WOTTV E-DERGİ
DOLAR 34,0637 0%
EURO 38,0068 0.12%
ALTIN 2.809,860,26
BITCOIN 21205243,10%
Merkez Bankası Rezervleri Neden Artıyor

Merkez Bankası Rezervleri Neden Artıyor

24 Mayıs 2024 10:39
Merkez Bankası Rezervleri Neden Artıyor
0

BEĞENDİM

Deniz İSTİKBAL – 24 Mayıs 2024

Yerel seçimler sonrası TCMB rezervleri artış eğilimini sürdürürken 139,1 milyar dolara çıktı ve TCMB en büyük döviz rezervine sahip 23. aktör oldu. Nisanın ardından merkez bankası 50 milyar dolardan fazla dövizi piyasadan toplayarak rezerv artış politikasını sürdürdü. Hedefin toplam rezervleri kısa vadeli borç stoğu düzeyine çekerek 200 milyar doların üzerine taşımak. Bunun temel nedenleri arasında TL’nin istikrarını sağlamak ve ülke kredi puanının yükseltilmesi bulunuyor. Enflasyonla mücadele programını ise merkez bankası rezerv artırma politikasının başlangıç noktasını oluşturuyor. Sene sonunda yüzde 30’lar seviyesine düşmesi hedeflenen enflasyonun rezerv biriktirme yoluyla dizginlenmesi bekleniyor. IMF’nin verilerine göre dünya genelinde merkez bankaları rezervlerinde toplam 12 trilyon doları aşan rezerv bulunuyor. Şu anki güncel veriler dikkate alındığında küresel döviz rezervlerinin yüzde 1,1’inden fazlası TCMB’nin kasasında yer alıyor. Eğer karar alıcıların rezerv hedefleri yakalanabilirse küresel döviz rezervlerinin yüzde 2’si TCMB’nin kasasında yer alacak. Enflasyonun düşüşü ve TL’ye istikrar kazandırmak için tercih edilen politikanın orta ve uzun vadede pozitif etkisi bu nedenle daha fazla olabilir.

TCMB’nin rezerv çeşitliliğine bakıldığında dolar, avro ve altın gibi döviz ve değerli madenleri tercih ettiği görülüyor. Özellikle altın rezervleri açısından Türkiye alımları son yıllarda ciddi oranda artırdı. Böylelikle TCMB, dünyada en fazla altın rezervine sahip aktörlerden biri haline geldi. En fazla altın rezervine sahip 11. aktör olan TCMB’nin orta vadeli bir strateji bağlamında altın biriktirme politikasını tercih ettiği görülüyor. Altın rezervi biriktirme meselesinin diğer bir ayağını da yerel para birimleri ile ticaret meselesi bulunuyor. TCMB’nin işleme aldığı politikaların enflasyonla mücadele temelinde ilerlediği noktasını ise tekrar vurgulamakta yarar var. Fiyat istikrarını sağlamakla görevli olan banka sıkı parasal duruş ve ek önlemlerle piyasada dengeyi sağlamaya çalışıyor. Türkiye’deki insan kaynakları açısından en yetkin kurumsal yapılardan biri olan TCMB’nin ilerleyen dönemde daha fazla öne çıkması muhtemel görünüyor.

200 milyar dolarlık döviz rezervine ulaşılmasının diğer bir önemli noktası İngiltere, Kanada ve BAE Merkez Bankalarının rezervler açısından geride bırakılacak olması. En fazla döviz rezervine sahip aktörlere kıyasla kabul edilebilir bir hedef olarak 200 milyar dolarlık rezervin ilerleyen yıllarda kademeli şekilde artırılması beklenebilir. Özellikle Güney Kore, Tayvan, Singapur ve Hong Kong gibi ihracat merkezli ülke merkez bankalarının rezervler açısından yakalanması TL’nin küresel ticarette daha fazla işlem görmesine katkı sunabilir. TCMB’nin güçlü rezervler, düşük enflasyon ve istikrarlı Türk Lirası hedefleri gelecek yıllarda öngörülebilirlik ve şeffaflık açısından da önem taşıyor. Uluslararası kredi derecelendirme kurumlarının Türkiye’nin kredi notunu yükselmesi ise bir başlangıç olarak kabul edilebilir. Yurtiçi yerleşikler dövizden TL varlıklara dönerken, yurtdışından para akışı hızlanıyor ve yatırımcı algısı daha pozitif hale geliyor. TCMB’nin Hazine ve Maliye Bakanlığıyla koordinasyon halinde hareket etmesi de mevcut benimsenen politikalara yarar sağlıyor. Tasarruf paketiyle daha görünür hale gelen sıkı maliye politikasının devam etmesi ve üç yıllık bir periyod halinde işleme alınması bekleniyor. Sonuç itibariyle TCMB döviz rezervleri artırma yönlü politikası enflasyonla mücadele için tercih ediyor. Bunun bir yansıması olarak TL’ye olan ilgi artıyor ve öngörülebilirlik daha belirgin hale geliyor.

deniz istikbal
Deniz İstikbal

Dr. Deniz İstikbal, 2016 yılında İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden lisans derecesini aldı. Yüksek lisans eğitimini Marmara Üniversitesi’nde Uluslararası Politik Ekonomi alanında tamamlamış ve “Güney Kore ve Türkiye’nin Kalkınma Planlarının Ekonomi Politik Analizi” başlıklı tezi ile 2018 yılında mezun olmuştur. Doktora çalışmalarına İstanbul Üniversitesi’nde devam eden İstikbal, "Afrika’da Çin Yatırımları: Nijerya, Güney Afrika ve Kenya (2005-2019)" başlıklı doktora tezi ile 2024 yılında mezun olmuştur. İstanbul Medipol Üniversitesi’nde Dr. Öğretim Görevlisi olarak görev yapan İstikbal’in uzmanlık alanları arasında ekonomik kalkınma, ekonomi politik, enerji ekonomisi, enerji güvenliği, dış yardım, Afrika ve Asya-Pasifik bölgeleri yer almaktadır.

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.