WOTTV E-DERGİ
DOLAR 32,5582 0.11%
EURO 35,2744 0.36%
ALTIN 2.468,620,23
BITCOIN 1962213-2,89%
Doğal Afetler Milli Güvenlik Sorunudur

Doğal Afetler Milli Güvenlik Sorunudur

2 Ekim 2023 10:30
Doğal Afetler Milli Güvenlik Sorunudur
0

BEĞENDİM

Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 29 Eylül 2023

Türkiye’nin adeta yüzen bir kara parçası gibi dünyanın en tehlikeli deprem kuşağı üzerinde bulunduğunu önce 1999 yılı Marmara depreminde anladık. Son olarak ise en büyük acıyı 6 Şubat 2023 tarihli Kahramanmaraş depremlerinde yaşadık. “Asrın felaketi” benzetimli depremlerin ardından doğal afetlerin milli güvenliğe etkilerini düşünmeden edemedik.
Son 15-20 yılda belirginleşen şekilde küresel çapta iklim değişiklikleri de felaketler doğurmaya başladı. Üstelik bu felaketler sadece deprem kuşağındaki ülkeleri değil, hemen her kıtada, yerkürenin iki tarafında yangınlar, büyük fırtınalar, sel felaketleri, hava kirliliği, nükleer sızıntı ve giderek azalan temiz su, nihayetinde de gıda krizi gibi felaketler yaşanıyor. Her biri de çok ciddi kaynak ve insan kaybına neden oldukları için birer milli güvenlik sorunudurlar.

Doğal Afetlerde Artış

2019 Dünya Ekonomik Forumu’nda beş kategoride (ekonomik, çevresel, jeopolitik, toplumsal, teknolojik) 30 farklı küresel risk değerlendirilerek hazırlanan Küresel Risk Raporu’nun ilk 10’u içinde İklim değişikliği, doğal afetler, olağanüstü hava olayları, su ve gıda güvenliği ve bunlara bağlı zorunlu göçlerle ilgili çevresel riskler vardı. Bu yıl bu küresel felaketleri epeyce yaşadık.
6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli yıkıcı depremler. Nisan ayından itibaren İspanya’da başlayan kuraklık ve orman yangınları, ABD’de ve Kanada’da uzun süreli orman yangınları.
Aynı haftalarda Almanya’da sel. Aslında Almanya’da sel yerine nehirlerin günde 30-35 cm şeklinde yükseldiği ve nehir kenarındaki insanların yeteri kadar önce önlem aldığı Hochwasser (su yükselmesi) yaşanırdı. Bu olayı 1995 yılı şubat ayında Ren nehri kenarındaki Remagen kasabasında bizzat yaşadım. Sular ağır ağır yükselirken şehrin gönüllü itfaiye grubu da iş başındaydı. Önce arabaların güvenli yerlere park etmesi için uyarı yapıldı. Ardından suların yükselmesi sonucu eve girme tehlikesi olabilir diye kum torbası ve suyu geçirmeyen tahta temin edildi. Çalışanlar ve alışveriş yapacaklar özel kıyafetli bir grup tarafından botlarla, belli saatlerde evlerinden alınıyor, “sahile” çıkarılıp akşamları eve ulaştırılıyorlardı. İşler aksamamış elektrik, su, doğalgaz ve Tv kesilmemişti. Bu Almanya’da artık Hochwasser yerine sular seller yerleşim yerlerini ve tarım alanlarını vurup yıkmaya başladı. Hasar çok büyük.

İspanya’da sıkça rastlanan yangınlar bu ay içerisinde İtalya ve Yunanistan’ı yakıp geçti. Yunanistan’da 17-18 gün süren Batı Trakya ağırlıklı orman yangınlarında 14 kişi öldü. Tam bitti derken, AB’nin 2.4 milyar avro yardım yapacağı bir sel felaketi geldi. Bu yıl sel felaketinden nasibini alan bir diğer ülke de Gürcistan’dı. 1 Eylül’de Libya’da yaşanan sel felaketi iki barajın çökmesiyle akıllara kazındı. Derne başta olmak üzere pek çok yerleşim yerini harabeye çeviren felakette 11 binin üzerinde insanın hayatını kaybettiği ileri sürülmektedir. Geçen hafta sonu da İtalya’nın Sicilya adasındaki ormanlar yanmaya başladı.

Libya’daki felaketten bir iki gün önce de Afrika’nın kuzeybatı köşesindeki Fas’ta 7 şiddetinde yaşanan depremde üç bine yakın insan hayatını kaybetti.

Doğal Felaketlerin Yüklediği Yüksek Maliyet

Kahramanmaraş depremleri sonucundaki tahribatın en az 150 milyar dolar olduğu tahmini dikkate alınırsa konu daha iyi anlaşılabilir. Türkiye’nin 2021 yılı savunma harcaması 10.6 milyar dolarmış. Bunun anlamı kabaca Türkiye’nin 14 yıllık savunma harcaması olup ekonomideki toparlanma başlayıncaya kadar savunma harcaması kısılacak demektir.
Hatta eğitim, sanayileşme, bayındırlık ve ulaştırma da kısıntıdan nasibini alacak. Hatay’ı bilen biri olarak deprem kayıplarının 150 milyar doların en az 3 katı olabileceğini tahmin edenlerdenim. Dışardan yardımlara aldırmayın. AB bile 400 milyon avro gönderecek. Üstelik bunlar maddi kayıplar. Bir de yakınlarını, uzuvlarını, aile tarihlerini, manevi değeri olan hatıralarını kaybeden, psikolojileri bozulanlar var. Bunlar dolarla ölçülebilir mi?

Her felaket bir milli güvenlik sorununa dönüşmektedir. Doğal afetlerin sonucunu en az hasarla aşabilmenin eğitim, donatım ve ayrı bir bakanlığın tesisiyle gerekli olduğuna inananlardanım.

Celalettin Yavuz

Güvenlik Politikaları Uzmanı Lisans ve Y. Lisans öğrenimini Milli Savunma Üniversitesinde (Deniz Harp Okulu – 1974; Deniz Harp Enstitüsü-1983) tamamladı. Daha sonra Silahlı Kuvvetler Akademisi öğrenimi (1985-86) gördü ve “Irak’ın Geleceği” ile ilgili bitirme tezini yazdı. 1989-1991 döneminde Führungsakademie (Hamburg/Almanya) 2 yıllık Güvenlik Politikası-Strateji-Stratejik İstihbarat-Jeopolitik, Askeri Tarih eğitimi aldı. “İstanbul Boğazı’nın Karadeniz Sahildarı Ülkeler Üzerindeki Jeopolitik ve Stratejik Etkileri” (Almanca) başlıklı mezuniyet tezini yazdı. Genelkurmay Personel Başkanlığı’nda görevli iken Kıbrıs Barış Harekâtı’nın madalya ve taltif projesini gerçekleştirdi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı karargâhında NATO Planlama direktifleri ve kuvvet plan çalışmaları üzerinde çalıştı. Ayrıca bir yıl boyunca Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Toplantı Dosyasını hazırladı. Ege'de gerilimli 1980'li ve 1990'lı yıllarda 2 ayrı geminin komutanlıklarını yaptı. 1994-1997 döneminde Almanya'da Deniz Ataşeliği sırasında Deniz Ataşe Birliği'nin başkanlığına (doyen) ve 143 kişilik Askeri Ataşeler Birliği'nin Yönetim Kuruluna seçildi. Daha sonra Mersin’de Karakol ve Çıkarma Gemileri Komodorluğu’nun ardından Genelkurmay Yunanistan Kıbrıs Dairesinde Yunanistan Şube Müdürü iken “Türk-Yunan Ege’de Güven Arttırıcı Önlemler Paketi” projesinin (Ocak 2000) yöneticiliğini yaptı. Türk-Yunan sorunları üzerinde General-Amiral Oryantasyon Kursu, Harp Akademileri, Milli Güvenlik Akademisi ve TSK İstihbarat Okulu'nda dersler veren Yavuz, Deniz Harp Okulu Dekanı olduğu 2001-2003 döneminde "Denizcilik Tarihi-Deniz Stratejisi", "Askeri Strateji" ve "Liderlik" dersleri verdi. 1994’te Dr., 2002’de Doç.Dr. olan Yavuz, Milli Güvenlik Akademisi öğretim üyesi iken 30 Mart 2004’te istekle emekli oldu ve BİLKENT Üniversitesi’ne ilaveten Milli Güvenlik Akademisi’nde Türk-Yunan Sorunları, Suriye, Ortadoğu, Terörle Mücadele dersleri, 2012’de Prof.Dr. olduktan sonra da Atılım Üniversitesi’nde (2012-2013) ve Kara Harp Okulu Savunma Bilimleri Enstitüsünde (2013 Bahar) Y. Lisans ve Doktora, Ufuk ve Başkent üniversitelerinde lisans dersleri verdi. 2022 yılı başlarında adı Topkapı Üniversitesi olarak değiştirilen “Ayvansaray Üniversitesi”nde İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nin kurucu dekanlığını yapan, fakülteyi 16 bölüme çıkartan Prof.Dr. Yavuz, “İstihbarat, Strateji ve Terörizm/Avrupa'da Terör Örgütleri” gibi 3 farklı konuda sertifika dersleri yanında İstanbul Topkapı Üniversitesi’nde lisans ve Y. Lisans dersleri verdi. Güvenlik Bilimleri ve Uygulamaları Y. Lisans programının kurucu ABD Başkanlığını Eylül 2022’ye kadar sürdürerek “Küresel Güvenlik Stratejileri” üzerine sertifika programı hazırladı. Mayıs 2020 ayında uluslararası sempozyum düzenledi ve bizzat sunum yaptı. Milli Savunma Üniversitesi’nde (Harp Akademileri) 2019 yılından beri “Dış Politika Analizi” ile “Küresel Güvenlik Stratejileri” başlıklı ders verdi. Genelkurmay SAREM “Dış Uzman”lık (2003-2010), Türk Askeri Tarih Kurulu (TATK) Genel Kurul üyeliği (1999-2007), Gnkur. Atatürk Araştırma ve Eğitim Merkezi “ATAREM” Genel Kurul Kurucu Üyeliği (1999-2007), Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim/Öğretim Kurulu üyeliği (2001-2003), Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) “Strateji” Grubu üyeliği (2005-2011), Türk Ocakları Genel Merkezi Hars Heyeti (en üst düzeydeki kültür kurulu) üyeliği (2004-2010), TÜRKSAM düşünce kuruluşunun Kurucu Başkan Yardımcısı ve Terör Bölümü Başkanlığı (2008-2012) yapan Prof.Dr. Yavuz, pek çok süreli yayının yayın ve hakem kurullarında yer almaktadır. Almanca ve İngilizce bilen Prof.Dr. Yavuz’un “Güvenlik politikaları, Askeri Tarih/Strateji, İstihbarat, Ortadoğu, çevre ülkeler, terörle mücadele, bölgesel-küresel sorunlar, küresel güvenlik stratejileri ve Deniz Tarihi konularında, çoğu müstakilen yazılmış 30’un üzerinde kitabı ve süreli dergilerde yazılmış çok sayıda makalesi mevcuttur. Halen Anadolu Ajansı ve Yeni Şafak gazetesinin “Düşünce Günlüğü” bölümünde her ay “Bölgesel ve Küresel Güvenlik Politikaları” üzerine analizleri yayınlanan Yavuz’un son dönemde Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE)’de konferansları, sitesinde yazıları yayınlanmakta olup, gene son zamanlarda Devlet Dergisi ve Türk Yurdu dergilerinde de yazıları yayınlanmaktadır. Ayrıca, Eylül 2022’den itibaren TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu’nda haftada bir gün “Mavi Vatan” adlı bir programın yapımcılığını (ve yorumculuğunu) yapmaktadır. Ankara’da ikame eden Prof.Dr. Yavuz, evli, iki çocuk babası olup Almanca ve İngilizce bilmektedir.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.