WOTTV E-DERGİ
DOLAR 34,0681 0.14%
EURO 38,0675 -0.04%
ALTIN 2.833,590,17
BITCOIN 21472112,80%
Ekonomik Büyüme Nedir, Ne Değildir

Ekonomik Büyüme Nedir, Ne Değildir

4 Haziran 2024 10:35
Ekonomik Büyüme Nedir, Ne Değildir
0

BEĞENDİM

Deniz İSTİKBAL – 04 Haziran 2024

 

Ekonomik büyüme, bir ülkenin ekonomik üretim kapasitesinin belirli bir dönem içinde artmasıdır. Genellikle milli gelir gibi makroekonomik göstergelerle ölçülür. Ekonomik büyüme, bir ülkenin ekonomik refahını artırabilir ve yaşam standartlarını yükseltebilir. Peki, ekonomik büyüme nelerden meydana gelir? Bu sorunun cevabına şu örnekleri vermek mümkündür:

Milli Gelir Artışı: Ekonomik büyüme, genellikle milli gelirin reel olarak (enflasyondan arındırılmış) artması olarak tanımlanır. Bu, bir ekonominin mal ve hizmet üretiminin miktar olarak arttığını gösterir.

Üretkenlik Artışı: İş gücü ve sermaye verimliliğinin artması, daha fazla mal ve hizmet üretimine yol açar. Teknolojik ilerlemeler, eğitimdeki iyileşmeler ve iş gücünün becerilerinin artması buna örnektir.

Yatırımlar: Yatırımların artması, üretim kapasitesini genişletebilir. Hem özel sektör yatırımları hem de kamu yatırımları ekonomik büyüme üzerinde olumlu etki yapar.

Tüketim ve Harcamalar: Tüketici harcamalarının artması, ekonomik büyümeyi destekler. Daha fazla tüketim, üretim ve dolayısıyla ekonomik büyüme anlamına gelir.

İhracat Artışı: Bir ülkenin dış ülkelere sattığı mallar ve hizmetlerin artması, ekonomik büyümeye katkı sağlar. İhracatın artması, döviz gelirlerini artırarak ekonomik faaliyetleri destekler.

Ekonomik büyüme ne değildir sorusu da ekonomik büyüme nedir tartışmasının zıttı olarak algılanmamalı. Bu verimsiz yatırımların bir sonucu olarak rakamsal büyümeyi içeren genişleme, ülkelerin geleceğini negatif etkileyen bir olgudur. Peki ekonomik büyüme ne değildir sorusuna nasıl cevap verilebilir?

Tek Başına Refah Artışı: Ekonomik büyüme, genellikle toplam üretim artışı anlamına gelse de, bu artış her zaman toplumsal refahın artışı anlamına gelmez. Gelir dağılımındaki eşitsizlikler, çevresel bozulma ve sosyal adaletsizlikler büyüme ile birlikte artabilir.

Enflasyon Artışı: Ekonomik büyüme ile enflasyon aynı şey değildir. Enflasyon, fiyatlar genel seviyesinin artmasıdır ve ekonomik büyümenin bir sonucu olabileceği gibi, kontrolsüz enflasyon ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyebilir.

Nominal Büyüme: Sadece fiyat artışlarından kaynaklanan büyüme, ekonomik büyüme olarak kabul edilmez. Reel büyüme, enflasyon etkisinden arındırılmış büyümedir ve gerçek ekonomik üretim artışını yansıtır.

Sürdürülebilir Olmayan Büyüme: Kısa vadeli büyüme patlamaları, sürdürülebilir ekonomik büyüme olarak değerlendirilmez. Kaynakların aşırı kullanımı veya borçlanmaya dayalı büyüme, uzun vadede ekonomik sorunlara yol açabilir.

Tüketim Artışı: Tüketimde ani artışlar ekonomik büyümeyi destekleyebilir, ancak bu tür artışlar genellikle geçicidir ve uzun vadeli büyüme için yatırım ve üretkenlik artışına ihtiyaç vardır.

Ekonomik büyüme, bir ekonominin daha fazla mal ve hizmet üretebilme kapasitesinin artması olarak anlaşılmalıdır. Ancak, ekonomik büyümenin sürdürülebilir, kapsayıcı ve çevresel açıdan sürdürülebilir olması kalkınmanın temelini oluşturmaktadır. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için sürdürülebilir ekonomik büyüme öne çıkmaktadır. Özellikle 15 bin dolar kişi başı gelir sınırını yeni aşan bir aktör olarak Türkiye, verimli yatırım, ileri teknoloji ve katma değerli üretimle ekonomik büyümeyi öncelemelidir. Türkiye’de ortalama yılda 1-1,5 milyon öğrenci üniversitelerden mezun olarak istihdam piyasasına dâhil olmaktadır. Bu kişilerin istihdam edilmesi için yüzde 6-7’lik ekonomik büyümeye ihtiyaç olduğu söylenebilir.

Çünkü her yüzde 1’lik ekonomik büyüme 160-200 bin istihdam oluşturur. Eğer Türkiye ekonomik olarak büyüyemezse, istihdam üretemez ve işsizlik seviyesi artmaya başlar. Nisan 2024’te 32,2 milyon sınırını aşan toplam istihdam bu açıdan önem taşır. Özellikle genç işsizliğin yüzde 15’ler düzeyinde olduğu göz önüne alındığında Türkiye’nin büyümeye ihtiyacı olduğu söylenebilir. Sonuç olarak ekonomik büyüme, yeni gelirlerin yaratılması, üretimin artırılması ve sosyal dengenin sağlanması için bir neden değil, sonuçtur. Mevcut sonuçların çıktıları ise uzun yıllar ülke refahına etki etme kapasitesi taşır.

deniz istikbal
Deniz İstikbal

Dr. Deniz İstikbal, 2016 yılında İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden lisans derecesini aldı. Yüksek lisans eğitimini Marmara Üniversitesi’nde Uluslararası Politik Ekonomi alanında tamamlamış ve “Güney Kore ve Türkiye’nin Kalkınma Planlarının Ekonomi Politik Analizi” başlıklı tezi ile 2018 yılında mezun olmuştur. Doktora çalışmalarına İstanbul Üniversitesi’nde devam eden İstikbal, "Afrika’da Çin Yatırımları: Nijerya, Güney Afrika ve Kenya (2005-2019)" başlıklı doktora tezi ile 2024 yılında mezun olmuştur. İstanbul Medipol Üniversitesi’nde Dr. Öğretim Görevlisi olarak görev yapan İstikbal’in uzmanlık alanları arasında ekonomik kalkınma, ekonomi politik, enerji ekonomisi, enerji güvenliği, dış yardım, Afrika ve Asya-Pasifik bölgeleri yer almaktadır.

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.