WOTTV E-DERGİ
DOLAR 32,6645 0.32%
EURO 35,5639 0.42%
ALTIN 2.509,161,72
BITCOIN 18514982,51%
Gazze’de İnsanlık Kaybolurken Bayram Kutlaması

Gazze’de İnsanlık Kaybolurken Bayram Kutlaması

10 Nisan 2024 20:27
Gazze’de İnsanlık Kaybolurken Bayram Kutlaması
0

BEĞENDİM

Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 10 Nisan 2024

 

Bayramlarda köşe yazılarında genellikle bayramla ilgili gelenekler hatırlanır ve hatırlatılır, geçmiş yıllarda yaşanan bayram hatıraları yer alırdı. Ramazan Bayramı’nı idrak ettiğimiz bugünde bizim düşüncemiz de dini bayramlarda bilinen ritüelleri hatırlatmak, milletimizin bayram coşkusu içerisinde küskünlükleri ve kutuplaşmayı bir tarafa bırakıp birlik ve beraberlik içerisinde bayram kutlamalarını önermekti. Ama Filistinli İmam Mahmut el-Hasenat, 5 Nisan 2024 Cuma hutbesinde öyle şeyler söyledi ki, ister istemez ‘İsrail sorunu’ ele alındı.

Hiroşima’ya Benzeyen Gazze Şeridi ve Nazileri Aratmayan İsrail

Filistinli İmam el-Hasenat, “30 bin şehidin, 70 bin yaralının, 100 bin engellinin, 2 milyon evsiz, aç ve susuzun uyandırmadığı, bir şey anlatmadığı bir ümmete ben buradan konuşsam ne olur, konuşmasam ne olur, kamet getirin de namazımızı kılalım!” diyerek, dünyanın en kısa, en anlamlı ve insanlığın geldiği noktayı belirten hutbesine son verdi. Sadece 30 saniye süren hutbe için “Bu insanlığın ve Müslümanlığın bitiş noktasıydı!” diye manşet atanlar da oldu.

7 Nisan 2024 itibariyle İsrail kuvvetlerinin karadan, havadan, denizden ve hatta tüneller için yer altından yaptığı saldırılarla Gazze Şeridi’ndeki 2.3 milyon Filistinlilerin neredeyse tamamı evini, sokağını, caddesini, mahallesini, kentini, hastanesini, okulunu, camisini, kilisesini kaybetti. İsrail’in vahşeti bu kadarla da sınırlı değil. Neredeyse tüm hastaneler mermiler ve bombalarla ya ağır hasarlı ya delik deşik edildi. Yardım konvoylarına ya izin verilmiyor ya da gecikerek veriliyor, hastaların tedavisi için gerekli acil ihtiyaçlar bile hastanelerden mahrum ediliyor.

BM Güvenlik Konseyi ilk kez ateşkes kararı almış olmasına rağmen bu karara da uymayan İsrail, vahşetini sürdürdü. Saldırının başlangıcından itibaren geçen 6 aylık süre içerisinde İsrail’in sadece Gazze’de katlettiği Filistinli sayısı 33 bini geçti. Bu sayıya yıkılan binaların altında kaldığı için bulunamayanlar dahil değildir. Ölenlerin çoğu ise çocuk ve kadın. Binlerce de yaralı var…

Yeni doğan annelerin, İsrail dehşetinden sütleri kesilirken, yeni doğan bebeklerin beslenmesi de büyük bir sorun. İhtiyaç duyulan bebek malzemelerinin geçişi de zaman zaman engelleniyor.

Uluslararası Kurumların Sonuçsuz Çabaları

Daha önce BM Genel Kurulu’nda pek çok kez kabul edilen ateşkesle ilgili kararlar defalarca ABD tarafından Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK)’nde engellendi. Ancak BMGK’nin 25 Mart 2024’te Gazze’de acilen ateşkes sağlanmasını talep edilen karar tasarısı 14 “evet” ve ABD’nin “çekimser” oyuyla kabul edildi. Saldırının başladığı günden bu yana ilk kez BM Güvenlik Konseyi’nin ateşkesle ilgili aldığı karara ABD’nin çekimser oy vermesi bile İsrail’de Netanyahu Hükümeti tarafından eleştirildi ve o hafta Washington’da yapılacak ikili görüşmeye İsrail heyeti gönderilmedi. Özellikle 1 Nisan 2024’te Gazze Şeridi’ndeki Deyr el-Belah bölgesinde uluslararası yardım kuruluşlarından ve merkezi ABD’nin başkenti Washing’ton’da bulunan Dünya Merkezi Mutfağı (World Central Kitchen-WCK) çalışanlarının bile İsrail askerlerinin saldırısına uğrayarak 7 kişinin katledilmesi her nedense Batı’da büyük bir tepki yaratmadı. Oysa yerleri bildirildiği halde İsrail askerlerince öldürülen WCK çalışanları arasında Avustralya, Polonya, İngiltere, ABD-Kanada ve Filistin uyruklu kişiler vardı. İngiltere, belki de bu maksatla son ateşkes kararına onay vermiş olmalıydı. Ama ABD’nin çekimser oyuna ne demeli?

Gazze Şeridi’nde yaşanan vahşetin büyüklüğünden dünya kamuoyu Batı Şeria’daki zulmü dikkate bile almıyor. Orada da Filistinliler katlediliyor, yaralanıyor ve tutuklanıyor. Ortalığın bu denli gergin olduğu bir ortamda, İsrail tarafından işgal edilen topraklarda iskan için yeni yerleşim yerleri kararı alınıyor. Müslümanların Mescidi Aksa Camisi’ne girişi engelleniyor.

Sonuç itibariyle Müslüman olmasalar bile İsrail zulmü altında kitleler halinde inleyen insanların yaşadığı bir dünyada “barış ve kardeşlik” adına bayram kutlayabilmek mümkün mü?

 

Celalettin Yavuz

Güvenlik Politikaları Uzmanı Lisans ve Y. Lisans öğrenimini Milli Savunma Üniversitesinde (Deniz Harp Okulu – 1974; Deniz Harp Enstitüsü-1983) tamamladı. Daha sonra Silahlı Kuvvetler Akademisi öğrenimi (1985-86) gördü ve “Irak’ın Geleceği” ile ilgili bitirme tezini yazdı. 1989-1991 döneminde Führungsakademie (Hamburg/Almanya) 2 yıllık Güvenlik Politikası-Strateji-Stratejik İstihbarat-Jeopolitik, Askeri Tarih eğitimi aldı. “İstanbul Boğazı’nın Karadeniz Sahildarı Ülkeler Üzerindeki Jeopolitik ve Stratejik Etkileri” (Almanca) başlıklı mezuniyet tezini yazdı. Genelkurmay Personel Başkanlığı’nda görevli iken Kıbrıs Barış Harekâtı’nın madalya ve taltif projesini gerçekleştirdi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı karargâhında NATO Planlama direktifleri ve kuvvet plan çalışmaları üzerinde çalıştı. Ayrıca bir yıl boyunca Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Toplantı Dosyasını hazırladı. Ege'de gerilimli 1980'li ve 1990'lı yıllarda 2 ayrı geminin komutanlıklarını yaptı. 1994-1997 döneminde Almanya'da Deniz Ataşeliği sırasında Deniz Ataşe Birliği'nin başkanlığına (doyen) ve 143 kişilik Askeri Ataşeler Birliği'nin Yönetim Kuruluna seçildi. Daha sonra Mersin’de Karakol ve Çıkarma Gemileri Komodorluğu’nun ardından Genelkurmay Yunanistan Kıbrıs Dairesinde Yunanistan Şube Müdürü iken “Türk-Yunan Ege’de Güven Arttırıcı Önlemler Paketi” projesinin (Ocak 2000) yöneticiliğini yaptı. Türk-Yunan sorunları üzerinde General-Amiral Oryantasyon Kursu, Harp Akademileri, Milli Güvenlik Akademisi ve TSK İstihbarat Okulu'nda dersler veren Yavuz, Deniz Harp Okulu Dekanı olduğu 2001-2003 döneminde "Denizcilik Tarihi-Deniz Stratejisi", "Askeri Strateji" ve "Liderlik" dersleri verdi. 1994’te Dr., 2002’de Doç.Dr. olan Yavuz, Milli Güvenlik Akademisi öğretim üyesi iken 30 Mart 2004’te istekle emekli oldu ve BİLKENT Üniversitesi’ne ilaveten Milli Güvenlik Akademisi’nde Türk-Yunan Sorunları, Suriye, Ortadoğu, Terörle Mücadele dersleri, 2012’de Prof.Dr. olduktan sonra da Atılım Üniversitesi’nde (2012-2013) ve Kara Harp Okulu Savunma Bilimleri Enstitüsünde (2013 Bahar) Y. Lisans ve Doktora, Ufuk ve Başkent üniversitelerinde lisans dersleri verdi. 2022 yılı başlarında adı Topkapı Üniversitesi olarak değiştirilen “Ayvansaray Üniversitesi”nde İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nin kurucu dekanlığını yapan, fakülteyi 16 bölüme çıkartan Prof.Dr. Yavuz, “İstihbarat, Strateji ve Terörizm/Avrupa'da Terör Örgütleri” gibi 3 farklı konuda sertifika dersleri yanında İstanbul Topkapı Üniversitesi’nde lisans ve Y. Lisans dersleri verdi. Güvenlik Bilimleri ve Uygulamaları Y. Lisans programının kurucu ABD Başkanlığını Eylül 2022’ye kadar sürdürerek “Küresel Güvenlik Stratejileri” üzerine sertifika programı hazırladı. Mayıs 2020 ayında uluslararası sempozyum düzenledi ve bizzat sunum yaptı. Milli Savunma Üniversitesi’nde (Harp Akademileri) 2019 yılından beri “Dış Politika Analizi” ile “Küresel Güvenlik Stratejileri” başlıklı ders verdi. Genelkurmay SAREM “Dış Uzman”lık (2003-2010), Türk Askeri Tarih Kurulu (TATK) Genel Kurul üyeliği (1999-2007), Gnkur. Atatürk Araştırma ve Eğitim Merkezi “ATAREM” Genel Kurul Kurucu Üyeliği (1999-2007), Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim/Öğretim Kurulu üyeliği (2001-2003), Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) “Strateji” Grubu üyeliği (2005-2011), Türk Ocakları Genel Merkezi Hars Heyeti (en üst düzeydeki kültür kurulu) üyeliği (2004-2010), TÜRKSAM düşünce kuruluşunun Kurucu Başkan Yardımcısı ve Terör Bölümü Başkanlığı (2008-2012) yapan Prof.Dr. Yavuz, pek çok süreli yayının yayın ve hakem kurullarında yer almaktadır. Almanca ve İngilizce bilen Prof.Dr. Yavuz’un “Güvenlik politikaları, Askeri Tarih/Strateji, İstihbarat, Ortadoğu, çevre ülkeler, terörle mücadele, bölgesel-küresel sorunlar, küresel güvenlik stratejileri ve Deniz Tarihi konularında, çoğu müstakilen yazılmış 30’un üzerinde kitabı ve süreli dergilerde yazılmış çok sayıda makalesi mevcuttur. Halen Anadolu Ajansı ve Yeni Şafak gazetesinin “Düşünce Günlüğü” bölümünde her ay “Bölgesel ve Küresel Güvenlik Politikaları” üzerine analizleri yayınlanan Yavuz’un son dönemde Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE)’de konferansları, sitesinde yazıları yayınlanmakta olup, gene son zamanlarda Devlet Dergisi ve Türk Yurdu dergilerinde de yazıları yayınlanmaktadır. Ayrıca, Eylül 2022’den itibaren TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu’nda haftada bir gün “Mavi Vatan” adlı bir programın yapımcılığını (ve yorumculuğunu) yapmaktadır. Ankara’da ikame eden Prof.Dr. Yavuz, evli, iki çocuk babası olup Almanca ve İngilizce bilmektedir.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.