WOTTV E-DERGİ
DOLAR 34,0893 0.19%
EURO 37,9587 0.23%
ALTIN 2.826,350,06
BITCOIN 20388873,96%
Evliler mi Daha Mutlu Bekarlar mı?

Evliler mi Daha Mutlu Bekarlar mı?

11 Eylül 2024 11:01
Evliler mi Daha Mutlu Bekarlar mı?
0

BEĞENDİM

Uzman Klinik Psikolog Rabia YAVUZ – 11 Eylül 2024

 

İçinde yaşadığımız kültür, evli olmanın mutlu ve normal bir hayatın temel bileşeni olduğu fikrini sorgulamadan kabul eder durumda. İster radyoyu açın ister televizyonu aşk ve aş hayatıyla ilgili hikayelerden pek daha fazlasını bulamazsınız.

Bekar ve mutlu olma deneyimine dair hikâye yoktur çevremizde. Bekarlarla ilgili hikayeler ya bir ayrılığın acısını konu alır ya da “Yalnızım, depresyondayım” temalıdır. Görünen o ki, kültürümüz hayatlarımızın anlamlı, mutlu ya da normal olabilmesi için bir başkasının etrafında dönmek zorundaymış gibi hissettirir.

Bilimsel çalışmalara da baktığımızda bu tezin desteklendiğini görürüz ilk bakışta. Anketler, özellikle evli kişilerin nüfusun geri kalanından daha fazla yaşam memnuniyeti, sağlık ve uzun ömür beklediğini göstermekte. Bu nedenle birçok insanın yalnız kalmaktan korkması şaşırtıcı değildir.

Ancak gerçek pek de öyle olmayabilir, zira gerçek bolca nüans taşır. Evliliğin faydalarını öven anketlerin çoğunda gözden kaçan şeylerden biri hiç evlenmemiş kişiler ile boşanmış veya dul kalmış kişilerin deneyimlerini ayırmakta başarısız olmalarıdır.

Boşanma ve dul kalma insanların iyilik halini etkilemek açısından stres düzeyi büyük deneyimlerdir. Bu komplikasyonlar hesaba katıldığında ve veriler buna göre değerlendirildiğinde hiç evlenmemiş kişilerin şu anda evli olan kişilerle benzer mutluluk seviyelerine sahip olduklarına dair veriler de mevcuttur.

İnsanların yaşam boyu mutluluğu takip edildiğinde birçok şeyde olduğu gibi evlilik de yalnızca geçici bir yükselişe neden olur.  Düğünden yaklaşık iki yıl sonra ise mutluluk seviyelerimiz eski çizgisine geri döner. İlişkisi olmayan birçok kişinin hızlıca vardığı kanının aksine bir insanın hayatı evlilik sayesinde sonsuza dek mutlu yaşanmamaktadır.

Bu verilerin söylediği şey evli ya da bir ilişkide olmanın önemsiz olduğu değildir. Kişilerin mutlu ve normal bir hayat yaşamalarının birden çok yolu olduğudur.  Birçok insan tatminkar bir hayatı tek başına da yaşayabilmektedir.

Bekar olmanın da evli olmak gibi avantajları vardır. Bu avantajlar evli olan çiftlerin ilişkilerinin niteliğine göre değişmesi gibi kişinin kendiyle ilişkisinin kalitesine göre şekillenmektedir. Sağlıklı ve mutmain bir evliliğe sahip olmanın ne kadar çok emek gerektirdiğini hepimiz kabul edebilirken kendimizle ilişkimizin sanki hiç çaba gerektirmediğine dair bir varsayımımız var gibi görünmekte. Kendine eş olmanın sadece romantik olarak bağımsız olmaktan ya da bekar olmaktan çok daha fazla çağrışımları olan bir deneyim olduğunu dikkate alarak kendimizle daha iyi bir ilişki kurmanın yollarını arayabiliriz.

Çift olma konusundaki toplumsal baskının çok az bekar insan farkında olduğu için bekar olmak bir damga haline gelebilir kişi için ve bu nedenle bekar kişiler kendilerinde gerçekten “yanlış” bir şeyler olduğunu düşünebilir. Yakın zamanda yapılan bir çalışmaya göre, araştırmada yer alan bekar katılımcıların, romantik ilişkilerde olan katılımcılar kadar diğer bekar insanlara karşı önyargılı oldukları görülmüş. Genel olarak, çalışmadaki katılımcılar bekar insanların sorumluluk eksikliği taşıdıklarını varsaymaya yatkın.

Hem kendi varsayımlarımızı sorgulamak hem de toplumumuzda yaygın olan yanlış kabulleri reddetmek için bilinçli bir çaba gerekir her konuda. Bu varsayımlardan biri de bir aktiviteyi yalnız yapmanın tatsız olabileceğine dairdir. Birçok kişi tek başına yemeğe çıkmanın, alışverişe gitmenin, sinemada bulunmanın grupça deneyimlere oranla sıkıcı olabileceğini var sayar.

Halbuki, son yapılan çalışmalardan birinde 86 katılımcıyı bir sanat galerisindeki sergiye davet edilmiş. Bazılarının yalnız bazılarının ise eşleriyle gelmeleri istenmiş. Sergiden önce, deneyimden ne kadar keyif alacaklarını dair tahminleri istenmiş katılımcılardan ve sergi sonrası aldıkları keyfi değerlendirmişler. Yalnız gelen katılımcıların ile eşli gelen katılımcıların aldıkları keyifte hiçbir fark gözlemlenmemiş. Üstelik, yalnız katılımcıların sergiye dayalı öz-farkındalıkları daha yüksek bulunmuş.

Yaşamlarımızın biricikliği ve deneyimlerimizin zenginliği göz önüne alındığında kendi şartlarımızda hayatın tadını çıkarmak ve kendimize olan güvenimizi oluşturmak için kendimizle de sağlıklı ve keyifli ilişki kurmayı öğrenebiliriz.

Hatta zamanla yalnızlık dönemlerini kendimizle yeniden bağlantı kurma zamanları olarak bile deneyimler hale gelebilir ve bu durumu takdir etmeye başlayabiliriz. Ne dersiniz?

rabia yavuz
Rabia Yavuz

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.