WOTTV E-DERGİ
DOLAR 34,0019 0.29%
EURO 37,8934 0.71%
ALTIN 2.822,420,47
BITCOIN 1969491-2,84%
Kuşa Dönen Emekli Maaşları ve Vergi Ödemeyen Şirketler

Kuşa Dönen Emekli Maaşları ve Vergi Ödemeyen Şirketler

4 Ağustos 2024 14:00
Kuşa Dönen Emekli Maaşları ve Vergi Ödemeyen Şirketler
0

BEĞENDİM

Prof.Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, Ağustos 2024

 

Birkaç gündür her ne kadar üslenmese de kuvvetle muhtemel İsrail’in katlettiği HAMAS’ın Lideri Haniyye olayı Türkiye’nin tek konusu haline geldi. Hatta yetkililerden “Filistin meselesi Türkiye’nin milli davası!” diyecek kadar çıtayı yükseltenler oldu. Bu konu üzerinde ayrıca durulacak ise de bugün emeklilerin feryadına ses verme ihtiyacı ağır bastı.

İktidar Emekliyi “Yük” olarak mı Görüyor?

Ak Parti iktidara geldiği zaman bizim meslekte (TSK, kıdemli albay) emekli maaşı, temsil tazminatı çıktıktan sonra görevdeki bir kıdemli albay maaşının %77’si civarındaydı. Gelinen günde %43’lere kadar düştü. Burada “Ne olacak çalışmıyor, boşuna devlete yük oluyor!” diye düşünenler olabilir. Cevabı şöyle verelim: Yaş haddinin sonlarına kadar çalıştıktan sonra emekliliklerde alınan maaşlar “Devletin bir lütfu” değil, çalışılan sürede maaşlarından kesilen primlerin karşılığıdır. Zaten emekliler ne lütuf ne de dini bayramlar öncesinde düşkünlere verilir gibi sunulan “seyyanen” harçlıkları kabul etmeyip harçlık değil, hak edileni istemektedirler.

Emekliler en azından 2018 yılına kadar bir yük olarak görülmüyordu. Yanlış Suriye politikası sebebiyle giderek sayısı artan sığınmacıların getirdiği yüke ilaveten, “FETÖ suçlusu” diye iktidara yakın medyaca şişirilen Rahip Brunson’ın ilk duruşması sonrası ABD’nin uyguladığı yaptırımlarla TL diğer para birimleri karşısında tepe taklak oldu. Ne hikmetse sonraki ilk duruşmasında Rahip beraat etti. Bu olayla ekonomi darbe yediğinde suçlusu emekliler değildi.

İkinci ve daha büyük darbe Ekim 2021’de Merkez Bankası Başkanı’nın “Bir gece ansızın görevden alınması” ile başladı. Ardından yetişmiş ekonomistlerin varlığına rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Faiz sebep, enflasyon sonuçtur!” anlayışında ısrarı hazineyi iflasın eşiğine getirdi. Bu yetmiyormuş gibi döviz kurlarıyla oynandı. “Kur Korumalı Mevduat” (KKM) adıyla gerçek bir ekonomi katili yaratılarak devlet daha da fakirleşirken Türkiye’nin sadece 2023’te KKM’den kaybı 27.5 milyar dolar olmuş. Bu kararları da emekliler almadı oysa.

2023 yılı genel seçimleri öncesinde “emeklilikte yaşa takılanlar” (EYT) adıyla dahiyane bir fikir daha ortaya atıldı. Bu popülist plana göre emekliliği hak edecek kadar çalışmadığı halde emekli olma hakkı verildi ve Hazine gene zarar etti. Tabii normal yaşta emekli olanların maaşları, “bu emeklilerin devlete yükü çok fazla!” denilerek, kırpıldı. Oysa hak etmediği halde EYT’lilere emeklilik hakkını lütfeden emekliler değildi.

“Önce Milletim ve Devletim (!)” Diyenlere…

Satın alma gücünün çok altında maaşa mahkum edilen emekliler perişan. Ekonomideki sıkıntının sebepleri arasında “Pandemi” ve “Rusya-Ukrayna savaşı” gösterilmeye çalışılsa da aslında esas gerçek, yeni ekonomi ekibi tarafından da zaman zaman belirtilmiş olduğu gibi genelde Ak Parti iktidarının yanlış ekonomi politikalarıdır. Çünkü savaş halindeki bu ülkelerde bile enflasyon Türkiye’deki kadar yüksek değildir.

İktidarın bozduğu ekonomiyi düzeltmek için kendi içlerinden çıkan yeni ekonomi ekibinin Türk ekonomisini düzlüğe çıkarması en büyük arzudur. Çünkü devlet düzlüğe çıkarsa, emeklilerin feryadı tekrar dikkate alınır diye düşünülmektedir. Ancak son bir gelişme var ki, bu konudaki endişeleri arttırdı. Muhalefetin “vergi vermeyen şirketler hakkında soruşturma açılması” gerektiği yönündeki teklifi, Cumhur İttifakı’nın oyları ile TBMM’de reddedilmiş.

İşte burada özellikle “Önce milletim ve devletim!” diye çok veciz bir ifadeyi siyasi literatüre kazandıran MHP Lideri Bahçeli’den farklı bir yol beklenirdi. Bu teklif muhalefetten bile gelmiş olsa milletin ve devletin lehine olduğu açık. Türkiye’nin savunma sanayiine büyük katkılar veren ASELSAN, ROKETSAN gibi firmalar ile OYAK’ın bağlısı şirketler bile vergide kusur etmez iken, emeklilerin maaşlarının kırpılmasına sebebiyet veren bu şirketlerin özellikleri nedir? Keşke burada “Milleti yaşat ki, devlet yaşasın!” diyen Şeyh Edebalı akla gelebilseydi.

Sonuç itibariyle emekliler hala devletin sırtında yük olarak görünmekte, millet yerine bazı şirketler “fevkalade müsamahaya mazhar olunmaktadırlar!” Emekliler örgütlenemez mi sizce?

celalettin yavuz
Celalettin Yavuz

Güvenlik Politikaları Uzmanı Lisans ve Y. Lisans öğrenimini Milli Savunma Üniversitesinde (Deniz Harp Okulu – 1974; Deniz Harp Enstitüsü-1983) tamamladı. Daha sonra Silahlı Kuvvetler Akademisi öğrenimi (1985-86) gördü ve “Irak’ın Geleceği” ile ilgili bitirme tezini yazdı. 1989-1991 döneminde Führungsakademie (Hamburg/Almanya) 2 yıllık Güvenlik Politikası-Strateji-Stratejik İstihbarat-Jeopolitik, Askeri Tarih eğitimi aldı. “İstanbul Boğazı’nın Karadeniz Sahildarı Ülkeler Üzerindeki Jeopolitik ve Stratejik Etkileri” (Almanca) başlıklı mezuniyet tezini yazdı. Genelkurmay Personel Başkanlığı’nda görevli iken Kıbrıs Barış Harekâtı’nın madalya ve taltif projesini gerçekleştirdi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı karargâhında NATO Planlama direktifleri ve kuvvet plan çalışmaları üzerinde çalıştı. Ayrıca bir yıl boyunca Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Toplantı Dosyasını hazırladı. Ege'de gerilimli 1980'li ve 1990'lı yıllarda 2 ayrı geminin komutanlıklarını yaptı. 1994-1997 döneminde Almanya'da Deniz Ataşeliği sırasında Deniz Ataşe Birliği'nin başkanlığına (doyen) ve 143 kişilik Askeri Ataşeler Birliği'nin Yönetim Kuruluna seçildi. Daha sonra Mersin’de Karakol ve Çıkarma Gemileri Komodorluğu’nun ardından Genelkurmay Yunanistan Kıbrıs Dairesinde Yunanistan Şube Müdürü iken “Türk-Yunan Ege’de Güven Arttırıcı Önlemler Paketi” projesinin (Ocak 2000) yöneticiliğini yaptı. Türk-Yunan sorunları üzerinde General-Amiral Oryantasyon Kursu, Harp Akademileri, Milli Güvenlik Akademisi ve TSK İstihbarat Okulu'nda dersler veren Yavuz, Deniz Harp Okulu Dekanı olduğu 2001-2003 döneminde "Denizcilik Tarihi-Deniz Stratejisi", "Askeri Strateji" ve "Liderlik" dersleri verdi. 1994’te Dr., 2002’de Doç.Dr. olan Yavuz, Milli Güvenlik Akademisi öğretim üyesi iken 30 Mart 2004’te istekle emekli oldu ve BİLKENT Üniversitesi’ne ilaveten Milli Güvenlik Akademisi’nde Türk-Yunan Sorunları, Suriye, Ortadoğu, Terörle Mücadele dersleri, 2012’de Prof.Dr. olduktan sonra da Atılım Üniversitesi’nde (2012-2013) ve Kara Harp Okulu Savunma Bilimleri Enstitüsünde (2013 Bahar) Y. Lisans ve Doktora, Ufuk ve Başkent üniversitelerinde lisans dersleri verdi. 2022 yılı başlarında adı Topkapı Üniversitesi olarak değiştirilen “Ayvansaray Üniversitesi”nde İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nin kurucu dekanlığını yapan, fakülteyi 16 bölüme çıkartan Prof.Dr. Yavuz, “İstihbarat, Strateji ve Terörizm/Avrupa'da Terör Örgütleri” gibi 3 farklı konuda sertifika dersleri yanında İstanbul Topkapı Üniversitesi’nde lisans ve Y. Lisans dersleri verdi. Güvenlik Bilimleri ve Uygulamaları Y. Lisans programının kurucu ABD Başkanlığını Eylül 2022’ye kadar sürdürerek “Küresel Güvenlik Stratejileri” üzerine sertifika programı hazırladı. Mayıs 2020 ayında uluslararası sempozyum düzenledi ve bizzat sunum yaptı. Milli Savunma Üniversitesi’nde (Harp Akademileri) 2019 yılından beri “Dış Politika Analizi” ile “Küresel Güvenlik Stratejileri” başlıklı ders verdi. Genelkurmay SAREM “Dış Uzman”lık (2003-2010), Türk Askeri Tarih Kurulu (TATK) Genel Kurul üyeliği (1999-2007), Gnkur. Atatürk Araştırma ve Eğitim Merkezi “ATAREM” Genel Kurul Kurucu Üyeliği (1999-2007), Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim/Öğretim Kurulu üyeliği (2001-2003), Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) “Strateji” Grubu üyeliği (2005-2011), Türk Ocakları Genel Merkezi Hars Heyeti (en üst düzeydeki kültür kurulu) üyeliği (2004-2010), TÜRKSAM düşünce kuruluşunun Kurucu Başkan Yardımcısı ve Terör Bölümü Başkanlığı (2008-2012) yapan Prof.Dr. Yavuz, pek çok süreli yayının yayın ve hakem kurullarında yer almaktadır. Almanca ve İngilizce bilen Prof.Dr. Yavuz’un “Güvenlik politikaları, Askeri Tarih/Strateji, İstihbarat, Ortadoğu, çevre ülkeler, terörle mücadele, bölgesel-küresel sorunlar, küresel güvenlik stratejileri ve Deniz Tarihi konularında, çoğu müstakilen yazılmış 30’un üzerinde kitabı ve süreli dergilerde yazılmış çok sayıda makalesi mevcuttur. Halen Anadolu Ajansı ve Yeni Şafak gazetesinin “Düşünce Günlüğü” bölümünde her ay “Bölgesel ve Küresel Güvenlik Politikaları” üzerine analizleri yayınlanan Yavuz’un son dönemde Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE)’de konferansları, sitesinde yazıları yayınlanmakta olup, gene son zamanlarda Devlet Dergisi ve Türk Yurdu dergilerinde de yazıları yayınlanmaktadır. Ayrıca, Eylül 2022’den itibaren TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu’nda haftada bir gün “Mavi Vatan” adlı bir programın yapımcılığını (ve yorumculuğunu) yapmaktadır. Ankara’da ikame eden Prof.Dr. Yavuz, evli, iki çocuk babası olup Almanca ve İngilizce bilmektedir.

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
    Tüm Yorumlar (4)
    • A.Yasar YÜCEOKUR

      Tesekkür ederim. Almanyadada durumlar hic de ic acici degil. Hörmertlerimle

      Yanıtla
      +0
      -0
    • İbrahim Akh

      ” Milleti yaşat ki, devlet yaşasın!” Şeyh Edebalı Gerçek manada çok güzel bir tespit yazısı olmuş !!!!!

      Yanıtla
      +0
      -0
    • İbrahim Akh

      ” Milleti yaşat ki, devlet yaşasın!” Şeyh Edebalı

      Yanıtla
      +0
      -0
    • İbrahim Akh

      Ağzınıza sağlık

      Yanıtla
      +0
      -0