WOTTV E-DERGİ
DOLAR 34,0831 0.19%
EURO 38,0990 0.05%
ALTIN 2.841,430,44
BITCOIN 21767252,89%
Kitlesel Göç ve İhtiyaç Olan Düzenli Göç

Kitlesel Göç ve İhtiyaç Olan Düzenli Göç

19 Haziran 2024 10:00
Kitlesel Göç ve İhtiyaç Olan Düzenli Göç
0

BEĞENDİM

Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 15 Haziran 2024

 

9 Haziran 2024’te sonra eren Avrupa Parlamentosu seçimlerinde AB’de yabancı düşmanı akımların güçlendiği görüldü. Öte yandan, bu seçimle birlikte Fransız siyasetinde zirveye oturan yabancı düşmanı radikal partinin Lideri Le Pen “Kitlesel göçe karşıyız!” diyerek, Fransa’nın dahi düzenli de olsa dışarıdan göçe ihtiyacı olduğunu anlamışa benziyordu. Bugün sadece Avrupa’nın değil, Türkiye’nin de neden düzenli göçe ihtiyacı olacağı ele alındı.

Yükselen Refah ve Kadınların Çalışması Nüfusu Eritirken Yabancı Düşmanlığında Artış

Avrupa’da uzun bir süredir doğum oranı ölüm oranının altındadır. Bunun anlamı, bir zamanlar ABD ve Japonya ile birlikte teknoloji alanında en gelişmiş ülkeler arasında gösterilen İngiltere, Almanya, Fransa ve diğer bazı küçük Avrupa ülkelerinin geleceklerini emanet edebilecekleri genç nüfusun sona ereceğidir. İşte bu sebeple Fransa’da, İngiltere’de, Hollanda ve Belçika’da, hatta sonunda Almanya’da bile Afrika’dan, Hindistan-Pakistan ağırlıklı Uzakdoğulu insanların çoğaldığı görüldü. ABD’ politikası nüfusun çocuk sayısı arttırılarak arttırılması yönünde.

Özellikle Fransa ve Belçika’da, bu ülkelerin eski sömürgelerinden göçle gelerek vatandaşlık kazananlar, yakın zamana kadar uysal çocuk gibiydiler. Soğuk savaşın sona erdiği yıllarda eski Demirperde Ülkelerinden gelen göçler üzerine “Fransa’da Polonyalı muslukçu istemiyoruz!” diye gösteri yaptıkları henüz unutulmadı. Ancak zamanla atalarının bulunduğu “Frankofan” ülkelere karşı Fransa’nın akıl almaz sömürü düzenini gördükten sonra ve Fransa’daki ekonomik sıkıntılar üzerlerine yüklendiğinde araba ve mağaza yakma dahil terörize gösterilerini giderek yükselttiler. Arap Baharı’nın ardından Fransa’ya yeni göçler gelince ekonomik sıkıntılar Le Pen gibi yabancı düşmanlığının oya dönüştürmeyi bilenlerin ekmeğine yağ sürdü.

Yabancı düşmanlığı, her yıl en az 800 bin kalifiye iş gücü için dış göçe muhtaç Almanya’da bile hortladı ve sonunda radikal AfD, ikinci büyük siyasi parti haline geldi. Hollanda’da azılı yabancı düşmanlarından Gerd Wilders’in partisi ilk sıraya yükseldi. İtalya’da Bayan Meloni’nin Faşist Mussolini çizgisindeki partisi iktidarda iken, neredeyse tüm AB ülkelerinde radikal sağ yükselişte. Çünkü kamuoyu ekonomik sıkıntının dış göçlerden kaynaklandığını körükleyen radikallere inanıyor. Pandemi ve Rusya-Ukrayna savaşı dikkate bile alınmıyor.

Dışarıdan göç almayan veya az sayıda alan ülkelerden Rusya, Bulgaristan ve Yunanistan’da nüfus hızla eriyor.BM tahminlerine göre 2020 yılı başında 146,7 milyon olan Rusya’nın nüfusu 2050’de 135,8 ile 124,6 milyon arasına düşebilecek. Rusya, özellikle eski Sovyet coğrafyasından Rusça bilenlerle göç almayı öngören vatandaşlık politikaları ile Rus nüfusunu artırma, etnik ve kültürel olarak güçlenme stratejisi izlemektedir.

“Ortodoks Yunanlı” şartını örtülü de olsa sürdüren Yunanistan’da da nüfus kan kaybetmektedir. İtalya gibi Akdeniz-Ege geçişli yabancı göçle karşı karşıya kalan Yunanistan’da, radikal gruplar yanında ılımlı olanlar dahi ülkelerini yabancılarla paylaşmaya razı değiller.Yurt dışına gidenlerin de etkilediği ancak 2022’de binde 21,3’lük ölüm, binde 8,5 doğum oranıyla Avrupa ülkeleri arasında sonuncu olan Bulgaristan, en ciddi nüfus sorunu yaşayan ülkedir.

Türkiye’de Durum ve Nasıl Bir Çözüm?

Yakın bir geçmişe kadar genç nüfusun çokluğu ile övünen Türkiye’de de nüfus artış oranı çok düştü. Çalışan çiftlerde genel eğilim 2 çocuktan son yıllarda 1’eevrildi. Bu sebepledir ki Cumhurbaşkanı Erdoğan önce “3 çocuk” derken, son zamanlarda “3 çocuk yetmez, 5 çocuk!” demeye başladı. İç siyasette bu söylem Ak Parti’nin geleceğine oy yatırımı gibi düşünüldü ama gerçek bunun çok ötesinde. Türkiye de Almanya kadar olmasa da yaşlanıyor ve geleceği için dış göçe ihtiyaç var. Bu ihtiyacın rastgele yerine güvenlik, ekonomi, sosyal planlama ile yapılması önemlidir. Bu yapılmazsa yabancı düşmanlığı artar. Zaten bu da yaşanmaktadır.

Sonuç itibariyle tüm Avrupa’da olduğu gibi Türkiye’de de yaşlanan nüfusun telafisi için dış göçe ihtiyaç vardır. Bu göçün Türkiye’de de refah ve güvenlik dengesi gözetilen bir programla yapılması şarttır. Düzgün olmazsa güvenlik, hiç olmazsa gelecek tehlikedir. Siz ne dersiniz?

Not: World of Türkiye’nin okurlarına ve tüm çalışanlarına mutlu bayramlar!

celalettin yavuz
Celalettin Yavuz

Güvenlik Politikaları Uzmanı Lisans ve Y. Lisans öğrenimini Milli Savunma Üniversitesinde (Deniz Harp Okulu – 1974; Deniz Harp Enstitüsü-1983) tamamladı. Daha sonra Silahlı Kuvvetler Akademisi öğrenimi (1985-86) gördü ve “Irak’ın Geleceği” ile ilgili bitirme tezini yazdı. 1989-1991 döneminde Führungsakademie (Hamburg/Almanya) 2 yıllık Güvenlik Politikası-Strateji-Stratejik İstihbarat-Jeopolitik, Askeri Tarih eğitimi aldı. “İstanbul Boğazı’nın Karadeniz Sahildarı Ülkeler Üzerindeki Jeopolitik ve Stratejik Etkileri” (Almanca) başlıklı mezuniyet tezini yazdı. Genelkurmay Personel Başkanlığı’nda görevli iken Kıbrıs Barış Harekâtı’nın madalya ve taltif projesini gerçekleştirdi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı karargâhında NATO Planlama direktifleri ve kuvvet plan çalışmaları üzerinde çalıştı. Ayrıca bir yıl boyunca Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Toplantı Dosyasını hazırladı. Ege'de gerilimli 1980'li ve 1990'lı yıllarda 2 ayrı geminin komutanlıklarını yaptı. 1994-1997 döneminde Almanya'da Deniz Ataşeliği sırasında Deniz Ataşe Birliği'nin başkanlığına (doyen) ve 143 kişilik Askeri Ataşeler Birliği'nin Yönetim Kuruluna seçildi. Daha sonra Mersin’de Karakol ve Çıkarma Gemileri Komodorluğu’nun ardından Genelkurmay Yunanistan Kıbrıs Dairesinde Yunanistan Şube Müdürü iken “Türk-Yunan Ege’de Güven Arttırıcı Önlemler Paketi” projesinin (Ocak 2000) yöneticiliğini yaptı. Türk-Yunan sorunları üzerinde General-Amiral Oryantasyon Kursu, Harp Akademileri, Milli Güvenlik Akademisi ve TSK İstihbarat Okulu'nda dersler veren Yavuz, Deniz Harp Okulu Dekanı olduğu 2001-2003 döneminde "Denizcilik Tarihi-Deniz Stratejisi", "Askeri Strateji" ve "Liderlik" dersleri verdi. 1994’te Dr., 2002’de Doç.Dr. olan Yavuz, Milli Güvenlik Akademisi öğretim üyesi iken 30 Mart 2004’te istekle emekli oldu ve BİLKENT Üniversitesi’ne ilaveten Milli Güvenlik Akademisi’nde Türk-Yunan Sorunları, Suriye, Ortadoğu, Terörle Mücadele dersleri, 2012’de Prof.Dr. olduktan sonra da Atılım Üniversitesi’nde (2012-2013) ve Kara Harp Okulu Savunma Bilimleri Enstitüsünde (2013 Bahar) Y. Lisans ve Doktora, Ufuk ve Başkent üniversitelerinde lisans dersleri verdi. 2022 yılı başlarında adı Topkapı Üniversitesi olarak değiştirilen “Ayvansaray Üniversitesi”nde İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nin kurucu dekanlığını yapan, fakülteyi 16 bölüme çıkartan Prof.Dr. Yavuz, “İstihbarat, Strateji ve Terörizm/Avrupa'da Terör Örgütleri” gibi 3 farklı konuda sertifika dersleri yanında İstanbul Topkapı Üniversitesi’nde lisans ve Y. Lisans dersleri verdi. Güvenlik Bilimleri ve Uygulamaları Y. Lisans programının kurucu ABD Başkanlığını Eylül 2022’ye kadar sürdürerek “Küresel Güvenlik Stratejileri” üzerine sertifika programı hazırladı. Mayıs 2020 ayında uluslararası sempozyum düzenledi ve bizzat sunum yaptı. Milli Savunma Üniversitesi’nde (Harp Akademileri) 2019 yılından beri “Dış Politika Analizi” ile “Küresel Güvenlik Stratejileri” başlıklı ders verdi. Genelkurmay SAREM “Dış Uzman”lık (2003-2010), Türk Askeri Tarih Kurulu (TATK) Genel Kurul üyeliği (1999-2007), Gnkur. Atatürk Araştırma ve Eğitim Merkezi “ATAREM” Genel Kurul Kurucu Üyeliği (1999-2007), Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim/Öğretim Kurulu üyeliği (2001-2003), Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) “Strateji” Grubu üyeliği (2005-2011), Türk Ocakları Genel Merkezi Hars Heyeti (en üst düzeydeki kültür kurulu) üyeliği (2004-2010), TÜRKSAM düşünce kuruluşunun Kurucu Başkan Yardımcısı ve Terör Bölümü Başkanlığı (2008-2012) yapan Prof.Dr. Yavuz, pek çok süreli yayının yayın ve hakem kurullarında yer almaktadır. Almanca ve İngilizce bilen Prof.Dr. Yavuz’un “Güvenlik politikaları, Askeri Tarih/Strateji, İstihbarat, Ortadoğu, çevre ülkeler, terörle mücadele, bölgesel-küresel sorunlar, küresel güvenlik stratejileri ve Deniz Tarihi konularında, çoğu müstakilen yazılmış 30’un üzerinde kitabı ve süreli dergilerde yazılmış çok sayıda makalesi mevcuttur. Halen Anadolu Ajansı ve Yeni Şafak gazetesinin “Düşünce Günlüğü” bölümünde her ay “Bölgesel ve Küresel Güvenlik Politikaları” üzerine analizleri yayınlanan Yavuz’un son dönemde Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE)’de konferansları, sitesinde yazıları yayınlanmakta olup, gene son zamanlarda Devlet Dergisi ve Türk Yurdu dergilerinde de yazıları yayınlanmaktadır. Ayrıca, Eylül 2022’den itibaren TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu’nda haftada bir gün “Mavi Vatan” adlı bir programın yapımcılığını (ve yorumculuğunu) yapmaktadır. Ankara’da ikame eden Prof.Dr. Yavuz, evli, iki çocuk babası olup Almanca ve İngilizce bilmektedir.

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.