WOTTV E-DERGİ
DOLAR 34,0328 -0.13%
EURO 38,0629 0.33%
ALTIN 2.828,010,91
BITCOIN 21487376,43%
Devletin Bekası İçin Yeni Nesil Yeni Toplum

Devletin Bekası İçin Yeni Nesil Yeni Toplum

7 Ağustos 2024 11:46
Devletin Bekası İçin Yeni Nesil Yeni Toplum
0

BEĞENDİM

Prof. Dr. Faruk TAŞÇI – 07 Ağustos 2024

 

Elbette bir devlet için en önemli mesele beka meselesidir, ancak bekanın nasıl sağlanacağı konusu daha önemli. Bunun için birçok yöntem mümkün olmakla birlikte, çürümeye yüz tutan meyveden sağlam tohum alınıp toprağa ekildiğinde yeniden taptaze meyveyi elde etmek mümkün olduğu gibi devletler de toplumsal çürüme içindeki yapıya “yeni neslin tohumunu ekme” kabiliyeti gösterebilirse, ömrünü uzatabilir.

“Devletlerin Ömrü” Meselesi

İbn Haldun, bir devletin ömrünün aşağı yukarı 120 yıl olduğunu söyler. Bu da dört neslin ömrünün toplamı demektir. Birinci nesil, devletin kurucu figürleridir. Bunlar, her türlü zorluk içinde “bahadırlık, atılganlık, şeref ve ululuk” gibi özellikleri ile üstün gelmişler ve devleti kurmuşlardır. Bir nevi, devleti kurmak için her şeylerini feda etmişlerdir.

İbn Haldun’a göre ikinci nesil, birinci nesli taklit eder. Birincil nesilden kalan güçle, belli bir bolluk ve refah içine girerler. Bu ikinci nesilde, ululuk ve şeref birinci nesildeki gibi değildir ama; yine de ortak olmasa bile “bir kişide toplanan” (karizmatik lider denilebilir) bir ululuk ve şeref vardır; yani ikinci nesilde bir güçlü lider ile, ilk neslin mirası korunmaya çalışılır. Bu nedenle, geri kalanların devleti koruma özellikleri tembelleşir. Düşkünlük ve boyun eğme alışkanlık haline gelmeye başlar. Buna rağmen bu nesil, devleti kuran ilk neslin hallerini, yüceliklerini ve kudretlerini, devleti kurmak, korumak ve kollamak hususunda nelere katlandıkları gözleri ile gördükleri için, önemli yeteneklerinden bir kısmını kaybetseler de, ululuklarını ve şereflerini büsbütün bırakmazlar.

Üçüncü nesilse, bütünüyle hakir yaşamayı doğaları haline getirmişlerdir. Bu nedenle, dayanışma tamamen kaybolur, devleti korumak ve kollamak tamamen unutulur. Düşman karşısında acizlik baş gösterir. Bundan dolayı, güçlü olan (diğer yabancı) unsurlarla güç kazanılmak istenir; yani yabancılaşma başlar. Düşmanın düşmanlıkları önemsenmez olur, ciddiyet elden gider.

Nihayetinde devlet, İbn Haldun’a göre, bu üç nesilde ihtiyarlık ve yıkılma çağına gelir. Aynı nedenlerin etkisi ile de asalet ve şeref dördüncü nesilde sona erer, devletin ömrü tamamlanma riski ile karşı karşıya kalır; yenilmişlik ve boş vermişlik hâli hâkim olur.

Devletlerin Ömrünü Uzatmak için “Yeni(lenmiş) Toplum ve Yeni Nesil”

İbn Haldun’un meşhur ifadesi ile “Yenilmiş kavimler giyim ve kuşam, mezhep, diyanet ve başkaca hal ve itiyatlarında kendisini yenen kavim ve hükümdarları örnek edinirler. Bunun sebebi ise, kalbin kendi kavimlerini yenmiş olanların üstünlüğüne inanmasıdır. Bu ise bir yanılsamadır. Yenilen kimse, bu hususta yanlış fikre kapılarak buna inandıktan sonra, bütün iş ve hareketlerini kendisini yeneni örnek edinir ve ona benzemeye çalışır… Benzemeye çalışmak ise, bir istila belgesidir.”

Üçüncü ve dördüncü neslin bu “aşağılık duygusu” hallerinden kurtulmak, yani devletin bekasını sağlamak için yapılması gerekenler açıktır: Evvela toplumsal düzlemde yenilenmek şart. Bu da “yenilmişlik ve eziklik psikolojisi”nden çıkıp “inanıyorsanız üstünsünüz” hükmüne ram olan ve hayatları ile bunu ispatlayan rol modellerin toplumu dönüştürmesi ile mümkün. Daha somut ve açık ifade ile, batıya veya doğuya dönerek değil, Hakk’a dönerek ve halk ile iç içe olarak hareket edecek olan üstün karakterli ve birçok yetenekler ile donanmış öncü/lider bir grup, toplumu yeniden şekillendirir ve devletin ömrünü uzatmak çok daha kolay olur.

Çünkü bu rol modellerin (öncü/lider grubun) peşinden zaten “yeni nesil” aşkla ve zevkle toplumun yeniden inşası sürecine dahil olur ve devletlerinin eskisinden daha güçlü olması için tüm yetenekleri yanında canlarını da ortaya koyar. Yeter ki sözleri ile eylemleri örtüşen, yenilmişlik ve eziklik içinde olmayıp yaşantıları ve ortaya koydukları başarıları ile örnek alacakları rol modelleri olsun.

faruk taşcı
Faruk Taşcı

Prof. Dr. Faruk Taşçı 1982 yılında Rize’nin Pazar ilçesinde dünyaya geldi. Lisans eğitimini Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji bölümünde 2005 yılında tamamlayan Prof. Dr. Taşçı, yüksek lisansını 2007 yılında, doktorasını da 2011 yılında İstanbul Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri bölümünde bitirdi. Aynı bölümde 28 Aralık 2020’den bu yana Profesör olarak görevini sürdürüyor.Telif kitaplarıSosyal Politikalarda Can Simidi: Sosyal Yardım (2010),Sosyal Politika Ahlâkı (2012, 2017),Türkiye’de Sosyal Politika ve Dönüşüm: Zihniyet, Aktörler ve Uygulamalar (2017),Sosyal Politikada Dezavantajlı Gruplar: Tarih, Yaklaşım ve Uygulama (2018),Bir Şehrin Sosyal Politika Yönetim Rehberi: Esenler Örneği (Ortak, 2019),Sosyal Refah: Bütüncül Bir Perspektif (2020),Sabahattin Zaim: Ahlak, Fikir ve Aksiyon (2021)Uluslararası Öğrencilerin Türk Diline Uyumları: İstanbul Üniversitesi Örneği (Ortak, 2022)Kitap editörlüğüTürkiye’de Sosyal Politika Aktörleri: Zemin ve Uygulama (2017),Sabahattin Zaim ile İktisat, Toplum ve Siyaset (2019),İnsan, Toplum ve İktisat: Sabahattin Zaim Düşüncesinin Ana Hatları (2020),Türkiye’de Sosyal Siyaset Alanın Oluşumu: İstanbul Üniversitesi Geleneği (2021)Sosyal Politikalarda Ak Partili Yıllar (2023)ÇevirisiDevletin Ekonomideki Rolü: İslamî Bir Bakış Açısı (2018)Diğer çalışmalarıUlusal İstihdam Stratejisi 2009 ve 2011 yılı Çalıştayları’nda komisyon üyeliği,10. Kalkınma Planı Sosyal Yardımlar ve Hizmetler Çalışma Grubu’nda (2013) raportörlük görevlerini yürüttüT.C. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın “Aile Eğitim Programı İçerik Değerlendirme Çalışması”nda Program Geliştirme Ekibi’nde yer aldı (2022).Polis Meslek Yüksek Okulu’nda “Toplumsal Psikoloji” (2007-2010), Harp Akademileri Komutanlığı’nda “Kamuda İş Etiği” (2013), Diyanet İşleri Başkanlığı Haseki Eğitim Merkezi’nde “Engellilere Yönelik Sosyal Yardım ve Hizmetler” (2015) ve TRT’de Hizmet İçi Eğitim kapsamında “İş Ahlakı” (2022) dersleri verdi.Dönemin T.C. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesindeki Sosyal Politika Çalışmaları Dergisi’nin de editörlüğünü (2018-2019) yürütmüş olan Taşçı’nın sosyal politika alanında birçok ürünü bulunmaktadır. İslam’da ekonomi ve şehir gibi konular ile de ilgilenmektedir.

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.