WOTTV E-DERGİ
DOLAR 34,1031 0.21%
EURO 38,0993 0.07%
ALTIN 2.841,380,44
BITCOIN 21605442,05%
Eyvah! Bana Neler Oluyor?

Eyvah! Bana Neler Oluyor?

13 Ağustos 2024 16:10
Eyvah! Bana Neler Oluyor?
0

BEĞENDİM

Rabia YAVUZ – 13 Ağustos 2024

 

Nasıl ki, fiziksel hastalıklarımız için uzman desteği alıyorsak psikolojik sorumlarımız için de uzman desteği almamız yerinde bir davranış olacaktır. Uzman desteğine başvuran bireylerin hatırı sayılır bir çoğunluğu yaygın olarak panik atak olarak isimlendirilen şikayetlere sahiptir.

Sıkça ve gelişigüzel söylense de belirtmek gerekir ki, panik atak bir hastalık tanısı değildir. Kaygı bozukluklarından biri olan panik bozukluk hastalığının semptomlarından biridir. Panik atak sıkıntısı yaşayan kişiler en çok kalp atışlarındaki değişime şaşırır.

Bir anda kalbinizin düzensiz ya da çok hızlı attığını hayal edin. Üstelik de buna sebep olacak bir neden de bulamadığınızı. Böylesi bir durumda kişinin ilk aklına gelenlerin biri kalp krizi geçiriyor olma ihtimali olur. “Acaba ölüyor muyum?” sorusu zihinde dolaşır. Kalbin hızlı ya da düzensiz atımına eşlik eden nefesle ilgili sıkıntılar da endişeyi artırır. Nefes alamadığımızı hissettiğimiz olur.

Bu tür ataklar genellikle aniden başlaması ve hızlı bir şekilde de yükselişe geçmesi nedeniyle çok ürkütücü olabilir. Bu deneyimi yaşayanlar çoğu zaman “Eyvah! Bana Neler Oluyor?” derken bulur kendilerini. Bu nedenle bu ataklar tedavi edilmediği sürece önemli ölçüde sarsıcı deneyimler yaşatır ve üzerimizde iz bırakır.

Bu atakların nedenine dair kesin bilgilerimiz çok sınırlı. Yapılan açıklamalardan biri, evrimsel olarak sahip olduğumuz “Savaş ya da kaç” tepkisini de içeren bir sistemden kaynaklandığı yönünde. “Savaş ya da kaç” sistemi tehlikeler karşısında hayati varlığımızı koruyabilmemiz mevcuttur. İşlevi ise bizi hızlıca karar verip harekete geçirebilmektir. Üzerime bir araba gelirken hızlıca harekete geçip kendimi kurtarmamı sağlayan bu sistemdir. Bu nedenle çok işlevsel bir değere sahiptir.

Bu sistem devreye girdiğinde kaslarda daha fazla kan akışı gerçekleşir, görüşümüz daralır, nefes alışverişlerimiz hızlanır ve sindirim sistemimiz acil durumu geçene kadar askıya alınır.  Evet, bu tepki sistemi hayat kurtarıcıdır lakin ortada gerçek bir tehlike yokken harekete geçerse hayatımız alt üst olur. Tüm bu fiziksel deneyimler panik atak olarak adlandırılır. Atağın doğasını öğrenmek çok önemli. Zira bu sayede tekrar gelebilecek ataklarla mücadele edebiliriz. Ya da bu şikayetlere sahip olan kişileri daha iyi anlayabiliriz.

Öncelikle, panik atak deneyiminin oldukça yaygın bir belirti olduğunu ifade etmek isterim. Yaklaşık olarak yetişkinlerin yüzde 30’u bu deneyimi bir kez olsa bile yaşıyor. Bunu bilmek hastalıkla mücadele eden bireylere yardımcı oluyor zira kendilerini yalnız ya da tuhaf hissetmekten onları koruyor.

Bu deneyimi yaşayanların çoğu panik atakların doğasını bilmiyorlarsa bu durumun fiziksel bir sorundan kaynaklandığını düşünüyor. Bu nedenle de yardım arama davranışları ona göre şekilleniyor. Örneğin, kalp krizi geçirdiği korkusuyla acil servise gitmek en çok görülen yardım arama biçimi. Yapılan tetkiklerden sonra fiziksel bir sorun tespit edilemediğinde insanların buna ikna olması kolay değil zira yaşanan duyumlar çok gerçek. Tetkik süreci takip edilirse kişiler psikolojik destek arayarak kaygı bozukluğundan kurtulabiliyor.

Panik atak deneyimi bazen belli durumlarla ilişkilenebilir. Mesela, kapalı alan korkusu olan biriyseniz aşırı kalabalık bir araçta yolculuk etmek panik atağı tetikleyebilir. Bazılarımız için ise durum bu kadar net de olmayabilir. Sebebi bilinmeden bir anda nefes darlığı, göğüs ağrısı, baş dönmesi ve uyuşma gibi belirtiler ortaya çıkabilir.

Zihin bu duyumsamaları en kötüsünü düşünerek yorumlamaya başlarsa kaygı bozukluğunun döngüsü başlar. Beynin halihazırda bekleyen “Savaş ya da kaç” tepkisi harekete geçer. Fiziksel duyumsamaların şiddeti ve süresi artar. En kötü ihtimali düşünmek dışında başka düşüncelerden yardım almamız zorlaşır ve çıkmaz bir sokakta buluruz kendimizi.

Bu çok zor anlar yaşatan deneyimler genelde yarım saatten az sürüyor. En şiddetli noktasına ise ilk 10 dakikada tırmandığı görülmüş. Böylesine güç durumları yaşıyorsanız veya yaşayan tanıdıklarınız varsa psikolojik destek almak çok önemlidir. Kaygı bozuklukları en yüksek iyileşmenin görüldüğü hastalıklardan biridir.

Böylesine zor deneyimleri yalnız yaşamak ve atlatmak zorunda değilsiniz. Uzman desteği kritik bir öneme sahiptir.

rabia yavuz
Rabia Yavuz

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.