WOTTV E-DERGİ
DOLAR 34,0306 -0.1%
EURO 37,9583 -0.06%
ALTIN 2.801,70-0,03
BITCOIN 21200983,78%
CHP’nin Suriye’de Büyük Yanılgısı: ‘PYD’yi Kabul Edin’ Mi Diyecekti?

CHP’nin Suriye’de Büyük Yanılgısı: ‘PYD’yi Kabul Edin’ Mi Diyecekti?

13 Temmuz 2024 15:07
CHP’nin Suriye’de Büyük Yanılgısı: ‘PYD’yi Kabul Edin’ Mi Diyecekti?
0

BEĞENDİM

Ceyhun BOZKURT – 13 Temmuz 2024

 

Önce CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Haziran ayı sonunda Fatih Altaylı’nın YouTube kanalına konuk olduğu programda Şam yönetimi ile arka kapı diplomasi ile görüşme yapmak istediklerini dile getirerek şöyle konuştu: “Suriye ile sempatik kanaldan temas ediyoruz. Bu yaz içinde gidip Esad ile görüşmeyi düşünüyorum. Aslında Erdoğan da ‘istihbaratçılarımız görüşüyor, bunu diplomatik temaslara çevirebiliriz’ diyordu. Biz de burada kilitli kapıyı açabilir miyiz diye bir arka kapı diplomasisi üzerinden temas yürütüyoruz, olumlu da gidiyor. Önümüzdeki 1-1,5 ay içinde olabilirse Esad ile bir görüşme yapacağım.”

Ardından Temmuz ayı başında KRT televizyonunda benzer bir açıklama yaptı ve “Temmuz ayı içinde görüşmenin gerçekleşmesini umut ediyoruz. Lübnan üzerinden gideceğiz” dedi.

Bu açıklamalar üzerine yaptığımız araştırmada görüşme teklifinin CHP’nin eski milletvekili ve eski (Hatay) Samandağ Belediye Başkanı Refik Eryılmaz üzerinden Şam yönetimine ulaştırıldığını öğrendik. Bunu Barış Özkan ile beraber SüperHaber’de yaptığımız Haberin Olsun programında aktardım. Şunu da söyledim: “Öğrendiğime göre Şam yönetimi(BAAS) bu talebe sıcak bakmıyormuş. ‘Devletle görüşmek varken neden bir partiyle (hele de muhalefet partisiyle) görüşelim’ diyormuş. Görüşme olursa bile BAAS’ın Genel Sekreteri düzeyinde olur bilgisi var.”

Ancak CHP yönetimi ısrarla görüşmenin gerçekleşeceğini söylemeye devam etti. CHP Merkez Yönetim Kurulu Toplantısı sonrasında Parti Sözcüsü Deniz Yücel, Özgür Özel’in bu ay (Temmuz 2024) içerisinde Şam’a giderek, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile görüşeceğini söyledi.

Ardından CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, Halk TV yayınında görüşme ile ilgili Şam’dan olumlu yanıt geldiğini savunarak şöyle konuştu: “Görüşme niyetine ilişkin bu konuların çözümü, niyet ifadesi karşılık buldu. Bundan sonra sadece şartların olgunlaşması, nerede ve hangi tarihte görüşüleceği konuşulacak. Biz görüşme talebimizi ilettik, Şam’dan da olumlu cevap geldi. Şartlar oluşunca bu görüşme gerçekleşecektir.”

Biz yine ısrarla bilgimizin arkasında durduk. Çünkü gerek kaynaklarımıza güveniyorduk gerekse de Suriye’de olan biteni, CHP’nin dış politika perspektifini, kimlere, hangi güçlere angaje olduğunu ve Şam’ın da bu güçlere bakış açısını biliyorduk.

Yanılmadığımız kısa sürede ortaya çıktı. Burhanettin Bulut’un açıklamasından birkaç saat sonra BAAS’ın yayın organı El Vatan gazetesinde, Şam’dan bir yetkilinin ağzından “Türkiye’de hiçbir partiyle görüşmüyoruz” bilgisi paylaşıldı. Haberin tam tercümesi şöyle:

“Şam’da etkin (Arapçada gayri resmi ama resmi anlamında kullanılıyormuş-CB) bir kaynak, gazetemiz El Vatan’a yaptığı açıklamada, Suriye’nin Türkiye hükümetine yakın veya muhalif Türk partileriyle herhangi bir temasının varlığına ilişkin dolaşan haberleri yalanladı. Kaynak, El Vatan’a yaptığı açıklamada: Suriye tarafının, ister Türk hükümetine  muhalif ister dost olsun, herhangi bir Türk siyasi partisiyle herhangi bir iletişiminin olmadığını doğruladı.

Kaynağın yalanlaması, Türkiye’nin ana muhalefet partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin Başkanı Özgür Özel’in Şam’da Cumhurbaşkanı Beşar Esad ile görüşme talebine olumlu yanıt aldığını iddia etmesinden birkaç saat sonra geldi.”

Bunları takip edenler veya gözünden kaçanlar olmuştur diye alt alta sıraladım. Peki Şam neden CHP’nin bu talebine soğuk yaklaştı?

Şimdi gelin bu sorunun yanıtını madde madde açalım.

– Şam ile Ankara arasında soğuk rüzgarlar estiği dönemde Şam, Türkiye’den bazı siyasi misafirleri ağırladı. Buna en çarpıcı örnekler Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve heyeti ile dönemin CHP Milletvekili Hasan Akgöl başkanlığındaki bir heyet, farklı tarihlerde Şam’da, Beşar Esad ile bir araya geldi.

– Türkiye kumpasları ve PKK ve FETÖ saldırılarını püskürttükten sonra rotasını bölge merkezli dış politikaya kaydırdı. Bu süreçte Rusya ve İran ile doğrudan, Şam ile de dolaylı iletişimi içeren Astana sürecinin önemli aktörü oldu.

– 2022 yılına kadar istihbari düzeyde süren iletişim, bu itibariyle Dışişleri Bakanı ve Milli Savunma Bakanı düzeyine, yani siyasi seviyeye geçiş yaptı. O tarihten itibaren de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad arasında görüşme olup olmayacağı konuşuldu.

– Çeşitli nedenlerle dolaba kaldırılan süreç yeniden dolaptan çıkarıldı. Yine bazı değişen dinamikler (örneğin İsrail saldırganlığı, teröristan kurma girişimlerinin hızlanması vb olaylar) nedeniyle süreç hızlandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan sıcak mesajlar verdi. Suriye de “Türk askeri Suriye’den çekilsin” şartından vazgeçmedi ama bunu “çekilmeye yönelik niyet beyanını açıklasın, egemenliğimizi tanısın” seviyesine çekildi.

Bu çerçevede de Şam şimdi, aynen Ankara’nın yaptığı gibi yürütülecek diplomasinin altını doldurmaya çalışıyor. Yani devlet-devlet görüşmesine odaklanmış durumda.

Ek olarak CHP yönetiminin en önemli yanılgısını aktaralım: Şam yönetimi Türkiye’deki siyaseti çok yakından takip ediyor. CHP’nin en yakın müttefiki HDP/DEM’in de Suriye’nin toprak bütünlüğünü tehdit eden ABD destekli PYD/YPG terör örgütüyle organik bağını biliyor.

Hatırlayın: CHP’den açıklamalar yapılınca, HDP/DEM eşbaşkanı Tuncer Bakırhan, adeta CHP yönetimini fırçalar nitelikte açıklamalar yaptı ve “PYD karşıtlığını mı örgütlemeye çalışıyorsun” diyerek görüşmeye karşı çıktı.

CHP yönetiminin PYD/YPG terör örgütüne bakışı da şüpheli. CHP’nin mevcut dış politikasını yürüten iki kurmaydan biri olan İlhan Uzgel, 11 Haziran’da T24 sitesinde yayımlanan Cansu Çamlıbel’le röportajında PYD’yi terör örgütü olarak tanımlamamıştı. Uzgel “CHP iktidara geldiğinde, geldiği andaki koşullara bakar, PYD’nin o günkü pozisyonuna bakar” demişti. Yani PYD terör örgütü ile uzlaşının işaretlerini vermişti.

Yine CHP’nin diğer dış politika kurmayı ve adeta NATO’nun CHP’deki temsilcisi Namık Tan da, son olarak yazarları NATO planlamalı suikastlarla katledilen Cumhuriyet gazetesinde NATO’ya övgüler dizen yazı yazdı. NATO demek ABD-İngiltere demek değil mi? Şam yönetimi bunları da görmüyor mu?

Şimdi sormak lazım: Özet olarak bu düşüncedeki CHP ile Şam sizce bir görüşme yapar mı?

CHP yönetimine de soralım: Şam ile görüşüp “Sakın Türkiye ile anlaşma yapıp da PYD’yi vurmayın, Rusya ile değil ABD ile görüşün” mü diyeceksiniz?

ceyhun bozkurt
Ceyhun Bozkurt

Ceyhun Bozkurt 1978 yılında Muş’ta doğdu.İlk, orta ve lise eğitimini Muş’ta tamamladı.Muhabirliğe, üniversite öğrenimim devam ederken 2000 yılında Aydınlık Dergisi’nde başladı. Aydınlık'ta başladıktan kısa bir süre sonra yayın hayatına başlayan Ulusal Kanal'da da televizyon muhabirliğini devam etti. Sonrasında sırasıyla Avrasya Radyo Televizyonu (ART), Yeniçağ Gazetesi, Aydınlık Gazetesi ve Yeni Birlik Gazetesinde haberler ve köşe yazıları yazdı. Kanal D'de yayını yapılan İsimsizler Dizisi'nin ilk sezonunda Senaryo Danışmanlığı görevini yaptı. Şimdilerde ise Bozkurt, SuperHaber'de köşe yazarlığı yapmaktadır.

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.