WOTTV E-DERGİ
DOLAR 34,0963 0.18%
EURO 38,0992 0.02%
ALTIN 2.834,490,20
BITCOIN 21384114,11%
Hayatta En Önemli Olan

Hayatta En Önemli Olan

21 Ocak 2024 10:39
Hayatta En Önemli Olan
0

BEĞENDİM

Şu fani hayatta neredeyse sayısız seçenekle karşılaşır insan. Ve tüm bu seçenekler arasında herşeyden önce “en önemli” olanlar gelir ve gelmelidir de.

Atalarımız “Ehemm mühimme, elzem lazıma müreccahtır.” derlermiş. Yani “En önemli önemliye, en gerekli de gerekliye tercih edilir.”

Neden? Çünkü “en önemli”yi ihmal edersek,  işler kısa sürede aksamaya başlar. Diyelim, uzun bir seyahate çıkacağız. Arabamızın motorunda da ciddi bir arıza var, bir de kaportada çok büyük bir çizik. Paramız sınırlıysa elbette önce motoru yaptırmamız gerekir. Çünkü o olmadan araba büyük bir ihtimalle yolda kalır.

Yine ağır yaralanmış, yoğun kanaması olan ve kolu da incinmiş bir hastanın önce kanamasını durdurmak gerekir. Kanamayı durdurmadan o kişinin kolunu tedavi etmeye çalışmak o kişinin hayatını bile riske atabilir.

Biz de hayatta en önemli hususları atlayarak diğer işlerle uğraşırsak, çok zaman kaybeder, çok fırsatlar yitiririz…

Fakat burada ince bir nokta var. Yapılması gereken en önemli işler, her zaman verdiğimiz örneklerdeki kadar açık olmazlar. En önemli işlerin ipuçları çoktur ama bazen onlar da sınırlanır, mahdut hale gelir.

Sahih bilgi, tefekkür ve doğru kişilerle iştişareyle, bulunduğumuz noktadaki  en önemli işleri bizim bulmamız gerekir. Bunlara ilave olarak, bu sürecin bazı prensipleri de tanımlanabilir elbette.

Mesela fıtri olan işler yani insanın pak yaratılışının gereği olan işler,  insan için daima önemlidir çünkü onun gerçek ihtiyaçlarına işaret eder. Ve kişinin durumuna göre belirli bir fıtri ihtiyaç her an “en önemli” konumuna da yükselebilir.

Mesela temizlik bizim için her zaman önemlidir ama elimiz kirlendiği zaman o noktada temizlik en önemli ihtiyacımız  haline gelir. Günah işlediğimizde de manevi temizliğimiz, yani pişmanlık, tevbe ve istiğfar, Allah’a sığınarak günahlarımızdan arınma bunu yapıncaya kadar artık en önemli ihtiyacımızdır.

Bu konuda örneklerimize devam etmezden önce, isterseniz anlattıklarımızla da ilgili güzel bir anektodu hatırladığımız kadarıyla paylaşalım:

Önemli bir üniversitede bir hoca, bir gün  ders verdiği sınıfa büyük bir kavanoz ve farklı büyüklüklerde çakıl taşları ve bol kumla gelir.

“Arkadaşlar, bu çakılları ve kumu kavanoza yerleştirin.” der.

Öğrencilerden bir kısmı önce kumu kavanoza doldururlar sonra da çakılları yerleştirmeye çalışırlar ama çakılların bir kısmı hep dışarıda kalır.

Öğrencilerden bir kısmı da önce büyük çakılları, sonra da küçük çakılları yerleştirirler ve en sonunda da kumu kavanoza dökerler. Kavanoz hepsini tam alır.

Hoca “İşte arkadaşlar, önce yerleştirdiğiniz büyük taşlar hayatta sizin için en önemli işler gibidir. Önce onları yapabilirseniz, herşey yerli yerine oturur.” der ve öğrencilere güzel bir hayat dersi verir.

Evet, önce küçük şeylerle, örnekteki gibi kumlarla uğraşırsak, en önemli olana ya vaktimiz kalmaz ya da kaynağımız ve enerjimiz.

Örneklerle birlikte düşünmeye devam edelim: Diyelim kaymakam olmayı, doktor olmayı, sosyolog olmayı ve elektronik mühendisi olmayı hayal eden dört genç tanıdığımız var. Bu kardeşlerimizin öncelikle girecekleri mühim sınavın hakkını vermeleri beklenir.

Arada dinlenirler, sporlarını, yürüyüşlerini yaparlar, siyer öğrenirler, şiir okurlar,  arkadaşlarıyla görüşürler ama bu arada pergelin sabit ucu gibi yukarıdaki hedeflerine giden yolu da asla ihmal etmemeleri gerekir. Bunu ihmal ederlerse, neticede yaşayacakları büyük hayal kırıklığını hepimiz tahmin edebiliriz.

Bir başka örnek daha düşünelim: Büyük bir şehrin hırsızlık bürosunda bir polis amiri veya hırsızlık dosyalarına bakan bir savcının, hırsızları zamanında yakalamak ve şehirde hırsızlığı azaltmak için bu işin kadim ve yeni bütün tekniklerini, davranış boyutunu, metodlarını, teknoloji boyutunu vs. öğrenmeleri elzemdir. Bu arada, sözgelimi çok iyi çay da demleyebiliyorlarsa ne âlâ.

Diğer yandan, detektiflik hikayelerine, film ve romanlarına çok meraklı çaycı bir kardeşimiz için de iyi çay demleyebilmek olmazsa olmaz bir yetenektir, çünkü işi budur. Ama bu kardeşimiz çay ocağına gelen savcı ve polis amirine  çalıştıkları dosyalarla ilgili -dedektiflik hobisinden gelen birikimle- bazı açılımlar da getirebiliyorsa, ne âlâ.

Evet, en önemli’yi, asli işimizi iyi yapabilirsek, diğer işler de bizim için daha anlamlı, daha zevkli hale gelir. Ama işin aslını, en önemli yönünü ihmal edersek, yaptıklarımız ya bidayette ya da nihayette muhakkak eksik kalır.

O yüzden insanın sevmeyeceği, benimsemeyeceği işlerden elden geldiğince kaçınması gerekir. İzahtan vareste zaten ama yine de söylenmemiş olmasın, asli işimizi çok sevmesek de her halükârda onu iyi yapmak zorundayız, o ayrı. Bu arada, en sevdiğimiz, bizim için en önemli olan işi arayışımıza -bu satırların yazarı gibi 59-60 yaşına ulaşmış olsak bile yine de- devam edebiliriz elbette.

Tüm bu anlattıklarımız tabii işin daha çok maddi boyutu. Bir de işlerin manevi boyutu vardır ki aslolan da bu boyuttur şüphesiz.

“İnsana asıl huzur ve sürur veren mana âlemidir, imandır, maneviyattır. Maddiyat âlemi maneviyata ram ise anlamlıdır. Yoksa aldatıcı ve sonludur, sahte keyfi kısa, elemi ise uzundur. İmansızlıksa en büyük felakettir.”      

diyor Abdullah Bera Yıldız kardeşimiz. Güray Gümüş kardeşimizle iki kitabının editörlüğünü yaptığımız için “Hoca bildiğini okur” misali ondan çok alıntı yapıyoruz -biraz da tanıtım için tabii- ama gerçekten öz ve tesirli ifadeler.

Bu kapsamda, manevi işler mesela hayır hasenat, sıla-i rahim bizim için her zaman önemlidir. Bu çerçevede, aile, akrabalık, arkadaşlık, büyük zatlar ve üzerimizde emeği olanlar bizim için hep en önemliler grubundadırlar. Ve diyelim ömrünün baharında genç bir  aşık  için de -sorsak- en önemli şey aşkıdır.

Ama tüm alanlarda işler döner dolaşır, yine maneviyata gelir. Çünkü maneviyat neticede insanın Yaratıcısıyla, Allah azimüşşan’la olan bağına, rabıtasına bakar. İbn-i Ataullah El-İskenderi Hazretlerinin meşhur sözüdür:

“Ya Rabbi! Seni bulan neyi kaybetmiştir, Seni kaybeden neyi bulmuştur.”

İnsan Allah’ı bilince, anne babasının da, eşinin de, çocuklarının da kıymetini apayrı bir boyutta bilir. Ve dahi bütün yaratılmışların kıymetini… yanıbaşındaki ağacın,  kuşların, güneşin batışında rengarenk gökyüzünün kıymetini de yine o eşsiz boyutta bilir…

fatih ünlü
Fatih Ünlü

Fatih Ünlü 1965 Adana doğumludur. Adana Dumlupınar İlkokulu, Hürriyet Ortaokulu ve Anafartalar Lisesinden sonra 1987 yılında ODTÜ Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi bölümü Uluslararası İlişkiler alt dalından mezun olmuştur.TBMM, TÜBİTAK, Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), Kalkınma Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı (SBB) ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (ECO)'nda çalışmıştır.Yayıncılık faaliyetlerine vakit ayırabilmek amacıyla Cumhurbaşkanlığı SBB - İSEDAK ve Uluslararası Kalkınma İşbirliği Genel Müdürlüğünden 2022 yılında emekli olmuştur.Emeklilikten sonra, Güray Gümüş'le birlikte Abdullah Bera Yıldız'ın "Bir Soluk Dua - Çaresiz Anlarımıza Çare Olan Rahmetinle" ve "O'nu Bilmeden Hiçbir Vahada Hayat Yoktur" adlı kitaplarının editörlüğünü yapmıştır.

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
    Tüm Yorumlar (1)
    • Memduh

      Elinize sağlık Üstad

      Yanıtla
      +0
      -0