ABD Başkanı Joe Biden, Japonya Başbakanı Fumio Kishida ve Filipinler Devlet Başkanı Ferdinand Marcos Jr Beyaz Saray’da üçlü bir zirve gerçekleştirdi. Biden ilk niteliğindeki zirvenin başlangıcında yaptığı açıklamada Hint-Pasifik stratejisini yeni bir boyuta taşımak istediğini belirterek, “Birlik olduğumuzda herkes için daha iyi bir gelecek kurabiliriz” dedi. Kishida üç ülkenin Pasifik Okyanusu ile birbirine bağlı “doğal ortaklar” olduğunu vurgularken, Marcos ise, “Çağımızın karmaşık sorunlarıyla yüzleşmek herkesin ortak çaba göstermesini, ortak bir amaca adanmışlığı ve kurallara dayalı uluslararası düzene sarsılmaz bir bağlılığı gerektirmektedir” ifadelerini kullanıldı.
Ortak bildiri yayınlandı
Basına kapalı olarak gerçekleşen görüşmenin ardından Beyaz Saray tarafından “Japonya, Filipinler ve Amerika Birleşik Devletleri Liderlerinin Ortak Vizyon Bildirisi” yayınlandı. Ülke liderlerinin “eşit ortaklar ve güvenilir dostlar” olarak bir araya geldiği belirtilen bildiride, “Özgür ve açık bir Hint-Pasifik ve uluslararası hukuka dayalı bir uluslararası düzen vizyonuyla birleştik. Bu vizyonu önümüzdeki on yıllar boyunca birlikte geliştireceğimize söz veriyoruz. Temelde, birlikte çalışarak kendi uluslarımızın, Hint-Pasifik bölgesinin ve dünyanın güvenlik ve refahını geliştirebileceğimize inanıyoruz” ifadeleri kullanıldı.
Bildiride Çin vurgusu dikkat çekti
Çin’in Güney Çin Denizi’ndeki tehlikeli ve saldırgan tutumundan ve hukuka aykırı hak iddialarından “ciddi endişe duyulduğu” vurgulanan bildiride, “Sahil Güvenlik ve deniz milisi gemilerinin Güney Çin Denizi’nde tehlikeli ve zorbaca kullanılmasına ve diğer ülkelerin açık deniz kaynaklarından faydalanmasını engelleme çabalarına kararlılıkla karşı çıkıyoruz. Çin’in Filipin gemilerinin açık denizlerde seyrüsefer özgürlüğünü kullanmasını tekrar tekrar engellemesi ve İkinci Thomas Sığlığı’na giden ikmal hatlarını kesintiye uğratması gibi tehlikeli ve istikrarı bozucu davranışlarından duyduğumuz ciddi endişeyi yineliyoruz” denildi. Çin’in Doğu Çin Denizi’nde statükoyu güç veya baskı yoluyla tek taraflı olarak değiştirme girişimlerine “şiddetle karşı çıkıldığı” aktarılırken, Tayvan Boğazı’nda barış ve istikrarın küresel güvenlik ve refahın vazgeçilmez bir unsuru olduğu vurgulandı. Bildiride, “Tayvan konusundaki temel duruşumuzda herhangi bir değişiklik olmadığını belirtiyor ve meselelerin barışçıl yollarla çözülmesi çağrısında bulunuyoruz” ifadelerine yer verildi.
Kuzey Kore’ye kınama, Ukrayna’ya destek
Tarafların Kore Yarımadası’nın nükleer silahlardan tamamen arındırılması yönündeki kararlılığı bir kez daha yinelenirken, Kuzey Kore’nin barış ve güvenliğe yönelik ciddi tehdit oluşturan balistik füze denemelerinin “şiddetle kınandığı” vurgulandı. Bildiride, “Kuzey Kore’yi ilgili BM Güvenlik Konseyi kararlarına uymaya ve füzelerini Ukrayna’ya karşı kullanan Rusya dâhil herhangi bir ülkeye sağlamaktan kaçınmaya çağırıyoruz” denildi. Tarafların Ukrayna’nın egemenliğine, bağımsızlığına ve uluslararası alanda tanınan toprak bütünlüğüne yönelik sarsılmaz desteğini yinelediği kaydedilirken, “Rusya’nın Ukrayna işgali bağlamındaki nükleer silah kullanma tehditleri kabul edilemez . Rusya’nın Ukrayna’da herhangi bir nükleer silaha başvurmasının tamamen hukuksuz olacağını kesin bir dille ifade ediyoruz” denildi. Ayrıca tarafların demokrasi, insan hakları, çevre, iklim değişikliği ile mücadele ve ekonomi gibi farklı alanlarda üçlü işbirliğini geliştirme konusunda da mutabık kaldığı ifade edildi.