WOTTV E-DERGİ
DOLAR 34,0566 0.1%
EURO 38,0826 0.03%
ALTIN 2.833,440,17
BITCOIN 21413684,35%
Küresel Merkez Bankası Rezervleri ve TCMB

Küresel Merkez Bankası Rezervleri ve TCMB

19 Temmuz 2024 10:06
Küresel Merkez Bankası Rezervleri ve TCMB
0

BEĞENDİM

Deniz İSTİKBAL – 19 Temmuz 2024

 

Dünya üzerinde birçok merkez bankası bulunuyor. Bu bankalar arasında toplam rezervler açısından 28 tanesinin rezervleri 100 milyar doların üzerinde yer alıyor. En fazla merkez bankası rezervlerine sahip ülkeler ise Çin (3,587 trilyon dolar), Japonya (1,827 trilyon dolar) ve İsviçre (795,4 milyar dolar) olarak öne çıkıyor. Asya ülkeleri merkez bankalarının rezervleri diğer aktörlere kıyasla daha fazla iken küresel finans sisteminin en tepesinde yer alan FED ve Avrupa Merkez Bankası rezervleri daha düşük seviyede bulunuyor. İngiltere Merkez Bankası (183 milyar dolar), Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (153,8 milyar dolar) ve Kanada Merkez Bankası (116 milyar dolar) gibi aktörler için de kısmen düşük sayılabilecek rezervler biriktiriliyor. Ancak TCMB, kısa vadeli borçlar kadar rezervlerini artırmaya çalışıyor.

Yaklaşık 230 milyar dolara işaret eden merkez bankası hedefleri haftalık düzenli rezerv artırımlarıyla aylık süreçte birikmeye devam ediyor. Son dönemde rezervlerdeki artışın 80 milyar doları aşması ve net rezervlerin pandemi öncesi (22,8 milyar dolar) seviyelere gelmesi kritik bir adım olarak değerlendirilebilir. Buradan hareketle TCMB döviz rezervlerindeki iyileşmenin uluslararası karşılaştırmasının yapılması sürecin daha iyi bir şekilde analiz edilmesine yardımcı olabilir.

Nisan 2024 itibariyle küresel merkez bankalarındaki toplam rezervler 12,349 trilyon dolar seviyesine erişti. 2023’ün aynı dönemine kıyasla rezervlerde yaklaşık 300 milyar dolarlık iyileşme meydana geldi. Bu iyileşme daha çok Asya ülke merkez bankaları tarafından gerçekleştirildi. Merkez bankaları çoğunlukla ABD Doları ve Avro olarak rezervlerini değerlendirmeyi tercih etti. Japon Yen’i ve Sterlin gibi para birimleri de merkez bankaları tarafından tutuluyor ancak Avro ve Dolar gibi yüksek düzeyli olarak tercih edilmiyor.

Merkez bankaları para birimlerinin yanında altını da rezervlerinde tutuyorlar. Toplam rezervler içerisinde 1,2 trilyon dolarlık yer tutan altın diğer para birimleriyle karşılaştırıldığında Japon Yen’i ve Sterlin kadar hacim kaplıyor. En fazla altın stoku ise 480 milyar dolar ile ABD’de bulunuyor. Almanya, İtalya, Fransa, Çin, Japonya, Rusya, Hindistan ve Türkiye diğer yüksek düzeyli altın stokuna sahip ülkeler.

Küresel ticaretin daha çok Dolar ve Avro üzerinden gerçekleştirilmesi merkez bankalarını bu para birimlerini stoklamaya ya da rezerv olarak biriktirmeye teşvik ediyor. Ek olarak uluslararası ödeme sistemlerinde Batılı aktörlerin etkisi söz konusudur. Özellikle ABD küresel ödemelerde kendi para birimini teşvik etmektedir. Böyle bir sistemde diğer para birimleri üzerinden yapılacak ödeme veya birikim istenilen başarıyı vermeyebilir.

45 trilyon dolarlık dünya ticaretinde ödemelerin yüzde 80’den fazlası dolarla gerçekleştirilmektedir. Bunun bir sonucu olarak küresel ticarette ve rezervlerde doların hegemonyasını kırmak çok güçtür. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının konumu ise diğerlerine kıyasla daha farklıdır. Enflasyonla mücadele ve para biriminde istikrarı sağlamak için rezervlerini artıran TCMB yeni bir eşiğe gelmiş bulunuyor. Rezervlerin son 4 aylık süreçte artışı göz önüne alındığında ciddi başarı söz konusudur. 230 milyar dolarlık rezerv hedefi yakalanır ise en fazla döviz rezervine sahip 16. büyük aktör konumuna çıkılabilir. Fakat dolar ve avronun küresel konumu TL ile ticareti gölgelemektedir.

Türkiye ekonomisinin büyüklüğü de göz önüne alındığında orta ve uzun vadede sonuç elde edilebilir. Ülkenin dış ticaret hacminin gelişmiş ülkeler seviyesine gelmesi ve küresel ödeme sistemlerinde alternatiflerin artması TCMB’nin hareket alanına ilerleyen dönemlerde pozitif katkı sunacaktır.

deniz istikbal
Deniz İstikbal

Dr. Deniz İstikbal, 2016 yılında İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden lisans derecesini aldı. Yüksek lisans eğitimini Marmara Üniversitesi’nde Uluslararası Politik Ekonomi alanında tamamlamış ve “Güney Kore ve Türkiye’nin Kalkınma Planlarının Ekonomi Politik Analizi” başlıklı tezi ile 2018 yılında mezun olmuştur. Doktora çalışmalarına İstanbul Üniversitesi’nde devam eden İstikbal, "Afrika’da Çin Yatırımları: Nijerya, Güney Afrika ve Kenya (2005-2019)" başlıklı doktora tezi ile 2024 yılında mezun olmuştur. İstanbul Medipol Üniversitesi’nde Dr. Öğretim Görevlisi olarak görev yapan İstikbal’in uzmanlık alanları arasında ekonomik kalkınma, ekonomi politik, enerji ekonomisi, enerji güvenliği, dış yardım, Afrika ve Asya-Pasifik bölgeleri yer almaktadır.

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.