WOTTV E-DERGİ
DOLAR 34,1026 0.24%
EURO 38,1457 0.1%
ALTIN 2.874,391,62
BITCOIN 2149051-0,84%
Çin Mucizesi – 11: ABD – Çin Arasında Ticaret Savaşları

Çin Mucizesi – 11: ABD – Çin Arasında Ticaret Savaşları

22 Kasım 2023 11:46
Çin Mucizesi – 11: ABD – Çin Arasında Ticaret Savaşları
0

BEĞENDİM

Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 21 Kasım 2023

Çin, küresel anlamda enerji talebini karşılamayı ve ihracatını arttırmak maksadıyla başlattığı Kuşak-Yol projesi kapsamında 2014’te önce 40 milyar dolarlık bütçeyle Çinli şirketlerin ağırlıklı olarak Orta Asya ve ASEAN ülkelerinde yatırımlarda yer alacaklarını açıkladı. Bu açılımla birlikte Çin ekonomisi neredeyse ticaret yaptığı tüm ülkelere karşı fazla vermeye başladı. Çin’in giderek artan küresel güç tehdidi karşısında ABD petrol şirketi Unocal’ın 2005’teki satışında Çin 18 milyar dolar ile en yüksek teklifi vermişse de, kamuoyu baskısı nedeniyle satıştan vazgeçilmiş, daha düşük fiyatla Amerikan Chevron’a satılmıştı. Zamanla, Çin Mucizesi’nin başlangıcında bu ülkeye üşüşerek ekonomik gelişimine firmalarıyla katkı veren ABD bile uçurum derecesinde açık verince Çin hedefe oturtuldu.

ABD’nin Çin ile Başlattığı Ticaret Savaşları

Obama döneminde ABD’nin kamu borcu 20 trilyon doları geçerken, Çin’e karşı ticaret açığı da giderek büyümekteydi. Obama 2009’daki Çin ziyaretinde Yuan’ın düşük değerinin yükseltilmesini istemiş ancak kabul edilmemişti. Seçim propagandaları sırasında Obama ve Demokratları kamı borcunu arttırmakla suçlayan Halefi Trump, 2018 yılı başlarında Çin’e karşı adı “Ticaret Savaşları” olarak konan değişik bir mücadeleyi başlattı. Çünkü ABD’nin Çin’e 120 milyar dolarlık ihracatına karşılık Çin’den 540 milyar dolarlık ithalatı vardı. 440 milyar dolarlık bu açık incelendiğinde ABD’nin Çin’den satın aldıkları kalemler içerisinde bilgisayar, cep telefonu ve çip ağırlıklı teknolojik ürünlerdi. O dönemde Çin, ABD’nin kamu borcunun %28’ine sahipti.

‘Önce Amerika’ (America first!) politikasının yansıtıldığı ticaret anlayışına da ters olan bu husus üzerine Trump, Ulusal Güvenlik Yasası’nı gerekçe göstererek, Mart 2018’de çelik ithalatında %25, alüminyumda %10 ek gümrük vergisi uygulanacağını açıkladı. 20 gün sonra Çin, 3 milyar dolarlık ABD ürününe %25 gümrük vergisi uygulayacağını açıkladı. Temmuz 2018’de ABD 34 milyar dolarlık Çin ürününe %25 gümrük vergisi uygulayınca aynı gün Çin de Çin, 34 milyar dolarlık ABD ürününe %25 gümrük vergisi uyguladı. Bu çekişme ABD’nin her hareketine Çin’in de karşılık vermesiyle devam etti.

ABD bu “Ticaret Savaşları” ile Çin’e telekomünikasyon, havacılık, yapay zeka alanlarında koyduğu ek vergi koyarak Çin’in büyüme hızını yavaşlatmak istemişti. ABD ayrıca NAFTA, Trans Pasifik Ortaklık gibi ticaret üstünlüğünü Çin’e vermeme hedefi güden bu ortaklıklardan bile ayrılarak sanayi sektörünü koruyabileceğini değerlendirmişti.

Trump’ın tarife artırımına yönelik belirttiği gerekçelerinden biri, Çin’in ABD’den almayı vaat ettiği 5 milyon ton soya alımı sözünü tutmayışı olmuştu. Çin para birimi Yuan’ın son 11 yılın en düşük düzeyine gerilemesiyle ABD, Pekin yönetimini kur manipülatörü olarak ilan etmiştir. Çin Merkez Bankası, ABD yönetiminin Çin’i bu şekilde suçlamasının uluslararası ticaret kurallarının ihlali olduğunu belirtmiş ve Çin yönetimi, ABD ile soya alımına yönelik ilişkilerini keseceğini beyan etmiştir. Çin’in, ‘Çin Malı 2025’ programında açıkladığı katma değeri yüksek yenilikçi ürünlerle dünya liderliğini hedeflemesi, Trump’ı endişelendirmekteydi. Ancak Çin’in, durgun bir ekonomi ve pahalı bir Yuan karşısında rejimin bekası için endişeye kapılıp yüksek teknolojiye geçişini ertelemesi, ABD’nin işini kolaylaştırabilirdi.

Çin’in bu sert söylemine istinaden Trump, uygulayacağını belirttiği gümrük tarifelerini 2019’da Eylül’den Aralık ayına erteledi. İki ülke arasındaki gerginlik küresel ekonomik büyümeyi baskılamış, IMF 2019 tahminlerini eksi yönde yenilemek zorunda kalmıştı. Konfüçyüs öğretili devlet geleneğine sahip Çin’in, bekle gör politikası sayesinde ABD’ye nazaran daha etkin diplomasi uygulaması, ticaret savaşlarını askeri savaşa dönüştürtmedi. Ama huzur da gelmedi!

Yükselen Çin’in ABD’yi korkutmasıyla başlayan gerilim, Antik Yunan’da Atina – Isparta savaşına kadar uzanan gelişmeleri hatırlatan ‘Tukidides Tuzağı’ kavramını hatırlatmaktadır.

(Not: Yazı dizisi “Çin Mucizesi-12” ile devam edecektir.)

celalettin yavuz
Celalettin Yavuz

Güvenlik Politikaları Uzmanı Lisans ve Y. Lisans öğrenimini Milli Savunma Üniversitesinde (Deniz Harp Okulu – 1974; Deniz Harp Enstitüsü-1983) tamamladı. Daha sonra Silahlı Kuvvetler Akademisi öğrenimi (1985-86) gördü ve “Irak’ın Geleceği” ile ilgili bitirme tezini yazdı. 1989-1991 döneminde Führungsakademie (Hamburg/Almanya) 2 yıllık Güvenlik Politikası-Strateji-Stratejik İstihbarat-Jeopolitik, Askeri Tarih eğitimi aldı. “İstanbul Boğazı’nın Karadeniz Sahildarı Ülkeler Üzerindeki Jeopolitik ve Stratejik Etkileri” (Almanca) başlıklı mezuniyet tezini yazdı. Genelkurmay Personel Başkanlığı’nda görevli iken Kıbrıs Barış Harekâtı’nın madalya ve taltif projesini gerçekleştirdi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı karargâhında NATO Planlama direktifleri ve kuvvet plan çalışmaları üzerinde çalıştı. Ayrıca bir yıl boyunca Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Toplantı Dosyasını hazırladı. Ege'de gerilimli 1980'li ve 1990'lı yıllarda 2 ayrı geminin komutanlıklarını yaptı. 1994-1997 döneminde Almanya'da Deniz Ataşeliği sırasında Deniz Ataşe Birliği'nin başkanlığına (doyen) ve 143 kişilik Askeri Ataşeler Birliği'nin Yönetim Kuruluna seçildi. Daha sonra Mersin’de Karakol ve Çıkarma Gemileri Komodorluğu’nun ardından Genelkurmay Yunanistan Kıbrıs Dairesinde Yunanistan Şube Müdürü iken “Türk-Yunan Ege’de Güven Arttırıcı Önlemler Paketi” projesinin (Ocak 2000) yöneticiliğini yaptı. Türk-Yunan sorunları üzerinde General-Amiral Oryantasyon Kursu, Harp Akademileri, Milli Güvenlik Akademisi ve TSK İstihbarat Okulu'nda dersler veren Yavuz, Deniz Harp Okulu Dekanı olduğu 2001-2003 döneminde "Denizcilik Tarihi-Deniz Stratejisi", "Askeri Strateji" ve "Liderlik" dersleri verdi. 1994’te Dr., 2002’de Doç.Dr. olan Yavuz, Milli Güvenlik Akademisi öğretim üyesi iken 30 Mart 2004’te istekle emekli oldu ve BİLKENT Üniversitesi’ne ilaveten Milli Güvenlik Akademisi’nde Türk-Yunan Sorunları, Suriye, Ortadoğu, Terörle Mücadele dersleri, 2012’de Prof.Dr. olduktan sonra da Atılım Üniversitesi’nde (2012-2013) ve Kara Harp Okulu Savunma Bilimleri Enstitüsünde (2013 Bahar) Y. Lisans ve Doktora, Ufuk ve Başkent üniversitelerinde lisans dersleri verdi. 2022 yılı başlarında adı Topkapı Üniversitesi olarak değiştirilen “Ayvansaray Üniversitesi”nde İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nin kurucu dekanlığını yapan, fakülteyi 16 bölüme çıkartan Prof.Dr. Yavuz, “İstihbarat, Strateji ve Terörizm/Avrupa'da Terör Örgütleri” gibi 3 farklı konuda sertifika dersleri yanında İstanbul Topkapı Üniversitesi’nde lisans ve Y. Lisans dersleri verdi. Güvenlik Bilimleri ve Uygulamaları Y. Lisans programının kurucu ABD Başkanlığını Eylül 2022’ye kadar sürdürerek “Küresel Güvenlik Stratejileri” üzerine sertifika programı hazırladı. Mayıs 2020 ayında uluslararası sempozyum düzenledi ve bizzat sunum yaptı. Milli Savunma Üniversitesi’nde (Harp Akademileri) 2019 yılından beri “Dış Politika Analizi” ile “Küresel Güvenlik Stratejileri” başlıklı ders verdi. Genelkurmay SAREM “Dış Uzman”lık (2003-2010), Türk Askeri Tarih Kurulu (TATK) Genel Kurul üyeliği (1999-2007), Gnkur. Atatürk Araştırma ve Eğitim Merkezi “ATAREM” Genel Kurul Kurucu Üyeliği (1999-2007), Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim/Öğretim Kurulu üyeliği (2001-2003), Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) “Strateji” Grubu üyeliği (2005-2011), Türk Ocakları Genel Merkezi Hars Heyeti (en üst düzeydeki kültür kurulu) üyeliği (2004-2010), TÜRKSAM düşünce kuruluşunun Kurucu Başkan Yardımcısı ve Terör Bölümü Başkanlığı (2008-2012) yapan Prof.Dr. Yavuz, pek çok süreli yayının yayın ve hakem kurullarında yer almaktadır. Almanca ve İngilizce bilen Prof.Dr. Yavuz’un “Güvenlik politikaları, Askeri Tarih/Strateji, İstihbarat, Ortadoğu, çevre ülkeler, terörle mücadele, bölgesel-küresel sorunlar, küresel güvenlik stratejileri ve Deniz Tarihi konularında, çoğu müstakilen yazılmış 30’un üzerinde kitabı ve süreli dergilerde yazılmış çok sayıda makalesi mevcuttur. Halen Anadolu Ajansı ve Yeni Şafak gazetesinin “Düşünce Günlüğü” bölümünde her ay “Bölgesel ve Küresel Güvenlik Politikaları” üzerine analizleri yayınlanan Yavuz’un son dönemde Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE)’de konferansları, sitesinde yazıları yayınlanmakta olup, gene son zamanlarda Devlet Dergisi ve Türk Yurdu dergilerinde de yazıları yayınlanmaktadır. Ayrıca, Eylül 2022’den itibaren TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu’nda haftada bir gün “Mavi Vatan” adlı bir programın yapımcılığını (ve yorumculuğunu) yapmaktadır. Ankara’da ikame eden Prof.Dr. Yavuz, evli, iki çocuk babası olup Almanca ve İngilizce bilmektedir.

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.