Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 22 Kasım 2023
Milletler ve devletler hem geleneklerine hem de geçmişine ve geleneksel özel kurumların tarihine gereken önemi verirler. Devletlerin kuruluş veya bir işgalden kurtuluş yıldönümü zaten milli bayramlar olarak kutlanmaktadır. Milli bayramların dışında meclis, üniversite kuruluşu, şehirlerin kurtuluşu vb. de yine önemli etkinliklerle kutlanmaktadır.
Türklerde devlet geleneği MÖ 200 yıllarında Mete Han dönemine kadar uzanmaktadır. Bazıları bunu daha da geçmişe uzatabilmektedir. Mete Han döneminde her ne kadar süreklilik içerisinde bir silahlı kuvvetler (ordu) yok idiyse de çatışma veya savaş zamanı tüm Türkler işlerini bırakıp kılıç ve yay kuşanır, genellikle de atlarıyla birlikte hükümdarın emrine girerlerdi. İşte bu sebeple Türkiye’de Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın kuruluşu Mete Han’a kadar uzatılmaktadır. Deniz Kuvvetleri ile Hava Kuvvetlerinin kuruluşları çok daha sonradır.
Bu üç kuvvetin harp okulları içerisinde 1773’te ilk kez Tersane Hendesehanesi adıyla kurulan Deniz Harp Okulu’dur. Kara Harp Okulu 1834 yılında “Mekteb-i Ulûm-ı Harbiyye” adıyla, Hava Harp Okulu da Temmuz 1912’de İstanbul’da kurulan Yeşilköy Hava Okulunu milat almaktadır. 18 Kasım’da 250’nci kuruluş yıldönümünü Heybeliada tesislerinde kutladığımız Deniz Harp Okulumuzda, bazı anılarımızı ve bu yılki kutlamalara düşen hüznü de hatırlatma ihtiyacını duyduk.
Deniz Harp Okulumuzdan Bazı Hatıralar ve Bir İadei İtibar Meselesi
1968 yılında Deniz Lisesi’ne, ardından 1971’de Deniz Harp Okulu’nda eğitime başlayan, 1968-1974 döneminde her iki deniz okulunu peş peşe okuyanlar tarihin önemli değişimlerinden de etkilendiler. 1970’li ve 1980’li yıllarda Türkiye adeta kabuk değişim sürecindeydi. 1960 İhtilali’ne katkı sağlayamayan Deniz Harp Okulu’nda güçlü bir grup o dönemde “Devrimci” adı altındaki bazı gruplarla yakınlaşmışlardı. İçlerinde subay çıktıktan sonra yakınlaştıkları Deniz Lisesi öğrencilerinden etkilenenler oldukça fazlaydı. Türkiye’nin o çalkantılı döneminde 1969’da deniz teğmenlerinin “69 Teğmen Bildirisi”, 1971’de 12 Mart Muhtırası gibi gelişmeler yaşanmış, her iki deniz okulundan da çok sayıda öğrenci uzaklaştırılmıştı.
Okuldakiler için ise oldukça zor günler birbirini kovalamıştı. Zengin kütüphanede önce Rus klasiklerinin, ardından tüm romanların okunması, kantinde de ‘solcu’ gazetelerin satılması yasaklandı. Adeta bir cendereyi andıran o dönemimizde içerisinde nadir de olsa iyi olaylar da yaşanıyordu. Bunlardan biri, 1973 yılında Deniz Harp Okulu’nun 200’ncü kuruluş yıldönümü etkinlikleriydi. Dünyanın 14 ülkesinden, çoğu okul gemisi veya muharip gemilerle kutlamaya katılan yabancı deniz harp okullu öğrenciler vardı. O zamanlar bildiğimiz halde konuşmakta sıkıntı ve mahcubiyet çektiğimiz İngilizce dilini ilk iki günde patlatıvermiştik…
Bizden önceki büyük sınıflar okulu bitirdikten sonra okul gemisi Savarona ile yaklaşık bir ay süreyle genellikle Akdeniz’deki limanları kapsayan “okul gezisine” çıkmışlardı. Bizim sınıf da 1974’te öğretim tamamlandıktan sonra 22 Temmuz’da Savarona ile yurtdışı seyrine çıkacaktı. Büyüklerimizden temin edebildiğimiz dövizleri alarak hazırlanmıştık, ancak 20 Temmuz’da Kıbrıs Barış Harekatı çıkınca hayal sona erdi. Üstelik seyir yerine, karacı piyade öğretmeni albayımızın Heybeliada çamları arasında “tanktan savunma” derslerine mahkum olmuştuk…
FETÖ Darbe girişimi sonrası Deniz Harp Okulu kutlamaları daha sönük geçiyor. Çünkü Milli Savunma Üniversitesi’ne bağlanan harp okullarında daha önceki geleneklerin uygulanmasında bazı sıkıntılar vardı. Bir de Montrö Sözleşmesi ve imam kıyafetli amiral sebebiyle bildiri yayınladıkları gerekçesiyle haklarında dava açılan ama beraat eden 104 emekli amiralin, dönemin Milli Savunma Bakanı’nın “orduevlerine girmeme” idari cezasını protesto sebebiyle katılım yetersizdi. Emekli bir subay/komutanın askeri birliklerde hiçbir emredici gücü kalmaz.
Sonuç itibariyle sayın Milli Savunma Bakanımızca beraat de etmiş olan amirallerimize iade-i itibarın verilmesi emekli ve görevdekiler de dahil tüm Bahriyelileri sevindirecektir. Dileriz ki 251’nci ve sonraki yıldönümlerini daha büyük coşkularla kutlarız. Nice 250 yıllara Dz. H. O.
Ilk önce Deniz Harp Okulumuzun 250 nci kurulus yildönemini en samimi kalbi dileklerimle kutlarim. Her zamanki gibi bilimsel olarak aciklici bilgiler ile okuyuculari ve benide aydinlsttiniz icin tesekkür ederim. Kalin saglicakla. Ne mutlu büyük TÜRK milletinin hizmetinde olanlara.
Kesinlikle haklı tespitler ile mükemmel
Ilk önce Deniz Harp Okulumuzun 250 nci kurulus yildönemini en samimi kalbi dileklerimle kutlarim. Her zamanki gibi bilimsel olarak aciklici bilgiler ile okuyuculari ve benide aydinlsttiniz icin tesekkür ederim. Kalin saglicakla. Ne mutlu büyük TÜRK milletinin hizmetinde olanlara.