Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 06 Ağustos 2024
Önceki bölümde Sarmatlar, Yazığlar ve Roksolanlar ele alındı. Bugün ise Avarlar ve Sabarlar (Sabirler) adı verilen Türk kavimleri hakkında özet bilgilere yer verildi.
Avarlar: Attila’nın 453’te ölümünden sonra Avrupa Hunlarının ana kolu Don nehri civarına çekildiler. Bulgar olarak bilinen kısmı iki ayrı gruptan oluşuyordu. Bir kısmı Don-İdil sahasında iken, diğeri Don-Dinyeper bölgesindeydi. Urallar ve Yayık bölgesinden gelen yeni Türk hareketi, Bulgarların bir kısmını batıya itekledi. Sabirler ve Avarlar bölgeye geldiler. Batı Göktürklerin “Juan-Juan” grubuydu. VI. yy’ın ortalarında Karadeniz’in kuzeyine geldiklerinde, Bulgarların batı kısmına hakim oldular. Orta Dinyeper, Dinyester ve Karpatları işgal ettiler.
Gepidleri yenerek Dakya’ya girdiklerinde Langobartlar kuzey İtalya’ya çekilince 568’de Orta Avrupa ve Balkanlara yerleştiler. Güney/doğu Slavları üzerinde uzun süre hakimiyet kurdular.
En güçlü devirleri VII. yy’ın başına rastlayan Avarlar, Sasaniler ile anlaşarak 626’da Bizans’ın başkenti İstanbul’u dahi kuşatmışlardı. Sasani generali Şahvaraz, Anadolu’yu baştan başa geçip Kadıköy’de karargahını kurunca İstanbul halkı dehşete düşmüştü. İmparator Heraklius, Kafkaslara Hazarlardan yardım istemeye gidince İstanbul’un savunması Patrik Sergios’a kalmıştı. Bizans deniz filosu Boğaziçi’nde Avarlar ile Sasanilerin ortak hareket etmelerini engelleyince kuşatma başarısız oldu. Başarısız kuşatmanın ardından ok zor şartlar altında çekilen Avar Hakanlığı nüfuz ve itibarını kaybetti.
VII. yy’da Dinyester boylarında güçlenen Bulgarların Kralı Büyük Karl 796’da Avarların varlığına son verdi. Avarlar, Türk devlet ve askeri teşkilatının etkisiyle “Devlet teşkilatı” şeklinde 200 yıl süreyle Slavlar arasında hakimiyet tesis etse de IX. yy’da tarih sahnesinden çekildiler. Macar kroniklerinde bilgiye rastlanmasa da Avarların yayıldığı coğrafyayı/kültürünü Bizans/Latin kronikleri ve arkeolojik verilerle öğrenmek mümkün olmaktadır.
Sabarlar (Sabirler): Türk kamuoyunda az bilinen Sabarlar 5-6. yüzyıllarda Batı Sibirya ile Kafkasların kuzey bölgesinde önemli tarihi varlık gösteren bir Türk kavmidir. “Sab+ar”dan türeyen Sabar kelimesi, “sapan, yol değiştiren, başıboş kalan, serbest” anlamı taşımaktadır. İlk dönemleri henüz tam olarak aydınlığa kavuşturulamayan Sabarların Türkistan’da Asya Hunlarından koptukları tahmini yapılmakta olup, asıl yurtları Tanrı Dağlarının batısı ile İli Nehri arasındaki sahadır.
Sabarlarla ilgili ilk kesin bilgiler 461-465 yıllarında Batı Sibirya kavimleri arasında yaşanan göç hareketleri sebebiyle Bizans tarihçisi Priskos tarafından V. yy’da verilmektedir. Avarların doğudan gelerek sıkıştırmaları üzerine Sabarlar da batıya doğru ilerlediler. Bugünkü Kazakistan bozkırlarının güneyindeki Altaylar ile Ural dağları arasındaki düzlüklerdeki Ogur boylarını yerlerinden atarak Tobol ve İşim nehirleri bölgesine yerleştiler. Hazar denizinin kuzeyi ve Yayık-İtil havzasında geçirilen yarım asır sonrasında 503 yılında Avrupa’nın doğusuna doğru kayarak bazı Bulgar gruplarını idareleri altına aldılar.
515 sonlarında İtil (Volga) – Don nehirleri arasında ve Kafkasların kuzeyindeki Kuban Irmağı boyunda yerleşen kalabalık Sabar kitlesi, Bizans ve Sasanilerle temas kurdular. Sınır komşusu ülkelerden Sasanilerin Bizans’la savaşlarında Sasanilere destek verdiler. Ünlü hükümdarları Balak yönetiminde 516’da Bizanslıları mağlup ederek Ermenistan bölgesine akınlar gerçekleştirdiler. Devamında Anadolu’da Kayseri, Ankara, Konya civarına kadar ilerlediler.
Bizans İmparatoru Justinianus (527-565) gönderdiği hediyelerle Balak’tan sonraki kaanların yerine geçen dul hatunu Boarık (Bug-arık) ile anlaşarak Sabarları kendi safına çekti. 528-531 döneminde Bizans’la ittifak sonucu Sasanilerle savaşlarda Sabarlar devamlı güç kaybettiler. 557’de Avarların darbesiyle tamamen dağılan Sabarların bir kısmı Kür Nehri’nin güneyine yerleştirilirken, Sabar kökenli Belencer ve Semender boyları da Hazarların esas kütlesini teşkil ettiler. Sabar adı, geniş bir sahayı kapsayan Sibirya ile günümüze kadar taşınmıştır
Not: Yazı dizisi “Türk Kimliği Üzerine-26” ile devam edecektir.
Sayin Yavuz bey yazilarinizi zevk ile ilgi ile okuyorum. Tesekkürlerimi arz ediyorum. Zaman gelicek ilticalida türkiyeye gidip kendini Kontroll ettirecek. Zaman altindir. Hörmetlerimle. Saglicakla kalin. Bizim millet ne yapiyor neyle ugrasir bilemem. Yiyelim icelim hopliyalim dans edelimmi??
Sayin Yavuz bey yazilarinizi zevk ile ilgi ile okuyorum. Tesekkürlerimi arz ediyorum. Zaman gelicek ilticalida türkiyeye gidip kendini Kontroll ettirecek. Zaman altindir. Hörmetlerimle. Saglicakla kalin. Bizim millet ne yapiyor neyle ugrasir bilemem. Yiyelim icelim hopliyalim dans edelimmi??