Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 10 Ocak 2024
Önceki bölümde 1920 tarihli San Remo Konferansı sonrası Filistin’de İngiliz manda yönetimi kurulması, bu dönemde Filistin’e bölge dışından göçler ile gene bu göçleri destekleyen kurumlar aracılığıyla Filistin’de toprak alımlarına, yeni yerleşim bölgelerinde Kibbutz ve Moşav adı verilen oluşumlara yer verildi. Bugün de II. Dünya Harbi öncesinde/sırasında silahlı/silahsız Siyonist örgütlenmeleri ile Arap karşı hareketleriyle ilgili gelişmeler ele alındı.
Filistin’de Yahudi Silahlanması ve Arapların Karşı Müdahaleleri
1920’lerde başlayan çatışmalarda Siyonistlerin korunması iddiasıyla kurulan Haganah adındaki silahlı örgüt, gücünü Filistin coğrafyasının tamamında yaydı. İlaveten bazı gizli örgütlenmeler de baş gösterdi. Bu örgütler içerisinde en dikkat çekeni “Sosyalist Siyonizm”i temsil eden Haganah’dan 1931’de ayrılmak suretiyle yer altına geçen Irgun’dur. Siyonist hareket içerisinde azınlıkta kalsa da “Revizyonist Siyonizm” akımı olarak adlandırılan İrgun’un mimarı, bir zamanlar Çanakkale Cephesi’nde İngiltere yanında savaşa katılan, Rus Yahudilerinden Viladimir Jabotinsky idi. Irgun, silahlı eylemlerle oluşturulacak bir güçle bölgede bir Yahudi devletini gerçekleştirme hedefini esas almıştı.
Gizli Siyonist örgütlerin de faaliyetleri sonucu “Filistin” yönetimini giderek rahatsız eden sorunlar, 1936’da İngiltere’de Kraliyet Komisyonu’nun en önemli konusu haline gelmişti. Bölgede Filistinliler (Araplar) ile Yahudiler arasında giderek artan sorunu önlemek Filistin’in iki gruba bölünmesi kararı alındı ise de bu karar, ne Araplar ne de Siyonistlerce kabul edilmedi. Bu fikrin kamuoyuna duyurulmasıyla birlikte İrgun örgütünün mimarı Jabotinsky gibi bölge dışından gelen Siyonist liderler itiraz ederek, paylaşımı öneren bu düşünceyi pek sevmediler. Öte yandan, Jabotinsky kadar katı ve fanatik düşünmeyen ve yakın gelecekteki devletin kurucusu, Siyonist liderlerden David Ben Gurion, Haziran 1938 ayında Yahudi Ajansı’na verdiği demeçte bu fikri desteklemiş, hatta bu yönde bir anayasayı yapabileceklerini, daha sonra da devleti kurarak genişlemeyi sağlayabileceklerini ifade etmişti.
1940 yılına gelindiğinde Jabotinsky’nin eylemlerini dahi yetersiz bulan Avraham Stern önderliğindeki daha muhafazakarlar Irgun’dan ayrılarak Stern örgütü çatısı altında toplandılar. II. Dünya Savaşı’na kadar geçen süreçte Filistin topraklarında yaşanan durum karşılıklı silahlanma, bunun doğurduğu şiddet hareketleri ve ayaklanmalarla huzursuzluk ve can kaybında artışlar kaydedildi. Siyonistlerin sürekli kazandıkları bu ortamda İngiltere, Araplara karşı ise sadece yatıştırıcı çözüm arayışları içerisindeydi. Ancak bu yüzeysel çabaların artan çatışma ve karmaşayı ortadan kaldırmada başarılı olamadığı görülebiliyordu. İngiltere özellikle İkinci Dünya Savaşı öncesi ve sırasında nüfus dengesini ciddi şekilde bozacağı gerekçesiyle Yahudi göçünü engellemeye meyletmiş, ancak bu durum Yahudi milis örgütlerinin şiddeti ve tepkisiyle karşılanmıştı.
Filistinli Araplar da Siyonistlerin Filistin’e yerleşmelerini önlemek maksadıyla uğraş verdiler. Osmanlı yönetiminde subaylık yapan, Teşkilat-ı Mahsusa’da görev alan ve 1921’de Kudüs Müftüsü de olan ve önceki bölümde adı geçen Emin el-Hüseyni lider olarak öne çıkmıştı. Şubat 1919’da toplanan I. Filistin Ulusal Kongresi’nde “Filistin’in Suriye ile birleşmesi, İngilizlere karşı mücadele ve Siyonizm karşıtı kararları alındı. Nazi iktidarıyla Almanya’ya yaklaşan el-Hüseyni, 1936’da Filistin’deki büyük Arap isyanında liderlik edip, Yahudilere toprak satışı ile Yahudi göçünü önlemeye çalıştı. İngilizlerin baskısı üzerine 1937’de Lübnan’a kaçtı. II. Dünya Harbi sırasında Berlin’e intikalle Adolf Hitler ile de görüşerek Yahudilerin Filistin’den atılması için destek talebinde bulundu. Mayıs 1945’e kadar burada kalan el-Hüseynî Arapları, Yahudi ve İngilizlere karşı ayaklanmaya çağıran bildiriler dağıttı. Bu süre içerisinde Nazizm’e sempati duymadığı gibi Nazilerin işgal ettiği ülkelerden Filistin’e Yahudi göçünü de engellemeye çalışmıştı. Ancak çabaları, büyük devletlerin desteğini alan Siyonistleri önlemeye yetmedi.
(Not: Yazı dizisi “Yahudiler Mazlum mu Suçlu mu?-23” ile devam edecektir.)