0

BEĞENDİM

0

Fatih ÜNLÜ – 20 Temmuz 2024

1- Her şey Seni Hatırlatırken

“Her şey Seni hatırlatırken Seni unutmaktan Sana sığınırım Rabbim!

İnsan bazen durup düşünüyor. Bunca yılın manası ve hasılası nedir?

Bu bükülen belin, bu puslanan gözlerin ve bu ağırlaşan  adımların neticesi… Nedir?

Üstad ne güzel söylemiş:

“Hayatımın en güzel anları Rabbimin beni bana bırakmadığı anlardır.”

İşte şu koca ömrümüzde Allah’ın bizi yalnız bırakmadığı, Allah’ı hatırlayan, Allah’ı hatırlatan her ne varsa bu güzel ömrün gerçek hasılası onlardır.

Allah’ın güzel zikri, O’nun hadi emirlerine tabi olma ve Allah için bir kulu sevme, sevindirme. Ve bunlar gibi nice güzel iş.

İşte bu fani ömürden baki kalan bunlardır.”

Bu metin, çok yetenekli arkadaşlarımızdan Abdullah’ın kaleminden. Bu güzel metinde acizden bir alıntı yapılması da güzel elbette.

Evet, insanlığın ve Müslümanların en büyük hataları Allah’ı unuttukları anlardan neşet etmiştir, kaynaklanmıştır. Oysa ister iyilerden olsun, ister zalimlerden, insan her an Allah’a muhtaçtır ve insanı asıl hayata, Ahiret yurduna ulaştıracak olan ecel kuşu da devamlı onun başının üzerinde uçup durmaktadır.  Üstad Yunus Emre’nin dediği gibi:

Can alıcı hod geliser emaneti ver deyiser
Ben onu ıssına vereyim andan varayım. 

Üstad “Ben emaneti sahibine vereyim,  öyle varayım.” diyor.

Zalimler bu kaçınılmaz ecelden en dehşetli ateşten korkar gibi korkmalılar, Müslümanlar da her şeye kadir olan bir Rabb’e inanıyorken, dünyadan daha müstağni olmalılar.

Biz bu dünyaya kendimiz gelmedik, asli imkanlarımızı da biz edinmedik. Çalışıp çabaladıysak, bu güzel mirasa güzel izler kattık.

Buradan gideceğimiz zaman da gitme kararı bizde olmayacak. Sadakamız, aldığımız dualar ömrümüzü  uzatabilir, bu ayrı, bunlar da zaten Allah’ın rahmetindendir. Mutlak ecel geldiğinde ise kimse kaçacak bir yer, gidecek başka bir yol bulamaz.

Dünyadan ayrılma vaktine dair karar bize ait değil demiştik. Bize ait olsa, dünyayı seven mülhidler asırlarca daha bu dünyadan ayrılmak istemezlerdi. İşte ömrünü biraz daha uzatmak için 6 kalp nakli ameliyatı olanlar bile var. Ama neticede çoğu 100 yaş civarında veya daha oraya varamadan mecburen bu fani hayattan ayrılıp gidiyorlar.

“Ne verir isen elin ile o gider senin ile…”

İnsan bu dünyadan giderken her ne yaptıysa onları da yanına alır, hesabını verinceye kadar da bunlardan kurtulamaz. Bunlar mü’minlere iyi birer yoldaş, kafirlere ve zalimlere ise taşınmaz birer yük olurlar.

Allah evvelde ve ahirde hep kullarının yanındadır. Onlara  şah damarlarından bile yakındır. Kendisine asi olan zalimleri  alçaltır; ihlasla sığınanları da hep yüceltir.

2- Filistin Filistin

Filistin dile getirsek de getirmesek de yıllardır süregelen kalp sızımız. Karşıda münkir ve müannit bir grup var. Haksızlığını hakkı sanıyor, ölçü bilmiyor, tanımıyor.

İnatçı inkarcılara, muannitlere karşı da fiili dualarla birlikte, zulmü destekleyenlere boykot ve bu zulme çare bulmak için çok yönlü ihlaslı gayretlerle birlikte Arş-ı Ala’ya ulaşacak kavli dualar değil muannitlerin zayıf kalelerini koca bir dünyayı bile değiştirebilir.

Biz işlerimizde Allah’ı unutursak asla muvaffak olamayız fakat  en güzel emirleriyle ve sonsuz rahmet ve kudretiyle hep Allah’ı hatırlarsak ve yoğunlaşarak ihlasla O’na yönelirsek, Allah bize nice çıkış yolları gönderir. Davud aleyhisselam’ın bir sapan taşıyla  Calut devini ve koca Amelika’yı devirir.

Ferman Karaçam “Acı” adlı güzel şiirinde şöyle der:

Seni de yakarlar bir gün ey Acı
Bir taptuk kul gözlerinden vurursa
Parmakların eğri ağaç tutamaz
Çığlıkların çağlar aşar, duymazsın.

===

Seni de vururlar bir gün ey Acı
Filistin’de sapan taşlı çocuklar
Dalın, kolun, fidelerin budanır
Kuru bir kütükle kalakalırsın…

Yine Grup Genç’in Mescidi Aksa ezgisinde şöyle denilir:

Toprağına rahmet yağmuru yağdı
Filistin, Filistin, sabret az kaldı.

Rabbim! Zalimlere mazlumlar aleyhine asla fırsat vermesin. Zalimlerin cezalarını dünyada da kullarına bir nebze göstersin. Bizi de dosdoğru yolundan ayırmasın.

Konuya devam edeceğiz inşaAllah. Allah’a emanet olun.