Akdeniz’in serin suları ve sıcak güneşiyle buluşmak isteyenler için Mersin, tam aradığınız yer olabilir. Ancak Mersin yalnızca plajlarıyla değil, aynı zamanda zengin tarihi ve doğal güzellikleriyle de öne çıkıyor. Mersin’de keşfedilecek pek çok yer bulunuyor, peki hangileri gerçekten görülmeye değer? İşte size Mersin’in en iyi 10 noktası! Hazırlıklı olun, çünkü bu liste sizi sıra dışı bir Akdeniz macerasına götürecek ve Mersin’in en büyüleyici yanlarını keşfetmenize olanak tanıyacak.
Mersin, Türkiye’nin Akdeniz Bölgesi’nde yer alan ve büyük bir liman kenti olan bir şehirdir. Tarih boyunca pek çok uygarlığa ev sahipliği yapmış ve bu uygarlıkların izlerini günümüze kadar taşımaktadır. İklimi genellikle Akdeniz iklimi özelliklerini taşır ve yazları sıcak ve kurak, kışları ise ılık ve yağışlı geçer.
Mersin‘in ekonomisi tarım, ticaret, sanayi ve turizme dayanır. Tarım alanında özellikle narenciye, turunçgil, muz, zeytin ve sebzeler yetiştirilir. Limanıyla ticaretin önemli merkezlerinden biridir ve sanayisi de gelişmiştir; özellikle tekstil, gıda, kimya ve inşaat sektörlerinde faaliyet gösteren işletmeler bulunmaktadır.
Tarihi açıdan da oldukça zengin olan Mersin, birçok antik kente, kaleye, mağaraya ve doğal güzelliklere ev sahipliği yapar. Özellikle Tarsus, Silifke ve Anamur gibi ilçelerinde birçok antik kent ve tarihi yapı bulunur. Ayrıca, doğal güzellikler arasında Yerköprü Şelalesi, Gilindire Mağarası, Alahan Manastırı gibi yerler öne çıkar. Sahip olduğu plajlar, turistik tesisler ve marinalarla da turistlerin ilgisini çeker.
Mersin‘in ayrıca birçok kültürel etkinlik, festival ve gastronomik zenginlikleri de bulunur. Özellikle portakal festivali gibi etkinlikler, yöresel lezzetler ve zengin mutfağı Mersin’in kültürel yapısını oluşturur.
Mersin, çeşitli mutfağıyla ve zengin tatlarıyla gurme gezginlerin dikkatini çeken bir şehir. İşte Mersin’in gastronomi harikası bazı lezzetleri:
Mersin’in en meşhur yemeklerinden biri olan tantuni, incecik doğranmış dana eti, soğan, domates, yeşillikler ve baharatlarla hazırlanan bir tür dürüm. Taze lavaş ekmeğiyle sunulur.
Mersin’in komşusu Adana’dan esinlenen bu kebap, baharatlarla tatlandırılmış dana veya kuzu etinden yapılan şişe dizilmiş ve mangalda pişirilmiş bir lezzet şöleni.
Mersin’de sıkça bulunan şiş köfte, baharatlarla harmanlanmış kıyma etinin şişlere sarılarak mangalda pişirilmesiyle hazırlanır.
Mersin’e has bir tatlı olan cezerye, rendelenmiş havuç, ceviz, şeker ve geleneksel olarak Antep fıstığı ile yapılan bir tatlı türü.
İç organlardan yapılan ve baharatlarla harmanlanan bir dolma çeşidi olan şırdan, Mersin’in yöresel lezzetlerinden biridir.
Ceviz ve şekerle doldurulmuş hamurdan yapılan ve fırında pişirilen kerebiç, Mersin’in geleneksel tatlıları arasında.
Bulgur, soğan, yeşillikler ve baharatlarla hazırlanan bir iç harçla doldurulmuş, daha sonra kızartılan bir lezzet alternatifi.
İçi pekmez, ceviz ve tahinle doldurulmuş hamurdan yapılan, üstü susamla süslenmiş bir tatlı çeşidi. Mersin’in tatlı molasında tercih edilen bir lezzet.
Mersin’in doğal güzelliklerle süslenmiş beldesi Mut’un gizemli cenneti, Yerköprü Şelalesi, sanki bir doğa şölenine dönüşmüş milli park içinde gizlenmiş durumda. Bu şelale, sadece Mut’un değil, tüm Mersin’in en popüler çekim merkezlerinden biri haline gelmiş bulunuyor. Mut Yerköprü Şelalesi, doğanın en özel örneklerinden biri olmanın yanı sıra, doğal anıt olarak da kayda geçmiş durumda. Mersin’in keşfedilmesi gereken saklı noktalarından biri olan Mut Yerköprü Şelalesi, 300 metre boyu ve 10 metre eniyle insanı etkilemeye devam ediyor. Şelalenin 30 metre yükseklikten akmasıyla meydana gelen göl, 15 metre derinliğe kadar inen muhteşem bir manzara sunuyor. Milli park içindeki ağaçlar ve yosunlarla kaplı bölgeler ise ziyaretçilere unutulmaz bir gün geçirme imkanı sunuyor. Burada doğanın sesini dinleyebilir, nefes kesici manzarayı fotoğraflayabilir ve sevdiklerinizle beraber eşsiz anlar yaşayabilirsiniz.
Aynalıgöl olarak da bilinen Gilindire Mağarası, adeta doğanın bir harikasıdır. Buzul çağından günümüze uzanan derin bir geçmişe sahip olan bu göl, deniz seviyesinden tam 46 metre yüksekte bulunmaktadır. %80’lik nem oranıyla dikkat çeken Aynalıgöl, sağlık açısından da önemli bir kaynak olarak kabul edilmektedir. Şifalı özellikleriyle ünlü olan bu göl, yerli ve yabancı turistler tarafından Mersin’in en çekici noktalarından biri olarak görülmektedir. Ayrıca girişi, etkileyici bir falezin ucunda yer almasıyla da göz kamaştırmaktadır. Sağlık turizmi açısından da büyük bir rol oynayan Aynalıgöl (Gilindire Mağarası), çeşitli hastalıklara şifa olabileceği düşünülen bir destinasyondur.
Alahan Manastırı, Mersin’in Mut ilçesinde, Toros Dağları’nın eteklerinde yer alır. Yaklaşık M.S. 4 ve 6. yüzyıllar arasında Hristiyanlar tarafından sıkça kullanılmış olabileceği düşünülen bu manastır, muhteşem konumuyla dikkat çeker; Göksu Nehri’ne karşı bir tepeye kurulmuştur. Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinde dile getirdiği gibi, manastırın mimarisi o döneme özgü bir ihtişamı yansıtır ve günümüze kadar oldukça iyi korunmuştur. Karaman ilinden bile erişilebilen bu manastır, zaman içinde çeşitli restorasyon çalışmalarına tabi tutulmuştur. Manastırın içinde, biri tahrip edilmiş olsa da diğeri hala ibadet için kullanılan iki farklı kilise bulunmaktadır. Alahan Manastırı, 2000 yılından bu yana Dünya Kültür Mirası Adayları listesinde yer almakta olup Türkiye’deki kültürel miras sıralamasında da 12. sırada yer almaktadır.
Mersin’in önemli tarihi müzelerinden biri olan Atatürk Evi Müzesi, haftanın yedi günü hizmet vermekle birlikte, Pazar günleri dışında 09:00 ile 16:30 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Bu müze, Mersin’in merkez ilçesi Akdeniz’deki Çarşı içinde yer alıyor. İki katlı geniş bir binanın içinde bulunan müze, 1887 yılında inşa edilmiş.
Mersin Atatürk Evi Müzesi’nin alt katında, Atatürk’e dair fotoğraflar ve belgeler içeren koleksiyonlar bulunmaktadır. Ayrıca, Anıtkabir’den getirilen 22 adet kişisel eşya da müzenin içinde sergilenmektedir. Müzede, Atatürk’ün savaş meydanlarında ve şehirlerde çekilmiş fotoğrafları ile etnografik eserler de yer alıyor. Ayrıca, küçük bir konferans odası da müzenin içinde bulunmaktadır.
Mersin Yenişehir ilçesinde bulunan Mersin Deniz Müzesi, inşaatına 2009 yılında başlanan bir müzedir. Geçici kabulü 2010 yılında gerçekleştirilen ve resmi açılışı 2011’de yapılan bu müze, İstanbul, Çanakkale ve İskenderun’daki deniz müzelerinin ardından Türkiye’nin dördüncü deniz müzesi unvanını taşımaktadır. Türkiye’deki altı deniz müzesinden biri olan Mersin Deniz Müzesi, yılbaşı ve İslam dini bayramları dışında haftanın her günü ziyaretçilere açıktır. Pazartesi günleri hariç, 09:00 ile 18:00 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Giriş ücreti 10 TL olan bu müzede, Türk denizcilik tarihinden çeşitli dönemlere ait deniz kıyafetleri, silahlar, deniz ekipmanları ve büstler gibi birçok sanat eseri sergilenmektedir.
Mersin Marina, Adnan Menderes Bulvarı üzerinde ve sahil şeridinin merkezinde konumlanmıştır ve 1000 yat bağlama kapasitesiyle dikkat çekmektedir. Marina, yat sahiplerinin ihtiyaçlarını cömertçe karşılamakla kalmaz, aynı zamanda Mersin halkı için popüler buluşma noktalarından biridir. Mavi bayrak ödülüne layık görülen marina, etkileyici bir manzaraya sahiptir. İçerisinde her türlü talebi karşılayacak çeşitli restoranlar ve kafeler bulunmaktadır. Ayrıca, lüks restoranlar, moda mağazaları ve eğlence mekanlarıyla gündüz ve gece canlılığını korurken, geniş bir otoparka da sahiptir. Bu sayede kişisel araçlarıyla seyahat edenler için önemli bir fırsat sunmaktadır. Deniz manzaralı restoranlarda canlı müzik eşliğinde yeme içme deneyimi sunan Mersin Marina, tatilinizi daha da keyifli hale getirir.
Uzuncaburç, Helenistik dönemden beri ayakta kalan önemli yapıların olduğu antik bir yerleşimdir. Tarihsel zenginliği ve antik Olba Territoriumu’ndaki ibadet alanlarıyla öne çıkar ve bu nedenle turistlerin ilgisini çeker. Roma döneminde ayrı bir kent haline gelen Uzuncaburç Olba Antik Kenti, sütunlu caddesi, tören kapısı ve diğer birçok alanıyla dikkat çeker. Mersin seyahatinize daha fazla kültürel ve tarihi bir lezzet katmak isterseniz, köklü bir geçmişe sahip olan Uzuncaburç’u ziyaret edebilirsiniz.
Kızkalesi, Mersin’in önde gelen turistik bölgelerinden biridir. Herodotos’a göre, yerleşim yeri Kıbrıslı bir prens olan Korykos tarafından kurulmuştur. Köy, tarih boyunca çeşitli egemenliklerin hakimiyeti altına girmiştir ve köklü bir geçmişi vardır, M.Ö. 400’lere kadar uzanır. Kalenin inşa edildiği tarih genellikle 1199 olarak kabul edilir. I. Leon’un emriyle yapılan Kızkalesi, Roma döneminde korsanlar için bir sığınak olarak kullanılmıştır. Farklı mimarisiyle dikkat çeken ve turistlerin yoğun ilgisini çeken kale, özellikle yaz aylarında yerli ve yabancı turistler tarafından ziyaret edilmektedir.
Tarsus Şelalesi, Çukurova Deltası’nın içinden akan Berdan Irmağı’nın doğusunda yer alır ve Toros Dağları’ndan doğar. Mersin’in doğusunda, beş metre yükseklikten düşerek muhteşem bir manzara ortaya koyar. Roma dönemine kadar uzanan köklü bir tarihe sahip olan şelale, Roma döneminde bir mezarlık olarak kullanılmıştır ve bu nedenle dikkat çeker. Zamanla nehir genişler ve mezarlar zarar görür. Toros Dağları’nda kış ve bahar aylarında eriyen karlar, Tarsus Şelalesi’nin en yüksek debisine ulaştığı dönemlerde akışını artırır. Günümüzde özellikle yaz aylarında Tarsus Şelalesi ve çevresi piknik alanı olarak popülerdir. Gün batımında unutulmaz bir manzara sunan Tarsus Şelalesi, restoranlar ve çay bahçeleriyle çevrilidir.
Silifke Kalesi, tarih ve doğanın eşsiz birleşimini sunan nadir noktalardan biridir. Mersin şehri, sadece doğal değil, aynı zamanda tarihi güzellikleriyle de öne çıkar ve özellikle yaz aylarında turistleri cezbeder. Mersin’in popülerliğinin arkasındaki en büyük nedenlerden biri, yaz tatili için ideal bir deniz destinasyonu olmasıdır. Ancak Mersin’i ziyaret edenler, sadece yaz turizmiyle sınırlı kalmayıp kültürel keşiflere de açık olmalıdır. Bu bağlamda, Silifke Kalesi gibi birçok kültürel hazineleri barındıran noktalar bulunmaktadır. Silifke Kalesi, Helenistik ve erken Roma dönemlerine ait olduğu düşünülen bir yapıdır ve zaman içinde çeşitli değişikliklere uğramış olsa da günümüze ulaşmayı başarmıştır. Kale, Ortaçağ mimarisinin izlerini taşıyan etkileyici bir görüntüye sahiptir ve 185 metre yüksekliğiyle göz kamaştırır.
GÜNDEM
23 saat önceGÜNDEM
24 saat önceGÜNDEM
1 gün önceGÜNDEM
2 gün önceGÜNDEM
2 gün önceGÜNDEM
3 gün önceEKONOMİ
3 gün önce
