Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 13 Aralık 2023
Türkiye’nin savunma sanayii alanında işbirliği içerisindeki en önemli ülke en azından 1970’li yıllardan beri Almanya’dır. Son haftalarda Türkiye’nin acilen satın almak istediği Eurofighter adlı savaş uçağının yüklenici firmalarının ait olduğu üç ülke var: İngiltere, İspanya ve Almanya. İngiltere ve İspanya sorun çıkarmaz iken Almanya bu satışa taş koyuyor. Bugün Almanya’nın geçmişten bugüne Türkiye’ye silah satışındaki bazı anlaşılmaz tutumları ele alındı.
Almanya – Türkiye Savunma Sanayii İşbirliğinde Rastlanılan Pürüzler
Türkiye, II. Dünya Harbi sonrasında ABD ve İngiltere’nin hizmet dışına çıkardığı çoğunluğu muhrip ve denizaltıları 1960’lı ve hatta 1970’li yıllarda hibe veya düşük bedellerle almıştı. Ancak yedek parçaları ve cephanesi ABD’den alınıyordu. 1974 Kıbrıs Barış Harekatı sonrası ABD, sattığı gemileri bu harekatta kullandığı gerekçesiyle silah ambargosu uyguladı. Bunun üzerine Türk savunma sanayiine büyük ölçüde ağırlık verilirken, ayrıca “yeni ve modern” deniz harp ve silahları tedariki için Alman tersaneleriyle işbirliğine gidildi. Böylece Türkiye, daha sonraları önemli bir kısmı Türkiye’de inşa edilecek şekilde güdümlü mermili hücumbot, denizaltı, fırkateyn ve mayın avlama gemileri alanında çok önemli anlaşmalar imzaladı.
Buraya kadar anlatılanlara bakılarak, Türkiye-Almanya savunma sanayii işbirliğinin tıkırında gittiği de zannedilmesin. 1980’li yılların sonlarında ve 1990’lı yılların başlarında Türkiye’nin istediği Leopar-2 tankları ve çeşitli araçlar için “Kürtlere karşı kullanıyor!” diyerek taş koymuşlardı. Yani PKK ile mücadeleyi “Kürtlere karşı kullanıyor!” diye itiraz ediyorlardı.
1991’de ABD, Irak’a girdiği zaman Türkiye’nin uğradığı zararı tazmin için Almanya 2 milyar Mark verecekti. Bu bir hibe değil, taahhüt idi. Türkiye para yerine, o dönemde Almanya’nın soğuk savaş sonrası hizmet dışına çıkarttığı harp silah araçlarından ihtiyaç duyduğunu seçip almak isteğini bildirdi ve kabul edildi.
1982 BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’nin yürürlüğe gireceği 1994/95 döneminde Yunanistan Ege’de 6 milin üzerinde karasuyu ilanı ederse Türkiye’nin itirazı üzerine savaş çıkabilirdi. Bu sebeple ABD’nin hizmet dışına çıkarttığı ve bedeli ödenen üç muhribi, verilmemişti. Birisi de personeliyle 14 ay ABD’de eğitimleri tamamlamış olduğu halde…
1994-97 döneminde Bonn’da Deniz Ataşesi olduğum sırada, Türkiye, Almanya’dan hizmet dışına çıkarılan Tender Donau adlı yardımcı gemiyi, okul gemisi yapmak için istemiş, ama Almanya bir türlü vermiyordu. Konuyu başkent Bonn’daki sıkça rastlanan resepsiyonlarda dillendirmeye başladım. Bunun üzerine Die Welt gazetesinin Savunma Bakanlığı Muhabiri Rüdier Moniack arayıp konuyu sordu. Geminin hibe değil, alacak karşılığı istendiğini, 3 aydır hizmet dışı kaldığı için bakımsızlıktan hurdaya döneceğini, üstelik 6 ana makinesinden birinin de arızalı olduğunu ifadeyle, “Vallahi de billahi de bu gemiyi PKK teröristlerine karşı kullanmayacağız!” dedim. Yazı ertesi gün gazetenin ilk sayfasında “Türkler, geminin makinesi arızalı mı diye bakmıyorlar!” şeklinde bizde “Hediye edilen atın dişlerine bakılmaz!” benzeri bir başlıkla verildi. Moniack, daha sonra Savunma Bakanı Völker Ruhe’nin kendisini arayıp, konuyu yeni öğrendiğini söylediğini belirtti. Sonunda TCG Sokullu adı verilen gemi birkaç haftalık gecikmeyle alındı. Ama nasıl?
Aşağı yukarı aynı dönemde Almanya’dan TCG Oruçreis adlı yeni bir firkateyn de teslim aldık. Geminin 600 milyon Marklık bedelinin 150 milyonu, Blohm+Voss Tersanesi’nin işçi çıkartmaması maksadıyla siyasilerin isteğiyle Alman hazinesinden sübvanse ile gerçekleşmişti.
Sonuç
Terörle mücadelesinde Türkiye’ye “İnsan hakları “dersi vermeye kalkan Yeşiller ve Yeşillerin Türk isimli Tarım Bakanı, Alman Genelkurmay Başkanı “Kendimizi ve NATO’yu savunacak silahımız yok!” derken, hükümetinin Gazze Şeridi’nde 20 bine yakın sivili katleden “İsrail’in meşru müdafaa hakkı vardır!” diyerek silah yardımı teklif etmesine ne diyor? Türkiye’nin istediği Eurofighter’ı PKK’ya karşı kullanır diye “insan hakları” açısından mı engelliyor?
Konuyu ACIK BIR SEKILDE VE HERKEZON ANLIYACAGI SEKILDE YAUMISSINIZ. COK TESEKKÜR EDERIM.BIZE BUNLARDAN HIC BIR YARDIM GELMEZ,UNUTALIM. INGILTERE ABye üye oldugu zaman bu gecici diye birilerine söyledim. Inanmadi ve lar. Ingiliz kadini idi.öylr ya Ben kimim? Gariban 3 fakülte mezunu almanyaya Para kazanmak icin gelmemis bir türkiye sevdalisi gönül dostu NAIBLERIM HAYAT da degiller. Neyse.bos vereyim mi ?bati dan bir sey ümit etmek mi?????yok canim Ben benim Ben benim neyse sevgi ve saygilarimla.NE MUTLU BÜYÜK TÜRK MILLETININ HIZMETINDE OLANLARA.TANRI TÜRKÜ YALNIZ KORUMASIN AYNI ZAMANDA YÜCELTSIN
Konuyu ACIK BIR SEKILDE VE HERKEZON ANLIYACAGI SEKILDE YAUMISSINIZ. COK TESEKKÜR EDERIM.BIZE BUNLARDAN HIC BIR YARDIM GELMEZ,UNUTALIM. INGILTERE ABye üye oldugu zaman bu gecici diye birilerine söyledim. Inanmadi ve lar. Ingiliz kadini idi.öylr ya Ben kimim? Gariban 3 fakülte mezunu almanyaya Para kazanmak icin gelmemis bir türkiye sevdalisi gönül dostu NAIBLERIM HAYAT da degiller. Neyse.bos vereyim mi ?bati dan bir sey ümit etmek mi?????yok canim Ben benim Ben benim neyse sevgi ve saygilarimla.NE MUTLU BÜYÜK TÜRK MILLETININ HIZMETINDE OLANLARA.TANRI TÜRKÜ YALNIZ KORUMASIN AYNI ZAMANDA YÜCELTSIN