WOTTV E-DERGİ
DOLAR 32,5794 0.18%
EURO 35,3437 0.62%
ALTIN 2.470,820,32
BITCOIN 1868619-4,34%
Adem Kılıç

Adem Kılıç

02 Temmuz 2024 Salı

    Çok Kutuplu Dünya Düzenine Geçişin Sancıları ve Türkiye

    Çok Kutuplu Dünya Düzenine Geçişin Sancıları ve Türkiye
    0

    BEĞENDİM

    Adem KILIÇ – 02 Temmuz 2024

     

    Çatışmalar, uluslararası kurumların hamilerinin kendi kurdukları yapıları dinamitlemesi, öngörülemez ittifaklar ve silahlanma yarışı…

    Dünya topyekün bir yeniden yapılanma sürecinden geçiyor.

    Çok kutuplu dünya düzenine geçiş sancıları ve Batı hegemonyasındaki dünya düzeninin yavaş yavaş ortadan kalktığına şahit olduğumuz şu günlerde, dünyada kurulan ittifaklarının doğası da adeta tarihe meydan okuyor.

    Birinci dünya savaşı öncesi Güney Kore’yi işgal eden Japonya ile Japonya’ya atom bombası atan ABD arasında bir ittifak yaşanırken, Soğuk Savaş dönemine neden olan ve yaklaşık bir asırdır ABD’nin tek kutuplu düzenine, kendi aralarındaki güvensizlik nedeni ile izin veren Çin-Rusya ve İran arasında bir ittifak yaşanıyor.

    “Yeni dünya düzeni” sahnesinde, yeni ittifaklar ile yeni bir perde açılıyor.

    Tarafsız kalanlar, denge gözetenler ve “canının derdine düşen” ülkelerin varlığı ise, bu iki tarafın rekabetinde hiç olmadığı kadar “değerli” hale geliyor.

    Zira bu denklem, ikinci dünya savaşı sonrası şekillenen liberal dünyadaki yapıların, domino taşı gibi birbirini etkisizleştirdiği tarihi bir sürece tanık olmamıza neden oluyor.

    İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği soykırıma karşı sesini yükselten İspanya gibi NATO üyesi ülkelere şahit olurken, aynı anda da Gazze’de kendi ırkından ve dininden olan insanların soykırımına karşı sessiz kalan Suudi Arabistan gibi ülkeleri görebiliyoruz.

    Evet Dünya, olağanüstü bir dönemden geçiyor.

    Dünyada seçim yılı olarak adlandırılan 2024 yılında, bir asırdır demokrasiden, insan haklarından, eşitlikten bahseden Batı ülkelerinin, sandıklarda istedikleri sonuçlar çıkmayınca, sonuçları “aşırılık”, “popülizm” ve hatta “kabul edilemez” olarak niteledikleri bir ikiyüzlülüğe şahitlik ediyoruz.

    AB Yüksek Temsilcisi Borell’in yaklaşık yüzyıldır sömürdükleri Doğu haklarına karşı; “Batı bir bahçedir, dünyanın geri kalanı ise vahşi bir orman” ifadeleri ile, Batı’nın kendilerinden olmayanlara bakış açısını net bir şekilde gördüğümüz bir sürece şahitlik ediyoruz.

    Afrika’yı, sömürge çağının ardından hala “kolanizasyon anlaşmaları” ile kullanan Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un, “Biz olmasaydık var olamazlardı” ifadeleri ile, Batı’nın kendilerinden olmayanlara bakış açısını net bir şekilde gördüğümüz bir sürece şahitlik ediyoruz.

    Çok sayıda uluslararası sözleşmeye, Oslo Anlaşmaları’na ve BM kararlarına rağmen, işgal politikasını sürdüren İsrail Başbakanı Netanyahu ve bakanlarının, “Biz hayvanlarla savaşıyoruz” ifadeleri ile, Batı’nın kendilerinden olmayanlara bakış açısını net bir şekilde gördüğümüz bir sürece şahitlik ediyoruz.

    Ve, tüm bu gelişmeler karşısında tarafsızlık ilkesi ile sadece kendisini geliştirmeye odaklanan, savunma sanayiden enerji bağımsızlığına, ticaret koridoru olma hamlelerinden lojistik ve enerji üssü olma hamlelerine kadar kendi eksenini oluşturan bir Türkiye’ye şahitlik ediyoruz.

    Dünya beşten büyüktür mottosu ile tam bağımsız bir dış politika izleyen, bu politikası ile 30 yıldır MINSK grubunun çözemediği Karabağ sorununu çözen, ABD ve İsrail’in yüz yıllık hedefi olan Suriye’de bir terör devleti kurma projesini bozan, Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi yok sayan EASTMED projesini çöp haline getiren, Batı’nın Afrika’ya giriş kapısı olarak gördüğü Libya’da iktidarı belirleyen, Mali’de Fransa destekli terör örgütlerini TB2’lerle ortadan kaldıran, Somali’de Somaland krizine, Ortadoğu’da Tacikistan-Kırgızistan sınır krizine, Avrupa’nın göbeğinde Sırbistan-Bosna-Hersek krizine arabuluculuk yapan bir Türkiye’ye şahitlik ediyoruz.

    Evet Dünya olağanüstü bir dönemden geçiyor.

    Ve tüm bunlar; dünyada Türkiye gibi yükselen güçlerin, oluşan iki bloğun etki alanında da söz sahibi olduğunu ve artık daha bağımsız ve tarafsız hareket ederek, blokların adımlarını yönlendirebileceğini gösteriyor.

    Afganistan’da Taliban’ı, tüm Avrupa ile birlikte Rusya’yı ve Orta Doğu’da bir avuç vatanını korumaya çalışan Hamas savaşçısını 9 aydır yenemeyen ABD merkezli Batı düzeninin sonu gelirken Türkiye, hak ettiği noktaya doğru ilerliyor.

    Gören gözlere, bu vatan için fikir sancısı çeken akıllara selam olsun…

    Devamını Oku