WOTTV E-DERGİ
DOLAR 34,1130 0.28%
EURO 38,1008 0.1%
ALTIN 2.858,011,03
BITCOIN 21634972,11%
Alman Ekonomi Mucizesi Geride Mi Kaldı?

Alman Ekonomi Mucizesi Geride Mi Kaldı?

13 Ağustos 2024 13:45
Alman Ekonomi Mucizesi Geride Mi Kaldı?
0

BEĞENDİM

Deniz İSTİKBAL – 13 Ağustos 2024

 

“Made in Germany” küresel bir marka olarak öne çıkıyor. Alman ürünleri kalite ve dayanıklı oluşuyla ün kazanıyor ve insanlar tarafından tercih ediliyor. Ülkeler Alman modelini örnek alıyor ve ülkeler kalkınmasını sağlamaya çalışıyor. Peki “Made in Germany” markasını bu denli ünlü hale getiren süreç nasıl gelişim gösterdi. Prusya’nın sanayileşmesinin ardından tanınmaya başlayan Alman malları Almanya İmparatorluğunun (1871) kurulmasıyla daha küresel hale geldi. Birinci Dünya Savaşının kaybı ve İkinci Dünya Savaşının meydana getirdiği yıkım Alman firmalarını ciddi anlamda kötü etkiledi. Müttefik kuvvetler, Almanya’nın iktisadi üretim gücünü kırarken ülke ikiye ayrıldı. Doğu ve Batı Almanya ayrı ülkeler olarak inşa edildiler. Ayrıca Avrupa’nın farklı kesimlerinden 20 milyona yakın Alman, Batı Almanya zorla göç ettirildi. Savaşın yıkım gücü, üretim tesislerinin zarar görmesi ve yeni göç dalgası Batı Almanya’nın 1949’da resmi olarak kurulumuna kadar devam etti. Doğu Almanya ise sosyalist bir modelle Sovyetler Birliğine bağımlı hale geldi.

Batı Almanya’daki süreç ise daha farklı bir kulvar kazandı. Varşova Paktına karşı kurulan NATO’un kuzey kanadını oluşturan Batı Almanya müttefik kuvvetler arasına kabul edildi. ABD’nin Marshall Kalkınma Planından yararlanan Batı Almanya savaşın iktisadi yıkımını kısa sürede üzerinden attı. 1950’lerde hızlı büyüyen Batı Almanya küresel üretim hattında önemli bir konum üstlendi. 1950-1980 arasında tıp ki Japonya örneğinde olduğu gibi Batı Almanya dünyanın en büyük ekonomileri arasında girdi. 1960’larda Fransa’yı geride bırakan Batı Almanya 1970’lerde İngiltere ve diğer Avrupa ülkelerini iktisadi ve üretim gücü açısından geçti. Alman ürünleri kalite açısından rakiplerine kıyasla daha iyi hizmet kalitesi sunarken köklü firmalar iktisadi kalkınmayı pozitif etkiledi.

1990’da Batı ve Doğu Almanya’nın birleşmesi “Made in Germany” markasını daha da güçlü hale getirdi. Ülkenin birleşmesi sonrası globalleşmenin de etkisiyle Alman ürünleri daha kolay şekilde dünyaya ihraç edildi. Sovyetler Birliğinin dağılmasıyla askeri tehditlerin azalması ülke kaynaklarının AR-GE gibi verimli alanlara kaydırılmasını sağladı. Günümüzde dünyanın en büyük üçüncü ekonomisi olan Almanya birçok ülkeye örnek olmaya devam ediyor. Dünyanın en büyük dördüncü imalat sanayine sahip ülke küresel çıktının yüzde 5,8’ini üretiyor. Almanya’nın imalat sanayi açısından üstünde ise Çin, ABD ve Japonya gibi aktörler bulunuyor. Hindistan (%3,3) ve Güney Kore (%3,0) ise Almanya’nın sıralama açısından altında yer alıyor. Geçmişte Çin ve Japonya gibi aktörlerin imalat sanayi açısından önünde olan Almanya 21. yüzyılda Asya devlerinin gerisine düştü. Çin küresel imalat çıktısının yüzde 28,4’unu gerçekleştirirken Japonya yüzde 7,5’lik paya sahip. Yaşanılan bu dönüşüm Alman firmalarını Çin ve Japonya gibi aktörlerle rekabete itiyor. Alman hükümeti kendi firmalarının Çinli alıcılara satılmasına engel koyuyor ve korumacı tedbirler alıyor. Alınan tedbirler ticaret savaşları olarak gelişim gösteren sürece katkı sağlıyor ve korumacı gümrük tedbirleri geçerlilik kazanıyor.

Dördüncü sanayi devrimi üretim tekniklerini daha teknolojik hale getiren bir süreç. Almanya’da ortaya atılan ve sanayi tesislerini yenilemeyi içeren yeni sanayi devrimi Alman ekonomisini dönüştürebilecek kapasiteye sahip. Ancak Çin ve Japonya gibi aktörler teknolojik gelişimlere öncülük yapıyor ve Alman firmalarıyla rekabet ediyorlar. Sonuç olarak Alman firmaları yeni rakiplerle karşılaşıyor. ABD’nin Çin’e karşı aldığı korumacı tedbirleri Almanya ise tam anlamıyla işleme alabilmiş değil. Avrupa’nın en büyük ekonomisi olan Almanya’nın değişen teknolojik dönüşüme Çinli firmalardan önce ulaşabileceği ise henüz belirsizliğini koruyor.

deniz istikbal
Deniz İstikbal

Dr. Deniz İstikbal, 2016 yılında İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden lisans derecesini aldı. Yüksek lisans eğitimini Marmara Üniversitesi’nde Uluslararası Politik Ekonomi alanında tamamlamış ve “Güney Kore ve Türkiye’nin Kalkınma Planlarının Ekonomi Politik Analizi” başlıklı tezi ile 2018 yılında mezun olmuştur. Doktora çalışmalarına İstanbul Üniversitesi’nde devam eden İstikbal, "Afrika’da Çin Yatırımları: Nijerya, Güney Afrika ve Kenya (2005-2019)" başlıklı doktora tezi ile 2024 yılında mezun olmuştur. İstanbul Medipol Üniversitesi’nde Dr. Öğretim Görevlisi olarak görev yapan İstikbal’in uzmanlık alanları arasında ekonomik kalkınma, ekonomi politik, enerji ekonomisi, enerji güvenliği, dış yardım, Afrika ve Asya-Pasifik bölgeleri yer almaktadır.

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.