Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 12 Eylül 2024
Bu Eylülün 11’nde “saldırılamaz” denilen ABD’ye küresel terör örgütü el-Kaide tarafından gerçekleştirilen “11 Eylül Küresel Terör Olayları”nın 23’ncü yıldönümüydü. Olay üzerine “ABD’nin karizmasını çizildiği” söylendi. Ancak bugün geçmişe bakınca 11 Eylül’ün başta Ortadoğu olmak üzere İslam ülkelerinin kabusuna dönüştüğü anlaşılarak bu konu ele alındı.
11 Eylül Sonrası “Unutulan” Gelişmeler
Olayın üzerinden kısa bir süre geçtikten sonra ABD’nin teklifi üzerine tüm uluslararası havaalanlarında olağanüstü güvenlik önlemleri alındı. Benzer hususlar deniz taşımacılığı ve seyri sefain konusunda da alındı. Gemilerde çalışan süvariden lostromoya kadar tüm gemi adamlarının eğitim sistemi yeniden düzenlendi. Küresel terörle mücadele bağlamında deniz ticaret yollarının kritik noktalarında uluslararası daimi karakollar tesis edildi. Bunlardan ilki Doğu Akdeniz’de NATO ülkelerinin kurduğu “Aktif Çaba” (Active Edge) iken, Karadeniz’de sadece kıyıdaş ülkelerce benzer bir oluşuma gidildi.
ABD, 1996 yılından beri iktidarda olan Afganistan’ın Taliban yönetimine el-Kaide elebaşısı Bin Laden’i teslim ederek, el-Kaide terör örgütüne verdiği desteği kesmesi için ültimatom verdi. Ancak kabul görmeyince 2001 yılı sonlarında Afganistan’a asker indirdi. ABD’yi Avrupa’daki müttefikleri, Avustralya ve Y. Zelanda bile izledi. Taliban iktidarı bırakırken, uzun süren bir direniş savaşı başlattı. Bu arada Afganistan’da NATO’nun bir birliği de görev aldı. Afganistan’a asker gönderen ülkeler arasındaki Türkiye, yol, köprü, okul vb inşa hizmetleri için bir istihkam birliği göndermişti. Yani Türk askerleri Taliban güçleri ile fiilen çarpışmıyordu.
ABD, Ağustos 2021’de Afganistan’ı sürpriz bir acelecilikle boşaltırken destek veren müttefiklerini oldukça şaşırttı. Sonuçta Afganistan’dan binlerce kişi “ABD yandaşı” olduğu gerekçesiyle Taliban yönetimince cezalandırılmamak için yurt dışına kaçarken bir kısmı Türkiye’ye sığındı. Afganistan darmadağın olurken, Afgan sığınmacılar sebebiyle İran ve Türkiye de olumsuz etkilendi.
ABD, 2003’te yönünü Irak’a çevirdi. Kitle imha silahları bulunduğunu ve el-Kaide’yi desteklediğini ileri sürerek Fransa ve Almanya gibi müttefiklerinin ısrarına rağmen Irak’a girdi. Irak’ta tüm müze ve tarihi objeler yağmalanırken, ABD askerlerinin esir Iraklılara karşı insanlık dışı işkenceleri ortaya çıktı. “Irak’a özgürlük!” harekatı sonucunda Saddam gitti ama Irak halkının başı göğe ermedi, aksine Saddam dönemini mumla aratan karmaşık sistem yanında rüşvet, yolsuzluk ve akıl almaz pahalılık, dünyanın en zengin petrol yataklarına sahip Irak halkını perişan etti.
El-Kaide ve türevleri ile Musul adeta yerle bir olurken, ülke ABD ve İran arasında bir asimetrik savaş alanı haline geldi. 1999’da elebaşısı yakalanıp yargılanan ve Türkiye’yi terk eden PKK terörü tam da bitti denirken, bu müdahale ile küllerinden yeniden doğdu. Irak’ın kuzeyinde Kürt Bölgesel Yönetimi kurularak devletleşme yolunda ilk adımlar atıldı.
Irak işgali sırasında ABD’nin ortaya attığı ve “ABD dostu” bazı liderlerinin bodoslama eşbaşkanlığını sahiplendiği “Büyük Ortadoğu Projesi”nin, “demokrasi” projesi değil aksine İslam ülkelerini parçalama, İsrail’in varlığını pekiştirme maksatlı olduğu anlaşıldı. Devamında da “Arap Baharı” adı altında İslam ülkeleri yeni bir girdaba sokulmaya çalışıldı. Tunus gibi Mısır’da da istikrar bozuldu. Libya, tarihinin en büyük faciasını yaşadı. Suriye’de direnç gösteren Beşşar Esad yönetimi tam da pes edecek iken Eylül 2015 sonlarında Rusya’nın füze destekli ataklarıyla ipten alındı. Suriyeli sığınmacılar komşu ülkelerden ağırlıklı olarak Türkiye, Ürdün ve Lübnan’a sığınırken, bu ülkelerin ekonomisi ve sosyolojisini olumsuz etkilediler.
Sonuçta Suriye ile Arap Birliği’nin; Türkiye ile Mısır, S. Arabistan ve Körfez Ülkeleri; İran-Körfez Ülkeleri ilişkileri bozuldu. Bu esnada İsrail Filistin’de istediğini yaparken, İslam ülkeleri darmadağındı. Arap Baharı’nın benzeri oyunlar “BOP’un Eşbaşkanlığına soyunan” Türkiye’de de “Gezi” ve 15 Temmuz FETÖ darbe girişimiyle sahneye kondu. Siz ne dersiniz?