WOTTV E-DERGİ
DOLAR 34,1110 0.13%
EURO 37,9063 -0.06%
ALTIN 2.800,75-0,06
BITCOIN 21078762,83%
Beslenme, Duygular ve Gelişim

Beslenme, Duygular ve Gelişim

19 Haziran 2024 12:46
Beslenme, Duygular ve Gelişim
0

BEĞENDİM

Uzman Klinik Psikolog Rabia YAVUZ – 19 Haziran 2024

 

Gastronom olan Jean Anthelme Brillat-Savarin, “Bana ne yediğini söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim” demiş. Ne yediğimiz, bedenimizi neyle ve nasıl beslediğimiz bize kim olduğumuz hakkında çok şey anlatıyor. Elbette, terapötik tedavi yöntemleri de bu tespite yabancı kalmadı.

Yemek pişirmek veya yemek yemek bizi birçok açıdan besler. Beslenme tüm canlılarla bizi ortak kılan yanlarımızın başında gelir. Her birimizin gelişimindeki kritik önemi de çok açık. Yeni doğan yavrunun nasıl beslendiği, gıdanın içeriği kadar önemlidir.

 

Anneyle İlk Temas

Anne sütü sadece bedenlerimizi doyurmaz ayrıca ruhlarımızı da besler. Sütten beslenirken bebeğin anneyle kurduğu fiziksel teması hatırlayalım. Bebek sadece ağzını kullanmaz beslenirken, elleriyle anneye dokunur, gözleri annenin gözlerini arar. Sinirbilim de bu temasa anneyle kurulan ilk bakışmaların bebeğin erken dönem beyin gelişiminde oynadığı önemli rolü keşfederek katılır.

Bir bakıma ebeveyn ile bebek arasındaki beslenmenin şekli insan türünün ilk gelişimin ilişkisel ve duyusal ateşini başlatır. Arada bir etrafına bakınır sonra tekrar anneyle arasındaki o şefkatli besinin doyurucu alemine dalar. Çoğu zaman uykuya geçiverir hissettiği rahatlıkla.

Annenin bebeğini nasıl beslediği çok önemlidir. Bebeğin daha sonra dünyayı nasıl anlayacağı, kendisinin bu dünyada nasıl bir yeri olduğu gibi birçok kritik ilişki biçimine ilk anneyle kurulan bu besleyici ilişki zemin hazırlar. Çocuk doktoru ve psikanalist olan Donald Winnicott, ilk beslenme biçimini bir bebeğin kendi zihnini ve bedenini birbirine tanıtmak, buluşturmak, birleştirmek olarak tanımlamıştır. Sevgi dolu ve ilgiyle paylaşılan bu deneyim sonraki birçok deneyimin rengini verecek olan şeydir.

 

Tercih Yapmaya Yemekten Başlamak

Beslenmeyle kurduğumuz ilişkide anneden yavaş yavaş ayrılırken bireyselleşmenin de temel taşları döşenir. Bebek artık çocukluk yolunda ilerlemektedir ve kendisine sunulan besinleri hayatındaki birçok şeyi reddederek test ettiği gibi deneyimleyebilir. Ebeveynler için çocuklarının beslenmesi bir stres kaynağı haline gelebilir. Zaman zaman yemek masaları keyifli bir alan olmaktan çıkar bir iktidar arenasına dönüşür. Tabakları bolca dolduran ebeveynlerin cömertliği ise tercih yapma yetisini geliştirmek isteyen çocuk için kimi zaman bunaltıcı olur.

Bu nedenle beslenme ve yemek yeme biçimlerimiz terapi odasının vazgeçilmezlerindendir. Doydum dediğinde dikkate alınmayan çocuklar, bedensel ölçüleri nedeniyle sürekli eleştirilen gelişim dönemindeki bu küçük insanlar, kendi beden farkındalıklarını geliştirmekte güçlük yaşar.

Bu güçlükler aşılamazsa yeme bozuklukları dediğimiz anomalilerle karşılaşabiliriz. Anoreksiya ya da blumia gibi beslenme bozuklukları sadece tabağımızdaki yemeklerden daha fazlasını anlatır bize. Duygusal yemeler duygusal yoksunluklarımıza ışık tutar. Bu nedenle ne yediğimiz kadar nasıl, ne zaman ve hangi ihtiyaçla yediğimize bir daha bakmak kendi özümüzü bilmeye bizi bir lokma daha yaklaştırabilir. Siz ne dersiniz?

rabia yavuz
Rabia Yavuz

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.