WOTTV E-DERGİ
DOLAR 34,0325 -0.12%
EURO 38,0751 0.36%
ALTIN 2.831,831,05
BITCOIN 21538665,92%
Filistin Türkiye’nin ‘Milli Davası’ mı?

Filistin Türkiye’nin ‘Milli Davası’ mı?

8 Ağustos 2024 10:56
Filistin Türkiye’nin ‘Milli Davası’ mı?
0

BEĞENDİM

Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 8 Ağustos 2024

 

İsrail’in Gazze Şeridi başta olmak üzere Filistinlilere soykırımını hatırlatan kıyımları sonunda Türk devlet adamlarının soğukkanlılıklarını korumakta güçlük çektikleri görülebilmektedir. Bölgede kalıcı barışın tesisi ve bunun ilk şartının da ateşkes olduğunu ileri sürerek bölgesel ve küresel ölçekte yoğun çaba sarf eden Türkiye’de, Gazze Şeridi’ni yöneten HAMAS’ın siyasi lideri Haniyye’nin Tahran’da kaldığı otelinde suikast sonucu katledilmesi üzerine Filistin meselesinin Türkiye için bir “milli dava” olduğu daha sık tekrarlanmaya başladı. Bugün “Filistin, gerçekten Türkiye için milli dava ise dayanağı neler olmalıdır?” konusu ele alındı.

TBMM Başkanı Kurtulmuş ve Diğer Devlet Adamlarından “Filistin Milli Davamızdır!”

Haniyye’nin Katar’ın başkenti Doha’daki cenaze törenine Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Dışişleri Bakanı Fidan, çeşitli siyasi partilere ait 30’un üzerinde milletvekili ve STK temsilcileriyle birlikte katılan TBMM Başkanı Kurtulmuş, Türkiye’nin Doha büyükelçiliğindeki programda Gazze’deki soykırımla millet ve devlet olarak başarıyla mücadele edildiğini ifadeyle “Filistin davası, sadece Filistinlilerin ya da Arap dünyasının davası değil. Filistin davası, esası itibarıyla bizim için milli bir davadır. Bunun bir milli dava olduğunu sadece sözle değil, milletimiz fiilen de ortaya koymuş, bunu ispat etmiştir. Sadece Gazze olaylarının başlangıcından bu yana değil, Filistin’deki bu zulümlerin başladığı ilk günden itibaren millet olarak hep Filistin davasının yanında yer aldık…” şeklinde konuştu.

Kurtulmuş’un ifadesine benzer ifadeler daha sonra içinde bazı bakanların da bulunduğu kişiler tarafından da tekrarlandı. Peki bir meselenin “milli dava” olması için şartlar neler olabilir?

Neler Milli Dava Olabilir? Türkiye İçin Milli Dava Örnekleri

Hatırlanacağı üzere Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Hatay için “Hatay benim milli meselemdir!” demişti. Çünkü Hatay, Mondros Ateşkesi imzalandığında Türk hakimiyeti altındaydı. Hatta Musul ve Kerkük bile İstiklal Harbi sırasında Ankara’daki TBMM’nin “Misak-ı Milli” kararları çerçevesinde ve gene Mondros ileri sürülerek Türkiye’ye dahil olması gereken bölgeler idi. Yani Musul-Kerkük de bir milli dava idi.

Bir diğer örnek ise Kıbrıs’tır. Kıbrıs, 1959-1960 Londra ve Zürih antlaşmaları ve kuruluş antlaşmaları gereği Türkiye’nin de garantörlüğünde kurulan bir cumhuriyet idi. Ancak Kıbrıslı Rumların adayı Yunanistan’a bağlama ülküsünün (ENOSİS) gereğini yürürlüğe koyması ve adadaki Türklere karşı kitlesel katliama başlaması üzerine 1974’te Kıbrıs Barış Harekatı icra edildi. Çünkü hem uluslararası antlaşmalar hem de Kıbrıslı Türklerin can, mal, siyasi ve hukuki hakları gereği Kıbrıs, Türkiye için bir milli davadır.

Bu örneklere ilaveten uluslararası antlaşmalarla hakları belirlenmiş Batı Trakya Türkleri, Bulgaristan’daki Türkler de herhangi bir sorun çıktığında Türkiye’nin “Milli Davası” olarak hatırlanacak olup bu maksatla gayretlerin yoğunlaşması doğaldır.

Filistin, Osmanlı Devleti döneminde Türk coğrafyasına aitti. I. Dünya Harbi ile birlikte elden çıktı. Filistin gibi Yemen, Hicaz, Irak, Suriye, Ürdün ve Lübnan gibi daha sonra kurulan ülkelerin bulunduğu topraklar da Türk hakimiyeti altında idi. Bu yerlerden Irak ve Suriye’de Türkiye’nin güvenliğini doğrudan veya dolaylı ilgilendiren sorunlar daha olduğu gibi Ak Parti döneminde de çıktı. Ama hiçbir zaman Türkiye için “milli dava” yakıştırması yapılmadı.

Eğer Filistin Türkiye için bir milli dava ise, daha düne kadar Ermenistan’ın işgali altındaki Dağlık-Karabağ’ın da bir milli dava olması gerekirdi. Bilindiği kadarıyla 22 yıldır iktidarda bulunan Ak Parti hükümetlerinden Karabağ için milli dava denildiği de duyulmadı.

Sonuç itibariyle bir konunun milli dava olabilmesi için, o ülkenin milli menfaatleri ve milli hedefleri içerisinde yer alması şartı aranır. Filistin’in “Türkiye’nin milli menfaatleri”ne dahil olduğunu söyleyebilmek mümkün değildir. Ancak İsrail’in Filistin’de soykırım derecesindeki katliamı bölgesel istikrarı sarsan, bu yönüyle milli menfaatleri etkileyen ve önlem alınması zaruri bir sorundur. Milli yerine insani veya İslam ülkelerinin davası denilebilir. Siz ne dersiniz?

celalettin yavuz
Celalettin Yavuz

Güvenlik Politikaları Uzmanı Lisans ve Y. Lisans öğrenimini Milli Savunma Üniversitesinde (Deniz Harp Okulu – 1974; Deniz Harp Enstitüsü-1983) tamamladı. Daha sonra Silahlı Kuvvetler Akademisi öğrenimi (1985-86) gördü ve “Irak’ın Geleceği” ile ilgili bitirme tezini yazdı. 1989-1991 döneminde Führungsakademie (Hamburg/Almanya) 2 yıllık Güvenlik Politikası-Strateji-Stratejik İstihbarat-Jeopolitik, Askeri Tarih eğitimi aldı. “İstanbul Boğazı’nın Karadeniz Sahildarı Ülkeler Üzerindeki Jeopolitik ve Stratejik Etkileri” (Almanca) başlıklı mezuniyet tezini yazdı. Genelkurmay Personel Başkanlığı’nda görevli iken Kıbrıs Barış Harekâtı’nın madalya ve taltif projesini gerçekleştirdi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı karargâhında NATO Planlama direktifleri ve kuvvet plan çalışmaları üzerinde çalıştı. Ayrıca bir yıl boyunca Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Toplantı Dosyasını hazırladı. Ege'de gerilimli 1980'li ve 1990'lı yıllarda 2 ayrı geminin komutanlıklarını yaptı. 1994-1997 döneminde Almanya'da Deniz Ataşeliği sırasında Deniz Ataşe Birliği'nin başkanlığına (doyen) ve 143 kişilik Askeri Ataşeler Birliği'nin Yönetim Kuruluna seçildi. Daha sonra Mersin’de Karakol ve Çıkarma Gemileri Komodorluğu’nun ardından Genelkurmay Yunanistan Kıbrıs Dairesinde Yunanistan Şube Müdürü iken “Türk-Yunan Ege’de Güven Arttırıcı Önlemler Paketi” projesinin (Ocak 2000) yöneticiliğini yaptı. Türk-Yunan sorunları üzerinde General-Amiral Oryantasyon Kursu, Harp Akademileri, Milli Güvenlik Akademisi ve TSK İstihbarat Okulu'nda dersler veren Yavuz, Deniz Harp Okulu Dekanı olduğu 2001-2003 döneminde "Denizcilik Tarihi-Deniz Stratejisi", "Askeri Strateji" ve "Liderlik" dersleri verdi. 1994’te Dr., 2002’de Doç.Dr. olan Yavuz, Milli Güvenlik Akademisi öğretim üyesi iken 30 Mart 2004’te istekle emekli oldu ve BİLKENT Üniversitesi’ne ilaveten Milli Güvenlik Akademisi’nde Türk-Yunan Sorunları, Suriye, Ortadoğu, Terörle Mücadele dersleri, 2012’de Prof.Dr. olduktan sonra da Atılım Üniversitesi’nde (2012-2013) ve Kara Harp Okulu Savunma Bilimleri Enstitüsünde (2013 Bahar) Y. Lisans ve Doktora, Ufuk ve Başkent üniversitelerinde lisans dersleri verdi. 2022 yılı başlarında adı Topkapı Üniversitesi olarak değiştirilen “Ayvansaray Üniversitesi”nde İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nin kurucu dekanlığını yapan, fakülteyi 16 bölüme çıkartan Prof.Dr. Yavuz, “İstihbarat, Strateji ve Terörizm/Avrupa'da Terör Örgütleri” gibi 3 farklı konuda sertifika dersleri yanında İstanbul Topkapı Üniversitesi’nde lisans ve Y. Lisans dersleri verdi. Güvenlik Bilimleri ve Uygulamaları Y. Lisans programının kurucu ABD Başkanlığını Eylül 2022’ye kadar sürdürerek “Küresel Güvenlik Stratejileri” üzerine sertifika programı hazırladı. Mayıs 2020 ayında uluslararası sempozyum düzenledi ve bizzat sunum yaptı. Milli Savunma Üniversitesi’nde (Harp Akademileri) 2019 yılından beri “Dış Politika Analizi” ile “Küresel Güvenlik Stratejileri” başlıklı ders verdi. Genelkurmay SAREM “Dış Uzman”lık (2003-2010), Türk Askeri Tarih Kurulu (TATK) Genel Kurul üyeliği (1999-2007), Gnkur. Atatürk Araştırma ve Eğitim Merkezi “ATAREM” Genel Kurul Kurucu Üyeliği (1999-2007), Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim/Öğretim Kurulu üyeliği (2001-2003), Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) “Strateji” Grubu üyeliği (2005-2011), Türk Ocakları Genel Merkezi Hars Heyeti (en üst düzeydeki kültür kurulu) üyeliği (2004-2010), TÜRKSAM düşünce kuruluşunun Kurucu Başkan Yardımcısı ve Terör Bölümü Başkanlığı (2008-2012) yapan Prof.Dr. Yavuz, pek çok süreli yayının yayın ve hakem kurullarında yer almaktadır. Almanca ve İngilizce bilen Prof.Dr. Yavuz’un “Güvenlik politikaları, Askeri Tarih/Strateji, İstihbarat, Ortadoğu, çevre ülkeler, terörle mücadele, bölgesel-küresel sorunlar, küresel güvenlik stratejileri ve Deniz Tarihi konularında, çoğu müstakilen yazılmış 30’un üzerinde kitabı ve süreli dergilerde yazılmış çok sayıda makalesi mevcuttur. Halen Anadolu Ajansı ve Yeni Şafak gazetesinin “Düşünce Günlüğü” bölümünde her ay “Bölgesel ve Küresel Güvenlik Politikaları” üzerine analizleri yayınlanan Yavuz’un son dönemde Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE)’de konferansları, sitesinde yazıları yayınlanmakta olup, gene son zamanlarda Devlet Dergisi ve Türk Yurdu dergilerinde de yazıları yayınlanmaktadır. Ayrıca, Eylül 2022’den itibaren TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu’nda haftada bir gün “Mavi Vatan” adlı bir programın yapımcılığını (ve yorumculuğunu) yapmaktadır. Ankara’da ikame eden Prof.Dr. Yavuz, evli, iki çocuk babası olup Almanca ve İngilizce bilmektedir.

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.