WOTTV E-DERGİ
DOLAR 34,0880 0.17%
EURO 38,0792 0.02%
ALTIN 2.835,130,22
BITCOIN 21487103,65%
Devlette Tasarruf mu?

Devlette Tasarruf mu?

20 Ağustos 2024 12:47
Devlette Tasarruf mu?
0

BEĞENDİM

Prof.Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 20 Ağustos 2024

Maliye Bakanı Şimşek’in, ”bozulan” ekonomiyi düzeltmek için üzerinde ısrarla durduğu “Kamuda tasarruf Genelgesi” Meclis’ten geçti ve 1 Ocak 2025’ten itibaren uygulanacak. Devlete “yük” gibi görünen emekliler, bunu öğrenince “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu!” demeden edemediler. Memuriyetleri sırasında maaşlarından kesilen primin yüksekliğine göre emekli maaşını hak etmişken, bazı dış etkenlerden çok daha fazla şekilde, kamudaki “saltanat” merakı ve iktidarın ekonomi yönetimindeki başarısızlığının ceremesini çeken emekliler haksız mı? Genelge yasalaştı ise ne diye Ocak 2025’e kadar bekleniyor? Bu konuyu biraz eşeliyoruz.

Kamuda Tasarrufa İlişkin Yaşanmış Örnekler

Bu başlığın altını doldurmak için kamuda tasarrufu iyi uygulayan Almanya’dan yaşanan örnekler vereceğim. 1990’lı yılların ortalarında Almanya’da deniz ataşesi (askeri) iken, Türk-Alman Parlamentosu Dostluk Komitesi’nden Alman CDU Milletvekili Kossenday ile tanışınca Almanya Meclisi Bundestag’a davet etti. Odasına girdiğim zaman sadece bir yardımcısının olduğunu öğrendim. Kossenday, kahve makinesinde kendi yaptığı kahveden bana da ikram etti. Yardımcısından sadece yazı-çizi ve araştırma işlerinde yararlanıyordu. TBMM’de her milletvekilinin üç, grup başkan vekillerinin daha fazla yardımcısı var. Ama bu bile yetmiyor.

1989-1991 döneminde Hamburg’taki Alman Harp Akademisi (Führungsakademie)’nde iken rahatsızlanınca askeri hastaneye sevk edildim Benim gibi rahatsız olan iki kişiyle birlikte akademi komutanının makam otosuyla gidip geldik. Sebebini sorduğumda, üç kişiden fazla hasta olursa minibüs ile üç ve daha az hasta var ise bu aracın kullanıldığı söylendi. Yani makam aracı, sadece resmi görevlerde ve ayrıca tasarruf amacıyla kullanılabiliyordu.

Almanya’da ataşe olduğum 1994-1997 döneminin son yılında 63 kişilik Deniz Ataşe Birliği başkanı (Doyen) seçilmiştim. 1997’de yeni doyene devir teslimi birliğin kasasındaki parasıyla bahçemizde Türk mutfağıyla süslü bir parti ile gerçekleştirecektik. Alman Deniz Kuvvetleri Komutanı Amiral Böhmer, davete yanında eşiyle birlikte ve sivil kıyafetle geldi. Emir subayı vs yoktu. Arabayı nereye park ettiğini sorduğumda, ilerde bir yer buldum, merak etme dedi.

Aynı yıllarda Almanya Meclisi Bundestag’ın Başkanı Bayan Süsmuth, dönemin başkenti Bonn’dan yaklaşık 100 km mesafedeki kendi eyaleti Kuzey Ren Vestfalya’nın başkenti Düsseldorf’a intikalde iken eşini yol üzerindeki Köln-Bonn havaalanına bırakmıştı. Otobanlar ücretsiz, havaalanına giriş çıkış en fazla 2-3 km olmasına rağmen Alman medyası Süsmuth’u “görev aracını nasıl olur da eşinin özel işi için kullanırsın?” diyerek istifanın eşiğine getirdiler. İlginçtir aynı tarihlerde Türkiye’de bir dini bayram vardı ve Başbakan merhum Erbakan adeta yedi sülalesini toplayıp devletin uçağıyla Antalya’da bir otele tatile gitmişti.

Kamuda Tasarrufla İlgili Türkiye’den Örnekler

2004’te emekli olduğumda dairemi satın aldığım binada o zamanlar kamuya bağlı Telekom Genel Müdür Yardımcılarından biri de oturuyordu. Müdürün makam aracı sabahları çocukları okula götürüyor, akşamları da alıyordu. Aynı yıllarda askeri alanda ise makam araçları ile maça gidenler, akşamları görev gereği değilken bile resmi araçları dışarıda yemek vs için kullananlar vardı. Bugün de epeyden beri TBMM’de kendilerine makam aracı tahsis edilenler seçim bölgelerine ya arabayla gidiyor ya da uçakla gitse bile aracı bölgeye gönderiliyor.

Israrla söylenen şey, Türkiye’deki makam aracı sayısının Japonya ve Almanya gibi ekonomik açıdan çok gelişmiş ülkelere göre kat be kat fazla olduğudur. Makam aracı demişken, 10 Ağustos 2024’te Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Çukurova Havaalanını açılışındaki kalabalık dikkatlerden kaçmadı. Ankara’dan intikal eden çok sayıda zevata ilaveten bölgedeki devlet ve belediye erkanı da törendeydi. Makam araçlarının vızır vızır kaynadığı törende Şimşek’in “tasarruf genelgesi”ni takan oldu mu sizce? Diye düşünmeden edemedim.

Sonuç itibariyle, “Kamuda Tasarruf Genelgesi”ni, beğenmeye çalışıyorum ama yeterli değil. Zira devlet kesesinden saltanat merakı zihniyeti değişmeden tasarruf olamaz. Siz ne dersiniz?

celalettin yavuz
Celalettin Yavuz

Güvenlik Politikaları Uzmanı Lisans ve Y. Lisans öğrenimini Milli Savunma Üniversitesinde (Deniz Harp Okulu – 1974; Deniz Harp Enstitüsü-1983) tamamladı. Daha sonra Silahlı Kuvvetler Akademisi öğrenimi (1985-86) gördü ve “Irak’ın Geleceği” ile ilgili bitirme tezini yazdı. 1989-1991 döneminde Führungsakademie (Hamburg/Almanya) 2 yıllık Güvenlik Politikası-Strateji-Stratejik İstihbarat-Jeopolitik, Askeri Tarih eğitimi aldı. “İstanbul Boğazı’nın Karadeniz Sahildarı Ülkeler Üzerindeki Jeopolitik ve Stratejik Etkileri” (Almanca) başlıklı mezuniyet tezini yazdı. Genelkurmay Personel Başkanlığı’nda görevli iken Kıbrıs Barış Harekâtı’nın madalya ve taltif projesini gerçekleştirdi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı karargâhında NATO Planlama direktifleri ve kuvvet plan çalışmaları üzerinde çalıştı. Ayrıca bir yıl boyunca Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Toplantı Dosyasını hazırladı. Ege'de gerilimli 1980'li ve 1990'lı yıllarda 2 ayrı geminin komutanlıklarını yaptı. 1994-1997 döneminde Almanya'da Deniz Ataşeliği sırasında Deniz Ataşe Birliği'nin başkanlığına (doyen) ve 143 kişilik Askeri Ataşeler Birliği'nin Yönetim Kuruluna seçildi. Daha sonra Mersin’de Karakol ve Çıkarma Gemileri Komodorluğu’nun ardından Genelkurmay Yunanistan Kıbrıs Dairesinde Yunanistan Şube Müdürü iken “Türk-Yunan Ege’de Güven Arttırıcı Önlemler Paketi” projesinin (Ocak 2000) yöneticiliğini yaptı. Türk-Yunan sorunları üzerinde General-Amiral Oryantasyon Kursu, Harp Akademileri, Milli Güvenlik Akademisi ve TSK İstihbarat Okulu'nda dersler veren Yavuz, Deniz Harp Okulu Dekanı olduğu 2001-2003 döneminde "Denizcilik Tarihi-Deniz Stratejisi", "Askeri Strateji" ve "Liderlik" dersleri verdi. 1994’te Dr., 2002’de Doç.Dr. olan Yavuz, Milli Güvenlik Akademisi öğretim üyesi iken 30 Mart 2004’te istekle emekli oldu ve BİLKENT Üniversitesi’ne ilaveten Milli Güvenlik Akademisi’nde Türk-Yunan Sorunları, Suriye, Ortadoğu, Terörle Mücadele dersleri, 2012’de Prof.Dr. olduktan sonra da Atılım Üniversitesi’nde (2012-2013) ve Kara Harp Okulu Savunma Bilimleri Enstitüsünde (2013 Bahar) Y. Lisans ve Doktora, Ufuk ve Başkent üniversitelerinde lisans dersleri verdi. 2022 yılı başlarında adı Topkapı Üniversitesi olarak değiştirilen “Ayvansaray Üniversitesi”nde İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nin kurucu dekanlığını yapan, fakülteyi 16 bölüme çıkartan Prof.Dr. Yavuz, “İstihbarat, Strateji ve Terörizm/Avrupa'da Terör Örgütleri” gibi 3 farklı konuda sertifika dersleri yanında İstanbul Topkapı Üniversitesi’nde lisans ve Y. Lisans dersleri verdi. Güvenlik Bilimleri ve Uygulamaları Y. Lisans programının kurucu ABD Başkanlığını Eylül 2022’ye kadar sürdürerek “Küresel Güvenlik Stratejileri” üzerine sertifika programı hazırladı. Mayıs 2020 ayında uluslararası sempozyum düzenledi ve bizzat sunum yaptı. Milli Savunma Üniversitesi’nde (Harp Akademileri) 2019 yılından beri “Dış Politika Analizi” ile “Küresel Güvenlik Stratejileri” başlıklı ders verdi. Genelkurmay SAREM “Dış Uzman”lık (2003-2010), Türk Askeri Tarih Kurulu (TATK) Genel Kurul üyeliği (1999-2007), Gnkur. Atatürk Araştırma ve Eğitim Merkezi “ATAREM” Genel Kurul Kurucu Üyeliği (1999-2007), Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim/Öğretim Kurulu üyeliği (2001-2003), Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) “Strateji” Grubu üyeliği (2005-2011), Türk Ocakları Genel Merkezi Hars Heyeti (en üst düzeydeki kültür kurulu) üyeliği (2004-2010), TÜRKSAM düşünce kuruluşunun Kurucu Başkan Yardımcısı ve Terör Bölümü Başkanlığı (2008-2012) yapan Prof.Dr. Yavuz, pek çok süreli yayının yayın ve hakem kurullarında yer almaktadır. Almanca ve İngilizce bilen Prof.Dr. Yavuz’un “Güvenlik politikaları, Askeri Tarih/Strateji, İstihbarat, Ortadoğu, çevre ülkeler, terörle mücadele, bölgesel-küresel sorunlar, küresel güvenlik stratejileri ve Deniz Tarihi konularında, çoğu müstakilen yazılmış 30’un üzerinde kitabı ve süreli dergilerde yazılmış çok sayıda makalesi mevcuttur. Halen Anadolu Ajansı ve Yeni Şafak gazetesinin “Düşünce Günlüğü” bölümünde her ay “Bölgesel ve Küresel Güvenlik Politikaları” üzerine analizleri yayınlanan Yavuz’un son dönemde Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE)’de konferansları, sitesinde yazıları yayınlanmakta olup, gene son zamanlarda Devlet Dergisi ve Türk Yurdu dergilerinde de yazıları yayınlanmaktadır. Ayrıca, Eylül 2022’den itibaren TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu’nda haftada bir gün “Mavi Vatan” adlı bir programın yapımcılığını (ve yorumculuğunu) yapmaktadır. Ankara’da ikame eden Prof.Dr. Yavuz, evli, iki çocuk babası olup Almanca ve İngilizce bilmektedir.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
Tüm Yorumlar (1)
  • A.Yasar YÜCEOKUR

    Sayin Yavuz bey, yazinizi oludum. Mükemmel.icerigide mükemmel. Burada Kontroll var ve uygulaniyor.Hersey Almanya icin yapiliyor.insanlar zaten doymus. Istibarat mükemmel calisiyor.benim MRA COKTAN CEKILDI HEPDE KONTROLALTINDAYIM. KIZMIYORUM GEREGI NEYSE YAPIYORLAR. GAYET GÜZEL.ÜLKELERI ICIN CALISIYORLAR.BIZIMKILERDE EN AZINDAN BUNU KOPYASALAR Hörmetlerimle. Saglcakla kalin.

    Yanıtla
    +0
    -0