WOTTV E-DERGİ
DOLAR 34,0325 -0.12%
EURO 38,0751 0.36%
ALTIN 2.831,831,05
BITCOIN 21538665,92%
Rusya-Ukrayna Savaşı Polonya’nın Ekmeğine Yağ mı Sürüyor?

Rusya-Ukrayna Savaşı Polonya’nın Ekmeğine Yağ mı Sürüyor?

27 Şubat 2024 11:09
Rusya-Ukrayna Savaşı Polonya’nın Ekmeğine Yağ mı Sürüyor?
0

BEĞENDİM

Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 26 Şubat 2024

 

Polonya, Türk kamuoyunda az takip edilen ülkelerdendir. Oysa Erasmus projesi kapsamında üniversite öğrencilerinin tercihinde ilk sıralardadır. Rusya-Ukrayna savaşı çıktıktan sonra NATO’yu ayağa kaldıran ülkelerin başında gelen Polonya’nın, bu savaştan zarar görenlerin başında geldiği zannediliyordu. Oysa durum hiç de göründüğü gibi değilmiş.

Polonya Hakkında Kısa Bilgiler

10 Şubat’ta Ankara’daki SDE adlı düşünce kuruluşunda, yıllardır Polonya’da bir üniversitede görevli bir Türk araştırmacının verdiği bilgilere göre Avrupa’nın beşinci büyük ekonomisi Polonya, Orta ve Batı Avrupa’dan çok farklı bir ülkedir. Son yüzyılda ülke üç farklı rejimle yönetildi. I. Dünya Harbi sonrası cumhuriyet, II. Dünya Harbi sonrası komünizm ve soğuk savaşın bittiği 1990’dan itibaren kapitalist sistem. Soğuk savaş sonrası Avrupa’ya yayılan işgücü sebebiyle Fransa’da “Polonyalı muslukçuları istemiyoruz!” diye protesto edilen Polonya, fert başına 20 bin avroluk geliri ve Türkiye’yi geride bırakan ihracatıyla gelişmesini sürdüren bir ülkedir. Eğitim düzeyi yüksek, kadınlarının %52 ile toplumsal olaylara katılımda ilk sırayı aldığı, sosyal demokratların serbest, komünist partilerin yasaklandığı bir ülkedir.

312.696 km²’lik yüzölçümüyle 38,5 milyonluk nüfusa sahip ülkede, Türk kamuoyunda Leh olarak çağrılan Polonya halkı Avrupa’nın en eski milletlerinden olup tarihte Ruslar, İsveçliler, Türkler (Osmanlı Devleti), Macarlar ve Almanlarla savaş içerisinde yaşamışlardır.

Polonya’nın Milli Ülküsü ve Rusya-Ukrayna Savaşının Polonya’ya Etkileri

Rusya Lideri Putin’in 9 Şubat’ta yayınlanan, Fox News’in eski sunucusu Tucker Carlson’la söyleşine göre tarihte Kiev de dahil Rusya’ya ait toprakların bir kısmı sonradan Litvanya Büyük Dükalığı’na geçmişti. Büyük ölçüde Rusça konuşulan ve Ortodoks olan ve adı Litvanya Rus Dükalığı’na evrilen bu ülke daha sonra Polonya Krallığı ile birleşti. Rusya’ya ait bu topraklarda yaşayanlar Papalığa bağlanarak Ortodoksluktan Katolikliğe geçtiler. Aslında Ukraynalı kelimesi de belirli bir etnik grubun adı olmayıp, devletin sınır boylarında yaşadığı ya da sınır devriyesi hizmetinde bulunanlar anlamına geliyordu. Rus topraklarının bu kısmını sömürgeleştirmeye çalışan Lehler, proje gereği bölge Ruslarını Ukraynalı yapmışlardı.

Rusya-Polonya arasındaki savaş sonrası 1654’te ateşkes ve 32 yıl sonra imzalanan anlaşma ile, Kiev de dahil olmak üzere Dinyeper’in tüm doğu yakası Rusya’ya, batı yakası ise Polonya’da kaldı. Çariçe Katerina döneminde Rusya, güney ve batı da dahil tüm tarihi topraklarını geri aldı. I. Dünya Savaşı öncesi ise Avusturya Genelkurmayı ortaya attığı Ukrayna ve Ukraynalılaştırma projesini hayata geçirmeye çalıştı. Bu gelişmeler sonucu Ukrayna, Sovyetler Birliği kurulurken bir cumhuriyet, Sovyet sonrası da ayrı bir devlet olarak yer aldı.

Putin’in söyleşisinde Çarlık Rusya özlemi buram buram tütse de Polonya ile ilgili söyledikleri yabana atılamaz. Çünkü Polonya’nın da tıpkı Yunanistan’ın Megali Idea’sı, İsrail’in “Vaat Edilmiş Topraklar”ı gibi bir ülküsü var: “Üç Deniz!”: Baltık, Karadeniz ve Adriyatik Denizi’ne kadar uzanma… Bu özlem 2015’te Polonya ve Hırvatistan tarafından Merkez ve Doğu Avrupa ülkelerinin bir araya getiren enerji ağırlıklı uluslararası bir platformu doğurdu. Bu iki ülkeye ilaveten Avusturya, Estonya, Letonya, Litvanya, Çekya, Slovenya, Slovakya, Macaristan, Romanya ve Bulgaristan’ı da kapsayan girişim, “Merkez ve Doğu Avrupa’da enerji altyapısının geliştirilmesi, enerji arz güvenliğinin sağlanması, ulaştırma ve dijitalleşme alanlarındaki altyapı eksikliklerinin giderilmesini” hedeflemektedir.

Polonya yönetimleri Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısıyla sınırları açtılar. Gelen Ukraynalılar paralarını da getirerek Polonya ekonomisine katkı sağladılar. Açık sınırlardan Ukrayna’nın her türlü ihtiyacı Polonya’dan sağlandı. Yani savaş Polonya’ya zarar değil, yarar sağladı.

Sonuç olarak Polonya elitlerine göre bölünecek Ukrayna’nın batısı Polonya’ya bağlanacak, böylece Polonya da tarihi ülküsüne biraz daha yaklaşacak. ABD ve İngiltere’nin bile giderek desteğini kestiği Ukrayna’nın ‘dostları’ mı? Ya bir de düşman olsalar ne olurdu?

celalettin yavuz
Celalettin Yavuz

Güvenlik Politikaları Uzmanı Lisans ve Y. Lisans öğrenimini Milli Savunma Üniversitesinde (Deniz Harp Okulu – 1974; Deniz Harp Enstitüsü-1983) tamamladı. Daha sonra Silahlı Kuvvetler Akademisi öğrenimi (1985-86) gördü ve “Irak’ın Geleceği” ile ilgili bitirme tezini yazdı. 1989-1991 döneminde Führungsakademie (Hamburg/Almanya) 2 yıllık Güvenlik Politikası-Strateji-Stratejik İstihbarat-Jeopolitik, Askeri Tarih eğitimi aldı. “İstanbul Boğazı’nın Karadeniz Sahildarı Ülkeler Üzerindeki Jeopolitik ve Stratejik Etkileri” (Almanca) başlıklı mezuniyet tezini yazdı. Genelkurmay Personel Başkanlığı’nda görevli iken Kıbrıs Barış Harekâtı’nın madalya ve taltif projesini gerçekleştirdi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı karargâhında NATO Planlama direktifleri ve kuvvet plan çalışmaları üzerinde çalıştı. Ayrıca bir yıl boyunca Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Toplantı Dosyasını hazırladı. Ege'de gerilimli 1980'li ve 1990'lı yıllarda 2 ayrı geminin komutanlıklarını yaptı. 1994-1997 döneminde Almanya'da Deniz Ataşeliği sırasında Deniz Ataşe Birliği'nin başkanlığına (doyen) ve 143 kişilik Askeri Ataşeler Birliği'nin Yönetim Kuruluna seçildi. Daha sonra Mersin’de Karakol ve Çıkarma Gemileri Komodorluğu’nun ardından Genelkurmay Yunanistan Kıbrıs Dairesinde Yunanistan Şube Müdürü iken “Türk-Yunan Ege’de Güven Arttırıcı Önlemler Paketi” projesinin (Ocak 2000) yöneticiliğini yaptı. Türk-Yunan sorunları üzerinde General-Amiral Oryantasyon Kursu, Harp Akademileri, Milli Güvenlik Akademisi ve TSK İstihbarat Okulu'nda dersler veren Yavuz, Deniz Harp Okulu Dekanı olduğu 2001-2003 döneminde "Denizcilik Tarihi-Deniz Stratejisi", "Askeri Strateji" ve "Liderlik" dersleri verdi. 1994’te Dr., 2002’de Doç.Dr. olan Yavuz, Milli Güvenlik Akademisi öğretim üyesi iken 30 Mart 2004’te istekle emekli oldu ve BİLKENT Üniversitesi’ne ilaveten Milli Güvenlik Akademisi’nde Türk-Yunan Sorunları, Suriye, Ortadoğu, Terörle Mücadele dersleri, 2012’de Prof.Dr. olduktan sonra da Atılım Üniversitesi’nde (2012-2013) ve Kara Harp Okulu Savunma Bilimleri Enstitüsünde (2013 Bahar) Y. Lisans ve Doktora, Ufuk ve Başkent üniversitelerinde lisans dersleri verdi. 2022 yılı başlarında adı Topkapı Üniversitesi olarak değiştirilen “Ayvansaray Üniversitesi”nde İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nin kurucu dekanlığını yapan, fakülteyi 16 bölüme çıkartan Prof.Dr. Yavuz, “İstihbarat, Strateji ve Terörizm/Avrupa'da Terör Örgütleri” gibi 3 farklı konuda sertifika dersleri yanında İstanbul Topkapı Üniversitesi’nde lisans ve Y. Lisans dersleri verdi. Güvenlik Bilimleri ve Uygulamaları Y. Lisans programının kurucu ABD Başkanlığını Eylül 2022’ye kadar sürdürerek “Küresel Güvenlik Stratejileri” üzerine sertifika programı hazırladı. Mayıs 2020 ayında uluslararası sempozyum düzenledi ve bizzat sunum yaptı. Milli Savunma Üniversitesi’nde (Harp Akademileri) 2019 yılından beri “Dış Politika Analizi” ile “Küresel Güvenlik Stratejileri” başlıklı ders verdi. Genelkurmay SAREM “Dış Uzman”lık (2003-2010), Türk Askeri Tarih Kurulu (TATK) Genel Kurul üyeliği (1999-2007), Gnkur. Atatürk Araştırma ve Eğitim Merkezi “ATAREM” Genel Kurul Kurucu Üyeliği (1999-2007), Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim/Öğretim Kurulu üyeliği (2001-2003), Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) “Strateji” Grubu üyeliği (2005-2011), Türk Ocakları Genel Merkezi Hars Heyeti (en üst düzeydeki kültür kurulu) üyeliği (2004-2010), TÜRKSAM düşünce kuruluşunun Kurucu Başkan Yardımcısı ve Terör Bölümü Başkanlığı (2008-2012) yapan Prof.Dr. Yavuz, pek çok süreli yayının yayın ve hakem kurullarında yer almaktadır. Almanca ve İngilizce bilen Prof.Dr. Yavuz’un “Güvenlik politikaları, Askeri Tarih/Strateji, İstihbarat, Ortadoğu, çevre ülkeler, terörle mücadele, bölgesel-küresel sorunlar, küresel güvenlik stratejileri ve Deniz Tarihi konularında, çoğu müstakilen yazılmış 30’un üzerinde kitabı ve süreli dergilerde yazılmış çok sayıda makalesi mevcuttur. Halen Anadolu Ajansı ve Yeni Şafak gazetesinin “Düşünce Günlüğü” bölümünde her ay “Bölgesel ve Küresel Güvenlik Politikaları” üzerine analizleri yayınlanan Yavuz’un son dönemde Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE)’de konferansları, sitesinde yazıları yayınlanmakta olup, gene son zamanlarda Devlet Dergisi ve Türk Yurdu dergilerinde de yazıları yayınlanmaktadır. Ayrıca, Eylül 2022’den itibaren TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu’nda haftada bir gün “Mavi Vatan” adlı bir programın yapımcılığını (ve yorumculuğunu) yapmaktadır. Ankara’da ikame eden Prof.Dr. Yavuz, evli, iki çocuk babası olup Almanca ve İngilizce bilmektedir.

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
    Tüm Yorumlar (1)
    • A.Yasar YÜCEOKUR

      Selamlarimi sunarim Yavuz bey.En son cümleniz mükemmel. Polonya almanya ,fransa ve ingiltere gibi olamaz,,,birakmazlar. Hörmetlerimle. Ne mutlu büyük Türk milletinin hizmetinde olanlara.

      Yanıtla
      +0
      -0