Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 18 Aralık 2023
Önceki bölümde Filistin’in Yahudi yurdu olması konusunun ortaya atılışı, Dr. Herzl’in “Yahudi Kitabı”nı yazarak ardından ilk Siyonist Kongresi’ni toplaması ve Filistin’de yurt kurulması maksadıyla alınan kararlar, Osmanlı Devleti’nin borçlarını ödeme karşılığında Filistin’i yurt edinmek maksadıyla Sultan Abdülhamid’le temas arayışları ele alınmıştı. Bugün Siyonistlerin Abdülhamid’e teklifleri üzerinde duruldu.
Sultan Abdülhamid’e Filistin İçin Teklifler
Herzl, o dönemde hazinenin iflası sonrası yabancılara olan borçların ödenmesi için oluşturulan Düyun-u Umumiye sebebiyle ciddi maddi sıkıntılar içerisindeki Osmanlı Devleti’ni ikna maksadıyla Abdülhamit’e, “yurt karşılığında Osmanlı maliyesinin düzeltilmesini” de teklif etmişti. Ancak sonuç alamadı. Abdülhamit, Kont de Newlinsky vasıtasıyla Herzl’e ilettiği şu cevapla Herzl’in isteklerini sonlandırmak istemişti:
“Ben bir karış bile olsa toprak satamam. Zira bu vatan bana ait değil, milletime aittir. Benim milletim bu imparatorluğu savaşta kanlarını dökerek kazanmışlar. Onu kanlarıyla verimli kılmışlar. Bu toprak bizden sökülüp alınmadan evvel, biz onu tekrar kanlarımızla sularız. Benim Suriye ve Filistin alaylarının efradı birer birer Plevne’de şehit düşmüşlerdir. Onlardan bir tanesi dahi dönmemek üzere muharebe meydanlarında canlarını vermişlerdir. Türk İmparatorluğu bana ait değildir. Türk milletine aittir. Ben onun hiçbir parçasını veremem.
Bırakalım Yahudiler milyonlarını saklasınlar. Benim imparatorluğum parçalandığı zaman, onlar Filistin’i hiç karşılıksız ele geçirebilirler. Fakat bizim yalnız cesetlerimiz taksim edilebilir. Ben canlı bir vücut üzerinde ameliyat yapılmasına müsaade edemem.»
Abdülhamid’ten istediği cevabı alamamasına rağmen Herzl, Filistin konusunda ısrarcılığını sürdürerek hemen her fırsatı değerlendiriyordu. Bu maksatla 1898’de İstanbul’u ziyaret eden Alman İmparatoru Wilhelm II’yi de ikna etmişti. Almanya’nın Viyana Sefiri Eulenburg Kontu, Herzl’e; “Majesteleri sizler için Osmanlı Sultanı’na tavassut etmeye… hazırdır!” demişti. Wilhelm, Yıldız Sarayı’ndaki ağırlandığı sırada konuyu Abdülhamid’e “Siyonistler Osmanlı Devleti için hiçbir zaman tehlikeli değillerdir. Fakat, Yahudiler her tarafta baş belası oldukları için onları Almanya’dan kovup kurtulmak istiyoruz!” diyerek açmış, ama Sultan, “Musevi uyruklarından memnun olduğunu” ifade ederek konuyu kapatmıştı.
Osmanlı Devleti’nin mali sorunlar ve ekonomik darboğazlar içinde yüzmeye devam ettiğini iyi değerlendiren Dr. Herzl, Osmanlı Devleti’ne yeni bazı maddi hizmetler sunmak suretiyle de yaklaşmayı denedi. O sırada Avrupa para piyasasına hakim olan Yahudi bankerlerin desteğinden emin olarak, Osmanlı Devleti’ne yardım edebileceği vaadini sürdürdü. Bu yardımın boyutlarının Padişah ile görüşme sırasında netleşebileceği görüşünde idi ancak daha önce aracılık yapan Polonyalı Philipp de Newlinski ölmüştü. Ardından Sultan’ın İngiltere nezdindeki ajanı Musevi asıllı Türkolog Profesör Arminius Vambery ile beş bin altın vaadi ile anlaşarak, huzura kabul edildi.
Mayıs 1901’de Cuma namazı sonrasında Yıldız Sarayı’nda huzura çıkarılan Herzl, Avrupa’daki Musevilerin uğramış olduğu zulüm ve haksızlıklara karşılık, Musevi vatandaşlarına göstermiş olduğu şefkat ve adaletten dolayı, Sultan Abdülhamid’e tüm Yahudiler adına şükran duygularını iletmişti. Herzl, Mezopotamya’da bulunan petrol yatakları, altın ve gümüş madenleri, verimli toprakları ile ileri düzeyde ekonomik potansiyeli olan Osmanlı topraklarının Avrupa devletleri tarafından sömürüldüğünü, Berlin-Bağdat demiryolu projesini alan Alman sanayicilerin, Reji idaresini ellerine geçirmiş olan Fransız bankerlerin Osmanlı çıkarlarını düşünmeyerek sadece kendi ceplerini doldurmak amacında olduklarını ifadeyle, “Türkiye’yi hasta adam olarak muhafaza etmek isteyen devletler ve güçler, ona şifa verecek her türlü girişimi bütün güçleriyle önlemeye kalkacaklardır.” diyerek Sultan’a yaklaşmayı denemişti.
(Not: Yazı dizisi “Yahudiler Mazlum mu Suçlu mu?- 14” ile devam edecektir.)
Mükemmel bir aciklama “tarihimizden bir sayfa” devamini tabii okuyacagim.Tesekkürlerimi arzederimKalin saglicakla