskısı tamamen ortadan kalkmış, Hristiyan Ortodoks Bizans ilk kez papalıktan yardım isteyerek Haçlı Seferlerinin başlamasına sebebiyet vermiştir.

Malazgirt Savaşı’ndan 851 yıl sonra, 26 Ağustos 1922’den itibaren Türkler, Sevr Antlaşması ile topraklarının büyük bir kısmı ellerinden alınmakta olan Anadolu’yu adeta yeniden fethettiler. Büyük Taarruz ile ana karargahı Afyon’da bulunan Yunan ordusu ve komutanları Trikopis’i müthiş bir istihbarat/istihbarata karşı koyma ve baskın prensibi ile darmadağın etti. Milli Mücadele’nin Lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk, TBMM Hükümeti’nin Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa (Çakmak) ve Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa (İnönü) sık sık bir araya gelerek bu kesin sonuçlu muharebeyi en ince ayrıntılarıyla planlamışlardı. Büyük Taarruz’un başladığı sabahın öncesinde (25 Ağustos), Yunan komutanı ise Afyon’da balo düzenlemişti.

Düşmanın beklemediği bir cenahtan, beklemediği bir tarihte ve beklemediği bir maharet ve kahramanlık sonucu 30 Ağustos’ta kazanılan savaşın sonunda Yunan askeri arkasına bakamadan İzmir’in yolunu tutmuş, Gazi Paşa’nın ünlü “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir!” şeklindeki emri gereği tarihte eşine az rastlanır bir takip harekatı kısa sürede sonlandırılmış ve Yunan askeri İzmir ve Çeşme’den Yunanistan’a hareketle canını zor kurtarmıştı.

Sonuç itibariyle, Malazgirt Savaşı, Anadolu’nun kapılarını Türklere açarak yeni bir dönemi başlatırken, 26 Ağustos’ta başlayan Büyük Taarruz da Anadolu’nun Türklere ait olduğunu perçinleyen bir zaferdir. Ahlat manevrası anlayana; “1000 yıldır burada kök saldık. Bizimle uğraşmayın!” mesajı vermektedir. Gelecek yıl da benzer şekilde Afyon/Kocatepe’de toplanacak kabine ile “850 yıldır atmak istediğiniz Anadolu’yu kimseye bırakmadık, bırakmayacağız!” şeklinde bir mesaj verilmesi de oldukça manidar bir mesaj olacaktır. Siz ne dersiniz?

celalettin yavuz
Celalettin Yavuz

Güvenlik Politikaları Uzmanı Lisans ve Y. Lisans öğrenimini Milli Savunma Üniversitesinde (Deniz Harp Okulu – 1974; Deniz Harp Enstitüsü-1983) tamamladı. Daha sonra Silahlı Kuvvetler Akademisi öğrenimi (1985-86) gördü ve “Irak’ın Geleceği” ile ilgili bitirme tezini yazdı. 1989-1991 döneminde Führungsakademie (Hamburg/Almanya) 2 yıllık Güvenlik Politikası-Strateji-Stratejik İstihbarat-Jeopolitik, Askeri Tarih eğitimi aldı. “İstanbul Boğazı’nın Karadeniz Sahildarı Ülkeler Üzerindeki Jeopolitik ve Stratejik Etkileri” (Almanca) başlıklı mezuniyet tezini yazdı. Genelkurmay Personel Başkanlığı’nda görevli iken Kıbrıs Barış Harekâtı’nın madalya ve taltif projesini gerçekleştirdi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı karargâhında NATO Planlama direktifleri ve kuvvet plan çalışmaları üzerinde çalıştı. Ayrıca bir yıl boyunca Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Toplantı Dosyasını hazırladı. Ege'de gerilimli 1980'li ve 1990'lı yıllarda 2 ayrı geminin komutanlıklarını yaptı. 1994-1997 döneminde Almanya'da Deniz Ataşeliği sırasında Deniz Ataşe Birliği'nin başkanlığına (doyen) ve 143 kişilik Askeri Ataşeler Birliği'nin Yönetim Kuruluna seçildi. Daha sonra Mersin’de Karakol ve Çıkarma Gemileri Komodorluğu’nun ardından Genelkurmay Yunanistan Kıbrıs Dairesinde Yunanistan Şube Müdürü iken “Türk-Yunan Ege’de Güven Arttırıcı Önlemler Paketi” projesinin (Ocak 2000) yöneticiliğini yaptı. Türk-Yunan sorunları üzerinde General-Amiral Oryantasyon Kursu, Harp Akademileri, Milli Güvenlik Akademisi ve TSK İstihbarat Okulu'nda dersler veren Yavuz, Deniz Harp Okulu Dekanı olduğu 2001-2003 döneminde "Denizcilik Tarihi-Deniz Stratejisi", "Askeri Strateji" ve "Liderlik" dersleri verdi. 1994’te Dr., 2002’de Doç.Dr. olan Yavuz, Milli Güvenlik Akademisi öğretim üyesi iken 30 Mart 2004’te istekle emekli oldu ve BİLKENT Üniversitesi’ne ilaveten Milli Güvenlik Akademisi’nde Türk-Yunan Sorunları, Suriye, Ortadoğu, Terörle Mücadele dersleri, 2012’de Prof.Dr. olduktan sonra da Atılım Üniversitesi’nde (2012-2013) ve Kara Harp Okulu Savunma Bilimleri Enstitüsünde (2013 Bahar) Y. Lisans ve Doktora, Ufuk ve Başkent üniversitelerinde lisans dersleri verdi. 2022 yılı başlarında adı Topkapı Üniversitesi olarak değiştirilen “Ayvansaray Üniversitesi”nde İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nin kurucu dekanlığını yapan, fakülteyi 16 bölüme çıkartan Prof.Dr. Yavuz, “İstihbarat, Strateji ve Terörizm/Avrupa'da Terör Örgütleri” gibi 3 farklı konuda sertifika dersleri yanında İstanbul Topkapı Üniversitesi’nde lisans ve Y. Lisans dersleri verdi. Güvenlik Bilimleri ve Uygulamaları Y. Lisans programının kurucu ABD Başkanlığını Eylül 2022’ye kadar sürdürerek “Küresel Güvenlik Stratejileri” üzerine sertifika programı hazırladı. Mayıs 2020 ayında uluslararası sempozyum düzenledi ve bizzat sunum yaptı. Milli Savunma Üniversitesi’nde (Harp Akademileri) 2019 yılından beri “Dış Politika Analizi” ile “Küresel Güvenlik Stratejileri” başlıklı ders verdi. Genelkurmay SAREM “Dış Uzman”lık (2003-2010), Türk Askeri Tarih Kurulu (TATK) Genel Kurul üyeliği (1999-2007), Gnkur. Atatürk Araştırma ve Eğitim Merkezi “ATAREM” Genel Kurul Kurucu Üyeliği (1999-2007), Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim/Öğretim Kurulu üyeliği (2001-2003), Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) “Strateji” Grubu üyeliği (2005-2011), Türk Ocakları Genel Merkezi Hars Heyeti (en üst düzeydeki kültür kurulu) üyeliği (2004-2010), TÜRKSAM düşünce kuruluşunun Kurucu Başkan Yardımcısı ve Terör Bölümü Başkanlığı (2008-2012) yapan Prof.Dr. Yavuz, pek çok süreli yayının yayın ve hakem kurullarında yer almaktadır. Almanca ve İngilizce bilen Prof.Dr. Yavuz’un “Güvenlik politikaları, Askeri Tarih/Strateji, İstihbarat, Ortadoğu, çevre ülkeler, terörle mücadele, bölgesel-küresel sorunlar, küresel güvenlik stratejileri ve Deniz Tarihi konularında, çoğu müstakilen yazılmış 30’un üzerinde kitabı ve süreli dergilerde yazılmış çok sayıda makalesi mevcuttur. Halen Anadolu Ajansı ve Yeni Şafak gazetesinin “Düşünce Günlüğü” bölümünde her ay “Bölgesel ve Küresel Güvenlik Politikaları” üzerine analizleri yayınlanan Yavuz’un son dönemde Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE)’de konferansları, sitesinde yazıları yayınlanmakta olup, gene son zamanlarda Devlet Dergisi ve Türk Yurdu dergilerinde de yazıları yayınlanmaktadır. Ayrıca, Eylül 2022’den itibaren TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu’nda haftada bir gün “Mavi Vatan” adlı bir programın yapımcılığını (ve yorumculuğunu) yapmaktadır. Ankara’da ikame eden Prof.Dr. Yavuz, evli, iki çocuk babası olup Almanca ve İngilizce bilmektedir.

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.